• yaşar nuri öztürkün hocası. sağlam bi alim
  • cübbeli ahmet hoca kendisi hakkında mutezile mezhebinin türkiyedeki başıdır beyanatını bulunmuş.

    hüseyin atay mutezile mezhebenin başıdır
  • http://huseyinatay.com/…-sohbet-/-yasar-nuri-ozturk

    yaşar nuri öztürk, bu zat-ı hocaların hocası olarak adlandırıyor.

    hürmetlerimle
  • maalesef adını yeni duydugum hocadır. yasar nuri özturk sagolsun kendisinden bahsetti de haberim oldu. e malum cinciden, uydurmacıdan geçilmiyor ortalık gerçek hocalara deger veren yok.
  • kur'an'a göre araştırmalar ismini verdiği an itibari ile 7 cilde ulaşmış kitapların üreticisi. yazmıyor. üretiyor. düşünce ve mantık konularına hassasiyetli yönlendirmeleri fevkalade. bilgiden önce iman etme girişimlerinin girdiği komik/çelişkili haller yalın ve sürükleyici şekilde açıklar. kitaplarında cemaat, tarikat, mezhep türevi insanları tektipleştirme çalışmalarının oluşturduğu anlamsızlıklar, çelişkiler çıplak gözle görünür. insanlar birbirine ne kadar şiddetle tavsiye etse azdır.

    kendisi hakkında bu kadar az entry görünce sözlük ortamlarında yer edinme ihtiyacı gördüğümden kendimi bi' an hatipoğlu ailesine karşı mücadele içinde hissettim.
    (bkz: okunduğunda kişiye ufuk açan kitaplar)
    (bkz: sözlükte ilk enty)
  • kur'an müslümanlığı çizgisinin en değerli savunucularından olan değerli ilahiyatçı yazar. islam dünyasının adım adım kur'andan nasıl koptuğunu, hurafe, şirk ve bid'atların nasıl din haline geldiğini aşağıdaki sözlerle çok güzel ifade etmiştir. akılcı çizgisi, vahye öncelik veren din algısı ile değeri az bilinen kıymetli alimlerimizdendir.

    --- spoiler ---

    “fakihler ve alimler, kendi anlayışlarına göre kur'ana daha büyük ve yüksek bir kutsallık vermek için onu okumak ve ona elle dokunmak için en ağır şartları ileri sürdüler. böylece kur'anı rafa kaldırdılar. millet de kur'ana dokunmamak için güzel süslü kılıflar, keseler yaptı, bir muska gibi onu duvarlara astı, el erişmez dolaplarda sakladı. bu suretle kur'an okunamaz, tutulamaz, dokunulamaz hale getirildi. kur'anı okumak için abdest almayı şart koştular. kıbleye dönüp diz çökerek rahlede okunmasını en büyük saygı ve ibadet saydılar.

    en büyük ibadetin kur'anın manasını anlamak olduğunu söylemek yerine, onun anlaşılamayacağını ilan ettiler. bu suretle kur'an, müslümanların kafasına muammalı, anlaşılmaz, erişilmez kutsal bir kitap olarak nakşedildi. onu anlamadan sözlerini söylemek, papağan gibi tekrarlamak, teyp gibi okumak en iyi müslümanlık sayıldı. bunun sonucunda, onu sadece ölülere okumak üzere mezar kitabı yaptılar. sipariş hatimlerden başlayıp hazır hatimlere kadar işi azıttılar. işte kur'ana böyle muamele ettiler. kur'an da onları dünya milletlerine rezil rezil etti.”
    prof. dr. hüseyin atay (kur'ana göre araştırmalar 1, s. 42-43)..
    --- spoiler ---

    (bkz: kuran müslümanlığı/#57576153)

    (bkz: islamın tek kaynağının kuran olması gerekliliği/#53826085)
  • iyice karanlığı hissettiğimiz şu devirde daha fazla okunması ve fikirleri üzerine akıl yorulması gelen kişidir. kitaplarını alın aldırın, kendisine reddiyede bulunan "alim"lere de kulak asmayın.
  • resmi internet sitesi: http://huseyinatay.com/

    "insan bilmeden bir iş yapamaz. bilginin başı okumaktır. bilgi iyidir, bilginin kötüsü olmaz. insan bilgiyi iyi veya kötü kullanabilir. bundan dolayı insan iyilik için yetişmelidir." sözü karşılıyor internet sitesine girildiğinde.

    hüseyin atay, hanefi fıkhından oldukça fazla etkilenmiş bir teolog, islam felsefesi profesörü.

    islam'ı yeniden anlamak, islam'da işçi-işveren ilişkileri, kur'ana göre araştırmalar, cehaletin tahsili, kur'an'da iman esasları, kur'an türkçe çeviri, `mutluluğu kazanma - platon felsefesi - aristoteles felsefesi`, irade ve hürriyet, islamın siyasi oluşumu, kur'an'dan önermeler, kur'an'ın reddettiği dinler, osmanlılarda yüksek din eğitimi, kur'an'da bilgi teorisi, kur'an'daki ilkeler, kur'an'da bilgi teorisi, kelam'a giriş - el muhassal kitaplarının yazarı.

    cübbeli, kendisinin "mütezile mezhebinin başı" olduğunu iddia eder (hüseyin atay'ın "yaradan'ın her şeyi bilmediği, bilgisinin deryalar gibi büyük olduğu, fakat denizlerdeki bütün balıkları bilmediği" iddiasına saldırır).

    internet sitesindeki özgeçmişi:

    ---

    1930'da rize'nin ikizdere ilçesinin güneyce nahiyesinde (hacı şeyh köyü) doğdu. küçük yaşta babası hafız ismail'in ve amcası merhum hafız yusuf'un yanında hafızlığını yaptıktan sonra imtihanla ilkokulun 2. sınıfına geçmiş, 3 ve 4. sınıfları köyde okuyup 5. sınıfı istanbul kadırga ilkokulunda okurken hususi olarak, istanbul'da şehzadebaşı ibrahim paşa camii imami ve hatibi hacı hasib efendi'den arapça okumaya başladı.

    kumkapı ortaokulu'na devam ederken istanbul müftü müsevvidi müderris mustafa asım hacı bilaloğlu'ndan arapça okumaya devam etti. ortaokulu iftiharla bitirince 1945'ten 1948 yılına kadar mustafa gümülcüneli'den, medresetul kudat hocalarından ali haydar güleryüz'den ve sonradan rize müftüsü olan müderris yusuf ziya karal'dan istanbul medreselerinde okutulan bütün ilimlerin yanında medrese programlarında olmayan ilimleri de tahsil etti.

    kısa özgeçmiş

    1948'de bağdat'a gidip liseyi orada bitirdi.

    1954'de bağdat ilahiyat fakültesi'ni birincilikle bitirdi.

    bağdat'ta gerek lise ve gerekse fakülte tahsili esnasında oranın müderrislerinden de hususi olarak tefsir, hadis, fıkıh, usul ül-fıkh, kelam, mantık, arap edebiyatı, arapça, feraiz, (miras hukuku) ve ilm-i heyet okudu.

    1956 yılında yedek subay olarak askerliğini tamamlayıp, 26 kasım 1956'da ankara üniversitesi ilahiyat fakültesi'ne islâm felsefesi asistanı olarak girdi.

    1960 yılında "kur'an'a göre iman esasları" adlı teziyle doktorasını verdi.

    1960-61 yıllarında sıkı bir çalışma neticesinde merhum doç. dr. yaşar kutluay'la beraber diyanet işleri başkanlığı'nın yayınladığı, kur'an'ı kerim'in mealini hazırladı.

    1962 yılında ankara üniversitesi tarafından ibranice'yi öğrenmek için iki sene müddetle iki asistan arkadaşıyla israil'e gönderildi. bu suretle islâm felsefesinin ibranice'ye yapılan tercümelerini ve yahudiler yoluyla avrupa'ya geçişini doğrudan doğruya inceleme fırsatını buldu.

    1965 yılında bir bursla amerika'ya gidip chicago üniversitesi'nde 1 yıl 8 ay islâm felsefesi ile ilgili ilmî araştırmalar ve incelemeler yaptı.

    1968 yılında "farabi ve ibn-i sina'ya göre yaratma" adlı teziyle islâm felsefesi'nde doçent oldu.

    1969 yılında kelam dersinin yanı sıra islam hukuk felsefesi (usul ül-fıkh) dersini beş (5) sene müddetle okuttu.

    1969-71 öğretim yıllarında konya yüksek islam enstitüsü'nde klasik mantık okuttu.

    1974 yılında kelâm profesörü oldu ve aynı yıl kurulan kelam ilmi kürsüsüne başkan seçildi.

    1974-75 öğretim yılında harvard üniversitesi'nin daveti üzerine aile planlaması ahlak, din ve hukuk felesfesiyle ilgili araştırmalarda bulundu.

    1975-76 öğretim yılında chicago üniversitesi'nin daveti üzerine islam'iyetin değişen toplum karşısında durumu'nu konu alan altı (6) islam memleketinin ilim adamlarının katıldığı seminerle yönetici olarak katılmıştır.

    1980-82 yıllarında ankara üniversitesi ilahiyat fakültesi'nde dekanlık yaptı.

    1985-89 yıllarında kral fahd petrol ve madenler üniversitesi'nin daveti üzerine, dhahran, suudi arabistan'da islam dini esasları dersi verdi.

    1989 yılında türkiye'ye a.ü. ilahiyat fakültesi'ndeki görevine geri döndü, kelam kürsüsü başkanı olarak 1997 yılında emekli oluncaya kadar devam etti.

    1997'den sonra a.ü. ilahiyat fakültesinde master ve doktora dersleri vermeye başladı ve bu görevini hala devam ettirmektedir.

    atay hoca, arapça, ingilizce ve ibranice bilmektedir.

    ---
  • kuran müslümanlığı araştırıcılarının bakması gereken âlimlerden bir tanesi. 1930 rize doğumlu yani şu anda 87 yaşında kadri kıymeti bilinmesi gereken biridir. aslen kelam profesörüdür. diğer kurancılar gibi o da islam'ın yüzyıllardır yanlış uygulandığını, en sağlam kaynağın kuran olması gerektiğini savunur çok da üretkendir.
  • çok şükür ki kendisinin kitapları ile tanışma şerefine eriştim. "ben" kitabını okumaktayım, dün akşam kitaptaki şu çarpıcı cümlesi uykuya dalmadan önce beynimde yeniden şimşekler çakmasında etkili oldu;

    "kur'anı zaten eline alıp okuyamaz, abdesti yok, çünkü çarpar" ne kadar güzel bir ifade ile bizim kur'andan ne tür oyunlarla uzaklaştırıldığımızı anlatmamış mı sizce de?
hesabın var mı? giriş yap