• kalın sağlıcak'ın tersi bu.
  • ince hastalık türkçenin en hüzünlü kullanımlarından biridir, hastalığın verem olduğu, öldürücü olduğu herkesçe bilinmektedir, uydurulma sebebi "öldü" yerine "vefat etti"yi ya da "aramızdan ayrıldı"yı tercih etme sebebiyle aynıdır.
  • kainattaki hiçbir şeyin yoktan var olmaması gibi salgın hastalıklara sebep olan bakterilerin ve virüslerin de birdenbire ortaya çıkmadığı, sınırlı bir etkiye sahip ya da tamamen tehlikesiz iken insanların yaşam şartlarındaki, psikolojilerindeki değişiklikler veya mikroorganizmaların genetik mutasyonları sonucunda öldürücü bir hale geldikleri söylenebilir.

    bu yüzden tüm salgın hastalıklar, bazen abartılı ya da önyargılı biçimde, kimi zaman efsaneleştirilerek, tarihteki bir başka vaka ile anılır: sıtma ormanların tarım için yok edilip de toprakların bataklığa dönüşmesiyle, veba her türlü güvenlikten ve temizlikten yoksun bir biçimde kontrolsüz büyüyen şehirlerle, frengi aristokrat beylerin sefahat alemleriyle ve fuhuşla, aids cinsel devrim ve yaygın uyuşturucu kullanımıyla özdeşleştirilmiştir.

    andrew nikiforuk da, salgın ve bulaşıcı hastalıkların tarihini anlattığı mahşerin dördüncü atlısı kitabında tüberküloz ya da veremin neden sürekli olarak yoksulluk, aşk acısı ya da üzüntü ile birlikte anıldığını, sanayi devrimi'nin ve onun paramparça ettiği geleneksel aile yapısının bu illeti nasıl çağın hastalığı haline getirdiğini şöyle hikaye eder:

    <<tüberküloz araştırmacıları, ortalıkta bu kadar çok mikro-bakteri varken neden bazı insanların mikroptan hiç etkilenmediğini, bazılarınınsa mikroplar için güçlü bir kuluçka makinesi işlevini gördüğünü bir türlü anlayamadılar. 1950'lerin sonlarında glasgowlu araştırmacı david kissen, tüberkülozun beslenmesinde üzüntünün önemli rol oynadığını ortaya çıkardı. bu sonuca hastaların hayat hikayelerini anlattırarak vardı. incelediği 267 hastanın üçte biri tüberkülozdu ve hastaların yarından fazlası 'sevdikleriyle, nişanlılarıyla, eşleriyle ilişkilerinin kötü gittiğini ya da acı bir ayrılık yaşadıklarını' söylemişti. kissen araştırmayı sürdürdü ve iyileşmekte olan hastalarda yeni bir duygusal çöküntü sonrası hastalığın yeniden nüksettiğini gördü. kissen, tüberküloz hastalarının ilgiye muhtaç olduklarını da fark etti; hastalar çocuklarından yeteri kadar sevgi görmediklerini anlatıyorlardı. kissen 'kişisel ilişkilerin ve aile ilişkilerinin bozulması tehlikesinin ' insanları tüberküloza karşı daha hassas kıldığı' sonucuna vardı.

    sanayi devrimi, aile kurumlarının karşı karşıya kaldığı en büyük tehlikelerden biriydi. makineler ve şehir hayatı, bir nesil içinde, köylünün geniş ailesini parçalayıp dağıtmış, ücretli kölelerden oluşan çekirdek birimlere dönüştürmüştü. günümüz ailelerinde, karı ile koca, baba ile oğul, anne ile çocuk arasında açılan uçurumların etkisi sürmektedir. gaz lambalarının aydınlattığı gürültülü fabrikalarda gün yüzü görmeden on iki saatlik vardiyalarla çalışan aile üyeleri birbirini nadiren görürlerdi. sanayi devrimi sürekli bir keder kaynağı gibi, milyonlarca insanı, yaşamı dayanılır kılan 'duygusal tatminlerden' yoksun bıraktı. bugün sao paola'da ya da bombay'da yaşayan milyonlarca tüberküloz hastası aynı hikayeyi anlatır.>>
  • çocukluğumda uzun süre, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biri filan olduğu için " ince hastalık ;) " dendiğini düşündüğüm bir yeşilçam klasiği.. tabii o zamanlar cinsel yolla bulaşan hastalık değil de ayıp bi hastalık olduğunu düşünürdüm orası ayrı.
  • ( bkz: sevdiğine kavuşmazsa ölecek hastalığı)

    (bkz: kara sevda)
  • [- bana sorarsan bununkisi ince öksürük... "bir şeyim yok. benimkisi soğutlatmak," demesi boş...] kemal tahir - esir şehrin mahpusu

    (bkz: verem/@ibisile), tüberküloz
  • türk filmi hastalığı ...
  • (bkz: tuberkuloz)
  • incelikler yüzünden, ince ince yer incecik bedeni
hesabın var mı? giriş yap