• bilinçli bir soyutlamaya girişmiş kişi davranışı...ilkokuldan başlayarak muntazam öğrenci olmuş, derslerini özenle yapmış, ön sıralarda oturmuş, büyüyünce işine ve kendine özen göstermiş, ama işte her şeyi özenli yapmaya alıştığından yalnızlaşırken de duvarını örecek tuğlaları özenle üst üste koymaya çalışmış kişidir..bu özen, duvar ne kendine ne de diğer tarafta kalan kişinin üzerine çökmesin diye maharet ve incelikle örülmüştür..

    sessizce kişileri listesinden engellemiş, becerebilmişse semtini değiştirmiş, telefon hattını ve hatta şebekesini taşıtmış, yemeklerini daha uzak yerlerde yemeye başlamış, suskunluktan keyif almış, kısa yanıtlara sığınmış, kaçamayacağı kişilere kısa açıklamalarda bulunmuş ve en nihayetinde duvarın üzerine koyacağı son tuğlaya elini atmıştır..neden? genel olarak duvar örmek istediğinden ve belki de mantıklı birçok nedenden..fark; simetrisi ayarlanmış ilişki ayracı duvarlar..
  • bu insanlar hayatlarının çeşitli dönemlerinde en sosyal insanlardan bile daha sosyal olabilmekle birlikte genel olarak içinde bulundukları toplumun o derece sosyalliği kaldıramayacağının bilincinde olduklarından asosyal olmayı tercih ederler çünkü orta karar sosyal olmak daha zor ve samimiyetsiz bir şey gibi gelir.
  • charles bukowski bu insanın duvar örme sürecini şöyle anlatır:

    ''ne zaman ki en sevdikleriniz yanıltır sizi,ne zaman ki birer birer düşürür herkes maskesini ,ne zaman ki yalnızlıktaki o muhteşem gücü keşfedersiniz ,işte o zaman başlarsınız gerçekten yaşamaya!''
  • "sana duvar ördüysem, tuğlasını sen verdin"
  • insanın, insanı yorduğu, yıprattığı, ezdiği, sömürdüğü ve her acının odak noktası haline dönüştürdüğü zamanların insanıdır.

    çağını sorgulamak ve onunla mücadele etmek yerine insanlarla arasına koca bir duvar örerek kendi dünyasını kurmaya çalışan, bunların aksine inansa da yapacağı pek bir şeyin olmadığı fikrine zorunlu olarak inanmış, kimilerince asosyal olarak görülebilecek, kendi duvarlarının mahkumu ya da özgür bireyi olarak hayatını devam ettirmeye karar vermiş, alışkanlıklarından, içinde yaşadığı kentin sokaklarından, dostlarının ve arkadaşlarının hafızalarından kendisini silerek, yaşamın öteki ucuna içsel bir yolculuğa çıkan modern insandır bu. "dünyanın verdiği acı o kadar çoktu ki hiç aşk acısı çekmedim." diyen tezer özlü gibi dünyanın verdiği acılardan bunalmış modern bir insan.

    seçtiği hayatın zor olduğunun bilincindeyse ve yaptığı şeyden dolayı büyük sıkıntılar çekmeyecekse, hayatından eksilttiği insanları özlemeyecekse, çıktığı bu yolda yalnız kalmanın yaratacağı etkilerden korkmayacaksa, sağlıklı bir yalnızlığın tadını çıkarabilecektir elbette. aksi halde deliliğin, bedenini ve ruhunu saracağı sağlıksız bir yalnızlığın pençesinde yıllarca kıvranacaktır.
  • inatla bırakılmaması kişi. kovsa bile defalarca yorulmadan sevgiyle gidip konuşulası sarılası insandır. bu bir sendrom olabilir. sonrası çok daha kötü olabilir.
  • bi'nevi kişisel çin seddini inşa eden insandır. saldırılardan yılmıştır, savunma mekanizmasına destek olsun özenle malasını eline alıp işe koyulmuştur. harcını bencil olan insanlar karmıştır. tuğlalar alaycı, sürekli eleştirenler tarafından katılmıştır. had bilmezlik, empati yoksunluğu, fütursuzca kara sularına. mahremiyetlere tasallut bu eylemi getirmiştir, maalesef ki. biz bu hale nasıl geldik? hani sosyal canlılardık. herkesin duvarları o kadar kalın ve izole hale geliyor ki, yakında tek kişilik krallıklar duvarları yıkmak isteği duymadan yalnızlıktan ölmeye doğru yol almaya dikiliyor sanki. doğu batı diye ayrılan duvarlar yerini etnik , cinsel ya da sınıfsal duvarlara bıraktı ve de kaynayan kazanlar nefreti her yana yayarken iletişimsizlik bu yalan-yanlış fokurdamayı bir türlü sonlandıramadı. halbuki empati kurup anlamaya çalışma odaklı bir iletişim ile arabuluculuk sağlanabilir saydam bir toplum olabilirdi. duvarları yıkıp köprüleri kurmak için ne bekliyoruz hala acaba !
  • insanlara hissettirmediği ölçüde başarılıdır bu insan. ayrıca herkesin bir şeylerini bilip dinleyip hiç kimsenin hakkında bilgi sahibi olmadığı insandır.
  • alınganlıktan yapar bunu, kendine verdiği değer çok yüksektir ve bunu başkalarının kendine bakışında göremez, o yüzden örer duvarı, kırılganlıktan yapar bunu
  • insanlardan gelen soğuk hava dalgasından bıkmıştır.
hesabın var mı? giriş yap