• bu sene 10k ile, ilk katılacağım koşu olarak belirlemiştim. geçtiğimiz hafta siteden kayıt yaptım ama mail’ime aktivasyon linki gelmedi. giriş yapmaya çalışıyorum, mail’den aktivasyon linkine tıkla diyor. mail’e gelen giden yok, mail atıyorum, geri dönen yok. yapacağınız işe kafam girsin. insan en azından “aktivasyon mail’ini tekrar gönder” diye bir buton koyar oraya. şu ülkede herhangi bir işin eksiksiz yapıldığını görebilecek miyim dünya gözüyle?
  • vodafone yarı maratonunda bir ara lider olan koşucuyu eyüp'te köpek kovalamış. zaytung haberi gibi ülkeyiz lan.

    http://goo.gl/br2eww
  • 10k'yı 01:03 koşarak derecemi geliştirdiğim yarıştır.

    parkur çok güzeldi. hava güzeldi. insanlar güzeldi. ama sunucu konusunda pek aynı şeyleri söyleyemeceğim. çok fazla çocuk vardı. yarış sonunda öğretmenleri baya sorguya çekiyordu. bisikletli çocuklar biraz tehlike yarattılar. mesela son 100 metrede depar atan bir abinin önüne bisikleti kırınan çocuk baya bi küfür yedi. bandomsu ekip çok hoş bir süpriz oldu ve hatta iyi geldi. yarış tshirtleri giydirdikleri köpekleriyle koşanlar vardı. onlara sokak köpekleri de arada eşlik etti. yaklaşık 1k kala yanımdan geçen yarı maraton ilk üçü de sağolsunlar iyi gaz verdiler. yalnız onları çekicez diye bizi biraz görmezden gelen basına buradan selam yolluyorum.
  • 1.49'la ilk yarı maratonumu bitirdim. parkur gayet güzeldi insanı zorlayan bir yanı yoktu. organizasyon açısından bakarsak;

    * akp'li belediye ne kadar güzel inşaat yaptıklarını gözümüze sokmak için sanırım start alanını yenikapı miting alanına çekmiş. her yerde bir sürü greyder vs. alanın geniş olması güzel fakat yeterince yayılmamıştı organizasyon. start ve finish'te kötü bir görünüm vardı bu nedenle.

    * start çok kötü verildi. her yarışta start alanı uzun bir koridordur. burada arkada kalanlar sıkışık bir vaziyette viraj alarak başladık. tam önlere doğru ilerlerken bir baktık bir abi önümüze yüzlerce su dizmiş. dedik herhalde engelli koşacağız.

    * muzları tabağa koymuşlar, kendimi alanya'da açık büfe kahvaltı yapan alman gibi hissettim. görevlilerin koşan kişiye nasıl su uzatılır nasıl meyve, sünger uzatılır pek bilgisi yok maalesef. tabi bizde spor kültürü olmaması ile de ilgili. bir bakıyorsun 10 tane koşucu tabağa uzanıp uzanıp muza dadanıyorlar. sen 5 tane adamı dizersin uzatır isteyen koşarken alır orası pit stop değil yani. runatolia'da bu iş çok başarılı yapılıyor mesela.

    * halkın ilgisi yine yoktu. en çok desteği suriye'li çocuklardan aldık. küçücük çocuklar bir ara eşlik ettiler koşanlara, her gelene "çak"yaptılar, çok sevimlilerdi.

    * en kötüsü de yukarıda değinildiği gibi koşu bittikten sonra hiç ama hiç su bulamadık. esnaf kazansın mantığı dahi olsa koşu sonrası su bulunmaması bence eksiklikti. 21 km koşup içecek su bulamıyorsunuz düşünün. madem esnaf kazanacak o zaman seyyar büfe açarsın yığınla satar insanlar. daha çok kazanır. su istasyonlarındaki suları atarsın bir arabaya götürürsün finish alanına çok zor olmamalı.

    organizasyondaki bu eksiklikler basit hamlelerle çözülebilir, o kadar emek ve para harcanıyor istanbul daha iyisini hakediyor, yetkililer bunları çok rahat yapabilir diye düşünüyorum.

    vestiyer, tuvalet, çip, tişört vs. gibi konular da bana kalırsa kusursuzdu. ayrıca parkurun bu hali gerçekten çok güzel olmuş denize doya doya koştuk. şansa hava da gayet iyiydi.
  • süper bir parkurdu ilk defa koştum. bilhassa eminönü yenikapı arası sahil şeridi. maratonun psikolojik bir olayı var. hazırlanırken yavaş tempo hazırlanıyorsun; yarış günü etrafındaki kalabalığın da etkisiyle yarış psikolojisine girip hazırlandığından daha yüksek bir tempoda kaptırıyorsun. bu sebeple, ayaklarımı bu akşam saatlerine doğru tekrar hissedebileceğimi ümit ediyorum.
  • an itibariyle sonuncusu 26 nisan 2015'te koşulan, yarı ve çeyrek maraton kategorilerinden oluşan yarış.

    parkur çok kolay ve çok güzeldi ama katılım istanbul gibi bir şehir için çok azdı, organizasyon yeterliden öte değildi.

    katıldığım yarışlarda 15k ya da yarı maraton koşan biri olarak bugün ilk kez çeyrek maraton koştum. çıkış anında kronometremi çalıştırmayı unuttuğum ve saatlerdir bi türlü sonuçları açıklayamadıkları için hala zamanımı bilemiyorum. (tahmini 53-55 dakika.) oysa ne güzel, 2 ay önce antalya maratonunda sonuç standı vardı, yarışı bitirdikten 1 dakika sonra süreni öğreniyordun, resmi sonuçlar da öğleden sonra ilan edilmişti. bekliyoruz.

    istanbul dediğimiz şehirin nüfusu bir sürü ülkeden fazlayken 8000 civarı kayıtlı katılımcı bana oldukça az geldi. (tam katılan sayısı resmi sonuçlar açıklanınca artık) tabii, koşmayana neden koşmadın diyemem ama, 15+ milyon insan içinden yarışa ilgi gösteren daha çok insan çıkmalıydı. aynı gün central park'ta antrenman yapmış olan insan sayısı bu maratona katılandan fazladır. bir kıyaslama daha yapalım, antalya'daki koşucu sayısı 6500 imiş. sanki bir takım koşup duran insanlar var, nerede yarış varsa gidip orda koşuyor, yerelden katılım hep çok az gibi.

    bir maratonun eğlenceli olması olmazsa olmaz değil (hatta benim için önemsiz) ama, yarış keyifli olunca katılan sayısı da artıyordur muhtemelen. bu tamamen eğlencesiz bir maratondu. çok eğlenceli bir ısınma alanı değildi. yolda seyirci, destekçi yoktu. etrafta ara sıra müzik çalan standlar yoktu. bir şenlik, bir festival havası yoktu.

    organizasyonun iyi ve kötü taraflarına gelelim:

    * çok sayıda seyyar tuvalet olması güzeldi, kuyruk derdi pek olmadı.

    * yenikapı'daki kocaman miting alanı yarış öncesi ısınmak için çok iyi.

    * vestiyer hizmetini kullanmadım, yorum yok.

    * su, sünger ve yiyecek istasyonlarına hiç uğrama ihtiyacı hissetmedim. yorum yok.

    * her km başına görünür bir şekilde tabela yoktu. (sinir oluyorum buna)

    * insanlara süre ayarlamada yardımcı olan tavşan atletler yoktu.

    * adidas'ın yarışın son 3. km'sine kurduğu tünelden geçerken insanı koşmaktan soğutan anonslar yapılıyordu. yarışın sonuna gelmişiz, adam çıkmış "hadi hızlan" diyor, ulan insan "hadi dayan, çok iyisin, bitirebilirsin" filan der. te allaam...

    * koşu sonrası verilen torbadan çıkanlar güzeldi. muz, çikolata, meyve suyu, kuru tişört ilaç gibi geldi. uyduruk muşamba yağmurluk konabilirdi her ihtimale karşı.

    * sonuçlar nerde yav hala?

    --- düzeltmeler:

    1) hele şükür ertesi gün sabahında açıklanan sonuçlara göre 4000'den biraz fazla kişi yarışı bitirmiş. içler acısı ötesi bir sayı.

    2) 00:55:13'te bitirmişim. ortalama 5:14 pace. daha iyi olmalıydı.

    3) sonradan okuduğum kadarıyla yarışı geç bitirenler ve 21k koşanlar bitişte lojistik sorunlar yaşamışlar. keyif kaçırıyor böyle şeyler cidden. ben olsam çok sinirlenirdim.

    --- ek:

    kutlu doğum haftası saygısızlığını şimdi hatırladım. madem öğleden sonra etkinlik yapacaksınız, saygılı olun ve zamanınızı bekleyin. sizden önceki etkinliği bu şekilde mahvetmeye hakkınız yok.
  • yazın kavurucu sıcağı bastırmadan ilkbaharda yapılan her maraton başarılıdır.parkur güzeldi.denizden gelen müthiş esintiyi hissetmek paha biçilemez.sırada newbalance bozcada yarı maratonu var. 9 mayısta görüşürüz.
  • olması gerekenden daha geç başladı, organizasyonda su ikramı bol tutulmuş ama finish de biraz da esnaf kazansın mantığı ile hiç su dağıtımı yoktu. şanslı iseniz kendinizi koşarken görebilirsiniz.
    edit:sonuçları net zamana göre değil brüt zaman göre kişiye en derin saygılarımı sunuyorum.
  • *ilk defa start düzlüğü olmayan maraton koşusuna tanık oldum. biraz sıkışıklığa sebep oldu. daha kötüsü yarış başlangıç alanının hemen bitişiğinde inşaatın alanı var. yarış, vinçlerin olmadığı ileriki bir noktadan veya farklı bir yerden başlatılabilirdi.
    başarısız.

    *yarış sonunda "anam babam sana feda olsun ya resulallah" miting/konseri vardı. tam adı nedir bilmiyorum ama türkçe yazan tek kısım buydu. her yerde yeşil, siyah ve kırmızı üzerinde arapça yazıların olduğu bayraklar ve kara çarşaflı yüzlerce insan vardı.
    (bkz: yeni türkiye) bu olsa gerek..
    yüksek sesli arapça-türkçe karışık şarkılar son derece rahatsız ediciydi. (bkz: ses ses, ses kontrol ya allah, ya allah ses kontrol)
    nispeten güzel diyebileceğim bir organizasyon bu kadar mı kötü bitirilebilir.
    başarısız.

    *yarış sonu torbasında çikolata, muz, küçük meyve suyu, madalya ve tshirt vardı. su olmaması çok kötü. verdikleri çatada küçük bir meyvesuyu var sadece, yeterli değil.
    başarısız.

    *sponsorlardan biri nestlepurelife'tı. çok iyi yerlere stand kurmuşlar. su ikram eden kişilerin bir kısmı bir uğraşmayalım diye şişenin kapağını açıp veriyorlardı, ıslak sünger olayı her maratonda olduğu gibi bunda da vardı.
    başarılı.

    * pist son derece güzel. sahil şeridinden koşmak, denizin bu kadar içinde olup bu kadar uzak kalanlar için süper bir ortam. enerji veren, motive edici bir durum.
    başarılı.

    *emanet eşya hizmeti başarılı. size verdikleri çantaları alıyorlar ve üzerinde numara olduğu için hızlıca çantanı geri alabiliyorsun. kötü yanı belediyenin verdiği çantalar dışındaki çanta ve eşyaları kabul etmiyorlar. tek tip çanta ve numarlandırılmış bölümler olduğu için hiç kuyruk yoktu neredeyse.
    başarılı.

    *sonuçların hemen internetten açıklanması gerekir. diğer organizasyonların aksine yarış neredeyse 12 saat oldu hala tık yok.
    başarısız.

    *yarıştan bir gün önce tshirt almaya gittiğimde sadece xs, l ve xl tshirt kaldığını ve bunlardan verebileceklerini ilettiler. madem benim bedenime uygun tshirt'un yok neden kayıt olurken beden bilgimi soruyorsun.
    yarış öncesi verilen numara ve thsirtlerin yarıştan sadece 2 gün önce(cuma ve cumartesi) istanbulda tek bir noktadan alınabiliyor olması kötü olmuş.
    başarısız.

    edit: barry white uyardı, konuşan kadir topbaş değil göksel gümüşdağ'mış, hatta başkan adına konuşuyorum bile demiş.
    başlangıç konuşmasının neden bu kadar kısa sürdüğü de belli olmuş oldu. kadir ağa gelseydi hem geç kalırdı hemde yarım saat bıdı bıdı yapardı, avrasya maratonu gibi geç başlardı.. isabetli olmuş.
  • gecen yil kacirdigim icin uzuldugum, bu yil kacirmam evlat acisi gibi koyan yari maraton.tum kosacak arkadaslara iyi sanslar diliyorum.
hesabın var mı? giriş yap