immanuel tolstoyevski

• (bkz: immanuel tolstoyevski'nin sözlük'te amway kasması)
• entrylerini okuyunca elinde piposu karşısında sekreteri varmış ta yaz kızım diyerek başlıyor duygusu uyanıyor bende.yoksa bu kadar ayrıntıyı kurgula düşün yaz yok artık.
• koskoca sözlüğü badi sistemiyle şu adamın rss feed'ine çevirdim, ama yeterince çok yazmadığı için işe yaramıyor, eğer para falansa sıkıntı immanuelce.com sitesini kurmak için kickstarter başlatacağım, haberi olsun.
• yazar bile değilken (hatta sperm bile değilken. evet ağzıma sıçılsın bu adamın huzurunda) hiç unutmam, bundan bilmem kaç sene önce (hiç unutmam hiç) bebeyken, ergenken hatta ağır liseli ama 90'lara yetişmiş liseliyken, izleyip de bir yarrak anlamadığım 2001: a space odyssey filmi hakkında girdiği açıklayıcı entry'ler ile tanımıştım kendisini. (ne sandınız aslanım biz o zamanlar kubrick izlerdik. kubrick'in öldüğünü öğrenene kadar mastürbasyon nedir bilmezdik biz) kendisini derken şahsını değil tabi (ne haddime, hoşt!) varlığını (türk halkına armağan olsun bu arada) tanıdım.
  
  tabi yıllar geçer, zamanda yolculuklar başl--
  
  yok o kadar geçmez. yıllar geçer, sözlüğe üye olurum. ilk yaptığım kendisini sessizce takip etmek olur. sonra badi'lere eklerim. bu günlere kadar gelirim. öyle işte. gece gece nereden esti? arkadaşla az önce tekrardan bitirdiğimiz ve bir kere daha orgazm olduğumuz muazzam 2001 a space odyssey'den esti. dedim bak ben bu filmi ilk bu adamın entry'siyle anlamıştım. duygulandık, iki öpüştük, geldim entry girmeye. burnumda sümüğüm, ağzımda salyam, ipimle kuşağım sikimle taşşağım, hadi kaçtım ben yavşağım deyip zamanın ötesindeki yerini ayırmak üzere uzaklaşıyorum bu entry'den.
• tarihe şimdiden, şu anda, şuracıkta bir not düşmek isterim..
  
  kendisi öyle bir note 2 hikayesi yazmıştır ki; sözlük tarihindeki en iyi on, bilemedin yirmi, hadi olsun yirmi dört entry arasına girer. çok net.
  
  (bkz: #31942091)
• (bkz: #32186425)
  
  şu entry'siyle resmen günümü şenlendirmiş yazar. eject tuşu olsa basardı diyo lan adam, zuhahaha. kafaya gel.
  
  çok fazla eğlendim okurken.
• gerçekten hiç huyum değil nick altına entry girmek. şu ana kadar 10 tane nick altı girmişliğim yoktur. eğer 10 tane girdiysem de bunun 6'sını sinirimi zapt edemeyip trolllere öfkemi kustuğum entryler, 4'ü de gerçekten yazılarına hayran kaldığım genellikle 2-3 ayda bir entry girip sözlüğün kalite çıtasını o günlüğüne yukarı çeken elleri öpülesi yazarlara girmişimdir hayranlığımı belli etmek için. bazı yazarların girilerini görünce cidden kendimi uçurmayı düşünmüyor değilim. okumayı seven insan yazar olmalı fikrime göre. belki yoğun ders saatlerimden ya da başka şeylerden sözlüğü günü gününe takip edemeyebiliyorum. ama tez canıma yenik düşüp hemen oraya bir bkz yapıştırabiliyorum. ama bakın bu yazar gündemde ne varsa, ya da yazacağın başlığın bütün entrylerini okuyarak ya da yazılanların genelde neyden dem vurduklarını araştırıp gayet objektif entryler giriyor. bu da insanı hem sevindiriyor hem de üzüntülere gark ediyor.
  
  seviniyor çünkü sözlükte hala kutsal bilgi aşılamak isteyen yazarlar yok değil. üzülüyor çünkü benim o insanlar kadar bilgim yok, dilim kıvrak değil. ama bu yazarlar insanı okumaya yöneltiyor. immanuel tolstoyevski'ye de buradan teşekkür etmek istiyorum. hem bilgi verip, hem de okumaya yönelttiği için insanları.
  
  hem okuması keyifli hem aydınlatıcı. böylesini bu devirde bulmak zor.
• iyice boka saran şu sözlük ortamını tamamen bırakmam için gerekli sayılı kıstaslarımdan biri kendisi. bu adam burayı bırakırsa, ben de sözlüğe girmeyi bırakırım.
• dehşetengiz bir yazar olduğunu insan inkâr edemez. taş olur insan...
  ama buna rağmen #32707216 'da anlamadığım şey, homofobinin olağan, insanın doğasına yabancı olmayan (istihzayla "omurilikten" demekte) bir his olduğunu iddia etmesi ve bunu da pırasayla paralellik kurarak açıklığa kavuşturmak istemesi ("pırasa da sevmiyorum"). "omurilik" dediği için "olağan bir tepki" olarak kabul ettiğini varsayıyorum.
  
  bu tiksinti hislerinin alayının toplumsal, kültürel ya da fazlasıyla subjektif (psikolojik) olduğunu bilmemesi mümkün değil, değil mi? hatta tartışacak olsak 2015'te yapılmış bir araştırmayla çıkar gelir karşıma (evet 2015) ve bunu destekler. antropoloji, sosyoloji, psikoloji nerde kafa sken sevdiğim bilim var hepsi der bunu bi şekilde.
  
  pırasayı sevmeyebilir insanoğlu çünkü yeme alışkanlıklarının biçimlendiği dönemlerde tiksinmiş olabilir. misal sülalemdeki bütün fertlerin birer peynir bağımlısı olmasına rağmen benim peyniri görünce güneş yemiş vampir gibi tüterek ortamdan uzaklaşmamı şu ana kadar hiçkimse açıklayamadı. tepki doğal değil çünkü. bir insan peynirden siyanür gibi niye korkar? ama aynı peynir tostun içindeki kaşar olunca hiçbir sorun olmuyor benim için. doğal mı bu tiksinme hissi?
  ya da çinlinin yediğini türk'ün niye yiyemediğini "omurilikten gelen tepkiyle" açıklamak mümkün mü?
  
  kucağa alındığı saniyelerden itibaren hetero bir azman erkek/kadın olarak yetiştirilmeyen kaç kişi var aramızda? gay birlikteliğinden tiksinebilirsin... fakat bu doğal değildir ve homofobinin nüvesi de budur zaten; tiksinti. bakire olmayan kadınla evlenmek istemeyen anadolu yağızının tavrını " doğal bir tepki" diye bağra basmak gibi bu.
  şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. sevgiler, saygılar.
  
  ****
  kendisini sevdiğimizi söyleyerek kibarca derdimizi anlattık fakat "soytarıları" ve bazı hasımları zoraki bir nezaket ve zorlama bir seviyeli üslup kullandığımızı iddia ediyorlar. sebep de adamın entel olmasıymış.
  halbuki kendisini saydığım için böyle bir üslup hakimdi yazıma... zorlama/yapmacık olduğumu iddia edenlerin nick altında şüphesiz böyle davranmam. hatta örnekleyeyim: sanal olarak sıçarım ağzınıza. samimiyiz ya illa ızdırabınızı sikmem gerekecek demek ki. bi şekilde sövdürdünüz lan beni adamın nicki altında.
• eşcinsel düşmanı entry'si dünün en beğenilen entry'si olmuş hayal kırıklığı yazar. demek ki gerçekten okumadan beğen'e basan takipçileri var.. eşcinsellikten iğrendiğinden ama özgürlüklerine karışmadığından, homofobinin ucuzlatıldığından bahsetmiş. valla kusura bakma homoerotik bir sahneyle karşılaştığında iğrenen kişiler, travma yaşayanlar homofobik oluyor, sen istesen de istemesen de. cinsel yönelimi oturmamış kişiler için bu görüntüler tehlikedir.. diğerleri için herhangi bir tehlike içermez, nötr kalırlar.