• yaşlısı fena olan topluluk, bir ayda komşularımdan, 4 adet mektup aldım, şunu yapma rahatsız oluyoruz, bunu yapma kızıyoruz diye, ki bilgisayar başında sessizce paper okup, sigara içmekten başka hiç hiç bir atraksiyonu olmayan bir insanım, yani parti falan da vermiş değilim. en son üst komşu sigara tablasını pencere dışına koyma odam kokuyor dedi mesela. nasıl bir burunsa...

    edit: meğer genci de yaşlısı kadar fenaymış. sigara tablamı penceremin dışına koymamam (bahçe katındayım pencerenin toprağa mesafesi 30 cm yani kimsenin başına düşecek değil) konusunda uyaran komşu az evvel kapıma dayandı. bir izbandut ki sormayın.
    30-35 yaşlarında bir alman irisi. almanca bir şeyler söyledi, taki benim almanca bilmediğimi anlayana kadar. inadına fransizca lütfen dedim. yamuk yumuk bir şeyler geveledi köylü fransızcasıyla. son ikazıymış bu. allahım ben ne günah işledim bu kadar psikopatın arasına ışınladın beni.....
  • yerde cüzdan bulsa, almayacakları rivayet edilen adamlar.
    ki, hakikaten almıyorlar sanırım. cüzdan olmasa bile, yerde bir atkı bulmuşluğum vardır çok işlek bir caddede, bir allahın kulu almamış hakikaten.
    ben aldım, duruyor evde.
  • oğlum bu insanlar deli lan !

    adamlar yeşilin, paranın bolluk bereketin ortasında tertemiz delirmişler lan !

    hayır türkiye'de bir sürü kafası kırık var hadi onları anlıyoruz da.*asıl soru "bunlara ne olmuş ?"

    almanya'dan isviçre'ye eğitim ve iş için taşınalı 2 sene olacak neredeyse. isviçreli'leri gördüğüm allah'ın her günü umut sarıkaya'nın hitler'i gibi "bütün dünya almanın daşşağını yesin" diyip duruyorum.

    tertemiz delirmek isteyen varsa buyursun isviçreli'ler ile yaşasın. bin ich fertig beyler.

    şimdi size birazcık isviçreli deneyimi yaşatacağım:

    beispiel *1:

    ev arkadaşlarımdan biri * son birkaç haftadır bana arschloch * gibi davranıyor ve sebebini sordum.

    ev arkadaşı: tuvalette sürekli kağıt görüyorum
    hipergrafi: he?
    hipergrafi: ben yapmıyorum. aynı şeyi ben de görüyorum. bu evde benim dışımda 2 kişi daha yaşıyor onlara sordun mu ?
    ev arkadaşı: hayır
    hipergrafi: peki beni nasıl suçlayıp ? bunu benim yaptığıma nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ? benimle birlikte mi sıçıyorsun ?
    ev arkadaşı: ... (cevap veremediği için sinirden titremeye başlar)

    sonuç:
    kural 1: isviçreli'ler kusursuzdur
    kural 2: eğer bir isviçreli kusurluysa kural 1 geçerlidir
    eğer ortada bir problem varsa ve ortamda isviçreli olmayan tek kişi sizseniz bu ihale sorgusuz sualsiz sizin üstünüze yıkılır. çünkü bir isviçreli her zaman mükemmeldir ve dünyanın geri kalanı isviçre'ye ve isviçrelilere hizmet için vardır.

    edit: eğer bir avrupalı iseniz kanaat notu ile yırtarsınız çünkü hristiyan din kardeşliği brotherhood falan hani.

    (bkz: hugo lötscher) (bkz: was wenn gott schweizer wäre) *

    beispiel 2:
    dışarıda hayvan gibi yağmur yağar. postaneye girerim, şemsiyemi suyunu süzmesi için kenara bırakırım. gişedeki işlemim 20 saniye sürer. arkamı bi dönerim şemsiye yok !

    şemsiyeyi çalıp tüymeye çalışanı isviçreli teyzeyi yolda yakalarım. anında bulurum kendisini. çünkü dışarıda sicim gibi yağmur yağarken elindeki şemsiyeyi açmak yerine çantaya tıkıştıran tek kişi o dur *

    hipergrafi: şemsiyemi neden çaldın ?
    teyze: aa bu senin şemsiyen mi ? hayır çalmıyorum. benim şemsiyem zannettim. demek ki benimkisi evde kalmış. *
    hipergrafi: bu yağmurda çantana neden tıkıştırıyorsun o şemsiyeyi ?
    teyze:...
    teyze: lütfen polise söyleme (karakol 20 metre ilerdedir)
    hipergrafi: siktir git başımdan teyze

    sonuç: aynen kardeşim isviçreliler çalmazlar hiç bir şeyi. hı hı. aynen

    beispiel 3:

    evinde odasını kiraladığım isviçreli nene yediği yemeğin kaplarını yıkamadan bulaşığı ile birlikte tezgahın üstünde yerine koyuyordu. yerleştirdiği kabı tekrar kullanıyordu yıkamadan. hatırladıkça midem kalkıyor.

    sonuç: aynen kardeşim isviçreli'ler çok steril. acayip steril. bal dök yala.

    beispiel 4:

    proje toplantısı için saat belirliyoruz. italyan arkadaş bazılarının geç kalabileceğini hesaplayarak "biz sabah 9 diyelim ama en geç 9:30'a kadar toplanmış olalım" dedi.

    o sırada isviçreli olan ukala bir şekilde lafa atıldı:
    "kesin bir saat söyleyin. ben beklemeyi sevmem. ya 9 diyin ya 9:30."

    italyan arkadaş isviçreli'nin bu küstahça çıkışına bozuldu fakat çaktırmadı
    "peki sabah 9'da herkes burada olsun"

    ertesi gün sabah 9'da herkes oradayken bilin bakalım kim yoktu ?
    **

    sonuç: hipokrasi = isviçreli
  • "sizin bilimadamınız meşhur epey" diyince anlamayan insanların sıfatı.
  • almanlarin tabiriyle nationalstolz, yani kokenleriyle, ulkeleriyle mutlu olup, gurur duyan insanlardir. bak almanlarin dedim, oyle dusun.
  • annesi banka memuru babası kamyon şöförü kaliteli saat takan ve çikolatayı çok seven biri olma ihtimali yüksek kişi
  • ogs,hgs geçiş ücreti ödemek yerine yılda bir kez makul ölçüde bir otoban vergisi öder.

    yaşadığı kantonda yerel yönetim veya merkezi yönetim senede en az 4-5 kere referandum yapar.ülkede ki hiç bir şey isviçre'linin onayı alınmadan yapılamaz.

    farzı misal çatı katında yaşıyor isviçreli ve bir güvercin penceresi açmak istiyor çatıda.belediyesinin izin verdiği pencerenin ölçüsünde çıtadan maket yapmak zorundadır.o maket 15 gün süreyle çatısında durur.komşularından herhangi bir itiraz gelmezse yapabilir yoksa yapamaz.(bazı durumlarda mahkeme yoluna gidilebilir)

    meskun mahalde bir arsan var.imar planları çerçevesinde bir konut yapacaksın.aynen güvercinlik örneğinde olduğu gibi planladığın evin konturlarını ahşap veya alüminyum direkler kullanarak maket olarak dikmek zorundasın.komşuların güneşimi engelledi veya şerefiyemi düşürdü diye itiraz edebilir.
  • yani swiss... swiss'i isviçreli diye çeviren ise türkçe... swiss yani aynı türk gibi... isviçreli demek almanyalı/fransalı/italyalı demek gibi bir şey... (adamların ülkesi switzerland - officially the swiss confederation...)

    ek1:
    swiss is the adjective to describe things from switzerland and it is the name of the people who live in switzerland.
    şeyler için kullanırken küçük "s", kişiler için ise büyük "s" ile...

    ek2:
    a citizen of switzerland is called “a swiss” and the corresponding adjective is also swiss. switzerland is also called the eidgenossenschaft, and its citizen are sometimes referred to as eidgenossen.
  • bon jovi'nin yaptığı müziğe heavy metal diyen insan.
  • kisiligi, iletisimi, hayati steril olma olasiligi cok yuksek olan insan
hesabın var mı? giriş yap