• canım ebeveynler sizi anlamaya çalışıyorum en kıymetliniz en sevdiğiniz o belli ki. ancak bu davranış çocuk psikolojisi açısından yanlış bir hareket. bir ailenin çocuğa bırakabileceği en güzel şey travmasız, olabilecek en iyi şekilde çocuğu yetiştirmek.çünkü bunun ilerde ne tür kişilik bozukluklarına yol açacağını ve düzeltmenin oldukça zor olduğunu tahmin bile edemezsiniz.

    gelelim nedenlerine. not olarak belirtmek istiyorum ki tıbbın içinden bir insan olarak bu bilgileri iletiyorum.

    ilk olarak çocuğun bireysellik kazanması için ismiyle hitap edilmesi şart. kendi bakış açınızla bu kelimelerin samimiyet sevgi göstergesini olduğunu düşünüyosunuz ama çocuk algısı için öyle değil. çocuk henüz bir birey olma ihtiyacı hisseden çevresini anlamlandıran bir canlı. ona ismiyle hitap etmeniz onun kendi bireyselliğini tanımasına ve özsaygı oluşmasında önemli.bakın çocuk rol modeli olarak anne babayı alır. anne-baba ilişkisi çocuğun hep gözlemindedir. aşkım canım dediğiniz eşinizle gün gelip aynı şeyi çocuğunuza söylediğinizde çocukta rol karmaşası olur. çocuk aile içindeki çocuk rolünü üstlenemez, bu gerçekten onun gelişimi için çok önemli.

    ikinci olarak ise çok önemli bi mevzu “istismar” çocuk kendine prenses,aşkım,balım, anneciğim,babacığım,amcacığım vs hitapları aldıkça ona bunlar sıradan gelmeye “ aile içinden biri” mesajı almaya başlar. bir yabancı ona istismar amaçlı “aşkım canım bebeğim” dediğinde çocuk bunda “aile içinden biri” algısı alır ve bir sorun görmez haberiniz olmadan çok ileriye gidebilir.

    lütfen onlar sizin en değerlileriniz ise kendi isteklerinizi bi kenara bırakıp onun gelişimi için hayatı için en doğrusu en iyisini bilerek ona davranın. başlık sahibine binaen yazılan entryler için söylüyorum bunun islamla, yobazlıkla kıl tüyle alakası yok. psikolojiyle alakası vardır.

    edit.işbu entry “çocuğun dudağından öpülmesi” konusunda da geçerlidir. o sizin çocuğunuz, ona öyle davranın.

    gelen mesajlar üzerine edit. ülkedeki insanların nasıl” her şeyi ben biliyorum”cu olduğunu bi kez daha göstertmiştir. “istediğim şekilde hitap ederim senin çocuğundan daha mükemmel olur”lar mı yoksa “çocuğun yok nerden bilceksin”ciler mi. koca koca insan olmuşsunuz hala egonuzu atamamış, çocuk yarıştıran, tek çocuk sahibi sizmişsiniz gibi davranan cahil ve eğitimsiz kalmışsınız.
  • ister "dinci" olsun, ister "seküler" diye tanımlasın kendini, ülkedeki insanların çoğunun ne kadar vasıfsız ve çapsız olduğunu göz önüne seren bir başlık daha.

    başlığı açanı bilmiyorum, belki de dinci ve troldür. ama zarfa değil mazrufa bakın, parmağa değil gösterilene bakın. söylediği doğru. başlık altında güzel güzel konunun psikolojik açıklamasını getiren entry'ler de var, neden yanlış olduğunu gayet güzel açıklıyorlar. (bkz: #76760863) ama bakıyorsun ki "dinci olmayan" ve sırf bu sayede kendini otomatikman "bilimsel zihne sahip", "aydınlanmış" ya da "modern" zanneden bazı zavallılar "ne istersem derim, sana ne sana mı sorucam" modundalar. e dayak da atabilin o zaman, bize ne, di mi?

    değil. çocuğunuza istemeden de zarar veriyor olabilirsiniz. bu konuyla ilgili değil, herhangi bir konuda söylüyorum bunu. en ufak br uyarıya, soruya "çocuk benim çocuğum, benden iyi mi bilicen" diye cevap verilirse doğru yapıp yapmadığımızı öğrenme, tartma şansımız hiçbir zaman olmaz. bu şekilde argüman da kurulamaz, bu şekilde fikir de savunulamaz. doğru bir şey bile bu kadar yanlış savunulamaz. kendinizi çok farklı zannettiğiniz, "çomar" dediklerinizle maalesef çok ama çok benzer zihinsel yapılara sahipsiniz. sadece hasbelkader o kutupta değil bu kutupta yer alıyorsunuz. öğrenmeye kapalılığınız, "çocuk benim çocuğum sana ne bilader"leriniz, "ben heeer şeyi bilirim, çocuk gelişimini de ben bilirim bennn" tavrınızla hepiniz yine, yine, yine minik tayyip'ler olup dökülmüşsünüz ortalığa. modernlik öyle belli bir hayat tarzıyla otomatikman gelmiyor maalesef. önce zihinde devrim yapabilmek önemli. dönüp kendine bakabilmek, düşünebilmek önemli.

    şahsen ben "çocuğa 'aşkım' demezsek çocuk da biz de ölmediğimize göre ne gerek var?" diye düşünüyorum. risk almaya ne gerek var mesela? dönüp bir sorun kendinize, diğer sevgi hitapları neden yetmiyor da "aşkım, sevgilim" deme ihtiyacı hissediyorsunuz? "ne var yaaa bundaaa" diyen ebeveynlerin bunu "normal" bulmalarının "anormal" olduğunu düşünüyorum, zira çocuğun gelecekte partneriyle birbirine sarfedeceği hitapları bile şimdiden sahiplenmeye kalkıyorlar. çocuğu olması yetmiyor ona, aşkı da o olsun, sevgilisi de o olsun, o onun birtanesi, her şeyi falan... ne bu kadar çocuğun hayatında kendisinden başka hiçbir şeye yer bırakmayan hastalıklı sahiplenme halinin, ne de yalnızca çocuk üstünden kurulan hayatın, kendini öncelikli olarak anne/baba kimliği üstünden tanımlayan halin sağlıklı olduğunu söyleyecek herhangi bir ekol bilmiyorum. gördüğüm kadarıyla, yeni ebeveynlerin çoğu gerçekten delirmiş gibi davranıyor.

    yalnız bir uyarı da başlığa... başlık altında da görülebileceği gibi, bunu sadece kadınlar demiyor, erkekler de yapıyor ne yazık ki. (bkz: #69930816)
  • evlat sahibi olmadan konuşmayın 'lar, anayım /babayım ben' ler falan güzel, romantik şeyler de sizin paşa gönlünüz öyle istiyor diye çocuğa zarar verebilecek bir hitap kullanıyorsanız günümüzün cahil cühela ana babalarından birisiniz demektir.

    çocuklara aşkım ve türevi kelimeler kullanmak, dudağından öpmek vb onların rol karmaşası yaşayıp pedagojik anlamda zarar görmesine neden olur, ileride duygusal ilişkilerinde potansiyel duygusal ve cinsel sorunlara kadar uzanan bir keşmekeş yaşayabilirler.

    "uzman pedagog belgin temur yağlıtaş ise hitap şekillerini farklı bir yönden değerlendiriyor ve “aşkım” demesinden doğabilen bir tehlikenin altını çiziyor:

    'anne babaların çocuklarına hitap şekillerinin onlarla ilişkilerini nasıl etkilediğini fark etmeleri gerekiyor. hitap şekilleriyle bağlantılı olarak kurdukları bağımlı, koruyucu ve dolayısıyla gelişimlerini engelleyici tutumlarını değiştirmek konusunda motive olabilirler. “aşk” konusu bambaşka bir konu. bu gerçekten çocuk için kafa karıştırıcı olabiliyor. babanın aşkı anne olmalı, anneninki de baba. araya çocuk karıştırılınca ödipal dönem karmaşalarının çocuk açısından iyice içinden çıkılmaz bir hal aldığı bilimsel bir gerçek. bu dönemde anne babanın çocukla ilişkisinde kendi rollerini iyi belirlemesi ve çocuğa da çocuk rolünde kalması için uygun bir model olması önem taşıyor.'

    tabi sizin doyurulması gereken ebeveyn egonuz daha önemli çocuklarınızdan.

    bi de "ayh sanane çocuğumuza istediğimizi deriz" yazmışlar yobaz yobaz. eğitim bu ülkenin neyine zaten, hepiniz cehaletinizde boğulun.

    not :yahu ne duyar kastınız, eskiden bu kadar özenli yetişmedik hiçbirimiz, bi yerimiz de eksilmedi diyenler şunu anlamıyor :eskiden hayat da sorunlar da bu kadar kompleks ve karışık değildi. eskiden çocuğun karnını doyurur, iki sever sorumluluğunu yerine getirirdin. şimdi öyle değil işte, hayat çok karışık bu yüzden sorunlar da çok karmakarışık. bu yüzden ebeveynlerin elinden geldiğince bilinçli ve eğitimi olması lazım.

    tabi bu kadar ortayaş ergeninin içinde bilinci ve eğitimi ara ki bulasın.
  • doktorumuz bizi uyarmıştı aşkım, sevgilim demeyin çocuğa diye. kimlik gelişimi için zararlı diye açıklamıştı. biz de dikkat ettik sonrasında.
  • uzmanların bile "çocuklarınıza aşkım sevgilim demeyin" dedikleri bir hususta konuyu dile getiren kişiye troll denmesini anlamıyorum. yaptığınız ya da savunduğunuz şey yanlış, bunu kabul etmek yerine kulaklarınızı kapatarak lalalala sana ne ben bildiğimi okurum diyorsunuz. sonra da başkalarına cahil, çomar dersiniz...

    1. çocuğa "aşkım, sevgilim, hayatım" demek, çocuğun benlik algısını ve cinsel gelişimini olumsuz yönde etkileyebiliyor
    2. uzmanlar; çocuklara söylenen 'aşkım, sevgilim' gibi sözlerin, anne ve babayla ilişki sınırlarını belirlemede sıkıntılar yaratabileceğiyle ilgili uyarıda bulundu
    3. çocuğa “aşkım” demek istismara neden olabilir
    4. çocuğunuza 'aşkım' demeyin, terapiye gidin
    5. çocuğunuza bu sözcüklerle hitap etmeyin!

    okumak ve bilgilenmek isteyenler için daha bir sürü kaynak var, ama uzmanlar bilmiyor siz daha çok biliyorsunuz.
  • o ağzındaki oedipus kompleksini yavaşça yere bırak kardeşim. o mekanizma böyle işlemiyor. bir kere electra ve oedipus kompleksleri fallik dönemde yani 3-6 yaş arasında ortaya çıkar. o yaşlarda kız çocuğun babaya, erkek çocuğun anneye aşık olması gayet normaldir. ailenin yönlendirmesi ve çocuğun süperegosu sayesinde süreç sağlıklı bir şekilde yönetilir. ebeveyni çocuğa aşkım balım dedi diye hiçbir çocuk ensest yetişmez, hiçbir anne baba da hata etmez.

    böyle saçma sapan detaylara takılıp da çocuklarınızı sevgisiz yetiştirmeyin. sonra yaşını başını aldıklarında bu sevgi açlığını gidermek için başkalarına salça olup onlara hayatı zindan ediyorlar.
  • kendim hazzetmemekle birlikte, bazı ailelerde ortalık lafı olmasını anlıyorum bu tip hitapların. kendi düşünce dünyamda zararları olduğuna inansam da, tercih meselesi olarak bakıyor ayıplayacak bir taraf göremiyorum.

    fakat şu var:

    çocuğuna:
    -aşkıııım, bebeğiiiim, tatlııım, bitanemmm, sevgiliimm<3 <3 <3

    birazdan eve gelen babalarına:
    -yoğurt aldın mı -_-

    çocuğuna:
    -prensesiiim, paşamm, aslanıımm, balımm, peteğimm, çiçeğimm, fıstığımmm <3 <3 <3

    birazdan odaya giren annelerine:
    -yemek hazır mı -_-

    evliliğe dair mide bulandırıcı detaylar madde 1.
    beraber yaptığınız çocuğu abartılı sevgi gösterileriyle şımartıp, o çocuk yokken de yanınızda olan, o çocuk için maddi manevi emek veren, işinde gücünde yıpranan, tüm bu süreçte size ihtiyacı olan, sözde hayatta en yakını olduğunuz insanı ihmal etmek.

    bence bu derece nazlanmaya eşlerinizin ihtiyacı var çocuklarınızın değil. zaten el bebek gül bebek büyüyen sıkıntısı olmayan yavrunuzu dakka başı şımartın pohpohlayın ne yedi ne giydi canı kuş sütü mü istedi diye ağzının içine bakın, o çocuğu beraber yaptığınız adam/kadının ne istediği gündeminize bile girmesin. o yetişkin çünkü, kendi başının çaresine bakar. yazarken bile bir safra yükseliyor boğazıma doğru. insanlar hiçbir şeyi olmadığı gibi şefkati, sevgiyi de adil dağıtmıyorlar.
  • 17 günlük babayım. erkek evladım var. aşkım diye de seviyorum. çünkü böyle bir aşk yok. kesinlikle tarif edilebilir bir duygu değil. evlat sahibi olmadan kimse ezbere konuşmasın.

    gelen mesajlardan sonra mecburi edit:
    öncelikle tdk da aşk kelimesinin anlamına bakalım
    aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor

    işbu entry başlık sahibinin;
    "o senin aşkın değil; oğlun, oğlun! cahil kadın, kocan mı o senin de aşkım diyorsun?" a tepki olarak yazılmıştır.

    arkadaş diyor ya kocan mı o senin, aşkım diyorsun diye.. aşkı sadece karıya, kocaya beslenebilecek bir duygu zannediyor. evlat sevgisi o kadar büyük bir şeymiş ki 34 yaşından sonra bu duyguyu yeni tadıyor olmaktan az da olsa pişmanlık duymuyor değilim.
    evlat sevgisi saf, katıksız, yalansız, dolansız tertemiz aşkmış.

    ben oğlumu; canım oğlum, babasının kuzusu, paşam, uslu oğlum, akıllı oğlum diye de seviyorum. elbette sadece aşkım demiyorum ama bazı arkadaşlar insanların hayatına karışmayı üzerlerine vazife görüyorlar. öyle demeyin böyle diyin diye. bu ne kendini bilmezliktir.
    sizin okuduğunuz o iki satır yazıları bizde okuyoruz. şunu demeyin bunu diyin diye, merak etmeyin.

    hem siz nerden biliyorsunuz benim ne şekilde, ne süreyle, hangi hitapla evladımı sevdiğimi?

    bilgisi yok ama fikri çok.
  • aşkım diyerek, ağzından öperek, çocuğun için kötü bir şey yaptığını bil de, istersen götüm diye sev banane
    sonuçta çocuk senin, karar senin. ve senin tek özelliğin olarak allah'a inanmadığın için süper düper aydın bir insansın.

    2 oğlum var. biri 2 biri 6 yaşında. küçük oğlana dedim ki git abini uyandır. annesi öperek uyandırmayı öğretmiş, gitti abisinin dudaklarından öpmeye kalktı uyandırmak için.
    çok sevimli değil mi?
  • "12 aylık olduk biz, artık mama yiyoruz ablası" gibi konuşmaları yapan kişidir ayrıca.
hesabın var mı? giriş yap