hini hacette
-
"gerektiğinde" anlamındaki tamlamadır.
-
bir de (bkz: hini hacet parası) vardır, cüzdanın en unutulan yerine sıkıştırılır bir aile büyüğü tarafından ve der ki: bu parayı unutacaksın ve günün birinde hiç paran olmadığı bir anda cebinde, bu para senin işini görecek.
(bkz: hey gidi günler) -
(bkz: gelişim hachette)
-
"hini hacette oyuna sokulan, savaş dışı bırakılmış ve becerilerini yavaş yavaş kaybetmeye başlamış bir faulcü oyuncu durumuna düşmüştü; (...)" paul auster - 4 3 2 1
(bkz: hin-i hacette), hin-i hacet
(bkz: ölümlük dirimlik) -
celâl üster, aslan asker şvayk çevirisinde “gün gelir …” anlamında kullanmış bu deyimi.
“bizimkiyle aynı hücrede kalan beş asker, hini hacette lazım olur diye, anlattıklarını bir kâğıda yazmışlardı.” -
aslen "hîn-i hâcette" biçiminde yazılan, türkçede terkip edilmiş, kelimelerin ikisi de arapça kökenli olduğu için arapça kökenli diyebileceğimiz bir tamlama. iki yabancı kelimeden tamlama ekiyle orijinal bir tamlama üretmek ise tamamen türkçemizin eseri, yüzde yüz yerli ve otantik. (sözlükte hin-i hacet başlığı da açılmış, ilgilisi hin-i hacette başlığında toplarsa iyi olur.)
hîn, arapça zaman, vakit demek. çok tatlı bir kelime.
hâcet ise daha yaygın kullanıldığı için malum ihtiyaç, gerek duyulan şey anlamında.
toparlarsak hîn-i hâcette; ihtiyaç anında, gerektiği zaman.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap