• salondaki avizenin içine yuva yapan şerefsiz hayvan. lambayı yakmamla çatur çutur sesler geldi lan dedim voltajlar mı gidiyor nedir bu ses. avizeye doğru yaklaşmamla kamikaze dalışlarına geçti ipneler zaten her türlü haşere fobisi olan ben atletimden içeri giren şerefsizin yüzünden az daha kafayı sıyırıyordum.

    daha önce de bahsedilmiş evet alibeyköy'ün üst taraflarında oturduğumdan resmen yuvalamışlar avizeyi. ne yapsam bilemedim şimdi. lan oğlum zeki çalışkan hayvanlarsınız bok mu var kanatlı evrim geçirecek ha. daha önce de oğluşumun kabına dadanan klasik karıncalar için tuz döktüydüm adamlar tuzun intikamı için intihar komandolarını göndermişler. ben size pabuç bırakır mıyım lan. yarın o avizeyi domestosla cifle temizlemezsem bana da fermuar demesinler.
  • evin mutfağını istila etmiş ibneler.

    1 ay önce 1-2 karınca gördüydüm evde, çiçek buketinin içinde geldi sandım. ilgilenmedim.
    meğer bunlar muzun içinde gelen hamamböceği tıynetinde değilmiş. biraz önce mutfaktaki ince siyah çizgiyi görünce anladım.
    tam viledayla girişcektim ki aha! benim karıncalar havada duruyor, şahitlerim var (diğer karıncaları şahit yazdım).
    ohaaaa kanatları var lan bunların neapcam ben böhühühühü diye bi yandan zırlayıp bi yandan verdim viledayı verdim fiber dokulu sarı püskülü.
    allah günah da yazdı hep ema ne yapayım?
    bunun ilacı da yokmuş galiba ille ilaçlamacı çağırmak lazımmış. bi entry'de cif sıkın diyodu gidiyim onu deniyim. sonuç başarılı olursa editlerim.
    eğer başarısız olmuşsa beni de yer bu ibneler zaten, oradan anlarsınız.

    6 gün sonra editi: cif püskürtmekle olacak iş değil, efendi gibi gidiyorsunuz, karınca yeminden alıyorsunuz, yuvanın yakınına koyuyorsunuz. gerçi yemle filan bitcek gibi değiller ama istilayı kontrol altına almak mümkün.

    kiböbtby.
  • 2 saattir ders çalışmamın içine etmiş gördüğüm böccüklerin en ilginçgillerinden..şayet kalırsam ateşe vereceğim hepiciğini..elemanlarda ne enerji var yarabbi şuursuzca ampülün etrafında dön baba dön..redbull vodka içmişçesine çılgınlar gibi eğleniyolar yahu,yaşıtları kırıntıydı şekerdi eve ekmek getirme derdinde bunlar anca eğlensin..arada bi ders notunun üstüne düşüp "hacı bi malbuş vercen mi" der gibi de bakınıyolar boş boş..susayınca da artık bodoslama çakılıp sürahi bardak ne varsa üstünde sevgi çemberi oluşturuyolar.. arkadaşım bir kere sinek misin karınca mısın karar ver,hiç de sevimli değilsin onu da belirtiyim basarım raidi yamulursun oracıkta.. delikanlı karınca kanatlanmaz ülen...
  • hangi ara kanatlarının cıktıgını ve nasıl bir evrimle bu hale donustuklerini merak ettigim karinca cesidi.

    uçan karıncaymış bunlar. bence direkt uçan fil kendileri.
    an itibariyle odama göç ettiklerinden de şüpheliyim. her yandalar sözlük. çok büyüklerrrrr. kurtarınnn beni!
  • arkadaşlar çok affedersiniz ama allah bunun belasını versin! ben hayatımda böyle amaçsız böyle şapşal bi canlı daha görmedim. uçacağım diye havalanıyor, doğru dürüst uçmayı bildiği de yok, sağa sola çarpıp düşüyor. ondan sonra halıda bi sağa bi sola. aklımı delireceğim!
  • adından da anlaşılacağı üzere, karıncanın kanatlanmış halidir.

    şimdi kanat deyince insanın aklına karıncaya uygun, onu uçurabilecek bir sistem geliyor. ama öyle değil. karınca 1 birimse, kanatları 3 birim. küçük bir gezi uçağı hayal edin ve ona devasa bir rus kargo uçağının kanatlarının takıldığını düşünün. ancak motorlar hala küçük uçağın motorları.

    kanatlar bu minik yavrulara yük olmaktan başka bir işe yaramıyor. uçuyor desen değil, uçmuyor desen göz var izan var. havada görülüyorlar. yerden yükseliyorlar hatta yol bile alabiliyorlar ama uçamıyorlar. işte böyle saçma bir mahlukat.

    ben bu minimal arkadaşları birkaç gündür takibe aldım. ofiste ara ara gruplar halinde ortaya çıkıyorlar. parkelerin süpürgeliklerinin arasından kendilerine yol yapmış deyyuslar. neden bizim ofisi tercih ettiler onu anlayamıyorum bir türlü. çünkü burası sırdan bir mimarlık ofisi. burada yemek yok bir şey yok. neyi kendine sebep edin de geldin burada yaşıyorsun? hadi onu geçtim nasıl yaşayabiliyorsun? tabi buna yaşamak denirse. belli saatte parkenin arasından ofise süzülüp, uçup uçmamak arasında bir 15 dakika etrafta andaval gibi gezinip, sonra da kanatlarını döküp bir köşede sessizce ölmek yaşamak mıdır senin için? elimde süpürge her yerden karınca naaşı toplamaktan işimi gücümü yapamaz oldum lan.

    buradan karınca ahalisine bir çağrım var. bu kanatlı tayfaya çok yüz vermeyin. belli ki bunlar size artislik yapıyor. belli ki sizi küçük görüyor, yanlarına bile almıyorlar. hep kendi başlarına takılıyorlar. sırf kanatları var diye her yere gidebiliriz zannedip sizi hor görüyorlar. inanmayın, boyun eğmeyin. onlar sizin sandığınız gibi uçamıyorlar. üstüne üstlük sizden daha güçlü de değiller. sen ki gökhan zan'ın kuğuya uzattığı bir somun ekmeği sırtlanıp götürecek kudrete sahipsin. kanında bu gücü taşıyorsun. onlar ise iki tane mikro kanadı yüklenmekten aciz. onları, sizin evrimsel bir aşamanız olarak görmekten vazgeçin. aranızda barındırmayın.

    kanatlandığını zannedip de ortalıkta fink atan pezevenklere gelince. siz de gidin kendinize güzel bir yuva bulun. ama bizim ofisten uzağa gidin. dediğim gibi burada yemek yok. yaşamınızı kolaylaştıracak bir şey yok. bir tek ben varım. elimde süpürgeyle sizin cesetlerinizi ortalıktan toparlamak için hazır bekleyen ben varım. onca zahmete girip kanatlanmak maharet değil. ha saygı duyarım çabanıza, kendinize kanat üretip uçuş denemelerinize. ama gerek yok. bak biz uçuyoruz da ne oluyor? bilet fiyatları tavan, hizmet sıfır. sen uçabilsen ne olacak? bizim gibi mi olmak istiyorsunuz?

    şayet bana kulak asmayıp direnir ve bir gün çabanızın sonucunu alırsanız. adam gibi uçacak düzeye gelip kendinize hava üsleri kurarsanız, size söz veriyorum apronda devenizi ben keseceğim. çünkü ben ne dersem diyeyim sizde azim var. güç var. inat var. süpürgeyle kaldırdığım tüm cenazelerinizin, sizin bu şanlı evrimleşme yolunda birer anıt olacağını biliyorum. benim şikayetlerim insanlığın acizliğinden, başaramama ve ölme korkusundan geliyor. biz böyleyiz. siz olmayın. uçun göklere, süzülün semalarda, bu kirlenmiş dünyaya bir de yukarıdan bakın. insan denen vahşi yaratıkların ayakları altından değil. sizin hak ettiğiniz yer burası değil.

    ama uçamayanlara artistlik yapmayın bak. hala görüyorum aranıza almıyorsunuz öbürlerini. ayıp. evrimleşme, başkalarının omzuna basarak, onları ezerek olmaz. selametle. kanatlarınıza kuvvet.

    bak ben hem size, hem uçamayanlara gaz verip sizi birbirinize düşürecek kadar kaypak bir insanım. sırf kendi çıkarım için. emin olun insanlığın çoğu böyle. o yüzden evrimleşmeyi abartıp bizim düzeyimize gelmeyin. bu tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor.
  • sabahın köründe uyanmış, şamşırık şamşırık etrafa bakınıp tuvaletimi yaparken duvarda gördüğüm hareket eden karaltının bireyleridir. önce "keççap artık çocuk değilsin, bu yaştan sonra kaka yaparken uyuyakalınmaz!" dedim kendi kendime. rüyaydı heralde, o kadar sinek bir karışlık alana dolmuş olamazdı. biraz uzandım yakından baktım; zemin ile duvar arasındaki minicik bir delikten çıkıyolardı. evde karınca görmeye çok anlamlar yüklemiş bir deli olduğum için, karınca görünce incitmeden tutup pencerenin dışına bırakırdım. fakat bu durum farklı, yüzlercesi bir arada! bir de uçmaya başlarlarsa evdeki bütün huzurumu ve sağlığımı tehdit edebilirlerdi. öldürmeye karar verdim...

    fakat böcek ilacı mı yoksa sinek ilacı mı kullanayım ona bi türlü karar veremedim.
  • geldi yine tipini gibtiklerim iki gündür mutfağın balkonunu yuva bellemişler çamaşır suyundan genzim yandı bana misin demiyor orospu çocukları. su gibi içiyor serefsizler.

    bir de toplu halde kollektif hareket ediyorlar marksist ibneler. ne yapsak olmuyor kökünüze kıran girsin adi pislikler iyice sokak adamına çevirdiniz beni salon adamı çizgimden kaydım.
  • hava durumu gibi ayrıntılı bir raporunun olması, her il ve ilçe için kanatlı karınca yoğunluk haritası oluşturulması gereken canlı.

    bunun ne faydası olur diye soruları duyar gibiyim. eğer bu bilgileri öğrenirsek yaz sıcağında bile kapımızı penceremizi kapatır, huzur içinde evimizde oturabiliriz.
  • rastladiklarimin hep normal bir karinca boyutunda degil de, 2.5 karinca büyüklügünde falan oldugu karincalar. ayni modelin bir de kanatsizlari takilirdi. kumlarda görürdüm genelde. "mutasyon gecirmis bunnarr laa, babalari kesin sinek falan bunnarin" diye düsündügümü bilirim. bir de sirtindaki kanatlara bakmadan yürürlerdi bunnar. (bkz: akla zarar)
hesabın var mı? giriş yap