• canlı dinleyebilseydik keşke dedirten bir solosu vardır bu şarkının.

    http://www.youtube.com/watch?v=m9ohbmozczi
  • hayatımın dönüm noktasını yaşadığım şu sıralarda daha bir anlamlı olan şarkı.

    bu şarkı bana insan hayatının zorunlu dönemeçlerini, hayatın insanı savurduğu köşeleri, ne kadar kaçsak da engelleyemeyeceğimiz seçimleri düşündürtüyor, geride kalanlar, yeni köprüler, dostluklar, ve yüksek umutlar... hüzün akıyor içimden... sözleri, müziği, arkadaki sesler... hepsi bu dünyaya ait olmayan, başka bir yaşam formundan fırlamış gibi. dünya üzerinde buna benzer bir şarkı daha yapılabilir mi bilemiyorum.

    ''...the ringing of the division bell had begun...''
  • genel olarak nightwish vokali ve düzenlemesinin yanına david gilmour solosu eklenmesi ile kusursuz hale gelmesi olası olan pink floyd'un aşmış şarkısı.

    herkes söylemiş zaten gerçekten vokal nightwish'in cover'ında şarkının duygu yoğunluğunu çok daha iyi veriyor.

    aynı şekilde david gilmour'un solosu da duygusal anlamda olmazsa olmaz durumda bence.

    sonuç itibari ile kimden dinlerseniz dinleyin , virüsü alın alttan.

    müzik böyle yapılır.
  • dinlerken yüksek bi yerden düşüyormuş hissi yaratan şarkı.
  • insanlara umut vermek bu şarkının yaptığı en son şey bile değildir. zaten umut vermek hadisesi pink floyd'a kaldıysa ekmek çıkmaz ordan, siz çok yanlış gelmişsiniz. umutların zamana yenik düştüğünü suratınıza çarpar elbette bi miktar, orası ayrı...
  • bir sürü şarkı var şu dünyada. yüzlercesini dinledim, sevdim; binlercesini dinledim bu ne lan dedim, ama yine de facebook'ta dolaşan viraller gibi aklımda kaldılar (bkz: serdar ortaç effect); ve daha başka binlercesini de hiç duymadım.

    işte high hopes, yukarıda söylediğim hiçbir kategoriye girmeyen tek şarkı...

    çünkü high hopes çok farklı.

    her dinleyişte, bir başka notasına vurulduğum; sözlerine her geçen yılda yeni bir anlam yüklediğim; her mısrasının derininde yatanları tekrar tekrar keşfedip, bir sonraki yıl ise yeni anlamlara sardığım; fazla kullanılıp eskitilmemiş nakaratına her girişte "the grass was greener" derken gözlerimi kapatıp etrafımdaki çimleri daha yeşil hayal ettiğim; "bridge" kısmındaki beklenmedik yükselişi, bir hiç uğruna verilen savaşlara benzettiğim; slide gitarla olan soloda artık koyverip gittiğim şarkı high hopes.

    her notası ayrı ayrı düşünülmüş, hiçbir eksiği olmayan, hiçbir fazlası olmayan bir şarkı.. çalan çanlar, şarkıya hep doğru yerlerde, hep yeteri kadar giren üflemeliler...

    high hopes, anlatılamayacak kadar güzel bir şarkı... high hopes, kelimenin tam kavramıyla "kusursuz" bir şarkı.

    bir sürü şarkı var şu dünyada. yüzlercesini dinledim, sevdim; ama bir başka high hopes hiç duymadım. kelimelerle ifade edilemeyecek kusursuz, bu denli "özel" başka bir şarkı hiç duymadım; ve neredeyse eminim ki, hiç de duymayacağım.
  • bu dünyadan değilmişcesine büyüler bünyeyi.
  • tanrısal...
  • gecenin bu saatinde tam da uyuşmuş bir durumda uyumaya hazırlanırken, dinlenebilecek en iyi şarkılardan biridir.

    ama uktedir hala içimde; alıcam bir gün lap steel guitar, evde tek başıma kendimden geçerek çalıcam high hopes'un solosunu!
hesabın var mı? giriş yap