• serap hoca efsanesiyle meşhur okul...okula girip de tiki olmadan çıkan pek az kişi bulunmaktaymış.
  • efenim bu okulun bir de yüzme havuzu vardır. halka açık olmasına rağmen fazla bilinmediğinden midir nedir, gider kocaman havuzda tek başınıza yüzersiniz, amma velakin havuzda olduğunuz unutulup tüm ışıkların söndürülmesi ya da kapının üzerinize kitlenmesi gibi hadiseler yaşayabilirsiniz. ya da ben çok safım biri beni öldürmeye çalışıyo.*
  • 2005 yılında bir devrim gerçekleşti bu okulda. ali ihsan özyazgan'ın kampüs müdürü olmasından sonra okuldaki disiplin seviyesi maksimuma çıktı ve doğal olarak başarı da gelmeye başladı. 2005, 2006, 2007 ve 2008 girişli olan öğrencilerin hepsi müthiş öğrencilerdir, hepsi iyi yerlerde okuyorlar şu anda. 20 kişilik sınıfların 15'i %100 bursla okur ki 2005 girişli olan ve 2009'da mezun olan öğrencilerin üstüne 2010'da 490 puan üzeri yapan çocuklar %100 burs ile alınmaya başlandı. bizim zamanımızda 400 puan üzeri %100 burs alırdı.

    ben istek vakfı bilge kağan fen lisesi'nden mezun oldum ve kesinlikle şunu söyleyebilirim ki şu anda okuduğum üniversiteyi bölümü her boku buradaki hocalarıma borçluyum. öss'ye girdiğim dönemde eksiklerimi o kadar iyi biliyorlardı ki peşimde koşuyorlardı "senin şu konuda açığın var. bunu halledelim. etüte kalmalısın." gibisinden. bu çabalarından ötürü de her zaman benim kalbimde ayrı bir yeri ömür boyu olacaktır hocalarımın.

    çok net piyasadaki en iyi özel lise. anadolu lisesi hakkında konuşmak gerekirse her ne kadar en iyi özel lise de olsa burası özel bir kurum sonuçta. ticarethane de diyebiliriz kısaca. doğal olarak para kazanma amaçlı bünyelerinde tuttukları berbat öğrenciler de bulunuyor. ama onlara da bir şeyler öğretmek okuldan bomboş teneke olarak göndermemek için çaba sarfediyorlar. genelde anadolu lisesinde 1 sayısal 1 eşit ağırlık olmak üzere 12. sınıfa gelindiğinde en iyileri o sınıflara koyuyorlar. o sınıfta abanıyorlar da abanıyorlar.

    ayrıca hocalara değinmek gerekirse. fizikte muttalip aktaş ve erdoğan saldıray. matematikte ayhan sayar, yakup esen, yusuf bilici ve iskender hoca. geometride fatma hoca. tarihte hilmi genç. bunların hepsi bir lisede görüp görebileceğiniz en iyi hocalardır. özellikle muttalip aktaş ve yakup esen. vallahi billahi mat 101 derslerine giren dandik profesörleri gördükten sonra bu hocalarımın değerini daha iyi anlıyorum. sanki beyinlerimizi açıyorlardı da sokuyorlardı konuları aklımıza. hey gidi hey. ulan bak nasıl özlemişim. en iyisi uğrayayım bi ara.

    neyse çok uzattım lafı, eğer bu entry'yi okuyan bir ebeveynseniz ve çocuğunuzu bu okula yazdırmak gibi bir düşünceniz varsa hiç düşünmeyin efendim. kesinlikle bu okulda okusun. genelde öğrenciler liselerini öğretmenlerini falan pek sevmezler. düşünün bu okulun bir mezunu olarak hala nasıl özlemle anıyorum o günleri. nasıl seviyorum öğretmenlerimi. okulun o tatil köyü halinden eser yok şimdi. güvenebilirsiniz. eğer memnun kalmazsanız, beni bulun.
  • ortaokul ve lise yıllarımı geçirdiğim sevgili okulumdur. bu okulun emine hoca, yücel hoca ve ali ihsan hoca dönemleri vardır. hepsi de toplamda başarılı dönemlerdi. yücel hoca'nın müdür olduğu dönemde altın yılların sonunu da yaşadım, tatil köyü olayının hasını da. ne zaman ki ortaokul sona geçtim, okul çehre değiştirdi. bir efsane niteliğindeki öğretmen kadrosu bir anda dağıldı ve yerlerine yeni mezun veyahut batmış özel okulların hocaları geldi. aynı şekilde güzel de bir zam yapıldı okula. o efsane hocalardan sonra gelen yeni tayfayı doğal olarak kimse kaale almadı, başta okulun kampüs müdürü yücel hoca. lakin işe alımlar vakıf yönetimi tarafından yapılır, sende elindeki malzeme ile en iyisini sunarsın. kısacası ö dönem ki 2001 gibi başlayan bir dönemdir, hiçbir istek vakfı okulunun iyi performans gösterdiğini sanmam. hali hazırda tüm okul kadroları maddi manevi ucuzlaştırılmıştı. kalan hocalar kendini güvende hissetmediği ve yeni gelenlerin de etkisiyle sanırım biraz daha saldırgan olmuşlardı. sonuçta 19. yılını doldurduğunda yücel hoca emekli edildi. istek vakfı prosedürleri gereği vakıf bünyesinde 20 sene hizmet edenlerin ismi bir okula verilirdi, atanur oğuz lisesi gibi. lakin yücel hoca'da bu durum böyle olmadı.

    son senemde ise ali ihsan özyazgan'la tanışma fırsatım da oldu. klasik bir enkaz devraldım politikacı gibi bazı aşırı hareketleri olmadı değil. lakin zamanla sakinleşip okula kazandırdığı başarıları düşününce bunların da pek önemi kalmıyor. hala hatırladığım, konferans salonunda o geldiğinde ayağa kalkmamızdı. hayatımda maruz kaldığım birkaç saçma kuraldan biridir, o kadar net. ama tam bir keyif adamıydı. ali ihsan hoca'ya baktığınızda hırslı, disiplinli, sert ve inatçı bir adam değil halk adamı, rakı masası müdavimi görürsünüz. kendi şarabını yapan cinsten adamlara benzer. lakin tersi kötüdür.

    bütün bunların haricinde son zamanlarda kendine gelen istek vakfı'nın tek bir hatasını da söylemeden geçemeyeceğim. yahu yeni üniformalar da neyin nesi? bizim zamanımızda pijama dediğimiz çizgili gömlekler, ekoseli etekler ve gri kumaş pantolanlar vardı. o üniformayı gören herkes istek vakfı'ndan olduğunuzu anlardı. kendine hastı. şimdi öğrencilere bakıyorum doğa koleji mi istek mi belli değil. ben ekose etekli, oxford ayakkabılı kızları özlüyorum. şimdikiler kendine 2 beden büyük gabardin pantolonları ile özel okul öğrencisinden çok yaz kampı bebelerine benziyor. olmamış yani.
  • ilk açıldığı yıllarda adı florya bilge kagan özel deneme lisesi olan, çocukluk anılarımda asık suratlı müdire hanımları, kırmızı pelerinli mr pabego ve gitarıyla derse giren mr jerry'siyle, ve yemekhanede nöbet tutup her öğrencinin tabaklardaki herşeyi yeyip yemediğini kontrol eden hemşiresiyle yer eden okulum.
  • hayatımın en güzel yıllarını geçirdiğim ve iyi dostlar biriktirdiğim, mükemmel mekân!

    (bkz: bilge kagan lisesi hentbol takımı)
    (bkz: bilge kagan lisesi futbol turnuvaları)
    (bkz: bilge kagan lisesi tavuk schnitzel'leri) ..vs. .
  • belkide en iyi zamanlarina denk geldigim istek vakfi okulu**.bizim zamanimizda serap hocasiyla meshurdu. kadin tek basina butun okulu hizaya sokardi. o ayrildiktan sonra kimbilir nasil bi yer olmustur. ayrica florya civarinda oturan tikilerin hemen hepsi bu okuldandir.
  • florya ve civar gençlerinin orta ve lise yıllarını geçirdikleri tek artısının kantindeki tavuk şnitseller olan bedrettin dalan tarafından kurulan mekan
  • elindeki bozuk parayla, sınıf kapısının filmini kazıyan bir arkadaşa ev sahipliği yapıyor bu okul. kumanda tuşlarının arasını, tükenmez kalemle boyayan arkadaşla, aynı zihniyete sahipler. bu ikisini hariç tutarsak, kalbur üstü öğrencileri var diyebiliriz.

    edit: bu kazı-kazan arkadaş, havuz binasındaki soyunma odasının da camının bir bölümünü kazımış yalnız, dikkatimden kaçmadı, azmediyorsa demek.
  • lisem. aynı zamanda ilkokulu ve anaokulu da vardır ve hepsi bir kampüs içindedir. kampüsün içinde ferah ferah oturabileceğiniz çardaklar ve havuz kenarı kantini bulunmaktadır.

    liseye girdiğim dönem fen lisesini kapatmışlardı ama seneye tekrar açacaklarını duyurdular. ayrıca eskiden çok disiplinsiz ve "özel lise" görünümünde olsa da son zamanlarda (ali ihsan özyazgan'ın geldiği dönemden sonra) oldukça toparlanmış ve iyileştirilmiştir.

    gözlemlerim sonucu edindiğim taktik ise şöyle; her bölümden belirli hocalar lise bir-ikide altyapıyı hazırlıyorlar ve lise üç-dört için hazır olan altyapıyı kullanarak öss sistemine kasıyorlar. son zamanların en kaliteli kadrosu ise bana göre şöyle: matematik bölümünden mustafa küçükelçi, türkçe bölümünden koray bayram ve mustafa yazıcıoğlu, tarih bölümünden ise hilmi genç. fen alanı için bir yorum yapamıyorum zira eşit ağırlıkçıyım.*

    özet olarak güzel okuldur, özel mözel deyip geçmemek lazım valla anadolu lisesinden de zor.
hesabın var mı? giriş yap