• sig sauer p365 model bir tanesini, yaklaşık bir buçuk ay önce satın aldığım alet.

    sokaklar artık tehlikeli. caydırıcı güç olarak satın aldım. kolluk güçleriyle papaz olmamak için, üzerinde silahın seri numarası yazan nakil belgesi ve adıma düzenlenmiş faturasıyla birlikte, kapalı kılıfının içinde, şarjör dolu fakat co2 tüpü takılı olmayacak şekilde, çantamın bir gözünde taşıyorum.

    evde canım sıkıldığında da arada sırada atış yapıyorum. aşırı eğlenceli bir alet. ateşli silah kullanımına karşı çok ciddi önyargıları olan biri olarak bana silahları sevdirdi, öyle söyleyebilirim. atış yapılmasa dahi, alıp sökmek, temizlemek, yağlayıp kurcalamak falan başlı başına keyifli bir uğraş.

    diğer yandan da, kendini bilmezin, itin serserinin, çoluk çocuğun elinde de tehlikeli bir alet. bazı yazarların dediği gibi satışı ile ilgili bazı düzenlemeler yapılması gerekli olabilir. şu anki regülasyona göre, satın alırken kimlik fotokopisi/fotoğrafı beyan ediyorsunuz. satıcı emniyetten bir nakil belgesi çıkartıp silahı size satıyor, alıp gidiyorsunuz. sabıkam yok, eğer olsaydı satışa engel bir durum yaratır mıydı bilmiyorum.

    satın alırken amaç belirlemek çok önemli. yanımda taşımak istediğim için subcompact bir model tercih ettim. umarım kullanmak zorunda kalmam ama kullandığımda karşımdakinin canını yakması ve kısa sürede durdurması önemli olduğu için çelik bilye atması önemliydi. paraşüt saçmalar ile çok çok daha isabetli atış yapılabiliyor ancak bunların durdurucu gücü daha az. bunlar haricinde sabit mekanizmalı ve sürgüsü hareketli modelleri var. gerçekçilik aranıyorsa blowback denen hareketli sürgülü modeller tercih edilmeli. ancak atış sırasında ortaya çıkan basıncın bir kısmı sürgü hareketine harcandığı için, blowback modellerde saçmanın çıkış gücü nispeten azalıyor. sabit mekanizmalı modellerde ise çıkış gücü nispeten fazla olsa bile tetik mecburen çift hareketli oluyor. tetiğe bastığınızda silahı hem kurup hem ateşlediğiniz için daha fazla kuvvete ihtiyaç duyuyorsunuz ve eliniz titreyip nişan hattını kolayca bozuyor.

    kısacası bir sürü teknik detay ve seçim kriteri var bu meretlerin. aşağıya faydalı bir youtube kanalı linki bırakıyorum, meraklısı açıp bakabilir. silah deneyim videolarının yanı sıra teknik videoları da var bu abinin. tavsiye ederim.

    andy's airgun reviews;
    https://youtube.com/c/aaronair

    --- ---

    2 yıl sonra gelen edit;
    bu entry sebebiyle 2 yıldır bolca mesaj aldım. ne alayım, nasıl alayım, nasıl kullanayım gibilerinden pek çok soru soran oldu. 2 yıllık tecrübenin ardından buraya bir ek yapma zamanı geldi diye düşünüyorum. aslında biraz da bugün gelen bir mesaj buna vesile oldu. çünkü bu mesajı editlemeye üşeniyordum:) mesaj atan yazara gönderdiğim cevabı aşağıya aynen kopyalıyorum. yazının bundan sonraki kısmını da okuduktan sonra karar vermek çok daha iyi olacaktır.

    --- mesaj başlangıcı ---

    yaklaşık 1,5 sene yanımda taşıdım. hiç polis aramasına denk gelmediğim için problem olmadı. fakat bu aletleri avm'ye falan almazlar. kamu kurumlarını hiç saymıyorum bile. dolayısıyla bu tip yerlere giderken ya evde bırakacaksınız ya da arabada. ben hep bu şekilde kendimi ayarladım aktif olarak taşıdığım süreçte.

    deprem bölgesinde yaşamıyorum ama 6 şubat depremlerinden sonra da taşımayı bıraktım. deprem çantasına koydum. farkettim ki, deprem sonrasında eğer hayatta kalabilirsem daha çok işime yarayacak bir şey bu. zaten 1,5 senedir yanımda durmasına rağmen bir kez bile ihtiyacım olmamıştı. umarım bundan sonra da olmaz tabi ki... deprem çantasına koymamın bir diğer sebebi de alt paragrafta bahsedeceğim gibi, silahı atışa hazır hale getirme mevzusu.

    2 küsür yıllık tecrübem şunu gösterdi, bu aletin en işe yarayanı atışa en hızlı hale gelenidir. benim aldığım modelin tüpü bir alyan vasıtasıyla sıkılarak atışa hazır hale geliyor. 2-3 saniyelik bir operasyon olsa bile bu bir vakit kaybı. sürekli olarak co2 tüp atışa hazır halde taşırsak olmuyor. tüpü silaha koymak ama aktif hale getirmeden, yani gazı mekanizmaya aktarmadan taşımak gerekiyor uzun süreli kullanım için. diğer türlü, sürekli basınç altında kalan parçalar zamanla esneyip bozuluyor yada silahın verimini düşürüyor. atış yapmak için co2 tüpünü, verilen aparatlar yardımıyla delerek gazı mekanizmaya aktarmak gerek. benim silahımı baz alırsak, alyanı bul, yuvaya tak çevir derken kafaya sopayı yersiniz.

    şekle şemale aldanarak almıştım, küçük olduğu için daha rahat taşırım demiştim ama bunların hepsi önemsiz detaylar olarak karşıma çıktı belli bir tecrübeden sonra. size de tavsiyem, sırf glock diye o tip modelleri almayın. elinize aldığınızda cidden güzel hissettirir ama amaca çok da uygun değil bu aletler. ya da bir tane glock bir tane de amaca uygun silah alın. glock ile eğlenirsiniz, diğerini acil durumlarda kullanırsınız. mesela şu alet ideal; https://www.yabanavmalzemeleri.com/…-havali-tabanca

    bu aletin kabzasının altında bir pin var, fotoğraflardan görürsünüz zaten. silahı atışa hazır hale getirmek, bu pine sertçe vurmaktan ibaret. ilave olarak, daha kuvvetli atış yapabilen ve daha ağır bir bilye atan bir alet. vuracağınız nesneye çok daha fazla zarar verecektir.

    --- mesaj sonu ---
  • yıllar evvel balonculardan heveslenip heveslenip aldım bundan.
    kırlık alanda ota boka atmak için.
    ama o kırlık alan istanbul'a gelmedi bir türlü.
    o dönem bir mobilya fabrikasında idareciydim.
    ben de, arka tarafı 35-40 derece tabana doğru genişleyerek inen, alt tarafında haznesi olan bir hedef tahtası yaptırdıydım. çelik bilye buraya çarptı mı doğrudan bu hazneye düşüyordu, tehlikeli değildi o açıdan. tabii salak gibi dışarı atmazsan.
    hedef zamazingosunun ön taraftaki pencere kısmına da, o dönem hangi şöhretliye ve politikacıya uyuz oldumsa gazeteden kesip, geriyordum.
    yazıhanedeki masanın karşısındaki yüksekçe bir platforma, mekanizmalı hedef tahtamı koyup, pıt pıt pıt nişan alıp atıyordum.
    yazıhanenin bir yanında da şovale, üzerinde 35*50'lik tuval ya da mdf, üzerinde eksik kalmış bir resim olurdu.
    aynı zamanda evde sıkılmasın diye bir süre evdeki kargamı işe günübirlik taşıdığım sıralardı.
    adı garga'ydı.
    garga ayağımın altında dolanırken ben atış talimi yapar idim.
    bizim ustalar kapıyı çalar içeri dalarlardı.
    ben iki elimle masaya yapışmışım, nişan almışım tam, çenem kollarımın arasında.
    abi... derlerdi.
    bi dakka derdim.
    boşaltırdım bilyeleri.
    doğrulur, ne oldu (atıyorum) mustafa usta derdim.
    abi matkabım kömürü bitmiş.
    çekmecede yedek vardır hep. çıkartır verirdim. bu tip talepler.
    usta bu arada etrafa bakar, bi nişangah, bi tane adını bilmediği resim zamazingosu, akrilik boyalar etrafında, saçma bir desen, bi de orayı burayı gagalayan kara bir garga.
    o suratlarda hep bir şaşkınlık olurdu,
    bişey de soramazlardı
    çekinirlerdi.

    şundan emindim ama.
    işçiler arasında dedikodusu çok yapılmıştır.
    yapılsın varsın.
    bende de bu anısı kalsın.
  • pembiş balonlar sizi yanıltmasın arkadaşlar :)

    iki adet saçmayla sizi olduğunuz yere çökertecek silahlardır. denemeyle sabit. artık satışının yasaklanması gerekiyor.

    bacağınıza denk gelirse önce müthiş bir yanma hissi ve bir iki saniye sonra tamamen bacağı iptal olması, kasıklara yakın bölgeye gelirse etkisi daha da çok artar. bir adet bacağıma tüpü doluyken 4,5mm yaklaşık 7 metreten atış yapıldı. birkaç gün yürüyememiştim, sonra şişen yere tedavi uygulandı.

    göğüs bölgenizde kaburga kemiklerinize denk gelirse nefesinizi keser, olduğunuz yere yığılır kalırsınız. kollara dik şekilde gelirse özellikle omuz bölgesinden uzuv olarak komple iptal olur ve göğüse yine baskı yapar. karın bölgesinden vurulur iseniz çok büyük bir yanma hissedersiniz. yakın mesafeden atış ise muhtemelen bağırsak, mide ya da böbreklerinizi delmiştir ameliyat olmanız gereklidir. iç kanama geçiriyorsanız hayatınız ciddi anlamada tehlikededir. aynı zamanda kaburga kemiğini delerse kalp bölgesi isabetinde ölümcüldür.

    baş kısmında ağız bölgesine gelirse, dişlerinizi rahatlıkla kırar. delme gücü olarak şunu belirteyim, rahatlıkla çelik çaydanlığı delebiliyor. kafatasınızı delip beyninize çok ciddi zarar verir.

    normal tabancadan tek farkı, delme gücünün daha az olması ve kısmen çekirdeğinin daha küçük olmasıdır. ancak bu ölümcül olmadığı anlamına gelmiyor. ses çıkarmaması sebebiyle çok daha risklidir. ilkokul öğrencilerinin bile elinde sokakta görüyorum bazen ama kimsenin umursadığı yok.
  • asg steyr m9-a1 modeliyle sahip olduğum üründür.

    beklediğimden ağır ve güçlü geldi. keyifli bir oyuncak, gerçekçi de görünüyor. boş alanda biraz atış yaptık, puanlama kartlarıyla yarışmak keyifli.

    yalnız kartı ağaca asmıştık. 7 metre mesafeden attıklarımız ağaçtan bize geri sekebiliyordu gözlük gerçekten önemliymiş.
  • mantıklı düşünüp almamak lazım, kullanmamak lazım.

    (bkz: iftarı beklerken canı sıkılıp 2 çocuğu vuran adam)
  • metal bilye atan silahlar. arkadaşlardan biri odasına giren fareyi bu tip bir silahla öldürmüştü, yani bu tip araçlar epey kullanışlıdır.
  • akla yusuf dikeç'i getirir.
  • 10 metrede olimpik bir spor branşıdır kendisi. ayrıca 25 metrede yurt dışında silüet yarışmaları düzenlenir. edebiyle kullananın elinde bir spor aletiyken sonradan görme bir barzo tarafından suç aleti olarakta kullanılabilir. yivli namluya sahip olanları onlarca çeşit pellet (attığı mermi) ile balistik bilimine inceden giriş yapabilir. 500 tl'den 10 bin liralara kadar geniş bir fiyat-ürün yelpazesine sahiptir. marka vermeyeceğim arayan araştıran zaten bulur. son olarak kendisi bir savunma aleti değildir zira çekildiği anda siz 4,5-5,5 mmlik kurşunu 150 m/sn hızda adama atayım derken bir anda barutun gücünü arkasına alan 5-6 adet 9mm mermiye maruz kalabilirsiniz. sizi vuran adam da nefsi müdafadan ya hiç yatmaz yada kısa bir süre yatar çıkar.
  • atis egitimi icin en ideal alet. vucut pozisyonu, nefes, parmak vs egitimleri icin ucuz, nispeten tehlikesiz bir arac, atesli silahlara nispetle.
    musabakalar icin feinwerkbau marka olanlari tercih edilirdi. sacma icinde tercih edilen ozel bir marka var idi.
  • geçmiş yıllarda türk gençleri arasında inanılmaz moda olmuş bir spor silahı.
    kıçına bilmemne gazı dolu bir tüp sokularak çalışan modelleri en popüler olanlar idi.
    gerçeğe pek benzer imal edilen bu havalı tabancalar,aklı başında insanların yapması gerektiği gibi atış poligonlarında pleksiglas hedefler üzerinde değil; "kuş-kedi-kıl olunan arkadaş" üçlemesi üzerinde kullanılmışlardır.
    türkler,havalı tabanca üretmemiş,"ince memed" marka bakır mermiler atan, ortadan kırmalı havalı tüfekler üretmişlerdir.
hesabın var mı? giriş yap