• "d drive" ı normalden geniş olan hafıza.

    açıklıyalım. kanımca insan beyninin bilgi havuzu ana olarak 2 kısma* ayrılmıştır: c ve d ( a gündelik girip çıkan bilgileri ve b de alt beyinde yazılı bulunan genlerimizde taşıdığımız farkında olmadıklarımız simgeliyor ama şu an konuyla alakası yok)
    c: gündelik hayata dair pratik teorik ne lazımsa biriktirilmekte olan bilgilerin saklandığı beyin kısmı olsa gerektir. d ise hem duygusal zekanın gereketirdiği sosyal bilgileri hem de daha lüzumsuz, "olsa olur da olmasa ne olur" tarzı bilgileri barındırır. bu kısım da saklanan bilgiler ancak, "yahu şu şarkıyı söyleyenin adı neydi?","tumininin yaşgünü ne zaman?", "biz o yıl ne etmiştik?", " teyzenin en sevdiği börülce cinsi nedir?" gibi sorulara cevap vermek üzere saklanırlar. arada bir d drive ında temizlik yapmayan dişi kişi sonunda bana benzer: ütüye ütü suyu yerine vernel doldurur.

    neymiş: hafıza temizliği imandan gelirmiş.
  • seçici bir hafızadır.

    k: o kıvırta kıvırta yürüyen mini etekli kadına nasıl baktığını gördüm.
    e: n'apayım ya, çok dikkat çekiciydi.

    10 gün sonra bir tartışma sonunda
    k: o kıvırta kıvırta yürüyen mini etekli kadına nasıl baktığını hatırlamıyorsun galiba.

    1 yıl sonra başka bir tartışmada
    k: sen git kendine o kıvırta kıvırta yürüyen mini etekli kadın gibi birisini bul.

    17 yıl sonra
    k: o kıvırta kıvırta yürüyen mini etekli kadına nasıl baktığını da unutmayacağım zaten.
    e: (daha nasıl unutmayacaksın) fesüphanallah velü vellekü vela havle vela kuvvete ila billah-ul aliyyül aziym.

    ama tabi bir de şu var
    e: hayatım bu sabah söyledim ya "bu akşam fenerin maçı var bir yere gitmeyelim" diye.
    k: hayır, ilk defa söylüyorsun.

    (bkz: algida secicilik)
    (bkz: hafizada secicilik)
  • kalbini kırarken söylediğiniz ve yaptığınız hiçbirşeyi unutmaz.

    unuttu sanırsınız. bazen o bile unuttuğunu sanır. ancak boğazındaki yumru siz ne yaparsanız, ne söylerseniz söyleyin asla geçmez.

    alakalı olarak:

    (bkz: kara kaplı defter)
  • olaylardan bizde duygu oluşturan, hakkında herhangi de olsa birşey hissettiklerimizi hatırlarmışız, yani kaydadeğer bulurmuşuz.

    bu yüzdendir belki sevgilimizin bize düşünmeden öküzleme söylediği bir cümleyi ertesi yıl yüzüne vurabiliyor oluşumuz. bizi kıran, üzen, kızdıran cümleyi o hatırlamıyor. duygu oluşturmayı bırak adam düşünmemiş bile söylerken.

    hatta inkar bile etti benimki, ben böyle birşey söylemiş olamam diye, düşününce kendine yakıştıramadı çünkü.
  • erkek hafızası gibidir; ikisi de farklı şeylere konsantre olmuşlardır ikisi de farklı şeyleri hatırlamak isterler misal;

    kadın1: hani iki hafta önce yemeğe gidiyorduk ya yolda bi hırka beğenmiştim, o mağazadaki kıza nasıl baktığını gördüm!
    kadın2: evet evet ben de gördüm alican baktın walla!!
    erkek: ...

    erkek1: ha olum, bu adam iki sene önce bilmem nere liginin bilmem ne takımının gol kıralı oyuncusu değil mi, hani bu kadar paraya gitti?
    erkek2: yok abi bu o adam değil, sen şundan bahsediyorsun!
    kadın: ...
  • kadın unutur ve affeder
    ama asla affettiğini unutmaz !

    işte böyle dehşet bir hafızadır. *
  • öfke anında camı kırıp * içinden gerekli olanları çıkarıp kullanmaya yarar... "unutur sonra" diye düşünerek dandik yalan söylemekten sakınınız... ikinci telefon hattınızın numarasını ezberlememiş olabilir ama 6 ay önce ne yaptığınızı, ne söylediğinizi en ufak detayına kadar hatırlar *.
  • güzel ve mutlu anları ulaşılabilecek en alt katmanda, kötü anları ise her an elin altında bulunabilecek kadar yüzeye yakın yerde muhafaza eder.
  • kapasite limiti sonsuza giden, kronolojik olarak olayları arşivleyebilen, istenildiğinde herhangi bir zamana ait diyaloğu tozlu raflarından çıkarabilen, kategorizasyonu çok gelişmiş, zamanı ve kaynağı ile ilintilendirmiş, mekan-koku-hava durumu-müzik eklentileri ile performansı deli gibi artan,
    kadını da, çevresini de bazen bezdirebilen veri bankası.
  • "erkek affetmez ama unutur. kadın affeder ama unutmaz."
hesabın var mı? giriş yap