• kast sistemi hakkında güzel ve çarpıcı bir yazı. kastınızı aşın artık
  • kanımca asla bitmeyecek olandır. değişim, dönüşüm geçirecektir ama hiç bitmeyecektir. günümüzdeki versiyonu için (bkz: sosyal statü)
  • hintli bir arkadaşımdan duyana kadar böyle ortaçağda, en kötü babürlüler zamanında falan terkedilmiş antik bir olgu sandığım sistem.

    oha lan hala varmış! aileler kızlarına kendi kastlarından damatlar bulup evlendiriyormuş. ama hintliler sistemin bugını bulmuşlar. yurtdışına kapağı atmak. bombay'dan çıkınca kim tanır kastı düşüncesi hakim. hatta hristiyan veya müslümanlarla bile evleniyorlarmış yurtdışında. pakistanlılar hariç tabi. ülkelerinde büyük bir düşmanlık var pakistan'a karşı. ayrıca deri rengiyle kast sistemi orantılıymış. açık tenliler üst sınıf, kara tenliler alt sınıfmış.
  • post-koloniyal tarihçiler, kast sisteminin, modern döneme kadar var olsa bile çok da yürürlükte olmayan bir sistem olduğunu; fakat ingiliz koloniciliği altında, mükemmel bir govermentality tekniği olarak yeniden hayata döndürüldüğünü iddia ederler. bence enteresan bir iddia, hele şimdi ismini hatırlayamadığım mustafa koç'un babası ve vehbi koç'un oğlu olan şahsın, hindistan'a yaptığı bir ziyaretten sonra, kast sistemine atıfta bulunarak "burada işler harika" deyişiyle birlikte düşünürsek...
  • saka maka cem yilmaz cok iyi ozetlemistir bu sistemi. fakirleri ve aptallari oyalayip, zengin ve elitlerin rahatca yasamasini amaclar. umut fakirin ekmegi, ne yaparsin.

    (bkz: bir dahaki sefere kralsın be oğlum)
  • bir de kast sisteminin içine dahil edilmeyen dokunulmazlar da denilen paryalar vardır ki belirtildiği gibi durumları kölelikten beterdir. kölelik kurumu bile kendi içinde belirli hakları barındırır. eğer köle iseniz bu birinin mülkiyetinde olduğunuz anlamına gelir. fakat paryaların hiçbir hakları yoktur. onlardan biri iseniz sizin gölgenizin üst kastlardan birinin gölgesine değmesi bile o kişinin sizi öldürmesi için yeterli bir sebeptir. bunun karşılığında ise miktarı kişinin kastına göre belirlenen diyet öder.
  • toplumların hiyerarşik yapısıdır. bir sınıftan diğer sınıfa geçememe yani ayrıştırma ve ötekileştirmeye üst düzeyde olanak sağlayan sistemin adıdır.

    bu kast sistemi yalnızca hindistan'da ve ingiltere'de değil neredeyse dünyanın bütün ülkelerinde vardır maalesef. gizli kast sistemi diyebiliriz.

    bazı ülkelerde çok çok gizli yapılırken arabistan türkiye vs. gibi 3. dünya ülkelerinde göstere göstere uygulanır ve o dönem kastın en üstünde olan sınıflar bu durumdan memnuniyet duyar. tabi üst katman alt katman bizim gibi ülkelerde bir seçimle değişebiliyor. belli bir dönem üst katmanda kalanlar daha da zengin olup oraya yapışmayı düşünürler belki ama saltanatları maksimum 30 yıl sürer. çünkü toplumlar dinamiktir ve değişirler.

    gemisini kurtaran kaptan zihniyetini benimsemiş toplumlar bu gibi uygulamalardan asla kurtulamazlar.

    kısaca, işçisin sen işçi kal demektir.

    giy dedi tulumları...
  • kast sisteminde (ne yaparsaniz yapin) yukselebilmeniz mmukun degildir. sosyal hareketlilik yoktur. dogdunuz gibi gidersiniz diger tarafa.

    kapitalist sistemde eger caliskan ve basarili iseniz "sirket muduru" olur, "daha iyi otelde kalirsiniz". basarilariniza gore sosyal yukselise gecebilirsiniz. eger pek o kadar parlak degilseniz, ne ikisi arasindaki farki gorebilmeniz mumkundur, ne de "sirket muduru" olabilmeniz. lotoyu tutturamadiginiz surece "daha iyi otelde" kalmaniz da cok mumkun degildir.
  • ilk bakışta oldukça katı ve ötekileştirici bir sistem olarak gözüküyor. üst sınıfta doğan ve yaşayan insanlar için elbette bir avantaj, fakat alt sınıflarda doğduğun zaman felaket!

    kastlar şölye sıralanıyor:

    1) brahmanlar (din adamları, alimler) bu adamlar en üst sıradaki, ayrıcalıklı sınıf oluyor. tarihi milattan binlerce yıl öncesine dayanan kast sistemi de bir kez daha kanıtlıyor ki, din adına insanlar tarih boyunca sömürülmüş.

    2) kshatriyalar (yöneticilerin, askerlerin ve soyluların kastı)

    3) vaişyalar (toprak sahipleri, tüccarlar ve çiftçiler)

    4) şudralar (işçiler ve köleler)

    bir de kasta dahil olmayan dokunulmazlar var ki, bu insanların durumu içler acısı... en pis işlere bunlar koşuluyor. hayatlarının hiç bir kıymeti yok. bu insanlara dokunulması veya temas edilmesi durumunda günahkar kabul ediliyorsunuz.

    kast sisteminin en büyük problemi değişmezliği... örneğin dokunulmaz olarak doğdunuz ve sizin hayatınız zaten çile ile geçecek. sizden doğan çocuk da hayata aynı kötü şartlarda başlıyor. bunu evlenirken de biliyorsunuz. çünkü eşiniz de dokunulmaz olmak zorunda...

    şimdi gelelim işin enteresan taraflarına... hindistan'a yaptığım seyahatlerde birebir dinlediğim bazı hikayeler var. örneğin bazı dokunulmazlar, cumhuriyet sonrası ülkenin en zenginleri olmayı başarmışlar. çünkü zahmetli işlerle kimse uğraşmak istemediği için tuvalet işleten, demircilik, marangozluk yapan bazı dokunulmazlar ticarete atılmış ve büyük zenginliğe kavuşmuş. şimdi gittikleri otellerde, restoranlarda özünde en yüksek kasttan olanlardan hizmet alıyorlar.

    başka bir hindu arkadaşım da kast sisteminin özünde kaliteli meslek erbabı yaratmak için kurulduğunu söylemişti. lonca sistemi gibi çocuktan öğrenilip, babadan oğula geçecek meslekler. dokunulmazlık hinduizm'in getirdiği bir hata kodu olmuş bu sistemde... çünkü reankarnasyona göre günahkar insanlar daha kötü şartlarda bir daha dünyaya gelirler. dokunulmazlar en ağır günahları işlemişler gibi muamele görüyorlar.
  • (bkz: #62898704)
hesabın var mı? giriş yap