• ezginin günlüğü'nün de oldukça güzel yorumladığı ığdır türküsü....

    "...
    ığdırın al alması ay balam,
    yemeye bal alması,
    yar gelenden sonra,
    yaremin sağalması, ölürem.

    ölürem yar, yetimem yar
    yetimem yar yar ay balam
    ayı sevirem yar sevirem
    yar sevirem yar yar

    ığdır'dan alma aldım ay balam
    yarimi yola saldım
    var gedenden sonra
    ayva gibi sarardım

    ölürem yar, yetimem yar
    yetimem yar yar ay balam
    ayı sevirem yar sevirem
    yar sevirem yar yar

    deryada deryalıklar ay balam,
    suda oynar balıklar,
    ne bu sevda olaydı,
    ne de bu ayrılıklar,
    ..."
  • yusuf yıldırım ve kamil çiftçi'den alınma ığdır türküsü.
  • kim bunlar tarafindan son derece kotu yorumlanmistir, komiktir, belki de ben muzikten anlamiyorumdur. (bkz: bir ihtimal daha var)
  • ığdır'a da azerbaycan'dan göçüp geldiği rivayet olunuyor, doğru da olabilir.
    hicazdan caza albümünde handan aydın gayet doğaçlamalı, albümdeki caz adını
    andıracak bir yorumla söylüyor. fena da söylemiyor ya, yine de bir hanlarova'dan, ya da azeri ses sanatkarından içinde ığdır geçmeyen versiyonunu dinlemek isteyebilir gibi geliyor bazen bana.
  • ercan ırmak ın modern folk konserlerinde coştugu parçadır.
  • hatırlıyordum azeri versiyonunu dinlediğimi çok iyi, erinmedim deldim deştim evi barkı, kara kaplı kitaplarıma baktıma durdum da bulamadımdı.
    üzüldüydim ya, kafa kalmamış, ondan. çünkü niye?
    kitabın kabı yeşilmiş de ondan.
    fincanın etrafına öykünmüş zaar, heves işte.
    neyse.
    yeşil kaplı kitapta buldum, azerbayacan halk türküleri diye de ismi var üstelik.
    ankara 1999 basımı, gafar namazaliyev bey derlemiş.
    merak eden olursa diye yazayım bunları da evvelce.

    türkünün, azerice namıyla mahnının yani, orijinalinde ığdır değil de guba diye bir yerin adı geçiyor, artık neresiyse.

    böylece bir taraftan da ığdır'dan ayva aldım başlığını açıklıyor.
    hayattaki enteresan eşzamanlılıkları ve tesadüfleri ise açıklayamıyor tabii.
    elceğizimle yazdığım sözleri ise şöyle:
    guba'nın ağ alması
    şirindir bağ alması
    yarım gelene galıb (yarimin gelmesine bağlı, gelmesine kalmış)
    yaramın sağalması

    guba'dan alma aldım
    yarımı yola saldım
    gözledim yar gelmedi
    heyva kimin saraldım

    guba'nın alması var
    armudu alması var
    yene durup gestime (yine bana kastediyor)
    eceb can alması var
  • eğer ki:

    kafada duman sarmışsa tüm gökyüzüne yayılırcasına
    ve biraz da maviyse tüm uyaklar

    deryada deryalıklar
    suda oynarken balıklar
    görünüyorsa leyla'nın yüzü
    bir başkadır aydınlıklar
    bir başkadır karanlıklar

    o zaman işte
    hüzün de yakışır bize
    matem de

    belki de yoktur ığdır'da elma
    ne gam?
    ığdır'ın al alması leyla'nın yanaklarıdır...
  • munir nurettin selçuk'un sesinden dinlemesi ayrı bir zevk olan eser.
  • deryada deryalıklar ay balam,
    suda oynar balıklar

    ne bu sevda olaydı
    ne de bu ayrılıklar

    bir diğer örneği için : ötmek istiyorum viran bağlarda ayağıma cennet kiralansa da *
hesabın var mı? giriş yap