• ing. haklı çıkarma, aklama.
  • türkcesi muhtemelen haklandir olan bir piskolojik deyim.. hayir piskolojide baska bir adi varsa "şevketleşmek" gibi bir canavar terim varsa sahsen ben bilmiyorum.. her neyse..

    insan aklinin almayacagi durumlari, aklin tanik oldugu durumlarla birlestirip insana sunmasidir justifikasyon.. lacrima'nin müthis ünzile deneyimi buna ornektir mesela.. sarkinin bir noktasinda gecen "ünzile kac koyun ediyor" hadisesini, lacrima'nin beyni "unzilekac koyun ediyor" olarak algilar.. onun mantiginda bir kadinin koyunlarla degis tokus yapilmasi yoktur cunku.. bir fiildir "kackoyun etmek" boyle koyunlari gütmek gibi, yününden orgu ormek gibi yoresel bir fiil..

    ayni sey benim icin de "bir barda bu resi üstünde" olarak zuhur etmistir.. koskocaman teoman'in bara gidip tabureye oturamayacagina hükmetmis olmaliyim ki "resi" denen bir seyin üzerinde oldugunu dusunmusum.. falan etmisim filan etmisim..

    bu hadisenin hastalikli bir sekilde yasanmasina da korsakoff sendromu denmektedir.. beyin hafizasinin olusumunu tam olarak belirleyemez.. aklinda bişileri bir yerde yaptigi vardir ama nasil yaptigi hakkinda en ufak bir fikri yoktur.. gayet makul bi sekilde etrafinda gordugu objelerden yararlanarak bir oyku yazar.. ve farkinda degildir bu yaptiginin..
  • insan bir seyi ne kadar bilir ve hakkinda ne kadar cok sey ogrenirse, zamanla onu hakli cikarir. bunu yapmak bir suctur. hicbir sey hakli cikarilamaz. bir seyin oyle olmasi icin kisi binlerce sebep de gorse de bu, o seyin yanlis oldugu anlamina gelmez. o yuzden insan ne okuduguna/dinledigine dikkat etmeli en cok da. zira, hakli cikarmak hosgormektir. seylerin dogasina bir takim atiflarda bulunarak 'oyle oldugu' dusuncesini teslim etmek, statukoyu sivazlamak, suca ortak olmaktir, tehlikedir.
  • ing. meşrulaştırma.
  • ing - doğrulama, gerekçe, gerekçelendirme
  • epistemolojide bir inancın bilgiye dönüşebilmesi için gerekli eylem.

    epistemolojide bilgi ( tabi gettier’i saymazsak) gerekçelendirirmiş/ haklılaştırılmış doğru inançtır. *
  • bir mühendis olarak bağımlılık yapan ve günlük hayattaki her duruma mantıklı bahane uydurabilme yeteneği kazandıran kavram.
  • haklı bir ekşi sözlük yazarı.
  • dunyanin en boktan seyi.

    hepimiz birilerini justify ediyoruz insan iliskilerinde, bu acidan tehlikeli.
  • ingilizce'de en sevdiğim kelimelerden biri sanırım. özellikle kişinin yaptığı eylemlerin sorumluluklarından k*çını kurtarmak için bin dereden su getirerek; kendini, önce aklında sonra vicdanında bazen de üçüncü kişiler karşısında aklamaya çalışmasını betimleyen bu güzide kelime, benim için çok ayrı bir yere sahip çünkü güzel türkçemizde bu eylemi bu kadar net ve kısa ifade edebilen bir sözcük yok.

    bunca sene içerisinde gözlemlediğim iki farklı justification türü var. (bahsedeceğim türlerin sosyolojik ya da psikolojik bir bilim temeline dayanmadığını, yalnızca şahsi gözlem içerdiğini belirtmeliyim.) biri agresif, aslında işin iç yüzünün ne olduğunu hem kendi hem de başkaları bildiği halde, bir miktar panik de içeren sert bir inkar modu. kendisine yöneltilmiş suçlama karşısında, suçlandığı şeyi yaparken bile kendine yalan söylemekle başlayan, suçlamanın tam tersini kanıtlamaya yönelik bir takım manalı ya da manasız verinin ortaya döküldüğü, umutsuz bir çırpınış. diğeri ise daha sakin ve pasif. önce kendisini eylemlerindeki haklılığına dair ikna için yalanlarla dolu telkinler; “ama bana böyle yaptılar, şöyle hissettirdiler, şu tarz bir nedenim vardı”, sonra eylemlerin sonuçlarına yönelik yine zamana yayılmış kendini haklı çıkartmaya yönelik eylem ve telkinler içeren inkar ve kendini aklama hali ve uzun uzun yazdığım bu başarısız girişimi özetleyen tek bir kelime.

    bazı kelimeler ne kadar güzel değil mi?
hesabın var mı? giriş yap