• ilk oyunda çok iyi ve çok kötü yapılan şeyler vardı. kötü diyeceğim şey kesinlikle aksiyon değil.

    "aksiyonu iyiydi siz niye beğenmiyorsunuz" tabi ki demeyeceğim ama senua bir aksiyon oyunu değil. bunu anlamak lazım önce. gelen yaratıklarla savaş hem oyunun ağır temposunu biraz olsun hareketlendirmek, hem de o ses ve atmosferde hepten sıyırmanızı engellemekti. özellikle kulaklıkla oynayınca (bu oyunu asla hoparlör ile oynamak gibi bir salaklık yapmayın bu arada) sesler ve atmosfer sizi öyle bir gömüyordu ki arada bir tenefüs gibi önünüzde duran işin bir oyun olduğunu hatırlamanız gerektiği için savaş işi vardı. yani kestiğimiz yaratıklar olmasa muhtemelen oyunun bir yerlerinde "of acayip boğuldum" diyip oyunu bırakırdık.

    dolayısıyla bu oyundan da aksiyon anlamında farklı bir şey beklemiyorum. bu atmosfer ile akıcı bir de aksiyon istemez miydim? tabi ki isterdim ama oyunu yapan insanların o motivasyonda olduğunu hiç sanmıyorum.

    e peki ilk oyunun problemi neydi?

    kesinlikle tempoydu.

    tempo çok düşüktü falan demeye çalışmıyorum. oyun ilk başında zaten çok orijinal bir fikirle ortaya çıktığından sizi yamultuyor. hiç birimiz böyle bir şey görmemiştik, duymamıştık daha önce. atmosfere sizi ses ile çeken bir oyun. bir şizofrenin iç dünyasını duyduğu seslerle size yaşatma fikri inanılmaz orijinal bunu kabul edelim.

    harika bir şekilde oyuna başlıyoruz. oyunun mekaniklerini anlamaya çalıştığımız sekanslar da oldukça başarılı. anladığımız an yavaş yavaş tempo düşüyor ama bu büyük bir problem değil. her oyunda olabilecek bir şey. oyun zaten sizi içine almış. bir kaç saat temposuz ilerlemesi o kadar da rahatsız etmedi beni.

    ardından üstüste başyapıt seviyesinde bölümler geliyor. şimdi tam kaçıncı saati falan hatırlayamıyorum çok oldu oynayalı ama cehennemde gezdiğimiz bölüm, hiç bir şey görmeden sadece sesler ile ilerlediğimiz bölüm falan tam anlamıyla başyapıt. bu bölümlerde tempo da, oynadığımız oyundan aldığımız keyif de arşa çıkıyor.

    aha sorun burada başlıyordu ilk oyunda.

    mükemmel bölümlerden sonra oyunun son 2-3 saati oyun deyim yerindeyse başa dönüyor. temposu düşüyor. bölüm tasarımları biraz önce gördüklerimizden sonra çok yavan geliyor vs. aha işte o saatten sonra ilk oyunu sadece bitirmek için oynadığımı hatırlıyorum. hele son bölümde artık lütfen bit çok sıkıldım dediğimi çok net hatırlıyorum.

    kısacası oyunun temposu çok önemli. ilk oyunda bu biraz eksikti.

    en ideal oyunun kurgusu şöyle olmalı:

    çok ilgi çekici bir giriş sekansı oluşturulmalı. böylelikle oyuncu bir an önce işin içine kendini atabilmeli. sonrasında biraz tempo düşebilir. buna bir itirazım yok. giriş çok iyi olacak. play station exc. oyunlarında bunun en iyi örneklerini görebilirsiniz. god of war'ın bir açılış saati vardır, oyun bir daha o tempoya asla erişmez. sizi direkt olarak hikayenin içine çeker ilk boss fight ile, sonrasında ise o gördüklerinize benzer bir şeyler daha oynayabilir miyim acaba diye oyunun sonuna kadar gidersiniz.

    girişten sonra tempo biraz düşse de olur demiştik. bu oyunun hikayesinin demlenme zamanı. bu kısımda oyunda artık ustalaşmalıyız hafif hafif.

    sonlarına doğru da epik bölümler olmalı ve bu bölümler bittikten hemen sonra veya üstüne çok fazla vakit geçirmeden oyun bitmeli.

    aha işte ilk oyunda bu eksikti. sen oyuncuyu cehennemde dolaştırıp, zifiri karanlıkta tamamen duyduğu ses göre hareket ettirip ardından tekrar oyunun başındaki gibi bir coğrafyada al bakalım görsel bulmacalardan biraz daha çöz diyemezsin saatlerce. o bulmacaları çözdüreceksen ya temponun düştüğü ortalara yerleştireceksin ya da epik bölümlerden sonra çok kısa bir oynanıştan sonra oyunu bitireceksin ki oyuncunun aklında o bölümler kalsın.

    şuna eminim ki bahsettiğim bölümler oyunun en sonunda olsaydı kimse hellblade'e "ya iyiydi de işte biraz şeydi" demezdi. oyuncuların kafasında bambaşka bir şey kalırdı çünkü oynadıktan sonra.

    umarım bunu çözebilmişlerdir bu oyunda. tamam daha oynanabilir olsun, biraz daha mobil olalım falan bunları ben de istiyorum ama bu oyundan en çok beklediğim şey ilk oyunda yapılan oyun temposunun ayarlanamaması hatasına düşülmemesi, bize epik bir hikaye anlatıp, bu hikayenin en yükseldiğimiz yerinde güzel bir finalle oyunu tamamlaması.
  • trailerını yeni izledim ve ağzım açık kaldı, uzun zamandır böyle bir şey izlememiştim, izlediğim diziyi yarıda bırakıp tekrar tekrar trailerını izledim, mükemmel.
  • yıllardır en çok beklediğim oyunlardan birisiydi. şimdi en çok beklediğim oldu sanırım. böyle bir tarz, sunum, atmosfer yok böyle birşey. en yakın örneği god of war bile çizgi film gibi birşey kalıyor yanında. göt sallayan karılı gta 6 videosundan milyon kat daha fazla heyecanlandırdı beni.

    yüzümü maviye boyayıp oynamayı düşündüğüm oyun.
  • --- spoiler ---

    ilk oyunda, kabilemizin yağmalanmış halinde babamızın cesedini göremiyorduk hatırlarsanız. ya bu arka plana atılmıştı ya da babamız bir şekilde kuzeylilerin katliamından kurtulmuştu. ancak şöyle bir şey var ki oyundaki tüm lorestone'ları toplarsanız druth son bir kez çıkagelip bize ''senin kabilende, siyahlar içindeki bir adam kuzeylilerle pazarlık yaptı'' gibisinden bir itirafta bulunuyor. bahsettiği kişi çok açık bir şekilde öz babamız. ki bu durum, kabilede özellikle sevdiğimiz adam dillion'un işkence edilerek öldürülmesiyle de destekleniyor.

    ilk oyunun sonunda her ne kadar içsel çatışmamız son bulup hikaye bitse de, senua bize bakıp yapılacak son bir şey olduğunu söylüyor. evet bu şey kesinlikle babamızı öldürmek olmalı.

    şimdi yayınlanan fragmanı buradan tekrar izleyip intikam ateşinizi iyice alevlendirin.

    --- spoiler ---
  • düzgün ve begenilen bir oyun yapmanin yillar aldigini bilmeyen yazarlar tarafindan yerden yere vurulan oyun. ninja theory'e cidden güvenirim. 20 kisilik ekiple dmc devil may cry gibi harika senaryosu ve oynanisi olan bir oyun cikardilar. bu sirketin oyunlarinda optimizasyon, grafik gibi sorunlar kesinlikle olmaz. en iyi calisilmis sekilde piyasaya sürürler oyunlarini.
  • aklımı kaybedicem sandım. birincisini inanılmaz bir keyifle oynayıp bitirdikten sonra ikincisinin geleceğini görmek, hatta böyle bir trailer ile muazzam şekilde geleceğini görmek.. tarifsiz mutluluklar doğurdu içimde.

    ancak xbox'ım yok. hayatım boyunca ilk xbox exclusive bir oyuna bu kadar yükseldim. eşe dosta god of war oynatma karşılığında oynamayı düşündüğüm, mümkünse tek oturuşta bitirmek istediğim şaheser.
  • ilk oyunu 15 kişilik küçük bir ekiple yapan ninja theory'nin arkasına finansal gücü aldığında neler yapabileceğini gösteren bir fragman ile tanıtılmış yeni hellblade oyunu. bana kalırsa tıpkı cd projekt'in witcher serisinin 3. oyununda kendisini bulması gibi, sağlam kaynakla daha da genişlemiş bir oyun olarak karşımıza çıkıcak gibi duruyor.

    tabi şu anda en önemlisi xbox series x'in de (bunun kısalması gerek çok saçma bir isim xbox sx olsaydı bari) gücünü gösteren, artık animasyon seviyesinde de maximumlara ulaşmış gibi duracak olan görsellerin oyun çıkışında da aynı etkide olabilecek mi sorusunun cevabı. ben ilk oyunda da akıl almaz bir iş çıkarmış olmalarına güvenerek bu oyunda ters köşeye düşmeyeceğimizi düşünüyorum. zaten konsol tanıtımı yapan bir oyunda böyle bir riske girilmeyecektir. daha önce ps3 tanıtımında kullanılan killzone 2 vakası malum, konsolun kötü bir giriş yapmasına neden olmuştu.
  • çıktığı an downgrade yemezse grafik anlamında oyun tarihini değiştirebilecek oyun. he biz bu senaryoyu watch dogs'ta yaşadık ama insan hypelanıyor işte .
  • fragmanı izledim tam bir görsel şölen. ayrıca oyunun türkçe dil desteğiyle çıkış yapacağıda duyuruldu
hesabın var mı? giriş yap