• iş yerinde uyuz olduğunuz eleman hakkında metroda bangır bangır bağırarak konuşmamak.
    her an arkanızdan belirip,' libera hanım merhaba' diyebilir. ben yaşadım çok pis ters köşe oldum. oha lan dedim kendi kendime. sahte bir gülümseme paydahlandı o an suratıma. duyduğuna sevinsem mi* üzülsem mi* bilemedim.

    velhasılı en ilk kuralım oldu iş arkadaşlarımın dedikodusunu metroda yapmamak.*
  • - sizin donanım ve yazılım sorunlarınızı çözmekle yükümlü ve aynı zamanda hiç boş zamanı olmayan bütün it elemanları tatlı gıdalara bayılırlar. bu insanlara ufacık bir program kurdurmak olağanüstü çaba gerektirdiğinden her daim koz olarak gofret, çikolata vb. bulundurunuz. boşa dil dökmeyiniz, şirinlik yapmayınız lafla peynir gemisi yürümüyor. erkek elemanlara naz yapmıyorlar ama onları da sallıyorlar. kadın elemanlara ise ekstra bir naz söz konusu. adam nasıl olsa işi yapmak zorunda ama işte sallıyor, süründürüyor.

    glükoz ve şekersiz sert bir kahve tüm soruların cevabı. 10 senelik it sektörü tecrübemde bunu gördüm ben.
  • koskoca şirket de olsa 5 kişilik bir acente de olsa herkesle herşeyi konuşma. eğer en alt devreysen dedikodu sakın yapma. içlerinden birisi mutlaka ağzı orospudur. sıkıntı yaşarsın.
  • mumkun oldugunca yazili hale getirmeye calistigim kurallardir. sukur ki gun gectikce isyeri kulturu, kurallari vb.nin onemi daha da ortaya cikiyor da hem isler artiyor hem de calisanlar daha mutlu hale geliyorlar. evet daha mutlu hale geliyorlar, cunku yazili hale getirdigimiz bu kurallari, isyerinin kulturune uygun olmak kaydiyla, calisanlarin nasil daha mutlu olabilecekleri yolundaki tavsiyelerimizle sekillendiriyoruz. sekillendirmekle de kalmayip, tum yonetici ve calisanlarin icsellestirmesi yolunda da destek oluyoruz.
  • amire yalakalık allahın emridir.
  • kulağınıza gelen dedikodu %90 doğrudur.
  • volume 3

    *"üst yönetimin asistanları" -eski tabirle sektreterler- genelde çatlak, sempatik, deli dolu tipler olurlar. aranız iyi olursa hem herşeyi ilk siz öğrenirsiniz hem de neyin kime nasıl yaptırılacağı konusunda engin bir know how'a ulaşırsınız.
    *kariyerinizin başında ya da bir köşesinde uluslararası firmalarda çalışmak, bilhassa da 'danışmanlık' yapmış olmak hızla yükselmenize, kariyerinizde engelleri kolaylıkla aşmanıza vesile olabilir. sizi "çok bilen" adam statüsüne yükseltir.
    *bir rapor, bilgi, veri, her ne haltsa ne kadar çok kişiye gönderilecekse o raporda hata olma olasılığı o denli artar. 5bin kişiye bir mail atarsınız, 3 ayrı kişi 98 kere bakmış da olsanız o kadar temel bir hata çıkar ki kol böreği gibi papara yersiniz, "iş beceremeyen adam" yaftası derhal üzerinize yapışıverir.
    *işe ilk girdiğiniz 3-5 sene ne öğrendiyseniz yanınıza kâr kalır. ilk 6-7 senede 1, tercihen 2 transfer yapmış olmak sizi bir anda "yönetsel" bir pozisyona getirebilir. diğer türlü hep üzerinize getirilen müdürleri, direktörleri izler durursunuz.
    *en taşşaklı, profosyonel, uluslararası gibi görünen firmalarda bile "iş bitiricilik" türk kültürüne adapte olmuştur. birebir markaj, peşinden koşmak, adam tanımak, laf arasında sıkıştırmak, kovalamak, darlamak, bezdirmek, sosyal becerilerini kullanmak en bilindik "iş yaptırma" şekline dönüşmüştür. işinizi "profosyonel" yollarla halletmek normal süreceği zamanın 5 katına mâl olur.
  • kritik bir konuda hata yaptığında panik bir sekilde sağa sola koşturup ortalığı telaşa verme, iş hayatındaki başarının önemli bir kısmını böyle durumlarda takındığın tavır oluşturur..kısacası her daim soğukkanlı ol, olamasan bile öyle görünmeye çalış..
hesabın var mı? giriş yap