• normalde bel ağrısı nedir bilmem. geçen yıl işte çok fiziksel efor sarfederken ve stres içinde yüzerken bir gün kalktım, belim tutulmuş, oturamıyorum, zor yürüyorum vs. gittim bir doktora, birkaç hareket yaptırdı, en azından omurgamda hiçbir şeyim olmadığını söyledi. nasıl sorunum yok yahu? duramıyorum yerimde.

    birkaç gün devam etti ağrılar. bir arkadaşım kayropraktikten bahsetmişti (türkçesi de ne beter bu şeyin), o zamanlar ağrım filan da yoktu, gitmemiştim. o aklıma geldi.

    seans çok rahat geçti, bir ara boynumu yan tarafa doğru kıtırdatırken "ahha, kırıldı boyun" demedim değil, onun dışında sorun yoktu. kayropratisyen hanım çok stres dolu olduğumu ve bunun çok iyi geleceğini, omurlarımın aralarını bir güzel açacağını söyledi. açtı da. çıktım mekandan, rahat rahat yürümeye başladım. şaka gibi ama düzelmiştim resmen. 1-2 ay sonra bir daha "cila" seansından sonra hiçbir şeyim kalmadı.

    bu tekniği duyan olursa ve "alternatif tıp" diye burun kıvıran olursa diye yazıyorum, harika bir şey. bak omurlar yine hatırlatıyor kendisini, ben yine kliniğin yolunu tutayım diyorum.
  • birçoklarının sandığı ve hatta da tanım sanarak yazdığı gibi, sınıkçı ile masörün karışımı değildir. hem de hiç değildir.
    batı'da ve uzakdoğu'da çok ciddi eğitimler ile, handiyse tıp doktorluğu seviyesinde ihtisas ve uygulama gerektirmektedir.
    vücudun mekanik sorunlarının, gayet mantıklı şekilde mekanik müdahelelerle ortadan kaldırılması esasına dayanır.
    örneğin, sinirlerin omurların arasına sıkışması ile oluşan bel fıtığında, antienflamatuar ve ağrı kesici ile semptomatik sözde tedavi yerine, mekanik olarak sıkışmış omurların arasını açmak ve kalıcı olarak siniri rahatlamak çok daha kalıcı ve etkin bir çözümdür.
    ayrıca, bu uygulamalar fizik tedav ive rahabilitasyon adı altında konvansiyonel tıbbi bilimler içerisinde de uygulanmaktadır. traksiyon dı altında, bel fıtığı için hastalar ortası kesik bir yatağa yatırılıp, iki tarafa açılarak bel rahatlatılmakta, başka rahatsızlıklarda da değişik yöntemler kullanılmaktadır.
    görece çok daha ucuz, zahmetsiz ve kalıcı çözümler ürettiği için, sigorta şirketlerinin e işverenlerin can-ı gönülden desteklediği; ilaç tröstleri ve kimyasal şirketlerin ise çamur atıp karalayarak "bunlar şarlatan, şaklaban" deyip yoketmeye çalıştığı bir uygulamadır da aynı zamanda.
  • italik şekilde yürüdüğüm bir dönemde karşılaştık kendisiyle. rezaletim kenar mahalle kabadayısı gibi yürüyorum, yatıp kalkamıyorum, tuvalete bile gidemiyorum doğru dürüst afedersin.

    söylenildiği gibi röntgen falan çekmedi sadece şunu yap bunu yap şeklinde neleri yapabildiğimi neleri yapamadığımı gördü ve röntgene göndermekten vazgeçti. tırsmadım ama yan yatırınca aklımdan kötü şeyler geçmedi değil çok savunmasızım hacı neticede.

    neyse kafamı bir tarafa, ayaklarımı bir taraf çevirdi (burgu olacak şekilde düşünün) belimin ortasından tek bir hareketle bastırdı.

    ayağa kalktım dik durabiliyorum ana.. az önce yap dediği ve yapamadığım şeyleri de yapabiliyorum.

    neresi plasebo acaba bunun.
  • (bkz: alan harper)
  • omurgamın sağa sola kaymasıyla, beni aydemir akbaşvari bir duruşa ve ağrıdan ağrıya sürükleyen rahatsızlığım bir sene boyunca, dayanılmaz eziyetlere ve o doktor senin, bu doktor benim şeklinde dolanmama sebep oldu. son verilen karar benim bu kadar düzelebileceğim, dik durmayı rüyamda göreceğim şeklindeydi. eşin, dostun ''bir de bunu dene ne kaybedersin'' şeklinde tavsiyeleriyle devreye girdi chiropractice işte. iki seansta ayağa kalktım. geçmiste bir ameliyat olayı vuku bulmamış ise her türlü deformasyonu düzelteceğini iddia eden bir tedavi yöntemi, ben düzeldim koşuyorum bile ne diyeyim, chiropractice çok yaşa..........
  • 2012 yılı nisan ayında başlayan sol bacağımdaki kasılmalar sonrasında başlayan bir serüvenin mutlu sonudur kayroprakti.
    neredeyse her hafta röntgen çekildi. ilk etapta siyatik teşhisi kondu. bi avuç ilaç sabah akşam içilecek. bi hafta sonra tekrar röntgen, ilaçlar değiştir. olmadı fizik tedavi yapalım biz sana.

    değişen birşey olmayınca, doktor değiştirdim. mr çekilecek bakalım ne varmış. hulk'a dönüşmeme az kaldı derken mr maceralarım başladı. artık o kadar kanıksadım ki vazz vuzz caar corr sesleri içinde horlayarak uyur hale geldim. sonuç, sende fıtık var. epidural enjeksiyon yapalım, ödemi kurutalım. bildiğiniz lokal anestezi ile omurlarınızın arasından girip ödem olduğu söylenen yere ilaç enjekte ediliyor. lokal anestezide olsa da hissediyorsun o ilacın dolduğunu. bu arada ilaç içmeye devam. sonuç, tekrar mrla kontrol. değişen bişey yok, ağrıların dozu artmaya devam ediyor. koltuktan kalkmak artık 5 dklık sancılı bir süreç, yürümek keza aynı zorlukta.

    gene doktor değiştir, mr çekilsin sonuç "sende bulging var, kesin ameliyat gerekiyor."
    siyatik, fıtık, bulging insanın konan teşhisler sonrasında genlerine küfredesi geliyor. bildiğin ortopedik felaketim.
    başka doktor görüşü alınıyor, o da bulging diyor. ameliyat kararı verilmişken, "ya bi de şu doktora görünsen" deniyor. randevu alınıyor vs. bu sefer görüntüleme merkezinde ne kadar alet edevat varsa hepsine giriyorum. öncelerde doktorun kulağını istem dışı çınlattığım doğrudur. sonuçlarla beraber doktora gidiliyor.
    teşhis, roto skolyoz. bildiğin omurlarım kendi eksenlerinde dönüyorlar, skolyoz da doğuştan gelen omur eğriliği. tedavisi ne diye soruyor insan haliyle, doktor sedyeye uzanmamı söyleyip bildiğin belimi kütürdetiyor. ahanda felç oldum diyecekken, kalk ayağa diyor.

    ne ağrı kalıyor, ne bişey. sarılıp öpesim geldi adamı. nedir bu yaptığınız diyorum, "kayroprakti manevrası" diyor. bildiğin o özgür ruha sahip diskleri olması gereken yerlerine geri döndürmüş.

    istanbulda bulabilir miyim diye araştırdığımda ilk çıkan yeri arıyorum ve işin uzmanını buluyorum. ağrı olduğu zaman gitmeye başlamak üzere ilk görüşmeyi sonlandırıyorum. şimdilerde ayda bir kere düzenli gittiğim, avuç avuç ilaç kullanmak zorunda kalmadığım için mutlu olduğum bir uygulama.
  • şarlatan ve de düzenbaz kişilerce hastaları aldatıp paralarını sövüşlemenin onlarca yönteminden sadece birisi.

    bak yurtdışında kendilerine chiropractor denilen bu adamlar için uygun görülen sıfat bu işte.
    (bkz: scammer)
    --- spoiler ---
    "too many people fall victim to chiropractic scams"
    --- spoiler ---

    demek ki sadece bizim ülkemizdeki hastalar değil dünyanın her yerinden insanlar bu tezgaha düşüyor.

    şimdi bu düzenbazların hastalara uyguladığı ritüeli yazıyorum.
    -ne şikayetin var, neren ağrıyor?
    -şimdiye kadar ne tedaviler aldın?
    -şimdi sizi bir muayene edip postür analizi yapalım.
    -sağ omzun sola göre düşük.
    -sol bacağın sağa göre kısa kalmış.
    -sırt omurların sıkışmış, spazm olmuş.
    -bıdı bıdı bıdı

    sonra ne yapıyor?
    boyun, bel kaslarını biraz hareket ettirip mobilize ediyor, sonra eklemleri biraz ittirerek kütletme sesi çıkartıyor.
    daha sonra omuz, kalça, diz, ayak bilekleri için bu kütletme sesini yaptırıyor.

    en son hastaya diyor ki:
    bacak kısalığın düzeldi, sırttaki skolyozun geçti, boyun hareketlerin açıldı, haftaya yine gel bıdı bıdı bıdı.

    ya sizin gibi sahtekarların taa gelmişini, geçmişini öpeyim ben, bak küfür edecektim değmez diye vazgeçtim.

    şimdi neden bu şekilde kızdığımı açıklayayım.

    birincisi kendine kayropraktist diyen bu düzenbazlar doktor değil, hastalık teşhisini doktor koyar, yardımcı sağlık personeli değil.

    ikincisi doktor olmayan bir kişinin hastanın vücut bütünlüğünü bozacak herhangi bir girişim yapmaya yetkisi yoktur; burada vücut bütünlüğü bozulmuyor, bir yeri kesip biçmiyoruz deme, boyuna yaptığın o mobilizasyonla vertebral arter anevrizması bile yapabilirsin ki literatürde bunun vakası vardır, ameliyat olmak zorunda kalmıştır hasta.

    üçüncüsü hastalık teşhisi için sadece postür analizi yetmez, mutlaka görüntüleme ve bazı durumlarda kan tetkiki gerekir.
    sen doktor değilsin amk, mr bakmaktan ne anlarsın, kan tahlili değerlendirmekten ne anlarsın.

    dördüncüsü her hastaya sözümona aynı tedaviyi yapıyorsun; hastanın bel fıtığı mı var, belinde kayma mı* var, faset eklem kireçlenmesi mi var, sakroiliak eklem disfonksiyonu mu var, fibromyalji sendromu mu var bilmiyorsun.
    ama her hastaya aynı kütletmeyi yapıyorsun, böyle tedavi mi olur.

    beşincisi sözümona yaptığınız bu sikko manevraların işe yaradığını düşünüp tedavi ettiğini iddia ederek hastaya bacak kısalığının düzeldiğini, fıtığının gerilediğini söylüyorsunuz.
    bacak boyu kısalığı nedir amk, tıbbi olarak çeşit çeşit bacak boyu kısalığı vardır, zahiri kısalık ayrı, gerçek kısalık farklı, fizyolojik kısalık farklı.
    bunların tedavisi cerrahi yolla olur, nere düzeltiyorsun len, gel benim yanımda ölç kısalığı da göreyim.
    ayrıca bel fıtığı geçti diyorsun, çekelim hastaya kontrol mr, bakalım o bulging ya da protrüzyon geçmiş mi yalanına soktuğumun seni.

    altıncısı yaptığın bu manevralar sonucu hastada bir komplikasyon gelişirse ki örnekleri çoktur, götünü satsan tazminatını ödeyemezsin.
    sen yapacağın işlemin nasıl bir komplikasyon doğuracağını biliyor musun?

    yedincisi yardımcı sağlık personelini geçtim her doktorun bile bunu yapması uygun değildir; kas iskelet sisteminden en çok anlayan doktor fiziksel tıp ve rehabilitasyon bölümüdür, omurga kısmını beyin cerrahi ve nöroloji bölümü, diğer eklemlere de ortopedi bölümü hakimdir.
    yani 6 sene tıp okumuş adam bile kas iskelet sistemine tıbbi olarak hakim değil iken doktor olmayan birisi ne cüretle bir insana tıbbi teşhis koyup komplikasyon riski yüksek manevraları yapma hakkını kendisinde görür.

    sekizincisi ben yaptırdım fayda gördüm diyen insanlar, bu parmak çıtlatmaktan farksız plasebo şeyle iyileştiysen demek ki senin ağrın zaten geçecek bir şeydir, geleneksel tıbbi tedavileri de uygulasan geçerdi güzel kardeşim.

    dokuzuncusu ve son olarak olur da bu dediklerime itiraz eden tipler olursa buraya impact faktör'ü fazla bir tıbbi dergide yayınlanan kanıt değeri yüksek makaleyi koyar, öyle konuşur.
    aksi halde 6 sene tıp, 4 sene fiziksel tıp ve rehabilitasyon bölümü asistanlığı, 2 yıllık algoloji üst ihtisası olmak üzere toplam 12 yıllık hekimlik deneyimim ve tıbbi bilgimle o vasıfsız kişinin kulaklarından tutar geçmişini siker atarım.

    not:
    ağzımı bozdum ama hayatta tahammül edemediğim en önemli şeylerden birisi toplum sağlığını riske eden şarlatanlardır.
    bunlara küfür etmek bile değmez.
  • youtube da onlarca video seyrettim yabanci yerli bir suru uzman oldugunu iddia eden adamlardan.
    hepsinin ortak noktasi ayni hasta geliyor elleriyle bir iki yoklama cekiliyor, sonra istisnasiz hepsine ayni muamele yapiliyor. boyun kutletme, saga sola yatirip bele abanma, boyun cekme.
    kisilerin hepsinin sikayeti ayni degil, vucut formlari, boy kilo durumlari, cinsiyet yas vs hepsi farkli ama bu elemanlarin yaptiklari seyler hic degismiyor.
    bir de boyle omurga saymalari yok mu, sanirsin nokta atisi yapiyor. ulan az once cikan hastaya yaptiginin aynisini yapiyorsun uc dort kitlatma noktasi var hepsini dondur dolastir hep ayni seyler.
    sonuc olarak; yapilan seyin kisiye iyi hissettirdigi muhakkak ona hic bir sozum yok. ancak ne kalici ne de tedavi edici bir tarafi oldugunu soylemek imkansiz.
    alternatif tedavi olarak dunyada sigorta sirketlerinin masrafi karsiladigini iddia edenler icin de sunu soyleyebilirim, adamlar direk ameliyat dr parasi gibi serveti karsilama yerine gidin su heriflere bize daha az masraf cikartin dedikleri icindir.
    placebo olarak kullanacaksam da masaji tercih ederim. cok cok riskli bir is bu.
  • benim gibi s seklinde omurgasi olan birini bile tedavi edip kronik agrilarindan kurtarabileceklerini idda ediyor sayin chiropractice uzmanlari.. tedavi yontemi omurgaya hic bir sekilde zarar vermeden el yordamiyla adina adjustment denen bir nevi ayar cekme metoduyla yapiliyor.. doktor amcaya e peki sonucta nerden baksan omurga bu, bunun hic sakatlik riski yok mu dedigimde asprin almaktan daha guvenli olduguna emin olabilirsin dedi.. oeehh dedim ben de, ama oeehh in ingilizcesini bilmedigim icin bu duygularimi aciklamadim kendisine..
  • övmeye geldiğim şey.

    18 yaşımdayken bel ağrısı şikayetlerim başladı, mr'da dejenere diskim olduğu ortaya çıktı. spor yaparak takıl, ameliyatlık değilsin dediler. kendimi spora verdim, yıllar yıllar boyu (şu an ossüçüm) spor yaparak onu sakin sakin tuttum. derken 1 yıl önce spor yaparken tutuldum ve tutuluş o tutuluş... 1 yıl boyunca hiç durmadan ağrı çektim. artık hayattan zevk almıyor ve belimi aldırıp hayatıma 1.30 boyunda devam etmeyi hayal ediyordum. gitmediğim doktor çekilmediğim mr kalmadı. ameliyat diyenler, ameliyatlık değil diyenler, fizik tedaviler, yüzmeler, otlar boklar... en son steroid enjeksiyonu dediler.

    sonra kayroprakti şeysini keşfettim. parmaklarımı kütürdetmekten bile aşırı tırsan bi insan olarak gittiğim seanstan omurilik felci ya da bilemedin boyun kırılmasından ölmüş olarak çıkacağımı düşünürken, kuş gibi hafiflemiştim. 1 seansla bile ağrım yok oldu gitti. bugün 2. seansa gittim. 3. seansa da gidicem ve sonra ver elini spor salonum ver elini bisikletim. şu an insani koşullarda yaşamımı sürdürebiliyorum. aşırı mutluyum. herkeslere tavsiye ederim.

    edit: sanırım aynı şikayetlerden muzdarip pek çok suser var, çok mesaj alıyorum. bu sebeple hocamın bilgilerini buraya yazayım. mehmet toprak; bu da instagram hesabı: https://www.instagram.com/kayropraktik/?hl=tr - ben buradan mesaj atarak kendisine ulaşmıştım, ofisini yeni fulya'ya taşımış, ben eski yerine gitmiştim. o yüzden tam yerini bilmiyorum. bu arada ben o günden sonra reformer pilatese başladım. şu an ağrım sıfır. umarım herkesin ağrıları diner, çok illet bişey... herkeslere geçmiş olsun.
hesabın var mı? giriş yap