• hiç yoktan boşluk yaratır. imkansızlık yaratıcı bir şeydir bu anlamda. bir arzu nesnesi ile aranıza gerçekleşebilecek binlerce olgu varken ( ki aslında bunlar somut olarak hiçbir şeydir) imkansızlık devreye girer ve herşeyi bir eksiklik*, bir boşluk olarak yoktan var eder.
  • bazen bir halet-i ruhiye, bazen dünyanın en gaz verici olgusu, bazen de hayatın bize kancıklığı.

    artık sen seç bu üçünden birini. mesela ben, en çok peşinden sürüklemesini seviyorum. kancıklığını değil. çünkü her sabah aynı kahvaltıyı yapıyorum. her akşam yemek yiyorum. her gün günde en az bir badak süt içiyorum. çoğunlukla aynı yüzleri görüyorum, hafta sonu hariç her akşam saati aynı vakte kuruyorum, ne kadar çok okusam da, dönüp dolaşıp aynı satırları arıyorum, resimlere bakmaktan nefret etsem de, hep aynı tabloya takılıyor gözlerim.

    her sevişmenin sonunda yaklaşık olarak aldığım haz oranı aynı olmaya başlıyor. gitgide.. ve yıllar geçtikçe... ve yıllar geçtikçe eskimiyorum ama beklentilerimi artık kullanılamaz hale getiriyorum. çünkü büyüyorum. büyüdükçe daralıyor hayaller.

    ama o olduğunda, o var olduğunda çığırımdan çıkıyorum bir tek.

    zevki de anlıyorum, nefes almayı da..

    hayattan aldığım tadın, tadı tuzu değişiyor birden.

    var olduğumu anlıyorum.

    imkansız olunca, sanki annemin karnından bir daha doğuyorum. yeniden.. yeniden koca bir bir acemiye dönüşüyorum.

    istiyorum.

    imkansızlığın tadını alınca; şımarıyorum... hayatın kancıklığını da, lüzumsuz insanların kansızlığını da, zamanın bana acımasını da, umursamıyorum.

    ve imkansızlık olunca, aynalara sadece süslenmek için bakmıyorum. daha dikkatli bakıyorum. varlığımı anlıyorum. sonra varlığımı sorguluyor...
  • bir nevi ölümdür.

    hala nefes alıyor olmana rağmen daracık bir tabuta kapatılmak, bütün gücünle tekmeler savursan da kapağını yerinden oynatamamaktır.

    boynuna sımsıkı geçirilmiş bir elin parmaklarını, ne kadar uğraşırsan uğraş gevşetememektir.

    sırtından itildikten sonra kilometrelerce yüksekten düşerken yer çekimine karşı koyamamak, giderek hızlanırken gözlerini sıkıca kapatıp beklemektir yalnızca.

    bir denizin en derininde, ayak bileklerine vurulan prangaya küfürler ederek ciğerlerindeki oksijenin tükenişine şahit olmaktır.

    karanlık ve havasız bir hücrede, yüzüne çarpılmış demir bir kapıyı, kilidini kıramayacağını bile bile zorlamaktır.

    namlusundan çıkan kurşunun tek hedefi olmaktır bazen.

    imkansızlık bir nevi ölümdür.
  • bazen birlikte yaşamayı gerektirir. takılır peşine, inat eder.
  • olmayan şey. imkansız diye bir şey yok. güç var sadece, istek var. o istek ve güç de sevgiye bağlı işte. içindekiler ne kadar dar ise yasakların, olmazların bir o kadar geniş oluyor. sevgin ne kadar büyükse imkansızlıklar vız geliyor, olabiliteler artıyor. eğer bi şeyi karşı taraf için yapmıyorsan anlayacaksın ki o şey senin sınırının aşıldığı nokta değildir, ona karşı hissettiğin sevginin sınırının aşıldığı noktadır. o nedenle bırak bahane üretmeyi, imkansız demeyi. önce kendine itiraf et, sonra da karşındakini bahanelerinle, belirsizliklerinle yorma.
  • en imkansizi imkansizligi kabullenmektir.
  • (bkz: bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen)
  • (bkz: zoru hemen yaparım imkansız zaman alır)
  • imkansızın peşinde koşmuyorum, koştuğumu düşündüğüm imkansızlıklardan kendimi azade ediyorum. istiyorum ki yapamadıklarımı yapayım, olmayanı oldurmayım ama olmaması için neden olmayan şeyleri neden oldurmayım? yorgunum, farkındayım yine de dimdik ayaktayım. her şey hala üstüme üstüme gelse de gücümün sınırlarını zorlasam da belki de tükenecek kısımlara ulaşsam da bir söz verdim kendime; dimdik ayakta kalacağım, ayakta yaşayacak, ayakta öleceğim. bir şey için kendimi kasmıyorum yalnızca özgürlüğümün tadını çıkarıyorum. tat alamadığım noktada gitmesini biliyorum, gitmek de bir özgürlük ya sonuçta. yaşarken edebildiğim kadar tebessüm, yapabildiğim kadar iş yapmak istiyorum. sonunu boşver, hayat çok güzeldi demek istiyorum. istiyorum ama beni istemeyen her şeyden de uzaklaşıyorum. uzaklaşmak da özgürlük ya sonuçta.

    sonuç olarak, hayata farklı bir yerden bakıyorum uzun zamandır. beni ben yapan şeylere değerli vaktimi ayırmak tek niyetim, niyet etmek de özgürlük ya sonuçta…
  • (bkz: imkansızlık tanımlamak)
hesabın var mı? giriş yap