• abartılı bir mutluluk beklentisine sahip olan ve mutluluğun yalnızca romantik bir birliktelikle olabileceğine şartlanmış kişidir.

    oysa schoppenhauer'in de dediği gibi, hayatın doğal hali zaten sıkıntı ile acı arasında gidip gelir. sağlıklı iseniz, karnınız toksa, bir barınağınız varsa, ağrı filan çekmiyorsanız ve geçiminizi sağlıyorsanız aslında siz mutlusunuzdur. dünyanın doğal hali zaten birçok tehlike ve acıyı barındırır. bunlardan korunmuş olarak bir gün bile geçirmişseniz akşam evinizde mutlu olmanız gerekir. hatta eğer severek yaptığınız bir işiniz varsa, başkalarından üstün bir konumda bile sayılırsınız, çünkü insanların çoğu işlerinde sıkılarak çalışır. üstüne bir de hayatınıza anlam veren ilgi alanlarınız, hobileriniz varsa siz olmuşsunuzdur.

    ama çocukluğumuzdan itibaren toplum bizi öyle bir romantik mutluluk hayaline şartlandırıyor ki, gençlikte hepimiz büyük aşklar, süper maceralar filan yaşama beklentisine giriyoruz. sonra bunlar gerçekleşmeyince de "hayatımın hiçbir döneminde mutlu olmadım" diye hayatın değerini bilmeden boşa harcıyoruz. aslında o romantik mutluluklar uyuşturucu almak gibi geçici heyecanlar sağlıyor, çünkü insan beyninin kimyasını benzer biçimde etkiliyor. bu nedenle de en büyük aşk bile birkaç ayda soğuyup, birkaç yılda alışkanlığa dönüşüyor. çünkü bize satılan "happily ever after" sahte bir hayal ve dinler ile muhafazakar toplumların empoze ettiği tek eşlilik safsatasının üzeri şekerle kaplanmış hali.

    gerçek mutluluğun anahtarı ise hayatınızın merkezine kendinizi koymak ve her anın, her günün değerini bilmekten geçiyor. bu anları yaşarken yanınızda paylaşacak biri varsa ne ala. ama tek başınıza yaşadığınız anlar asla değersiz değil. kendinize değer katması için bir başkasının hayatınıza girmesini beklemeyin. siz yalnızken de değerlisiniz, kendiniz için yaşayın.
  • kendini masturbasyon, oyun, şeker vs. ile tatmin eder.
  • başlığı görünce bir an korkup "of bu benim galiba" diye düşündüm ancak sonrasında kendime haksızlık ettiğimi fark ettim. evet çok fazla mutsuz oldum belki, belki hak etmediğim kadar üzüldüm ama sonuçta mutlu olduğum zamanlarım da vardı. bence herkesin mutlu olduğu zamanlar vardır ama sadece geri kalan karanlık duygular onları hatırlamanıza engel oluyordur. o yüzden onları ortaya çıkarmaya çalışmanız kendinizi daha mutlu hissetmenize sebep olacaktır. sonuçta denemekten zarar gelmez.
  • (bkz: sen kaç beni tanıdılar)

    kronik mutsuzum. artık bağımlılık yapmış. en iyi günümde bile mutsuz olacak birşeyler bulurum. bak mesela sabahtan beri başım ağrıyordu. az önce geçti. tam mutlu olmaya başlamıştım, bu başlığı gördüm ve geri mutsuz oldum.

    (bkz: yaralıyım dertliyim doğuştan kederliyim)
  • bizim nesli bilmem ama gelecek nesillerin çoğunluğu için kullanılabilecek söz öbeğidir. o kadar sahte o kadar yalan bir hayat yaşanıyor ki sormayın. sevgileri, nefretleri, dostlukları, düşmanlıkları, sohbetleri, her şeyleri yalan ve geçici. sabır diliyorum.
  • mutluluk uçsuz bucaksız ormanlardadır,
    bomboş sahillerdeki coşkudadır.
    insan elinin değmediği bir yerdedir,
    denizin diplerinde ve gürlemesindedir.
    insanları severim, ama doğayı daha çok severim. lord byron
  • hele bir de mutsuz da olamadıysa işte o zaman tam sıçtı. anladın mı?
  • çocukluğunda mutlu olmamış insandır. hayatın bütün diğer bölümleri, çocukluğun birer yansımasıdır.
  • benim bu. çocukluğumda bile mutsuzdum. ancak çok da şikayet etmiyorum. çünkü bu sayede dinamik oldum, araştırdım, yeni şeyler keşfettim. maddi yönden kuvvetlendim. ama işin kötüsü hala mutsuzum. hala!!!
  • hep mutluyken bir anda cikmaza ve mutsuzluga dusenden daha iyi durumda sayilabilir.
hesabın var mı? giriş yap