• alemlere nur olarak gonderilmis peygamber efendimiz s.a.v.

    nur olarak gonderildigi kesinlik kazanmis alemlerden bazilari:

    merkur, venus, dunya, mars, jupiter, saturn, uranus, bd-10 3166, lupus-tr-3, ogle-tr-211, wasp-1, wasp-2, tres-3, corot-exo-2, ogle-tr-182, epsilon eridani, scr 1845, gj 674, gliese 876, gl 581, gj 849, hd 285968, gamma cephei, 55 cnc, ups and, 47 uma, 51 peg, tau boo, hr 810, rho crb, 14 her, 16 cyg b, 70 vir, kappa crb, eps tau, ab pic, hat-p-1, hat-p-2, gq lup, xo-2, tres-1, chaha8, psr 1257+12

    edit: pluto meger kafirmis.
  • (bkz: insan)

    [elbisesinin eteği üzerinde uyuyakalan hayvanın uyanmaması için elbisesinin ilgili yerini kesen kişiye mi, yoksa yolda yürürken ayakkabısına yanlışlıkla basan bir kimseye kin duyan kişiye mi "insan" sıfatı yakışır?]
  • her$eyden once bir "insan". peygamber falan olmasindan da once yani. bildigin insan.
  • zamanının en akıllı adamlarından biriymiş bana göre, o zamanda yapılması gerekeni yapmış. ama aklı tanrı vergisi mi? yoksa genetik mi? işte asıl soru bu...
  • kendisine inanmayanların, sevenlerinin yazdıkları karşısında garip hallere büründükleri son peygamber, hak nebi.

    kardeşim, seviyoruz ve sevgimizi -öyle veya böyle- dile getiriyoruz, siz niye gocunup, "yok şöyle yazmayın, böyle yazın" diye şekilden şekile giriyorsunuz anlamıyorum. size ne yahu? kim nasıl istiyorsa öyle sever, öyle över..
  • sevenlerinin oldugunu gormek ne guzel.. peki sevenlerinin yaptiginin aynisini, baskalari baska biri icin yapinca neden kendisini sevenler aziyor kuduruyor?

    umettine yol goster resulullah.. ummetinin bu aralar akla fikre ihtiyaci var..
  • bana en enteresan gelen tarafı, hakkındaki efsanelerin bir hayat hikayesi olarak sorgusuz sualsiz kabul edilmesi olan kutsal lider.

    yani yok üzerine kedi oturmuş da eteğini kesmiş, efendime söyleyeyim, savaşlarda adam öldürmemek için yerden ok toplamış (ama yine de kılıcı var mesela) vesaire vesaire. bunlar doğru olabilecekleri gibi, abartı da olabilirler. hatta dürüst konuşmak gerekirse birçoğu abartı gibi duruyor. tabi ki resul olan bir kişinin abartılı bir şekilde erdemli davranması beklenebilir bir şeydir. öte yandan bunları gerçek kabul etmek tamamen inanca bağlıdır. bakınız inanç bu hayat hikayesine bağlıdır demiyorum; bu hayat hikayesini gerçek addetmek islam inancıyla bağlantılıdır diyorum. zira herhangi bir insan bize anlattığında "hadi len" diyeceğimiz birtakım şeyler kutsal olmalarından dolayı bize ilahi bir mümkünat olarak sunuluyor. farkındaysanız henüz mucizelerden bahsetmedim dahi.

    yani ortada 1500 sene önce yaşamış bir insan var (bildiğim kadarıyla, mesela isa'nın aksine, kendisinin yaşadığına dair pek bir şüphe bulunmuyor). bir de kendisinin anlı şanlı bir hayat hikayesi var; daha fetüsken etrafa getirdiği bolluk, acı suyu tatlı yapan tükürüğü, ay'ı ikiye ayırması, güvenilir bir tüccar olarak nam salması, iyi kalpliliği, cömertliği, alçakgönüllülüğü... ama 1500 senedir tüm bu hikayelerin katıksız, tamamen olduğu şekliyle bize yansımış olduğu önkabulü, islam inancını geçerli kabul etsek bile, oldukça gerçekdışı. tabi ki islam inancından dolayı muhammed'in iyiliğine ve erdemliliğine kanaat getirmememiz olanaksız; öte yandan tüm bu hikayeleri sadece inancımızdan dolayı muhammed'in iyiliği ve erdemliliğine kanıt olmalarından ötürü gerçek saymak dini çerçevede bile mantıksız kalıyor. yani yarın ben "hz muhammed o derece alçakgönüllüymüş ki herkesin arkasından yürürmüş ben insanlığın kölesiyim diyerek" desem, aynı mantıkla belki on beş, yirmi (ya da yüz, yüz yirmi) sene sonra bu gerçek bir hz muhammed hikayesi olarak addedilebilir pekala. bilmem mantığın hatasını anlatabildim mi.

    şimdi bu sebepten ötürü, kendisine yönelen sevginin biraz tabansız olduğunu ifade etmek durumundayım. bu demek değildir ki muhammed böyle bir sevgiyi hak etmeyen bir kişiydi; objektif olarak bilmem mümkün değil. belki kendisine atfedilen birçok sıfatı, hatta belki resul olmamasına rağmen, taşıyan erdemli bir kişiydi. öte yandan "adı söylendiğinde kendimden geçtiğim kişi, insanın tanımı" olarak addediyorsak bu kişiyi; kafamızda büyük inanç adımları atmışız demektir. yani zaten ortada bir inanç olduğu belli de, inançtan ziyade bir insanın erdemlerini takdir gibi görünen şey de inanç kaynaklı. yani, başka bir popüler ikon olmasından ve bir şekilde sürekli konuya dahil olmasından ötürü, atatürk'ün askeri başarılarını takdir etmek ile muhammed'in meziyetlerini takdir etmek arasında fark vardır. zira bir tanesi yoruma ne kadar açık olursa olsun somut birtakım verilere dayanarak yorumlanmaktadır. diğeri ise, "kuran doğrudur"->"muhammed güzeldir"->"islam ahlaktır"->"kuran doğrudur" zincirinde bir halka olarak karşımıza çıkıyor; yani doğru olduğu ancak kendi doğruluğunu farz edersek iddia edilebilen bir şey.

    bu bağlamda belirtmek isterim ki, aslında bu çeşit (özellikle kendisinin tüccar olduğu da gözönünde bulundurulduğunda) bir iyilik timsali insan figürüne doğan ihtiyacı anlamak zor değil. tüccar ama dürüst, mücahit (hani sırf din anlamında değil de doğrular adına mücadele eden olarak aldığımızda) ama barışçıl, güzel ama alçakgönüllü (kapanın elinde kalan hırkaları sakalları dışında kendisinin tapınılabilecek bir anısı kalmamasına dikkat etmiş, resimle tasvirine sınırlama getirmiş) bir karakter olarak, başka bir dünya mümkün iddiasının enteresan bir tezahürü olarak (kısmen batı dünyasındaki erdem timsali isa figürü gibi) var olduğuna inanma ihtiyacı anlaşılabilir.

    öte yandan bu ihtiyaçtan ötürü kendisi hakkında yanlışlanması mümkün olmayan hikayeler anlatılması, sadece o erdemlerin yüceliğine dikkat çeker. kişinin o erdemlere sahip olup olmadığı muammadır. tıpkı keloğlan masallarındaki erdemlerin de saygıdeğer olması ama bunun keloğlan'ı güzeller güzeli bir insan olarak saygın bir yere oturtmaması gibi.

    son olarak, inanmayan bir perspektiften yazdığım için bu yazı saygısızlık addedilebilir. varsın edilsin. zira bundan daha saygılı yazıp da yukarıda belirttiğim mantıksal boşluklara düşmemek (yani inancı işe dahil etmemek) mümkün değil. edenlerden affola.
  • eteğinde hayvancığın teki uyuyakaldığında hayvanı uyandırmamak için eteğini kestiğine dair anekdot yirmi entry'de bi tekrarlanmazsa ölecek hastalığına tutulmuş insanların peygamberidir.
  • rainer maria rilke nin;

    gerçi saklandığı yere, o pek yüce olan
    girince bir bakışta tanınan melek
    dimdik ve görkemli parıltılar salan:
    yalvardı bütün iddialardan vazgeçerek

    izin verilsin diye gezgin kalmasına
    eskisi gibi, dalgın bir tacir olarak yani;
    okumuşluğu yoktu, fazla gelirdi ona da
    bilginlere de görmek sözün böylesini.

    melekse emredercesine gösteriyordu
    levhasına yazılanları yalvarana
    gösteriyor ve istiyordu tekrar: oku

    okudu o da: öyleki melek hayrandı.
    çoktan okumuş denirdi artık ona
    yapabilendi o, kulak veren ve yapandı..

    şiiriyle hayranlığını ifade ettiği kişidir..
hesabın var mı? giriş yap