• varolmanın bilinmezliği ile yokolmanın korkusu.
  • sayfalarca mantıklı, mantıksız şey yazılabilir felsefeden, teolojiden, sosyolojiden, psikolojiden örnekler verilebilir ama tek kelimelik iki sebep vardır.
    1. menfaat
    kutsal kitaplardan cennet olgusunu söküp atın ve duruma yeniden bakın.
    2. korku
    kutsal kitaplardan cehennem olgusunu söküp atın ve duruma yeniden bakın.
  • aizen sousuke'nin güzel bir şekilde yorumladığı sebep :

    "hiçbir canlı kendisinden daha yüce bir varlığa inanç duymadan ve itaat etmeden yaşamını sürdüremez. inanç duyanlar bu yükten kurtulmak adına kendilerinden daha güçlü kişileri ararlar ve buna karşılık, bunu aradıkları o kişiler de inanç duyabilecekleri daha da güçlü kişileri ararlar. ve işte krallar böyle doğar… ve işte tanrılar böyle doğar."
  • (bkz: ego)

    insan kendinin bir tesadüften ve hiç bir şeyden var olduğunu kabul edemez.
    ve yine hiç bir şeye gitmeyeceğini bilmek de kabul edilemez.
    bu kadar önemli olan bir varlık öldükten sonra mutlaka yaşamalıdır.

    bu sebeple allah'a, ölümden sonra hayata yani ahirete inanır. (lar)

    yani bir arkadaşım öyle diyor.
  • ironiye gel: (bkz: evrim)

    ateşin bilinçli bir şekilde kullanılmasıyla birlikte etin pişirilerek yenmesi... beynin bolca proteine maruz kalması... hem varlığı sorgulayan, hem de -ayna nöronların gelişmesiyle birlikte - empati yapan ve "ahlak" kavramını ortaya atan bir beyin türünün ortaya çıkması... "ben neyim?", "bu dünya ne?", "güneş ne?", "yıldırımı düşüren, depremleri yaratan, sellere neden olan ne?", "ölüm ne?", "iyi - kötü ne?", "suç ne?" ve en önemlisi de "ölümün sonrası ne?" gibi sorulara yanıt aranması... yanıtsız soruların acı ve umutsuzluk vermesi... tüm bunlardan kaçınmak için insan beyninin bir çıkış araması... sahip olduğu bilişsel şemalarla (baba, sürü lideri, kral vb.) bağlantılı, her şeyden kudretli, yaratıcı, yargılayıcı, kötüyü eninde sonunda cezalandırıcı, iyiyi eninde sonunda ödüllendirici bir kralın insan beyni tarafından "yaratılması"... çelişkiler ve acılar içerisindeki bu canlı türünün beyninin rahatlaması... yarattığı bu anlam ve değerler sistemi içerisinde kendisini güvende hissetmesi...

    ateş ile birlikte kimyası değişen şu insan beyni...

    doğayı dev bir organizma olarak kabul edersek bu organizmanın içerisindeki tümörler adeta.
  • alternatifi yoktur.

    kainatı ve insanı allah'ın yaratmadığını kabul ederseniz, o zaman doğru düzgün bir izah getirmek zorundasınız.

    ancak böyle bir izah mümkün değildir.

    tanrısız bütün izahlar öteleme taktiği kullanır ki, kafayı kuma gömmekten başka bir şey değildir aslında bu yöntem.

    tanrı reddedildiği takdirde her şey abesiyete kalbolur.

    bu alem nasıl var oldu?

    büyük patlama, genişleyen evren vs...

    insan nasıl var oldu?

    şimşek çaktı, metan gazı atmosferinde ilk organik hücreler sentezlendi, bu hücreler çoğaldı, derken derken insan oldu.

    yani her şey kendi kendine oldu!

    hiçbir şeyin hiçbir amacı yok.

    biz ve tüm sevdiklerimiz birer birer yokluk kuyusuna atılacaklar.

    şöyle geniş bir perspektiften bakan ve bir an dahi olsa gafleti atabilen insan böyle bir şeye inanamaz.

    kimi zaman şu aleme ve kendime baktığımda dehşete kapılıyorum. adeta yaratıcının nefesini ensemde hissediyorum. bu tecrübe o kadar ürpertici ki, hemen kendimi başka şeylere verip unutmaya çalışıyorum. zira allah'ı hissetmek neredeyse insanı tir tir titretiyor. bütün tüyleri diken diken ediyor.

    siz nasıl hissetmiyorsunuz, hayret!
  • buna 'bir tanrının olması' cevabını verenlerin iq seviyesini gerçekten merak ediyorum. hayır hakikaten nasıl bu kadar salak olabildiğinizi, bildiğiniz değil, altı üstü inandığınız şeyle nasıl bu kadar ukalalaştığınızı anlamaya çalışıyorum. sonra türkiye'de neden bilim gelişmiyor, gelişmez tabi. adam resmen 'bir tanrının olması ve inanma ihtiyacı vermesi' demiş. bildiğin gerizekalı hani. dünya neden güneşin etrafında döner? çünkü bir tanrının olması ve dünyanın etrafında dönme ihtiyacı vermesi. neden grip oluruz? çünkü bir tanrının olması ve grip olma ihtiyacı vermesi. gibi gibi salakça, bilimle, siktir et bilimi mantıkla dahi alakası olmayan şeyler. hayır, zaten sizin iddia ettiğiniz gibi ilahi bir sebebi olsa, senin gelip einstein edalarıyla ''çünkü bir tanrının olması ve bunun çok açık olması'' gibi şeyler zırvalayabileceğin bir şey olsa, inanç nasıl bir cennete gitme kriteri olabilirdi ki? hakikaten salaksınız. ha bir de yukarıda bir ''ateizm en büyük dogmadır'' aptallığını gördüm ki bir çift laf etmeden geçemeyeceğim. kimse, tanrının var olmadığını kesin olarak bildiğini iddia etmemektedir, ateist o değildir zaten. aslında her ateist tanrının var olup olmadığının bilinemeyeceğinin farkındadır, sadece evrene kafa yorduktan ve de tanrı kavramının tarihteki başlangıcına baktıktan sonra 'muhtemelem yoktur' diyebilmektedir. 'olduğuna inanmıyorum' yerine 'olmadığına inanıyorum' dersem göt gibi kalırsın. neyse, herkeste bir bilmişlikler, bir laf sokuşturmalar falan, artık kim neyine güveniyorsa bu kadar, eğer bir tanrı varsa ondan akıl fikir diliyorum bu tiplere.
  • adalet istemeleridir. bu dünyada sahip olmadıklarına diğerinde kavuşacağina inanmak istemektir. ya da düşünsenize, bi haksızlığa uğruyorsunuz ve elinizden bi şey gelmiyor. "bunun öbür dünyası da var" ya da "allah sorsun" diyorsun. müthiş bi rahatlama ve motivasyon. "allahı damarlarımda hissediyorum" demişti bi tanıdığım. insanın kendi dayanma gücünü arttırmasının en kolay yoludur tanrıya inanmak.
  • inanmak neyse de tapmak garip geliyor. hadi seni bir tanrı yaratmış olsun, eee? işi zaten yaratmak ise, bir de bunun için ona tapmak zorunda mıyız? hem sana sormadan seni yaratıyor, hem de tapılmak istiyorsa nasıl bir tanrıdır bu? böyle ego sahibi, kompleksli tanrı mı olur? insandan zihniyet olarak ne farkı kaldı taptığınız tanrının? neyse, tapan tapsın. ama diğer ihtimalleri de bir düşünün derim.

    bir de şu var (bkz: tanrıya minnet duymama hakkı)
  • (bkz: ölüm korkusu)

    tüm dinler ölümden sonra bir yaşam vaad eder. ama bu cennet olur ama reenkarnasyon ama ot ama bok. insan denen ibnetor sonsuza dek yaşamak ister, ölmekten korkar. açgözlüdür bu şerefsiz. 80 yıllık ömür yetmez mnakodumuna.
hesabın var mı? giriş yap