• the l wordun yaraticisidir. dizi hazirlanirken bound, hunger, claire of moon, querelle, desert hearts, high art, gibi lezbiyen filmlerin izletilmesinin yani sira escinselligin politik durusu, gecmisi, gelisimi hakkinda da oyuncularin bilgilendirilmesini saglamistir.
  • pamela anderson'li 1996 yapimi "barb wire"in senaristlerindendir. ayrica "the fresh prince of bel-air" adli tv dizisinin de kamera arkasinda calismisligi vardir.
  • satisfaction(1988) filminin yapımcısı olup, liam neeson ve lulia roberts bu filmde oyuncu olarak yeralmıştır.
    l word dizisinde yazarlık, yapımcılık ve yönetmenlik yapmıştır. sevgilisi miggi hood ile çocuk yapmaya karar verirken, dizinin fikri kendisinde oluşmuş; hatta "l word'ün" ilk sezonunda, çocuk yapmaya çalışan tina ve bette karakterleri de, bir nevi onun aklından geçenlerin sahneye yansımasıdır, şeklinde düşünülmüştür.
  • iyi başlayıp kötü bitirdigi ** the l word ile büyük kitlelere lanet ettirdigini düşündügüm savsak tavuk.
  • the l word kadrosunu kafalarını birbirine tokuştura tokuştura toparlayıp acilen bir şeyler üretmesi gereken ilenç.

    ilenç. işte beni bu selenli harfiyle hiç bırakmıcek olan ilenç,
    gittiğim her yere götürdüğüm, gittiğim görünmeyen köpeğim
    ilenç. -kim benimle arkadaşlık edebilir? kim? o keşiş'in
    kanını taşıdığım söyleniyor ve dulmaz bir çalkantıyla
    oradan oraya koşuyorum yalınayak ve küçücük çenemde
    büyük bir ben, kapalı güzelliğimle tanıyorum hala. lekesi
    gibi u.

    çiçek. çiçek satıcılığıyla başlamışım serüvenlerime. iplere
    dizili çiçekler ve çocuklar, gül kurusu. ama nasıl da
    büyülüymüşüm o zamanlar, bir pericik yüzünden
    bakılamazmış. boş arsaları vardır yaz gecelerinde hafifsi
    malta hummalarının. kış gecelerinde de sonsuz beberuhili
    sanrıların haberleri. sonra taştan geçit. elli yaşlarında bir
    cadının çekmecesinde yaşıyorum, çivilenmiş. -gerçekten,
    yaşıyor muyum acaba? mevsimin ne olduğu bilinmiyor ve ben pek üşüyorum. gibi u.

    .. çiçek satıcılarının o sürgününde kudüs'e gitmiş, çalar
    saat'e yerleşmiştim.. bunları anmak, anmak bile istemiyorum
    ki.. bitivermişti hemencecik, biriktirdiğim paralar çiçek
    karşılığı.. bunca uzar izmir'ler rehnedildim ben burada. bu
    bir fotoğrafın arabı olsun benden, eline geçecek mi bir gün?
    ibranca öğrenimi yaparken bir boliçede görünmeyen
    köpeğimle çektirdiğim. issız ve korkunç. yapraklarını
    dökmüş ulu bir ağacın altında bir kanepeye incelikli ilişmiş
    olarak. -yazıklandığımdan değil. geçmicek diyedir kaygılanıyorum. a.

    sonunda bi kıpırtı duyuldu:
    http://i.imgur.com/tjsln.png
hesabın var mı? giriş yap