• psikolojik anlamda çöküş yaşanıyorsa, olası bir durumdur. kalabalık içinde yalnız kalmak, insanlardan kaçmak, derin sabit bakışlar, dalmak, toparlanamamak, kimseyle konuşmak, görmek istememek, demode hissetmek vb. durumlar yaratır.
  • bir nevi doku uyuşmazlığıdır, uymayan doku vücut tarafından reddedilir, atılmaya çalışılır, o doku ölsün diye kendini bile öldürür hayat.hayat mı yoksa insan mı vücuttur kişiye göre değişir ama bi istememe durumu söz konusudur.o yüzden beğenmediğin dünyaya değiştiremezsin diye uyum sağlamaya çalışmakla vakit kaybetmemek gerekir, kafadan ben bu dünyayı değiştirecem demeli.böylelikle herkes kendi dünyasını yaratmaya çalışır, sonuçta insanlar dünya üzerinden silinir.bu sayede doğa rahatlar, kafasını dinler.işte doğa kendisine uyum sağlayamayan insanoğlunu böyle atar içinden. bu uğurda kendini bile yok etme riskini göze alabilir yeter ki kurtulsundur sonrası benden sonrası nuh tufanıdır (bkz: the day after tomorrow).küçük düşününce benzer olgular toplum ve bireye indirgeyerekte modellenebilir.ama küçük düşünmemek lazım.küçük düşünenin aklı fikri aganigide ya da arabasında veya tuttuğu takımda filan olur.oysa galatasaray şampiyon olacak bu sene, hiç kafa yormamak lazım bunlar için.
  • yıllar boyunca tanıdığın herkesin, her arkadaş takımının yanında kendini uzaylı gibi hissettiğinde, bir şekilde ortamda sakil durdurduğunu düşündüğünde ve hayatı da insanlar oluşturuyorsa eğer o zaman kendi durumuna verdiğin ad. hayata uyum sağlayamamış bireyler cehennemi bu dünyada yaşarlar. hayallerinde birilerinin yanında normal durmak vardır. ne fazla ne eksik..
  • özünde bir alien'lık barındıran insan söylemi.
    o uyum sağlayamadığın hayat değilim bebeğim, kapitalizmin, sistemin ta kendisi.

    yoksa insan yaşamak üzere yaratılmıştır.
  • hoş degildir. ya deli olursun ya ölü ve hep kaybedersin. yersen.
  • hak ettiğine inandığın ve yaşamayı hayal ettiğin şeyler hayatının içinde değil de kafanın içindeyse eğer kaçınılmaz sondur.
  • harikalar yaratıp da, hayatı kendine uyduramadığın müddetçe övünelecek, gurur duyalacak bir tarafı yoktur. hayatı kendine uydurmak muydurmak böyle bişiler de pek mümkün olmadığından telef olmak olarak da özetlenebilir bir vaziyet.
  • bozuk dünyanın bozuk düzeninden kaynaklanan sorunlardan biridir...

    feleğin çemberinden geçen tiplerden sevdiğim bir abim vardı zamanında, ona sormuştum ergen yaşlarda bu soruyu. cevap manidardı; dünya boktansa kendi dünyanda yaşayacaksın...
  • kalabalıklar içinde yalnızım tarzı cümelelere girişemeyeceğim emmi. o sizi kabullenmeyen topluma da ayrıca soksunlar. keşke benim derdim de bu olsa sadece. şu hayata resmen yaşamamak üzerine gönderilmiş elerjik bir bedene sahibim. sahip olduğum tek şey bu, işe bak. ve şu saniyelerde acı içerisindeyim. al işte annem bugün eve gelmeyeceğim diye çamaşır asmış içeri. ne kadar havalandırsak da o deterjan denen nanenin kokusu bile 3 yıl radyasyona maruz kalmış etkisi yaratıyor bende. istanbul'un en sevmediğim yanı kestaneciler. ulan insan kestane kokusunu alınca nefesi kesilir mi? benim kesiliyor. kaçınızın anası çamaşırları sizden gizli asıyor? bilemiyorum içinizde oda parfümü sıkılınca gözleri şişip başı ağrıyan var mı ama bence çok da şey yapmayın. nefes alamıyorum lan. bence denim derdim hepinizi döver.
  • (bkz: sosyal fobi)
hesabın var mı? giriş yap