• iste benim basligim; toplasin beyler, bir insanin parayi vurmak icin neler yaptiginin dramatik ve sanssiz orneklerini sunacagim size.

    yil 2002 civarlari, universite zamanlari. kapari denen bitkiyi daha bilen yok. mersin genc isadamlari dernegi bir yarisma acmis. finale kalan son 33 kisiyi fransaya goturuyor. surdurulebilir tarim alaninda bir proje hazirladim gonderdim, kapari uretimi ile ilgili. bir aksam bir telefon geldi, 'sizi son degerlendirmeye cagiriyoruz ' dediler. atladim mersin' e gittim antalyadan. o zaman aklimiz bir karis havada 19-20 yasindayiz. artis artis girdik iceriye. kodaman kodaman adamlar, benden iyi biliyor amk mevzuyu. iki soru sordular, apistik kaldik. hazirliksiz olmak ve fazla ozguven dolayisi ile elendik tabi. bir kac sene sonra bir tv programinin duzenledigi girisimcilik yarismasinda ise kapari uretimi ile ilgili proje birinci oldu ve 1 milyon tl odul aldi.

    bir sonraki voleyi vurma denemem ise teknoloji uzerine. daha internet sansur olaylari yeni medyaya cikmis. youtube un yasakli oldugu donemler, 2012-2013 sanirim. xhamster falan girilemiyor, daha vpn ler cok piyasa olmamis, millet olaya hakim degil. uykaf.com diye bir web sitesi aldim, adult iceriklerin kisitlanmadigi bir database uzerinden trafik alip icine cgi proxy koydum ve sunucuyu xhamster.com uzerine yonlendirdim. o web sitesinin de google play application ini yaptim. ismi xhamster andro pro. hatta sozlukte basligini falan acmistim :) neyse, o zamanlar google android developer hesabini tr den acamiyorsun. norvecteki bir arkadasimin uzerinden developer hesabi acip app'i yukledim ve 1 dolardan satisa koydum. yaklasik iki gunde 500+ kronluk satis yapti. benim programda google play list de adim adim ust siralara tirmaniyor tabi. dubai den falan mail atiyorlar bu program cok iyi helal olsun falan yaziyorlar. 1 dolar amk. sudan ucuz :) arkadaslar da duydu mevzuyu, havamdan gecilmiyor. gelecegin sergey brin' iyim sanki. triplere gel. dedim bu sefer galiba voleyi vurdum.. ama vuramamisim, bir hafta sonra google tos ihlal ettigim icin programi kaldirdi. parayi da hala cekemedim. hala mail gelip duruyor google playden, hesap numaranizi tanimlayin diye. norvec hesabi olsa tanimlayacagim da arkadas da norvecte degil. ozetlersem google in bana 600 kron civari borcu var, tahsil edebilecekler yesillendirsin :)

    daha sonraki vole vurus denemesi girisimim ise yine tarim. bu da 2013 civarlarinda gerceklesti. kinoa uretmeye karar verdim. bu sefer de kinoa denen bitkiyi bilen yok. ben de astronot yiyecegi diye yabanci forumlardan gormustum. tr de ureten yok, uretmeyi gectim bilen yok. neyse bi arkadasa da anlattim mevzuyu, boyle boyle bu iste para var vs. derken adam cumlenin sonunu dinlemeden ' girek amunyim ' dedi :) neyse tr de mevzuyu bilen olmadigi icin ekmeden once ekilecek arazilerin toprak turunu, yagis miktarini, ekim zamanini, capasini, hasatini falan herseyini arastirdim. yurtdisindan kinoa tohumu getirdik, en kalitelisinden. ekim zamani ekimini yaptik. yaklasik 4 donum deneme ekimi. deneme ekimine bak :) hatta calistiracak isci de bulamadik bir ara, cunku capasi ramazan ayina denk gelmisti. iki hafta isten izin alip capa yaptik amk. hayatimiz sikildi. ellerimiz su topladi capa yapmaktan. beyaz yakayiz olm, ne anlariz capa isinden. bu arada koyluler de geliyor bakiyor 'dayim ne endeki ektiginizz' diye bilgi aliyor falan. cakallar, tutarsa kendileri de ekecek :) koyde de bir havamiz var sormayin amk. sanki esrar ekmisiz gibi triplerde herkes. neyse sadede geleyim, kinoa' lar cikti lakin hasat edecek makina o zamanlarda tr piyasasinda olmadigi icin elle anca yarisini hasat edebildik. hasatta da elimiz su topladi amk. sove sove topladik kinoa'yi. sonuc mu ? bol bol kinoa salatasi yedik. bu olaydan bir sene sonra da erzurum ataturk universitesi kinoa icin deneme ekimi yapti diye bir baslik okudum bir gun gazetede. ana avrat sovup kapadim. o haberden de bir sene sonra kinoa piyasa oldu. o sirada ekenler parayi vurdu. ben mi? hala kinoa var amk köy evinde.millette bugday stogu var bizde kinoa. 4 donum kinoa ekmis olduk yemek icin. zenginlige gel..

    asil bomba ise kosgeb' den hibe aldigim projem. bu ama harbiden projenin hasi. bu sefer gida uretimi uzerine ve urunun patentini aldim artik daha ne olsun. patent diyorum alooo. abd' de falan patent alsan milyardersin amk, bizde hala esnafcilik oynuyoruz. dur inanmayanlar icin caps de atayim.

    https://eksiup.com/78711c329753

    bu patent muz receli patenti arkadaslar. muz meyvesi recel olamayacak kadar bir hassas meyve. kaynamaya atinca aninda dagiliyor. endustriyel olarak uretimi imkansiz yani. ama entry' yi bastan okuduysaniz bu yazar abinizin/kardesinizin imkansizlarin adami oldugunu da anlamissinizdir :) ahahah. tamam tamam sustum. saka bir yana gercekten muz receli endustriyel olarak yapilamiyor. sebebi de dedigim gibi meyvenin fazla hassas olmasi. ama benim buldugum bu yontem sayesinde muzun receli yapilabiliyor. tabii bu asamaya kadar 2 ton muz ve 1 ton seker zayi oldu. sirf endustriyel recetesini cikarip uretebilmek icin. zaten patent hakkini da o yuzden verdiler. ilk defa endustriyel olarak uretildigi icin. bu patent ile turkiye sinirlari icerisinde muz receli uretimi, satisi, ithalati ve ihracati sadece bana ait. bir kac tane yapmaya kalkan firma var onlara da yakinda ihbar cekecegiz avukatim ile. ya telif ucretini odeyecekler ya da piyasadan mali cekecekler. muz receli ne birader, adamla kafa mi buluyorsun diyecekler surdan incelesin;

    https://m.facebook.com/…877455892278/?locale2=tr_tr

    'eee, uykaf kardes vurabildin mi parayi' derseniz, hala vuramadim. oyle kolay degil gencler bu isler. piyasa olmus atestopu. firmalar hatir ceki kesiyor birbirine batmamak icin. benim firmam ise tamamiyle kosgeb destegi ile ve kredi ile olusan bir firma oldugu icin su anda uretime ara verdik. hatta satmayi bile dusunuyorum. firmanin gelecegi parlak ama o gelecegi bekleyecek finans gucu bende yok maalesef. cikmadik candan umut kesilmez, bekliyoruz.

    durun yahu daha bitmedi :) yine parayi vurmak icin medya sektorune giris cabami ve beyaz show' a aksiyon konugu olarak cikisimi da anlatacagim da gec oldu. bir de tv8 deki ninja warrior macerasi var tabii. onlar tam komedi. buraya edit gelecek.

    son not: ben yazdiysam bu baslik tutmaz yalniz, simdiden belirteyim :)
  • yıllardır hayalini kurduğumuz parasızlık ve cesaretsizlikten hiçbirşey yapamadığımız eylem.

    kafamızı kırmamız ve birbirimizi gaza getirerek istifalarımızı verdik. şuan projemiz üzerinde çalışıyoruz, bakalım hayat bize neler gösterecek.

    ilerlemeleri ve gelişmeleri editleyeceğim.
  • restoran tarzı cafe açanların hikayelerini merakla bekletendir.

    (bkz: bu başlık tutar)
  • ilk kural: asla amerika kıtasını keşfettiğini sanma, önce bi harita edin.

    yazılım(mobil, oyun vs.), digital marketing ve influencer marketing konularında ayrı ayrı aktarabileceğim tecrübelerdir.
  • heytttt beee acilin ben geliyorum...

    yasim 21 de mobilya imalathanesi actim.. bildigin direkt.. 400 m2 alan.. 10 calisan 1 ben.. avangard koltuk takimi yapip yurt disina ihrac edecegim.. uretim kisminda 3 sene.. muhasebe satin alma kisminda 2 sene tecrubem var.. gerekli malzemeleri temin ettik gece gunduz demeden uretimi baslattik.. ne olduysa o gunden sonra oldu sozluk...
    eve gidemedim.. her ince ayrintisina kadar hesapladigim hic bir sey tutmadi.. abi diye destek cikariz diyen kac uretimci varsa danistim.. ben nerde hata yapiyorum diye.. hepsi dogrusun moonlight ama bu isler boyle dedi.. bir gun kumasci kumas yok dedi.. suntaci suntaya zam geldi dedi.. metalci veresiye vermem dedi.. hirdavatci istedigin malzeme 1 haftaya gelecek dedi.. kompresor ariza yapti satan adam yenisini alman lazim dedi.. devlet babanin gecirdiklerini saymiyorum bile.. neyse bunlari her zaman cozduk .. kaliteyi 1 aylik surede yakaladik.. ilk tirimizi yolladik.. oturdum agladim.. tirin kapisini kapattim gece 4de.. calisanlar eve gitti ben bi sigara yaktim oturdum agladim.. ama biter mi isletme derdi ? musterilerimiz yeni modeller istedi.. iyi de arge urunler yapacak kadar uretim bilmiyorum ben???? disaridan basit modelleri kendi ustalarimizla yapmaya calistik.. musterilerimiz modelleriniz cok basit dedi.. disaridan bize ogretsin diye 1 koltuk modeli icin 5000 tl isteyen arge uzmani aldik... bu benim icin ciddi marsafti maliyet artinca urunlere yansitmak zorunda kaldim.. tutulan modeller de fiyatlarimizi koruyabildik.. ama aradan biraz zaman gecince arge olayi cigrindan cikti.. musteriler seri uretim fiyatina ozel koltuklar yaptirdiklarini ancak idrak edebildim... uretim dusmustu.. olayin 3. ayinda muhasebeyi kontrol ederken 30.000 tl iceride oldugumu gordum.. hala hirs ve umut var.. oderim dedim... ustesinden gelebilirim neler yaptim ben dedim.. ama bitmiyor sozluk... baza uretimimiz sinirliydi.. mesaketli is diye ugrasmak istemiyordum.. sistemimize ters.. musterimiz 4 tir baza yapmamizi istedi.. odemeler planlamalar derken anlastik.. ham madde tedarigini kusursuz yapmaya calisirken numune giden urunde ki derinin artik olmayacagini ogrendim.. benzerinin de biraz daha pahali oldugunu ogrendim.. musteriler illa bu deri olacak dedi eyvallah dedik.. aldik.. 2 tir yolladik.. kalan iki tir icin %40 lik bir odeme almamiz gerekiyordu.. bekliyorum yok.. siz uretime devam edin bugun yarin hesabiniza cikartacagiz diyolarlar.. bazalari bitirdik.. depo da tutuyoruz.. o malin cikmasi lazim.. kucucuk yer got gote kaldik... 3 gun ucretsiz icin teklif ettim calisanlara hop 4 kisi is birakti.. musteri bazalari 14 gun sonra alabildi.. bu sirada bizim uretimimiz kilit.. dukkan kapali tamir isleri yapabiliyoruz o bile gunu kurtarmiyor.. onu da atlatabildik bir sekilde.. bir gun yurt icinde kanepe satisi icin teklif geldi.. çek ödemeli.. banka da piyasa da çeki sorgulattik duzenli odeme yapan bir magaza cikti.
    fiyatlarimizi verdik.. anlastik 3 tir kanepe yaapcagiz sirasi ile 4,5,6 aylik cek aldik.. bu son kursun diyerek gece gunduz calisip cok kaliteli urunlerimizi cikarttik. dukkani borc erteleme bi sekilde ceviriyoruz.. 4.ay odendi..
    5 ve 6 ay odenmedi sozluk.. patladım.. telefon yok muhatap yok.. piyasa da patlatmislar cekleri en az zarar goren benim.. ama hayati bitende benim..artik pes ettim deyip dukkanin icindekileri satip.eleman maaslarini anca odeyebildim.. piyasa kaldi,vergiler kaldi,sigortalar kaldi..

    sonra ne mi oldu ?

    hala kendi derimi soyuyorum.. hala veriyorum.. hala alicisi var..
  • eski para koleksiyonu yaparım. üniversite yıllarında bunun ticaretini de yapmaya başladım. ticaret dediğime bakmayın, öyle para kazandığım falan yok. ucuzunu bulduğum zaman aynı paradan birkaç tane alıyorum, bir tanesini kendime ayırıyorum, kalanları da aldıklarımın parasını çıkaracak şekilde satıyorum. ayırdığım da benim şahsi koleksiyonuma kaydolmuş oluyor. maksat zaten para kazanmaktan ziyade olabildiğince çok para elimden geçsin, görgüm artsın. yani malum, zanaat denen şey öyle kitaplardan öğrenilmez. tecrübedir onun özü. neyse, ilk başlarda biraz kazık yedim. bilirsiniz, özellikle koleksiyonculuk gibi konularda meseleyi bilmediğinizi anlayan esnaf çoğunlukla sizi öper. türkiye'de bu kuraldır. biraz zaman geçti, işi yavaş yavaş öğreniyordum. mesela 1970'lerin akmonitallerinden nereden baksan 10 kilo madeni para satın almıştım. binlerce parayı tek tek inceledim agalar. ağırlıklarını tarttım, çiziklerini inceledim, yıkadım, sirkeye yatırdım, sildim türlü türlü deneyler yaptım. işi öğrenmek yolunda. hangisine nasıl dokunmak gerektiğini, hangi tipte parmak izi kaldığını, bunun çilinin nasıl olabileceğini gerçekten öğrenmeme sebep oldu. tabii işi öğrendikçe daha ciddi miktarda alımlar yapmaya başladım. yukarıdaki kiloyla madeni para satın almak gibi. onu bir de kargodan taşımak vardı, biraz yormuştu. sonra bir gün bir baktım, çin'in bir yuanlık kağıt paraları balya balya satılıyor ebay'de. 5000 adet, yani 50 deste kağıt para getirdim türkiye'ye. doğru düzgün ingilizce bilmeyen bir satıcıya ürünün gümrüğe takılmaması için kaç dolar göstermesi gerektiğini anlatana kadar karnım ağrımıştı. öğrenciyim, öyle param da yok. paraları sattıkça masraflarımı karşılayabiliyorum. neyse, çin paralarından da zarar etmedim. hala daha evde bir 10 deste duruyor. neyse, sonra, bir ara bir alıcım vardı. çok iyi para bırakmazdı, hatta çoğu zaman aldığımın çok az bir üstünde satardım. inanılmaz cimri bir adamdı. ama dediğim gibi, maksat para kazanmak değil, ne kadar para elimden geçerse kadar öğrenirim mantığındayım. bir gün bir yerden 50-60 adet çok iyi durumda almanların 1920'lerin enflasyon ortamında piyasaya sürdüğü notgeldlerden buldum. aklımda kime satacağım da var, dolayısıyla alıcısı da hazır diye düşünüyorum. ne göstersem satın alan adamın bu kez götlük yapacağı tuttu. bu adamın ankaralı bir satıcı tarafından epey bir silkelendiğini bizzat biliyorum. ama öğrenciyiz ya, başkalarına para saçan adam bize gelince sürekli mızmızlanıyor. bu kadar zamanda böyle pazarlık yapan başkasına rastlamadım. neyse, bir saat mızmızlandı, parayı beğenmiyor falan. neyse, bir fiyata anlaştık. verdim. aradan birkaç gün geçti, telefon açtı, "ben bunları iade etmek istiyorum" dedi. bunca zamandır kaç kişiye satış yapmışım, memnun olmayan yok, zira bu işten geçinen insanlar gibi üstüne koyup koyup satmıyorum. dolayısıyla fiyatlarım da çoğu yere göre çok iyi. bir bu adam çıktı böyle, kapattım telefonu. bir daha da hiçbir şekilde telefonlarını açmadım. bizim klasik şark kurnazı bir adamdı. koduğum köylüsü, koleksiyon senin neyine? ne kadar paran olursa olsun, asalet öyle kolay kazanılmıyor, paran iğreti durur üzerinde. neyse, hatırlayınca yine sinirlendim. bu paraları kime ve nasıl satıyordum, onu da söyleyeyim. genelde arkadaş çevresi, okulda ya da başkasının yönlendirdikleriyle falan gidiyordu. odtü'de bir dc++ programı vardı, oradan ilan verirdim falan. işte mesela yurtta böyle bir küçük stand açıyordum, millet merak ediyordu, böyle 100 senelik madeni paralar falan görünce. alıyorlardı. romantik şeyler, sevgilisine hediye alıyor vs. bu işten para kazanmadım ama ciddi anlamda nümizmatik hakkında bilgi ve tecrübe sahibi oldum. onlar benim yanıma kar kaldı. belki ticarete çevirmek isteseydim para da kazanabildim, kim bilir? ama büyük para yapılacak bir şey gibi görünmüyor. büyük oynarsan kazanırsın ancak, zira tahayyül edemezsiniz yüz binlerce lira hatta milyon değerinde paralar var. ama o sermaye de ben de yok.

    böyle bir anımdır.
  • babamın babası giriştiği için bilemiyorum
  • uyduda eskiden boyle kendini elleyen birşeyler sokan kadınların gösterildiği kanallar vardi.

    bende siteden arkadaslarimi bizim evde toplar kola, cips, çikolata karsiliginda beraber sinema gibi izlerdik. yas ortalama 9-10 arası diye hatırlıyorum

    business baya iyidi hatta siteden tanimadigim kisiler bile gelip izliyordu, para adeta akıyordu, resmen zirvenin tadini cikariyordum.

    taaa ki batis gününe kadar. birgun yine izlerken birden top oynamaya cikmistik, ve kanalı değiştirmeyi unutmuştum. eve geldigimde annemden fırça yemiştim ve business boyle batti.
  • proje ödevi hazırlayıp satmak.
  • türkiye' nin ilk internet girişimlerinin hikayelerini okumak isterseniz fırat demirel tarafından kaleme alınan geleceği görenler kitabını tavsiye ederim.
hesabın var mı? giriş yap