• 1969 yılında royal albert hall'da gerçekleştirdiği konserin tamamı.

    düzenleme: link yenilendi.
  • blackmore mu hendrix mi sorusuna açık ara farkla hendrix diye cevap vereceğim şahsiyet
  • seattle'da yeni açılan bir parkın ilk bölümüne efsane şarkısı little wingismi verilmiş olan gitar üstadı,facebookta profil fotoğrafımda yer alan adam.

    http://komonews.com/…ring-music-legend-jimi-hendrix
  • sahip olduğu ilk stratocaster, keith richards'a aitmiş. beyaz bir strat olan bu gitarı hendrix'e veren kişi o dönem keith richards'ın sevgilisi olan linda keith imiş.

    hendrix bir strat'ının olmasını çok istermiş, zira kendisinin idolleri olan buddy guy ve otis rush da strat kullanıyordu. linda gitarı verdiği zaman hendrix henüz büyük bir ün yapmamıştı; fakat bu adam kısa süre sonra favori gitarı fender stratocaster ile tüm zamanların en büyük gitaristlerinden biri olarak tarihe geçecektir.

    linda, gitarı hendrix'e, o sırada 1966 the rolling stones us turnesinde olan üç yıllık sevgilisi keith richards'ın haberi olmadan veriyor ve durumu öğrenen keith de haklı olarak sinirleniyor. linda'nın hendrix'i meşhur etme kararlılığı hendrix'in 1966'nın sonlarında ingiltere'ye gitmesine sebep oluyor. aylar içerisinde the jimi hendrix experience uk top 10 listesine girecek üç parça ile (hey joe, purple haze ve the wind cries mary) müzik piyasasını sallar.

    linda ile ayrıldıktan sonra keith richards ve arkadaşı brian jones ise linda için ruby tuesday'i* yaparlar. keith, linda'yı "kalbimi kıran ilk kişi" olarak tanımlar.

    "goodbye, ruby tuesday
    who could hang a name on you?
    when you change with every new day
    still i'm gonna miss you..."
  • adam erken gittigi icin kalanlara da bosluklari mitlerle, sehir efsaneleri ile doldurmak kaldigindan olsa gerek hakkinda baya yalan yanlis bilinen, kulaga daha mi hos veya karizma geliyor bilemiyorum resmen gotten sallanmis seyler var. dumanli ucuz birali rock barlarda kafa guzel olduktan sonra "abiiii adam alnini ciziyormus mali basiyormus", "abi adam gunde 10 degisik uyusuturucu kullaniyormus bana misin demiyormus" falan filen boyle cakirkeyif geyiklenen tiriviri seyler o an kulaga hos gelebilir, anliyorum ama bu gotten sallandiklari gercegini degistirmiyor. yaklasik 4 word sayfasi uzunlugunda bir yazi, bolmeye kiyamadim.

    oncelikle ordudan ayrilmamistir, atilmistir. parasutle atladiktan sonra "baktim ayagim kirilmis, sikerler yaa dedim vurdum kapiyi ciktim!" hikayesini "atildim" dememek ve karizmayi cizdirmemek icin kendi uydurmustur. gercekte, asiri disiplinsiz olusu nedeniyle sayisiz uyari almis, bakmislar bundan adam olmayacak milletin vergisi bosa gidecek, delioglana usulca yol verilmistir. uygunsuz hareketlerine ornek olarak mesela olup olmadik koselerde gece gunduz farketmeksizin sakur sukur sivazlamak ve daha beteri ustlerine is ustundeyken yakalanmak, izin gunlerinde yakin kasabalara devresi billy cox'la gitar calmaya gidip karili kizli alemlere dalip zamaninda donmemek, emirleri siklememek falan. ha atilmis olmasi tarihi bir olaydir, emegi gecenlere tesekkurler.

    yetenekli olmasina yetenekli, deha mi deha evet ama buyuk iskalanan bir gercek var ki bu adam kopek gibi gitar calismis ve calmistir. adamin gitara harcadigi mesai saka degil; ordudan atildiktan 1967'de unlu olana dek gezmedigi, turlamadigi sehir, kasaba, eyalet ve grup kalmamis. sadece sahnede degil, tur otobusu, yemek yenilen kafe, otel odalari yani lafin kisasi; pompa-yeme ve uyku haric elinden gitar hic dusmemis, etrafindaki herkesi hayatindan bezdirmistir. bunlara tum yol arkadaslari, oda arkadaslari, otobuste yakininda oturma gafletinde bulunan ve uyumaya calisan grup arkadaslari, meshur bobby womack, little richard falan da dahil. hatta odasina aldigi veya evinde kaldigi hatunlar ( ki sayisi hic az degil, tam bir womanizer koftehor) bile bunu belirtmistir.

    "ben neden jimi olamiyorum cunku yeteneksizim" demeden once gotunu kirip "binlerce saat gitar calabilir miyim? hmm sanmiyorum" demek daha dogru olur. isinde basarili olmus insanlarin neden basarili olduklari uzerine enteresan analizleriyle unlu, meshur outliers kitabinda da bahsedilen ( hayir kitapta jimi hendrixle alakali bir sey yok ) istisnasiz her basarili insanin konusuna dair 10 bin saat emek verme olayi bu adamda tastamam mevcuttur. duydugu bir seyi aninda cikarabilen bir dehadan ote, muzige kendine adamis ve bikmadan usanmadan pratik yapmis, kafa yormus caliskan bir adamdi hendrix. yetenek mevzusuna ornek olarak albert king'le olan enteresan ve ironik bir munasebetini ornek verebilirim; ayni konser salonunda farkli gruplarla caldiklari bir turne gecesi jimi, seytan tuyu ve kadife sesini de kullanarak tersligiyle bilinen albert king'le oturma firsatini yakalar ve ondan o meshur licklerini gostermesini rica eder. albert reis de bu yumusak huylu, iyi insana benzeyen hevesli cocugu kirmaz ve normalde yapmayacagi birseyi yapar ve tek tek gostermeye baslar. hendrix bi anda "du bi saniye heh oyle, tam orda dur, cok guzel auww yeaah" falan deyip cantasindan saaak diye fotograf makinesi cikarir ve baslar king in parmak pozisyonlarini fotograflamaya. normalde king'in makineyi kafasinda falan paralamasi gerekirken harbi insanlari sevdiginden gulup gecer. albert king daha sonra konuya dair sunu diyecektir" i think he didn't get it at all :)". hendrix, gun icinde canli izledigi, belki yuzlerce kez albumlerini dinledigi albert king'i hic de oyle saaak diye cozememistir. mesela stevie ray vaughan bunlari daha bebeyken plaklardan falan dinleyip cikarmis ve ust versiyonlarina imza atmisken ( ki srv barlarda calmaya 14 yasinda baslamistir- alin iste 10 bin saat emek olayi yine devrede, texas flood u 29 yasinda cikaran bir adam 15 yilda kac bin saat calmistir hesap edin ), hendrix fotograflamaya ihtiyac duymustur ki dusununce fena da fikir degil esasen hehe. youtube vardi da bakmadi mi? velhasil adami yetenekli diye ovup konuyu cabucak kapatmaktansa, caliskanligi, dirayeti, disiplini ve muzik sevgisini de ayni oranda takdir etmek, feyz almak gerekmektedir. dehadir ama caliskandir da.

    su torbacilarin en sevdigi adam sanrisina da el atmak lazim. turne muzisyenligi yaptigi donemde herkes kadar otla takilmak disinda kaydedilmis, kayda gecmis veya dedikodusu yapilmis, kafayi buldugu icin batirdigi, grubun tepkisini cektigi bir narkomanligi yoktur. zaten ac bilac gezen, kendi gitari bile olmayan, gitarini rehinecilerden belli sure kiralayip sehri degistirdikce orda ne bulursa onu calan, ekmeginin pesinde ve disiplinsizliklerde aninda sutlanabilen ve issiz kalabilme riski olan baya fakir, yirtmaya calisan, amaci olan bir adamdan bahsediyoruz. bohemligin kitabini falan yazma derdi yok, hic de olmamistir. herkes ekmeginin derdinde, isinde gucunde ve oyle abi "al cok guzel mal, afgandan getirdim" gibi bir olay yok. uyusturucularla gercekten hasir nesir olmaya basladigi donem londra donemi gorunse de esas o gunun new york ortami bir nebze isin rengini degistirmis, onune daha genis bir menuyu acmistir. tabi sunu da unutmamak lazim, o donem ve etrafindaki entelijansiya entourage tayfada zaten ayik gezen de yok. ama hendrix hic bir zaman bir maddenin bagimlisi olup hayatini bunun uzerine kurmamistir. tekrar ayni ismi ornek vericem ama mesela bir stevie ray vaughan gibi olumden donecek kadar kokaine batmamis, roportajlarinda "eujjjj gel opujeem" gibi laflari gevelememis, performanslarini bu nedenden dolayi sikip atmamistir. bu adama bir jim morrison, janis joplin, kurt cobain, sid vicious muamelesi yapmak hakaret olur. mesela 69 woodstock'u oturup bastan sona izlerseniz, belki de iclerinde en ayik olanin hendrix oldugunu farkedebilirsiniz. herkes fully loaded iken boylesine bir atmosferi riske etmeyecek kadar seyirciye, grubuna ve isine saygilidir hendrix. izleyen kitle ile felsefi bir iliskisi de yoktur digerleri gibi, bir kere boyle 20-30 degisik adamin cikip caldigi konserleri sevmedigini, kimseye yeterince vakit ayrilmadigini, programi bittigi icin bos alana caldigini ( 500 bin kisiden 150 bini ayrilmis, 350 bini de begenmiyor haha ), cicek cocuk yok hippi gibi akimlari pek anlamadigini, ipsiz sapsiz bos beles gezerek baris, gelecek falan olusturalamayacagini falan soylemistir roportajlarinda mesela. woodstock'un lideri falan degildir, oraya dolusan evden kacmis tasrali looser tipleri sembolize edecek bir gecmisi, gorusu, cizgisi yoktur. amaci ve tutkusu icin essek gibi calismis, ailesini ( hoduk bir baba ve ozurlu bir kardesi olmasina ragmen ) her firsatta arayan, ziyaret eden, para gonderen, yetenegini heba etmemis, ne yaptigini bilen, toplasan 3-4 kez yaptigi halde her konserinde gitar yakmasini isteyenlere siktir ceken, "oo haci tarz yapmisin sac mac nefis" denildigi icin sacini kesen, "sikicem bu rockstar, rock god geyiklerini birakin da muzigimi yapayim, kaliba sokmayin bi durun amk" tavrinda, bohemlikle falan alakasi olmayan biridir. yani ornek alinacak bir suru vasfi varken, "kafasi guzel, bohem, tam bir picmis abii" yav he he. jimi hendrix = druglord sanki amk. neyse devam edelim...

    bu adami bu kadar genc yasta topraga gomen sey, belki de onlarca buyuk grubun dagilmasina, deha muzisyenlerin genc yasta bezmesine ve hayattan sogumasina neden olan sebeple aynidir; doymak bilmez ac gozlu olu siken menejerlerin bitmek bilmez turneler kitleyip, bu tur adamlari/gruplari irgat gibi calistirmalari, hesap kitap bilmeyen bu naif adamlari ince ince sikmeleridir.

    hendrix doneminin bir konserden en cok parayi kaldiran -ki o donem icin 250k inanilmaz bir rakam- dolayisiyle en cok kazanan celebritysi; yagli kaz tabiri kendisine cuk oturur. menejeri de eski istihbaratci, muzikle falan alakasi olmayan, odundan hallice cakal bir tip. yani birinin suyunu sikip bundan zengin olmak istiyorsan hendrix'ten ideali yok. uyumak, sicmak ve pompa disinda gitari elinden birakmayan adami gitardan bezdirmeyi basarmis. album kaydetmeye vakti yok, sarki yazmaya vakti yok, eve gitmeye vakti yok, miles davisle album, belkide muzik tarihinin ilk senfoni orkestrali rock konseri projelerini yapacak enerji, istek, sevk birakmamis amkodugumun menejeri. kazandiklarinin hesabini da tutmadigindan, butun hesabi kitabi bu denyoya biraktigindan, adam kafasina estiginde "aboov! baya borcumuz var du su 30 konseri de bi yap duzluge cikalim babos!"lari iteleye iteleye yasayan oluye dondurmus jimi'yi. ayni serefsiz chas chandler'i da kovaladigindan, hendrix'in etrafinda onun dilinden anlayan, projelerini yurutecek, halinden anlayacak kimse kalmamis; yalniz, bitik. o yuzden damara heroni basti ve oldu! seklinde bitmiyor hikaye ama heath ledger'inkine benzer bir durum soz konusu. cinayet de olma ihtimali var bilemiyoruz ama hayat dolu, bin tane projesi, fikri, melodisi olan, yaratmak disinda bir gayesi olmayan, vizyonu sinirsiz, essiz bir adamin iligini kurutmuslar dostlar. mevzu bundan ibaret.

    esasen hakkinda dogru bilinen bir cok yanlis var, hepsini tek tek yazmaya useniyorum, yazdiklarimi da gotumden uydurmadim. hakkinda yazilmis hemen her biyografi kitabini okudum diyebilirim. iclerinde bence en guzeli "room full of mirrors". kendisiyle yapilmis tum roportajlarin sadece cevaplari derlenerek, soru cevap seklinde degil sadece jimi'nin konustugu nefis bir kitap. ingilizcesi olan, hendrix'i seven, saygi duyan herkesin okumasini tavsiye ederim. sandiginizdan cok farkli bir adam olduguna vakif olacaksiniz.
  • 15-18 ağustos 1969 tarihlerinde gerçekleşen woodstock festivalinde sahne alan efsane.
  • barbitürat zehirlenmesi nedeniyle kendi kusmuğunu yutması sonucu boğularak ölen amerikalı efsanevi müzisyen.

    herhangi bir vasiyeti olmadığından, ailesi jimi’nin ünlü olduğu ve öldüğü şehir (londra) yerine doğduğu şehre gömülmesi konusunda ısrarcı olmuşlardır. jimi hendrix ise seattle’a en son 26 temmuz 1970’te bi konser için gitmiştir. 13 yıl önce idolü olan elvis presley’in zaferini izlediği aynı stadyumda sahne alır. bu onun için doğduğu ama onu asla sevmemiş olan şehre karşı kazanılmış bir zafer ve hemşerileriyle barış yapmak için iyi bir fırsat olabilirdi. ama o gün sicks stadyumu’nda hiç durmadan saatlerce yağmur yağar. jimi ön gruplardan sonra sahneye çıktığında soğuktan titreyen ve sırılsıklam olan hayranlarının sahadan ve tribünlerden ayrılmaya başladığını görür.

    onu havaalanına babası al götürür. jimi sanki bilinçsizce veda anını uzatmak için uçağın merdivenlerinden üç kez çıkıp iner. birkaç gün sonra chuck wein’e şöyle diyecektir: “bir daha seattle’ye ancak tabutta dönerim.”

    ve tuhaf bir şekilde dediği gibi olur.

    cenazesi rainer caddesi’ndeki küçük bir kilisede gizli bir törenle kaldırılır. tabutu kilise çalışanları tarafından taşınır. törenin ardından uzun bir araba kuyruğuyla seattle’nin dışındaki greenwood mezarlığı’na götürülür. tabutunun başında son çalınan şarkı ise 'when the saints go marchin in' olur. cenaze törenine ailesi dışında jimi’nin experience grubundan arkadaşları bas gitarist noel redding ve baterist mitch mitchell, menajer michael jeffery, ses mühendisi eddie kramer, yapımcı alan douglas ve müzisyenler johnny winter, john hammond ve oldukça duygusal haldeki miles davis de katılır.

    cenazeden sonra şehir merkezindeki food circus adlı bir lokalde, bir bölümünde noel redding, buddy miles, john hammond ve johnny winter’in birlikte yer aldığı müzikli bir anma yapılır. hendrix'in mezarı bugün hayranları için adeta bir hac noktası gibidir. gitaristi onurlandırmak üzere mezarına dünyanın her köşesinden her yıl tahmini 14.000'den fazla kişi gelir. mezar taşında çok sevdiği fender stratocaster kazılıdır.

    ölümünün kilit isimlerinden ve doğu almanya’nın eski patencilerinden olan sevgilisi monika dannemann, suçluluk duygusu ve kendisine kalan ağır ruhsal mirasla ingiliz kırsalındaki seaford’daki evinde inzivaya çekilip 1996 yılında ölene kadar burada hendrix konulu resimler yapar. sonra da arabasının egzoz dumanıyla kendini zehirleyerek intihar eder. hendrix’in ölümüyle ilgili son gizlemler de onunla beraber mezara gider.

    bugüne kadar hendrix'in en doğru ve güvenilir biyografisinin yazarı olan caesar glebbeek, olay yerine gelen iki ilk yardım hekiminden birinin net bir şekilde ırkçı olduğuna ve komadaki kişinin bir zenci olduğunu görünce de elinden gelen ve yapmak zorunda olduğu görevini yerine getirmediğine dair kanıtlara ulaşmıştır.
  • doğru zamanda doğru yerde olan adam.
  • bb king ve buddy guy üstadların jimi hendrix ile tanışma hikayesini şuradan dinleyebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap