• başlıcası doğmaktır.
  • insanin herhangi bir dine ve tanrinin varligina inanmaktan vazgecmesine sebep olan olaylardir.
  • başlı başına kuran okumaktır.
    başka bir olaya gerek te yoktur.

    sizlere bir fikir vermesi için bir atheist olaran neden atheist olduğumuzu listelemek istiyorum. listeyi okurken birde siz mantık yoluyla sorgulamayı deneyin.

    1- çamurdan yaratıldığına inanılan iki insanın neslinin ensest ilişkisinden çoğaldığına inanmıyoruz, inananlarada hayret ediyoruz. üstelik bilimede aykırıdır.

    2- kuran’da ve diğer kutsal denen kitaplarda yazan akla ve bilime aykırı; tufan, musa’nın denizi yarması, 6 günde dünyanın ve evrenin yaratılması, kabe’nin ebabil kuşları tarafından kurtarılması, yıldızların şeytanların atış taneleri olması, konuşan karıncalar, çöpçatan kuşlar gibi çocukca masallara inanamıyoruz.

    3- yusuf’un ve musanın tarihin en köklü uygarlıklarından biri olan mısır’ı ve onun tanrı olarak kabul edilen firavunlarını tek başlarına dize getirdiğine inanmıyoruz. üstelik bu masalların tarihi gerçeklere aykırı olduğunu da biliyoruz.

    4- yahudi halkının o kadar akıl almaz mucizeler gördükten hemen sonra (denizin yarılması. vb…) kendilerine dana heykeli yapıp ona taptıklarına (musa hikayesi) inanmıyoruz.

    5- semavi dinlerin yaratıcısının bu kadar insani duygulara sahip olmasını (öfke, nefret, kıskançlık, tuzak kurmak, vb…) gerçekci görmüyoruz. insanları sonucu belli bir teste sokan ve kendisine tapınılmayı şart koşan megoloman bir yaratıcıya inanmıyoruz.

    6- mucize olarak görülen kuran’ın günümüzde uluslar arası anlaşmalara, insani ve ahlaki değerlere aykırı canice hükümleri (ganimet, cariye, köle, din uğruna insan öldürme, kırbaçlama, el, ayak kesme, vb…) içinde barındırmasına hayret ediyoruz.

    7- kuranın değiştirilmemiş korunmuş olduğuna inanmıyoruz. (islami kaynaklara göre ve bilimsel kanıtlara göre kuranın değiştiği ispatlı delillidir.)

    8- sözde yaratıcının gözlerimizi perdeleyip, kalplerimizi de mühürleyerek bizleri inançsız bıraktığına inanmıyoruz, üstüne de inanmadığımız için ağız dolusu hakaret ederek üstüne de sonsuza kadar cehennemde yakacağını söyleyen bir tanrının gerçek olamayacağını biliyoruz.

    9- dünyanın müthiş bir ahenkle döndüğü ve sistemin mükemmel olduğuna inanmıyoruz.

    10- dünyada barış ve huzur, iyilik ve ahlakın dinler sayesinde geldiğine, islamın kültür ve bilim dini olduğuna inanmıyoruz. olmadığını biliyoruz. kanıtı; kuran, hadisler, islam ülkelerinin durumu ve tarihi gerçeklerdir.

    11- günümüzde peygamberin örnek insan olamayacağını biliyoruz. kendinize sorun peygamberin her davranışını örnek alabilirmisiniz? (birsür karısı olması, 9 yaşında kızla evlenmesi, savaşlarda yağma yaptırması, evlatlığının karısını alması, katliam emirleri vermesi vb..) bunları yapabilen birinin gerçek peygamber olduğuna inanamıyoruz.

    12- daha en başından işi garantiye alıp, sorgulamanıza bile izin vermeyen dine inanmıyoruz. ( islamın şartı , kelimei şehadet ki görmediğim duymadığım birşeye tanıklık yapmaktan başka bir şey değildir, imanın şartları , peygamberlere, kitaplara ve mucizevi meleklere inanmak, bunları yapmadan müslüman olamıyorsun.) bunun adı dayatmadır.

    13- islam kardeşlik dini olduğuna inanmıyoruz. (tarikatlar, şiiler ve sünniler gibi binlerce parçaya bölünmüş aralarında husumet olan guruplara ayrılmış bir dine kardeşlik dini denemez.)

    14- gerçek dışı ve eski dinlerde ki tanrılardan kopyalanmış (horus, vb..) sahte bir hayata sahip isa’nın peygamber olduğuna inanmıyoruz. (mısır yazısının çözülmesi ve tarihi kayıtlarla kanıtlanmıştır). hıristiyanlık roma imparatorluğunun dağılmaması için yapay olarak ortaya çıkarılan bir dindir.

    15- yıllarca ticaretle uğraşan, yaşadığı kentte soylu bir aileden gelen, bilgili ve görmüş geçirmiş bir tüccar olan muhammed in okuma yazma bilmediğine inanmıyoruz.

    16- biz neden yaratıldık, yaratıcı neden şeytana izin verdi, cennet cehennem neden var gibi sorulara dinlerin verdiği cevapları doğru ve inandırcı bulmadığımız için kabul etmiyoruz.

    17- sırf inancı var diye; tecavüzcü, katil, cani, ayyaş, pedofili, hırsız, yalancı, dolandırıcı, ihmalkar, şiddet yanlısı ve sapık insanlar günahlarının bedelini ödeyince cennete girebilecek, fakat inancı yok diye kendisi dünyanın en iyi insanı olsa bile cehennemde sonsuza kadar yanacak diyen bir dine inanmayı vicdanımız kabul etmediği için inanmıyoruz.

    18- allahın işi gücü bırakıp peygamberin cinsel hayatına bu kadar kafayı takmış olabileceğine inanmıyoruz. azhap-50 gibi ayetlerin tanrı sözü olacağına asla inanmıyoruz.

    19- tanrının peygamber kadınlarını tehdit ederek dedikodu yapmayın diyeceğine ve yoksa yerinize baska temiz bakirler veririz diyecek kadar küçüleceğine inanmıyoruz.

    20- tanrının yağma yaptırıp bu yağma malından 5 de bir hisse isteyecek kadar acımasız, mal, servet ve para düşkünü bir varlık olacağına inanmıyoruz.

    21- tanrının kadını bu kadar hor gören, aşağılayan, erkekler azmasın diye poşete sokacak bir varlık olabileceğine de inanmıyoruz.

    22- günümüzde bir insan tanrıyla konuştuğunu iddia ederse deli kabul edilirken binlerce yıl önce yaşayan ve aynı iddialarda bulunan insanların peygamber olduğuna inanmıyoruz.

    23- dinlerin dünyayı algıladığı gibi algılamanın, akla, bilime ve mantığa sığmadığı için ve ortaçağa ait fikirlerin bugün geçerliliği olabileceğine inanmıyoruz.

    24- tesadüf veya baska nedenlerle başımıza gelen her iyiliğin ve kötülüğün tanrıdan geldiğine inanmıyoruz. çok insan inanıyor diye doğru olması gerektiğine inanmıyoruz.

    25- yaratıcının ilk insanı yaratmak için çamura ihtiyaç duymasına anlam veremiyoruz. istediği ne varsa ol dedimi oluveren bir tanrının çamura ihtiyaç duyması mantıksızdır.

    26- insanları inançlara ayıran dinlere, dinlerin ahlak getirdiğine, peygamberlerin yol gösterdiğine, kutsal kitapların ışık saçtığına ve son olarak kutsal kitaplarda anlatılan tanrıya inanmıyoruz.

    bu liste uzatılabilir ama mümkün olduğunca ana hatlarıyla vermeye çalıştığım, mesajı umarım almışsınızdır. sizler inanmak istemedigimizi buna kendimizi zorladığımızı sanıyorsunuz. tam tersi, bizler kuran’ın tercümesini ilk defa okuduğumuzda hayal kırıklığına uğrayan ve islamı araştırdığımız da. inanabilmek için iyi ve mantıklı sebepler arayan ve islamı savunabilmek için bin türlü yorumlar düşünenen insanlarız. ama ne yaparsak yapalım yetmedi.

    ençok hayret ettiğim konulardan biride şudur; bu ayette şu bildirilmiş bu ayett-i kerimede şöyle buyrulmuş, vs, vs, diye kuranı savunan ve kendince ne demek istediğini anlatmaya uğraşan kimselerin aslında o ayetlerin ne kadar zavallı ve savunulmaya muhtaç olduğunu gözler önüne serdiklerini farkına varamamalarıydı.
    düşünün lütfen büyük bir tanrı bu aklın alamayacağı evreni yaratan bir güç kalkıp insanla irtibata geçiyor bizi kendine inanmaya çağırıyor ama bizi imana davet ettiği kitabında yazılı ayetler daha açıkça ne istediğini anlatmaktan aciz.

    bu tanrıyı konuşma özürlü görmek gibi bişey. eğer kuran, tevrat ve incilde anlatılan tanrı gerçek olsaydı, eminim insanlığa asla ama asla bu üç kitabı göndermezdi. ben bu gücün bukadar aciz olabileceğini asla kabullenemem bu yüzden kendini dindar kabul eden kimselerden daha çok bizler tanrı kavramına saygılıyız. çünkü bizler dini sorgulamaya tanrının büyüklüğüne yakıştıramadığımız bu kitapları ve içilerindeki çelişkileri araştırarark başlıyoruz. doğru cevapları bulduğumuzda da zaten dinden çıkmış oluyoruz.
    bir arkadaşım bana sormuştu doğrusu nedir diye bende kendisine eğer dinle ilgili doğruyu ararsan bulduğunda eminol dinden çıkmış olursun demiştim.

    sanılır ki bir kimse din konusunda bilgisizliğinden ve cahilliğinden dolayı inancı terk eder. oysa dinlere inanmayan insanlar iki günde bu kararı vermiş insanlar değildir. uzun bir araştırma ve sorgulama dönemi ardından dinlere inanmamayı seçen din konusunda oldukça geniş bilgiye sahip kimseler ancak dinsiz olur. genel durum budur.

    falanca ateist veya din dışı akımlara inanan biri bunca sorgulama ve araştırmadan sonra dine tekrar inanmaya başlayıp dinlerde anlatılan bu masallara inanmaya başlamışsa psikolojik sorunlar yaşıyor demektir. kurana göre de bu kimselerin tekrar dine inanması zaten mümkün değildir.
    sonuçta kalplerimiz mühürlenmiş(!)!
  • dedeme dair hatırladığım en net detaylar; benim 6-7 yaşlarında sokakta apartman arasında arkadaşlarımla top oynarken bütün gün beni izlemesidir. adamcağzın ilk torunuydum; o da benim üzerime öyle bir düşerdi ki... bir tanecik dedem, günde beş kilometre yürür, ben dışardayken bana göz kulak olur, ilkokula hergün yürüyerek bırakır ve dönüşte alır beni eve getirirdi; annem babam çok yoğun çalıştığı için çoğu geceler de onda kalırdım zaten... neyse dedem beş vakit namaz kılardı, caminin müdavimi olması ve yaşı dolayısıyla bunların ekibin özel bir yeri vardı orda, girişten üst kata çıkan özel bir bölme, ayakkabını felan yanına alırdın oraya koyardın. bazen caminin imamı dedeme saygısından belli duaları felan ona okuturdu... o kadar güzel okurdu ki, içim huzur dolardı benim.

    dedem beni sokakta bırakmamak için, oğlum gel sen de camiye sonra ne istersen yaparız derdi... ben de hep giderdim onunla. çok güzel zamanlardı, bana hiç dua felan öğretmedi sen bak taklik et yat kalk bizimle derdi.

    kendisi zamanında sağlık bakanlığı müsteşarıymış, oldukça hürmet edilirdi kendisine.. gurur duyardım ben de.

    babam doktor çıktığında, annemle uzak kalmamak için tayin yaptırtmak istemiş dedemden rica etmiş, kabul etmemiş; üzerine titrediği biricik kızı doktor çıktığında ise gene kılını bile kıpırdatmamış, annem tıpış tıpış urfaya gitmiş (fakülteden arkadaşlar, ilk annem tayin oluyor, sonra babam)... dedenin imkanı varken beni dolmuşlarda süründürttü diye şakayla karışık sitem eder rahmetlinin arkasından.

    dedemi o kadar severdim ki sayesinde dine ilgi duymaya başladım, 12-13 yaşlarında artık tek başıma ya da arkadaşımla camiye giderdim; hakkaten de huzur bulurdum ( dedem olmasa da torpilli kata çıkardım, herkes beni tanıyordu orda hehe )

    camiye gittiğim zamanlarda gene dua bilmezdim, artık dedem yavaş yavaş oğlum duaları ezberle demeye başladı bana, ben duasız zevk alıyordum, içimden geleni söylüyordum orda... genellikle allahla konuşurdum, tanrım şu sınavda lütfen başarılı olayım felan diye ( ilkokul 5 sonundaki özel okul ve lise sınavları) hakkaten de baya başarılı oldum.

    geldik lise yıllarına, lise 3teydim heralde, üniversite sınavına daha 1 sene var; yavaştan okumaya başladım kuranı, okudukça saçma geldi okudukça siktir lan çektim...ama içimden çekiyordum ve daha üniversite sınavına girecektim, derinlemesine bir araştırmayı hakediyordu yav bu din işleri...

    bizim evde babam da annem de sıkı müslümandır, annem açık görüşlü bir kadın; babam biraz daha muhafazakar ama gene oldukça açık görüşlüdür... bana göre muhafazakardır kendisi.

    ikisi de namaz kılmaz, arada içki içerler, ramazanda oruç tutarlar ve içki içmezler; yetmiyormuş gibi ramazan ayında beni de yanlarında içirmez babam.. evladım ben babayım, senden ben sorumluyum; şimdi benim yanımda içme lütfen ramazanda, illa beni çiğneyeceksen de benim görmediğim ve öğrenemeyeceğim bir şekilde zıkkımlan lütfen der; annemleyken sorun yok.

    neyse yıllar geçer, ben araştırırım; kuranı okur sorgular saçma bulur, arkadaşlarla tartışır, turan dursunu felan okurum; en sonunda önce dinden sonra da allahtan çıkmışımdır..

    20 yaş başlarında komple dinden çıktım, 23-24 civarı da tanrı da yok la, yaşasın darwin dedim diye hatırlıyorum.

    iki sene evvel ailecek tatile gittik de gene ramazana rastlamıştı ve ben o gün içki içmek istiyordum.. baba dedim koskoca adam olduk, heralde artık karışmazsın; yok oğlum, benim yanımda olmaz lütfen! dedi.

    konuya girdim dosdoğru, peki madem; yahu sen bu kadar inançlısın da, ben senin hiç namaz kıldığını felan görmedim, kuranı okudun mu sen baba diye sordum... sormak istiyordum; çünkü babam, hayatımda gördüğüm en zeki insanlardan biridir, üstelik gene hayatımda gördüğüm en sorgulayan insanlardan da biridir.

    yok dedi, neden okuyacakmışım.. yahu baba cahilsin desem, değilsin.. koskoca doktor olmuşsun, inanıyorsun o kadar müslümanım diyorsun, ramazanda içki içmiyorsun, neden okumadın.. biz babamızdan böyle gördük oğlum demekle yetindi... anneme sordum; yok oğlum ne gerek var; benim dedem türkiyenin ilk müftülerinden, senin deden de çok aydın iyi bir müslümandı, ben göreceğimi gördüm, ne gerek var okumaya dedi...

    artık tam zamanıydı, zuladan çıkardım senelerce araştırıp biriktirdiğim bazı soruları; bu ayette neden böyle, kuranda neden böyle diye sormaya başladım babama; oğlum dedi.. girme bu konulara...

    neden dedim?

    kısa ve öz : okursam senin gibi olurdum, o yüzden okumadım.
    aynı zamanda çok iyi bir gözlemleyicidir, benim dönüşümümü benimle hiç konuşmadan farketmiş demek, şaşırdım o gün ve babamla bir daha bu konularda konuşmamaya karar verdim.

    gel zaman git zaman, bir sürpriz bekliyormuş beni yakın zaman önce: annem o zaman işkillenmiş ki gizli gizli okumuş. geçenlerde görüştüğümüzde bana dedi ki ; oğlum sen haklısın valla... din min yok; bunların hepsi yalan dolan.

    babam muhafazakardır demiş miydim:=)
  • (bkz: kur'an sallayıp yeminler eden hırsızın çarpılmaması)
  • ınsanin yaradilisindan gelen sorgulama istegini barindiran olaylardir. ıste bunlar hep test, allahin sana verdigi akila gore mi hareket edeceksin yoksa etrafinda sana dayatilan akillara gore mi?
  • dinin, erkeklere bir kadının saç telinden tahrik olma hakkını vermesi.
hesabın var mı? giriş yap