• fallout oynayanların seveceği, xcom oynayanların bayılacağı, ikisini de oynayanların (bana yaptığı gibi) hayatını mahvedebilecek bir oyun bu.

    oyunda acaba işin taktik strateji kısmı mı yoksa npcler ile etkileşime dayanan adventure kısmı mı daha kapsamlı diye bir sorgulamak lazım. iyice araştırmadan oynarsanız pek tad alamayabilirsiniz.

    genel bi know-how;
    merclerin hangisine ihtiyacınız olduğuna karar verin ilk önce. bir patlayıcı uzmanına mı, bir keskin nişancıya mı, bir heavy weapons guy'a mı yoksa gizli ajan gibi, bir görünüp bir kaybolabilen ve kayıp kalabilen bir merc'e mi ihtiyacınız var.
    oyun stiliniz çok önemli. istiladaki başarınız yüksekse istediğiniz kadar serbest oynayabilir, parayı saçabilirsiniz. eskiyen ekipmanları tamir ettirmeden yenisini almak, drassen'in uzakta kalması nedeniyle biraz zor. o nedenle mechanic özelliği yüksek bir merc'e ihtiyacınız olacak. bu açıdan ben len anderson diyorum. leadership'i de yüksek. aldığım kasabalarda militia eğitimini yaptıran merc olarak ta hayli yararlı. traplerde de çok başarılı.
    timinizde doktor bulundurmak çok önemli. iyileşme süreci içerisinde zaman kaybetmemelisiniz. iyi bir ya da tercihen iki doktor hayli yardımcı olacaktır. yine maddi durumun düzelmesi ile onları ateş hattından da çekebilirsiniz. doktorlardan iyi birer nişancı olmalarını kimse bekleyemez zaten. yalnız benim michael dawson ve spiderdan kurulu doktor ekibim özellikle c7 ve fn minimi ile gayet güzel hasarlar verebiliyorlardı. ancak bu tamamen oyun stiliniz ile alakalı bir mesele.

    çatışmalara yaklaşım oyun stilinizi belirler. ancak mutlaka timinizde iyi birkaç nişancıya ihtiyacınız olacak. nişancıları başka bir time vermek kontrolü yükseltebilir. görevlere, önde makineli tüfek/taarruz tüfeği kullanan unsurlar, arkada nişancılar şeklinde başlarsanız azami performans alırsınız. ön taraftaki bul ve yok et timiniz içerisinde gözlem yapma kabiliyeti iyi bir merc bulunsun. bu timin zırhları diğerlerine göre yüksek olsun. ayrıca regen hypo ve çeşitli (frag-stun-smoke yerine göre mustard gas) el bombaları bulundursunlar. düşman unsurlarını tespit edip gerisini nişancılara havale etsinler. düşman unsurları konsantre (dağınık olmayan) ve sayıları da fazlaysa öncü tim burst atmaktan geri kalmasın.

    nişancı timinin görevi spotlanan hedefleri indirmektir. bu timdeki unsurların ağır zırhlı olmasına gerek yoktur. ancak bu timin yer yer law hatta mortar yiyebileceğini de göz önüne alarak dağınık bir yerleşim uydurun. dar geçitler ve kapılar söz konusu olduğunda öncü timle senkronize saldırılar yapmanız gerekecek. bu noktada üçüncü bir destek timini kullanabilirsiniz (anlatıcam).
    nişancı timinin en büyük kaybı action point'tir. sırf ateş etmek için değil, ateş için müsait bir ateş hattına geçebilmek te ap kaybına yol açar. bu timdeki unsurlara energy hypolar taşıttırın. oyundaki silahların menzilleri yüksek olanlarının atış için gereken ap'leri yüksek tutulmuş (fn fal ve m-14'i karşılaştırın). yerine göre yakın mesafe-düşük ap ve uzun mesafe-yüksek ap silahlar envanterde bulunsun. nişancıların sırtında birer m-24 bulunması işleri kolaylaştırır. destek timinden birisine de farklı silahlar yükletip nişancıları takip ettirebilirsiniz.

    destek timinin görevi rifle'ların yapamadığı şeyleri yapmak olmalıdır. örneğin m-79 grenade launcer ve envai çeşit 40mm grenade ile yüklenmiş bir destek unsuru, underslung grenade launcherlı bir öncü unsurdan çok daha etkilidir. destek timinde bir de mortar kullanan eleman olması, özellikle meduna ve çevresinde şart gibi bir şey. mortar'ın bombardıman özelliğini iyi kullanırsanız geçemeyeceğiniz siper ve mevzi kalmaz.

    gece görevlerinin en büyük esprisi gizli kalabilmek ve düşmanı açığa çıkartabilmektir. neresi karanlıksa orada siper alın. düşmanı üzerinize çekmek için taciz atışı yapın. öncü tim nişancılardan önde dursun. chemical break light taşıttırın. düşmanın gelebileceği koridorlara-yollara sallayın. düşman bu noktaya hücum ettikçe sıkın. gece görevlerinde göz gözü görmez ve görsel temas mesafesi yarı yarıya azdır. görsel temas kurulsa dahi düşman unsurlar yer değiştirerek rahatlıkla temastan kaçabilirler. tüfek teması ise hedefin aydınlığına göre sınırlıdır. eğer hedef bir ışık kaynağının altında ise bütün temas mesafeleri normale iner. eğer siz ışık altında iseniz aynısı düşman için geçerli olur. karanlıktan etkilenmeyen duyusal teması kullanmak için öncü timinize extended ear verebilirsiniz. taciz ateşi açıp dinleme yaptıktan sonra, görsel temasa kadar çok kısa bir süre kalır ama nişancılarınıza mevzi belirlemek ve break light'ı nereye atacağınızı seçmek için yeterli zaman bulabilirsiniz (bu arada düşmanın dibine girmemişseniz).

    spesifik bazı noktalar hayvan gibi korunmaktadırlar. bu sektörlere saldırılarda çok rahat pusuya düşebilirsiniz. yapmanız gereken şey yapay zekanın sizden beklemediği şeydir. bu noktada mortar ve law gibi, duvarları ve siperleri yok edebilen silahlar çok iş görür. düşmanın ezberini bozar ve size büyük avantajlar sağlar. pusu olduğundan emin olduğunuz yerlere girmeden önce, adamlarınızın bir örtü (gizleme = görünmediğin ama ateş alabileceğin yer, örtü = görünmediğin ve ateş edilemediğin yer) arkasına siper aldırın. ardından merc'lerden birisine kör, hedef belirlemeden taciz ateş açtırın. kısa sürede düşman combat açacaktır. tek tek unsurlarınızı örtüden çıkartın ve pusuyu kuran unsurları zayıflatıp tekrar siper alın. bir kaç defa sonra pusuyu halledebilirsiniz. özellikle düşmanın rocket rifle veya kısa mesafede minimi ile kurduğu pusuları adam kaybetmeden geçmenin yöntemi budur.

    tank avlamak hayli kolaydır. combat açıp turn based'in güzelliklerinden rahatça faydalanabilirsiniz. tek can sıkıcı şey, iyi takip yapmazsanız tanklar sizi pusuya düşürebilir. birbirine yakın duran bütün merc'lerinizi tek atışta kaybedebilirsiniz.

    ortaya karışık;

    --- spoiler ---

    silahlarınızı ve zırhlarınızı upgrade edebilirsiniz. seramic plateler tamir edilemez. o nedenle ne zaman kullanmanız gerekeceğini önceden tahmin etmeniz gerekecek.

    arulco'da dört tane sam site var. ele geçirdikçe yeni merc'lerin inebileceği alan genişliyor.

    arulco'da iki tane havaalanı var. meduna'dakini ele geçirmek başlangıç için hayal olduğundan dolayı drassen'a git gel yapacak bir kuryeniz olsa faydalı olur.

    drassen airport'taki helikopter pilotunu drassen'in doğusunda arayabilirsiniz.

    omerta'dan drassen'e gelişi iyi tarayın. bir dondurma arabası bulabilirsiniz. araba, bazan sadece bir arabadır.

    law atarken atıcının arkasında kimse bulunmasın.

    kapalı mekanlarda yeni odalara girerken, önceden camdan siper alan nişancılar yerleştirmek her zaman tavsiye edilir.

    düşmanı üstünüze çekmek için panik yaptırabilirsiniz. bombalar, patlayıcılar, taciz ateşleri kullanabilirsiniz.

    kum torbası siperlerinin dibine kadar sürünebilirsiniz. kum torbalarının iki değil, üç seviye üst üste yığılmış kısımlarına yaklaşın.

    oyunda hk g11 ve hk caws silahları var. ekstra mermilerini bulan ses etsin.

    zırhsız düşmanlara karşı hollow point mermi kullanmanız gerektiğini biliyorsunuz zaten.

    hedefe headshot yapmak durdurmak için en iyi yöntemdir. interrupt'larda headshotlar önemlidir. aksi takdirde interrupt'ınız bölünebilir. garanti değil yani.

    m.e.r.c.ün pazarladığı merc'ler oyuna mizah öğesi katmak için düşünülmüştür. biff apscott'ı bir an önce alıp öldürtürseniz merc'ün başkanı size kanka olabilir (ehah).

    biff'i sektörde boydan boya koşturursanız "bu merc hayatı da ne zormuş" deyip lap diye yere yapışacaktır. komedi ya.

    hywire'ın "yeaaa!" diye seslenmesine her zaman kopmuşumdur.

    ivan dolvich'i sırf arada bir rusça konuşuyor diye time alabilirsiniz. kopartır.

    görevde olan merc'lerin answering machine kayıtlatını dinleyiniz.

    deidriannaya benim için de çiçek gönderiniz.

    --- spoiler ---

    henüz oyunun herhalde %5'ini bile anlatmış değilim sanırım. bu oyuna bir gerilla savaşı simülatörü demek istiyorum. bir çok detay düşünülmüş. bu arada yapımcıların oyunu hayli ciddi bir hale sokup askeri bir simülatör de yapabilecekleri gerçeği dışında, bunu bilmelerine rağmen oyunu gayet komik yapmalarından dolayı da ayrı bi saygı duydum. çok eğlendirdi bu oyun beni. yine de oynadığım en iyi pc oyunları arasında görmeyeceğim bir yapım sanıyorum. hem fallout hem de xcom benzerlikleri ve bunların daha önce yapılmış olmasından dolayı, oyun bunları birleştirerek çok eğlenceli bir hale getirilmiş. kendine özgü çok fazla özelliği de var. ancak maalesef biraz hayal kırıklığı; zorluk seviyesini ne kadar yükseltirseniz yükseltin, yapay zekanın bazı açıkları hiç kapanmıyor. şaşırtmadı beni. keşke f.e.a.r.daki kadar iyi bir yapay zeka olsaymış. hele böyle bir taktik strateji oyunu için şart olan bir şey..
  • genel itibariyle zor bir oyundur. çatışmaya girdiğinizde, ileriyi düşünerek hamleler yapmazsanız çok kolay adam kaybedersiniz. zira çoğu bölümde, saldırı yapan taraf siz olduğunuz için, hiçbir şey olmazsa pusuya yakalanırsınız, mayına basarsınız, havan mermisi yersiniz. adamlarınız yaralanırsa, moralleri düşer, hareket kabiliyetleri azalır; takım kötü durumdaysa, tüm takımın morali bozulur, attığını vuramaz vs. bu yüzden daha ilk sektörden çıkamadan oyunu bırakan çok oyuncu vardır.

    oyunun en renkli kısmı ise paralı askerlerin karakterleridir. takımınıza dahil edebileceğiniz adamların bir kısmı birbirinin arkadaşıdır veya benzer tecrübelere sahiptir. bunlardan bazıları;

    amerikan ordusundan emekli profesyonel askerler:
    gus tarballs
    len anderson
    kyle "shadow" simmons

    amerikalı siyahiler:
    earl "magic" walker
    keith "blood" hanson
    ice williams

    ruslar:
    ivan dolvich
    igor dolvich
    igmus "iggy" palkov

    80lerin pis birasever motosiklet metalcisi tipindekiler:
    carl "reaper" sheppards
    edgar "nails" smorth
    kirk "static" stevenson

    gibidir.

    bunların dışında ingilizler, avusturalyalılar, emekli swat üyeleri gibi değişik geçmişlere sahip paralı askerler var. fidel dahan var mesela. kübalı, yaşlı, sakallı bir asker. takımınız zor bir pozisyona girmişse ve geri çekilmeye çalışırsanız, fidel'i geri çekemezsiniz. "leave me alone" der ve elindeki tabancayla düşmana saydırmaya devam eder. james "skyrider" bullock var. sanki b-movie'den fırlamış izlenimi verin bir helikopter pilotu. daha hatırlayamadım, karakterlerle ilgili bir çok ayrıntı var. zaten bu oyunu güzel yapan da, her karakterin üzerinede ayrı ayrı çalışılmış olmasıdır.

    oyunu hiç oynamamış ve oynamaya başlayacak olanlara şöyle bir ipucu vererek yazıya son vereyim: büyük ihtimalle elinizde jagged alliance 2 gold vardır ve bu paket içinde jagged alliance 2 ve jagged alliance 2: unfinished business içerir. jagged alliance 2'yi bitirip, unfinished business'e başlarsanız, ja2'deki karakterleri uf'ye aktarabilirsiniz. buna kendi yarattığınız karakter ve diğer paralı askerler dahildir.

    uf'de para daha kısıtlı olduğundan, ja2'de oyunun başında çömez bir veya iki asker alıp (örneğin blood, igor...) oyunun sonuna getirebilirseniz; bunlar level atlayıp, güçlenecek, fakat fiyatları aynı level başka askerlerden hala çok daha düşük kalacaktır. sonuçta ja2'den aktardığınız bu adamları, uf'de oyunun başında yüksek level halleriyle, emsallerine göre daha ucuza takımınıza ekleyebilirsiniz. bu şekilde takıma alacağınız iki adamın yanına da, fiyatı ve level'i yüksek iki kaliteli adam daha alıp çok güçlü bir kadroyla uf'ye başlayabilirsiniz ki uf, ja2'den daha da zordur.

    --- spoiler ---

    - işte son bölümlere doğru tanklar çıkıyor...
    - tank mı? ne alaka?
    - ee oyunda neden law var zannediyorsun?
    - ben adam vuruyordum onunla.
    - yuh...

    --- spoiler ---
  • oyunun amacı son derece kısıtlı bir bütçeyle istediğiniz özelliklerde paralı asker kiralamak, bunların silahlarını, diğer ekipmanlarını, eğitimlerini ve en belki de komiği, takımınızdaki diğer paralı askerlerle olan ilişkilerini idare ederken sizi tutan kişinin istediği görevi bitirmektir. bir kaç değişik aracı firmadan kiralayabileceğiniz 10larca paralı asker vardır ve bunların her birisi nev-i şahslarına münasır tiplerdir. komünist olanlar amerikalılarla çalışmak istemezler, tersi de geçerlidir. bazı kadın karakterler takımdaki diğer kadınları kıskanırlar çünkü eski kocalarını ayartmışlardır gibi. eldeki görevler uzadıkça, çatışmalar yoğunlaştıkça bu atışmalar artık kavgalara dönüşür ve de paralı askerlerimize (bundan böyle kısaca merc*) olumlu ya da olumsuz etkileri olur.
    örneğin eğer iki merc birbirlerinden hoşlanıyorlarsa veya evlilerse o zaman aynı takımda oldukları sürece moralleri ne olursa olsun hep yüksektir. moralin oyuna en belirgin etkisi ise, kalabalık düşman gruplarıyla karşılaşıldığında karakterlerin daha az tırsmalarıdır. bunun aksi ise, eğer aynı takımda birbirlerinden hoşlanmayan mercler varsa bunlar ya haftalık daha fazla maaş isterler ya da kontratlarını daha fazla uzatmazlar, takımdan çıkarlar, çarpışma sırasında birbirlerine ettikleri hakaretlerin de dadından yinmez hani. :)

    sıra tabanlı ve gerçek zamanlı strateji karışımı ise son derece zekicedir...çatışma olmadığı sürece oyun gerçek zamanlıdır; taktik ekrandayken etrafta gezebilir, araştırma yapabilir, sivil halkla, ana veya yan hikayelere direkt etkisi olan karakterlerle muhabbet edebilir, merclerinizi eğitebilir veya dinlenmeye/iyileşmeye çekebilirsiniz. ancak stratejik ekranda veya intikaldeyken düşmanlara denk gelirseniz veya bir bölgede beklerken baskın yerseniz oyun o anda gerçek zamanlıdan sıra tabanlı stratejiye döner.

    serinin '94 model, ja2'nin ise 1999'da çıkmış olmasına rağmen halen hatırı sayılır bir kitle tarafından oynanıyor olmasının nedenleri:

    oyun komik arkadaş. karakterlerin birbirleriyle ve çevreleriyle etkileşimleri sırasında söyledikleri ve yaptıkları şeyler eğer ingilizceniz vasatın üzerindeyse çok eğlenceli. bunun bir başka güzel yanı ise seslendirmelerin çeşitliliği ve de güzelliği/özeni. 1olarca sene geçmiş olmasına rağmen daha hala hiç duymadığım kelime veya cümlelerle karşılaşabiliyorum.
    çünkü karakterlerin sayıları çok bol ve özellikleri çok değişik, bu da binlerce değişik kombinasyon demek.

    silahlar dışındaki ekipmanların sayıca çokluğu ve birbirleriyle olan kombinasyonları... örneğin gameboy ekranı+walkman+bir çift aa kalem pil+bakır kablo+yaratıcılık, bir adet mechanic yeteneği üstün (eğer düşük olursa parçaları birleştireceğine daha fena bozar!) merc = radar/sonar karışımı bir cihaz demek.

    oyun açık uçlu mu? hayır. görev belli, diktatörü öldürün, ülkeyi kurtarın. ama bunu nasıl, kimlerle ve ne sürede başaracağınız tamamen sizin beceri ve yaratıcılığınıza bağlı, karakter gelişiminin de sınırsız olması cabası. isterseniz tamamen stealth ve yakın dövüş uzmanı merclerle sadece geceleri sessiz operasyonlar düzenlersiniz, isterseniz ağır silahlar, havan topları ve keskin nişancılardan oluşan bir takım kurar gece gündüz demez düşmana kafadan saldırır görev yaparsınız tamamen tercih meselesidir, oyun buna izin verir!

    bu arada silahlar kullandıkça yıpranır ve de murphy kanunları gereği en olmadık zamanda yani çatışmanın göbeğinde tutukluk yaparlar. bu yüzden silah ve ekipmanlarınızın bakımını yapmak için mechanic özellikli bir merc, ele geçirdiğiniz sektörlerin size bağlılığını arttırıp gelirinizi yükseltmek üzere eğitim verip sektörleri kontra ataklara karşı koruyacak gerilla yetiştirmek için ve ayrıca tatlı dili olan ve konuşarak iş bitiren, çatışmaları yöneten wisdom ve leadership özellikli bir merc, ağır silahlardan anlayan bir merc, keskin nişancılıktan anlayan ve bu adama hem yakın koruma hem de spotter olacak bir başka merc, kilitleri açıp, bomba ve tuzakları etkisiz hale getiren dexterity yetenekli bir merc'ten oluşan karma bir takım yaratma, idare etme ve geliştirmenin zorunluluğu. bu özelliklerin birden fazlası çeşitli merclerde olması demek yedek bir takımınızın olması demek. tabii bu karakterler daima pahalı olacaklardır, bunu da unutmamak gerek. kısaca oyunun micro-management yönü çok derin, hatta belki de çoğu oyuncu için haddinden fazla derin!
    bunların neticesindeyse oyunun tekrar oynanabilirliği neredeyse sınırsız...

    oyun özgür yazılım. oyun yapımcısı firma olan sir-tech topu diktiğinde, kaynak kodu yayınlayarak oyunun hastalarına büyük bir iyilik yapıyor. benzer bir olay falcon4'ün (bkz: falcon 4 bms) hala popüler olmasıdır. vakti zamanında oyunları yapanların aslında herşeyden önce birer oyuncu daha sonra yazılımcı, şirket patronu vs olduğunun en büyük kanıtıdır. günümüzdeki oyun sektöründe olacak şeyler değil bunlar tabii, o ayrı konu.

    sonuç olarak oyun daha halen sevenleri tarafından geliştirilmekte ve de bedava olarak internetten indirilebilmekte.

    sürekli yeni birşeylerin ekleniyor olması ise eski kurtların bile merakını çelip oyunu kurup, güncelleyip, yenilikleri denemelerine neden oluyor haliyle. tabii bunun olumsuz yönü ise yazılım geliştirme sırasındaki kalite kontrol sıkıntısı, yani yazılımdaki dengesizlikler ve hatalar...

    ja2 güncellemeleri için buraya bakın. en güncel sürüm şu anda v1.13, kurulumla ilgili bilgiler forumda mevcut, önce yeniliklerle ilgili yazıları okumanızı öneririm. ayrıca v1.13'ün üzerine eklenebilen onlarca mod olduğunu da hatırlatırım, ama ilk başta bunlara girmeyin çünkü hem yüklenmeleri karmaşık olabiliyor hem de zaten zor bir oyun olan ja'ı daha da zorlaştırıp hevesinizi kaçırabilirisiniz çünkü bazı eklentiler gerçekten akıllı adamın oynacağı şeyler değil...!
  • zamanının çok ötesinde bir oyundu.

    100'den fazla tek tek seslendirilmiş paralı asker. hepsinin kendine özgü bir karakteri var. kimisi seksist kimisi ırkçı kimisi de işinde gücünde(elbette büyük çoğunluk). gerçekten inanılmaz. şu an böyle bir oyun yapılması mümkün değil. politik doğruculuğun olmadığı zamanlardan gerçek bir başyapıt.

    mesela

    bobby "steroid" gontarski. polonyalı. ruslardan nefret ediyor. ivan veya igor varsa katılmaz grubunuza.

    louisa "buzz" garneau: lynx sağolsun bütün erkeklerden nefret ediyor. ayrıca arulco halkından da hiç hazzetmiyor. tam bir deli. oyundaki favori kadın karakterim.

    gregg "dynamo" duncan: beyazlardan nefret eden bir zenci. (adamlar yürek yemiş bu oyunu yaparken)

    ıra smythe: devrimcilere katılmış bir amerikalı. tahmin edebileceğiniz gibi amerikalılardan nefret ediyor.

    insanlar sjw'nin daha ne olduğunu bilmezken bu oyunda sjw karakter vardı.

    monica "buns" sondergaard: danimarkalı paramedic/sniper/dirtbike yarışçısı. tam bir artist. seksist ama güzel kadınlardan da hazzetmez. buzz'dan sonraki favorim.

    maalesef asla bir benzeri gelmeyecek.
  • wildfire versiyonu, an itibariyle steam'de 0.97 dolar. kaçmaz.
  • şirketlerin teknoloji ayağına 3d'ye geçmesiyle dünyam yıkılmştır ki bu oyun, oyunlardan genel olarak soğumamdan evvel oynadığım en güzel içerikli oyunlardan biriydi. geçenlerde tekrar kurup bitirdim hatta.

    güney amerikada madenleri eline geçirip halktan insanları köle gibi kullanan ve bölgenin en zengin semtlerinden meduna'da yaşayan deidranna adında bir hatun ve askerlerine karşı kiralık katillerle halkı örgütleyip bu hatunun zulmüne son vermek, ve enrico chivaldori zamanındaki refahı bölgeye geri getirmektir amaç. birkaç tane kasaba vardır, kasabalarda çeşit çeşit insanlar çıkar karşımıza. onları da grubumuza katabiliriz. npc'ler de bulunur tabi. yolda para kazanmamızı sağlayan questler de bitirebiliriz (genelev işleten adamın elinden x kişisinin kardeşini kurtarmak gibi). bölgede ün salmış ve kafası başına para konmuş teröristleri de öldürebiliriz ya da kasabaları ele geçirip madenlerinin gelirinin bir kısmının kendimize geçmesini sağlayabiliriz. böylece kiraladığımız maceraperestlerin masraflarını çıkarırız, internetten çeşitli silahlar ya da cephane sipariş verebiliriz ya da sigorta yaptırabiliriz.

    oyunun başlangıcı çok güzeldir. ortada sadece bir laptop ekranı vardır. oradan girer, küçükken en çok olmak istediğiniz karakter kimdi ya da bir mağazaya girdiniz ve önünüzdeki adamın çocuğu ağlıyor, bu durumda ne yaparsınız gibi sorulara verdiğiniz ister sadist ister ılımlı isterseniz de gerçekçi cevaplarla kendi karakterinizin hassasiyet ve skillerinin oluşmasına yardımcı oluruz ve olay orada başlar. her oyuncunun kendine has skilleri vardır. günümüzde populer olan frp'msi oyunlarının rpg olan ve online olmayan şeklidir işte. gayet de zevklidir hem.

    elliot you idiot!!
  • unutmayacağım, unutturmayacağım oyundur bu. keşke bir oyun kronometrem olsaydı da fallout serisini mi, total war serisini mi yoksa jagged alliance serisini mi en çok oynadığımı bilebilseydim. her halükarda ilk üçte olduğu kesin.

    10 yıl oldu arkadaşım. 10 yıl! hala aynı tad alınır mı lan?

    elbette alınır. bakmayın ekşi sözlükte 20 küsür entry girildiğine. torunlarıma bile zorla oynatacağım ben bunu.

    */flashforward efekti*
    - dede arulco kurtuluş savaşını anlatsanaaa
    - heee?
    - dedee!! arulco! arulco!!! savaşı anlatsana!!
    - pek zahmet çektik be kızanım...
    - peki dede..
    */flashforward efekti bit*

    99'da oyun çıktığından beri ja3'ü bekler durur obsesiflik belirtileri gösteren bir kitle. ja3 çıkmadı. çıkası da yok gibi. lanetliymişçesine oyunun haklarını satın alan developerlar ya dağılıyor ya da dağıtımcı şirketleri iflas ediyor. ellerindeki projeyi tamamlayamadıkları için kimi zaman ismini değiştirerek piyasaya sürüyorlar. bu duruma sessiz kalmaksa fan kitlesine yakışmazdı elbette. yıllar yılı oyunu modlamaya devam eden bu kitle yapay zekanın hayvani düzeyde ilerlemesini sağlamış, zilyorlarca silah ve ekipman eklemiş, oyunun action point sisteminde düzenlemelere gitmiş. ve yıllar sonra oyun tekrar kurulduğunda, ana menüdeki müziği duymak bile heyecanlanmaya yeterken öyle bir şey eklenmiş ki insanın bir çırpıda söyleyip geçesi gelmiyor.

    single player ve preferences seçeneklerinin arasında artık multiplayer seçeneği de duruyor. henüz oldukça primitif sayılsa da deathmatch, team-deathmatch ve co-op seçenekleri sun... ya neyini eleştiriyorum. multiplayer lan! zilyor tane silahla beraber! istediğin sektörde! istediğin saatte! üstelik çata çota birbirine dalmak yerine oyun zevki olan biriyle biraz yaratıcılığı zorlayarak fortress raid ya da vip, hostage rescue gibi senaryolar uydurmak mümkün!

    */flashforward efekti*
    torun sandıkları karıştırır, ninenin elceğiziyle işlediği dantellilerle bohçalanmış eski bir laptop bulur. tetris falan vardır lan belki diyerek hemen açar ancak işletim sistemi sir-fer 4.0 olduğu için bir bok bulamaz. dosyaları kurcalarken bounty raporları, arulco'nun siyasi tarihi, coğrafi yapısı ile ilgili yazıların yanında dedenin devrimci lider miguel cordona ile çektirdiği askerlik screenshotlarını bulur.

    - acaba enrico chivaldori ile de tanışmış mıdır?
    diye sesli düşündü.
    - tanıştık tabi ya. madalya bilem taktı.

    dedenin agility ve stealth yeteneği yıllar geçmesine rağmen kaybolmamış, farkettirmeden odaya girmiştir. torun özel eşyaları karıştırıken yakalanmasından ötürü şaşkınlık ve mahçubiyet içindeyken dedenin sesi gayet sevecendi:

    - bak bak bunlar da drassen kuşatmasından. daha yeni 1.13'e alışıyorduk. meğer komşu sektörlerdeki düşman da katılabiliyormuş savaşa. etrafımızı çevirebilmek için ne çabalar gösterdiler, ne tilkilikler ettiler. biz o gün beş merc çocuklar gibi şendik.
    */flashfoward efekt bit*

    1.13 öylesine tamamlamış ki oyunu eklediği şeyleri sayarak bitirmek mümkün değil sanırım. single player'da drassen madenini ele geçirdikten sonra queen eliot'ın ağzına iki tane çakıp
    elit kuvvetlerini üstümüze saldı. önceki tecrübelerime dayanarak milita eğitmini hemen başlattığım gibi askerlerimi de çatılara, geniş alanı gören pencerelere yerleştirip beklemeye koyuldum. çarpışma başladıktan sonra zilyor defa quickload etmek zorunda kaldım. bir grubun saldırısı başlıyor, güç bela tutuyoruz, sonra bir diğeri başlıyor. gece 12'den sabah 6'ya kadar aynı harita, aynı çarpışma. adamlar bitmiyor. bir ara bug oluştu herhalde dedim. sürekli spawn oluyorlar haritaya girdikleri bölgede.

    çarpışma bittiğinde şöyle bir screenshot aldım:

    http://img231.imageshack.us/i/ehhi.jpg/

    epey beceriksizce bir araya getirmeye çalıştığım 3 ayrı screenshottan oluşuyor. ancak jagged alliance'a aşina olanlar için ana fikrimi ortaya koyabilecek nitelikte. resimde gördüğünüz üzere 56 tane askerin cesedi yerde yatıyor. ve duvar arkalarında, çekip kaydetmeyi unuttuğum 4. screenshot'ın kapsadığı alanda 10'dan fazla ceset daha var. bu kalabalığın nedeni komşu sektörlerdeki askerlerin de savaşa katılabilmesi. mercler cesetlerden kurşun toplayıp topukları kıçına çarpa çarpa yeniden siperine koşmak zorunda kaldı. çok süfer değil mi? üstelik aynı şeyi siz de yapabiliyorsunuz. yakın bir yerde milis kuvvetleriniz varsa saldırya katılmalarını isteyip istemediğinizi soruyor.

    bir diğer yeni özellikse eğittiğiniz militialar şehir kapasitesi dolduktan sonra aynen deidranna'nın kuvvetleri gibi dağ bayır dolaşmaya çıkıyor, çatışmalara giriyor.

    bobby ray'in tükkanı ise aşmış. dünya üzerinde olup da bu oyunda olmayan konvensiyonel silah zannedersem kalmamış. yüzlerce yeni ekipman, silah, ıvır, zııvır. resmen sonu gelmiyor kataloğun.

    "/flashforward efekti*
    - dede archetype kim?
    dedenin gülümsemesi kaybolur. kaşlarını çatar. memnuniyetsiz bir ses tonuyla
    - o mendeburun ismi bu evde anılmayacak
    - ehe koymuş yalnız deathmatch'te beynine
    - sigigit ödevini yap sen it!
    */flashforward efetkti bit*
  • valla bu oyun ve v1.13 yaması ile gece saldırıp depleted uranyumlu mermileri ile bir dragunov'un scope'un ellerinde ne kadar vahşetengiz olduğunu gördük. insana yüzüne kamuflaj sürdürüp kapıyı bacayı kitleyip evde yok moduna sokup sabahlara kadar "noolacak bu arulco'nun hali" ve "ulan ay sonu geldi magic'e para yetiştirebilecek miyiz..." dertlerine sokan bir oyundu bu.

    pehey günler...
  • jagged alliance serisi kadar karakter çeşitliliği olan, karakterlerin birbiriyle ilişkilerinin oyundaki stratejileri etkilediği bir oyun daha gelmedi. gelmeyecek gibi de duruyor son zamanlarda çıkan oyunların genelde birbirine benzemesine ve aksiyona önem vermesine bakarsak.
    ne varsa eski turn-based strateji ve rpg oyunlarında var azizim. nerede jagged alliance, nerede fallout.
  • --- spoiler ---
    en modern deneyim icin stracciatella, mazosistik zorluk icinse 1.13 modlari kurulmalidir. ayni anda sadece biri kullanilabilir, ilk deneyim icin stracciatella sarttir, farzdir.
    --- spoiler ---

    askeri strateji, parali asker yonetme ve old school rpg oyunu.

    kendi janr’inin tanrisi olan, bir benzeri asla yapilamayacak, oynamalara doyulamayan bir efsanedir.

    her birkac senede bir ja 2 asermesi ve krizi nukseder, en kisa surede de orospu kralice’nin sarayina dogru kutlu yuruyusumuze baslamak icap eder.

    gerek silahlari ve techizatlari, gerekse de catisma mekanikleriyle, bugunun standartlarinin bile otesinde bir gercekcilik unsuru barindirir. her bir karakteri ayri renkli, tuhaf ve samimidir. bolca mizahi etkilesimin yaninda zamansiz ve nostaljik bir arayuzu vardir. hele hele vazgecilmez bir uzvumuz, kiymetlimisss haline gelen o ikonik laptop’imiz yok mudur…

    ıste tam da boyle bir oyundur. ne anlatmaya, ne de oynamaya doyulur.
hesabın var mı? giriş yap