• dün sergio leone'nin dolar üçlemesi'ne başladığımda sinemayı çok sevsem bile kapatılması gereken ayıplarımın olduğundan bahsetmiştim, işte onlardan bir tanesi de hayao miyazaki külliyatı. studio ghibli'nin kurulmasından önce çektiği son anime olan rüzgarlı vadi, aynı zamanda şirketin kuruluşu olarak da kabul ediliyor ve dvd koleksiyonunda yer alıyor. bu nedenle ilk önce bu filminden başlamanın doğru olacağını düşündüm.

    son 14-15 yılda, pixar başta olmak üzere büyük amerikan şirketlerinin "daha ne kadar gerçek gibi yapabiliriz" iddiasıyla teknolojide sınır tanımayarak geliştirip ürettiği ve belki biraz da bu nedenle türün o çocuksu masumluğuna teknolojik yapaylıkla zarar verdiği animasyon filmlerin tam tersine, çocukluğumuzda tv'de izlemekten büyük zevk aldığımız heidi, dragon ball, sailormoon vs. unutulmaz çizgi filmlerin tamamen aynısı elle çizim tekniğiyle üretilmiş film, elbette ki her şeyden önce yoğun ve çok tatlı bir nostalji duygusu yaşatıyor insana, o masum çocukluk günlerine geri döndürüyor. ancak post apokaliptik dünyası ve çevreci mesajları hedef kitlesi düşünüldüğünde yerinde olsa dahi, senaryosu biraz karmaşık ve takip etmesi zor olmuş. hikaye izleyiciyi bütün duyargalarını kendi üzerinde toplayacak kadar içine çekemiyor. önemli olması beklenen bazı karakterler uzun süreler boyunca ortalıktan yokolup hikayeye aslında pek de katkı sağlamıyor. başroldeki karakterler seyirciyi duygusal anlamda kendilerine çok bağlayamıyor. tam anlamıyla 'olmuş' bir tat bırakmıyor bittikten sonra. keyifli bir seyirlikti ancak miyazaki'nin bundan sonra iyice ustalaşacağı filmlerinden çok daha fazla tat almak umuduyla. sinema forumlarının puan uygulaması şeklinde bir puan vermem gerekirse 6/10, miyazaki'yle tanışmanın şerefine şimdilik kafidir diyorum.
  • uzak gibi gözüken ama bir o kadar da yakın olan dünyanın makûs kaderi… uçsuz bucaksız çölleşmiş bir dünyada dimdik, tek başına kalmış bir anıtın üzerinde yazan, buruk ve öğretici bir masal… anime ustası, manga çizeri, yazar ve yönetmen hayao miyazaki’nin yapımı tam 12 yıl süren mangası kaze no tani no naushika (rüzgâr vadisinin prensesi) heidi dizisinin yönetmeni takahata ile birlikte ghibli stüdyolarının kurulmasını sağlayan bir başyapıt. miyazaki’yi uluslararası üne kavuşturan, büyük bir gişe başarısı elde eden ve çok sayıda ödül alan kaze no tani no naushika büyük ustanın kendine özgü anlatım özelliklerinin belirginleştiği ilk örnektir. pek çok açıdan bir ilk olma özelliğine sahip film ghibli’den çıkan bütün animelerin müziğini yapan joe hisaishi imzasını taşıyor. miyazaki bu animesinde endüstrileşmenin getirdiği yıkımla baş başa kalmış gelecekteki dünyanın, tükenmek üzere olan insan soyunun masalsı anlatım biçimiyle buruk bir tablosunu çiziyor. dev böcekler ve zehirli bir ormanlardan ibaret bu dünyada küçük bir prensesin hem doğayı hem de hâlâ onu tahrip etmek isteyen aç gözlü insanları koruma çabası; insanın doğayla, kendisiyle ve diğerleriyle olan mücadelesi çocuklar kadar büyükler için de öğretici.
  • duyarlilik, insancillik, miyazaki'nin fircasinda renklerini damla damla bulmus.

    daha 80'lerde elleri nasirli, urettigini yiyen neseli insanlarin dusunu kurmus.
    dogayla ic ice, barisik bir yasamin. kardesligin, dostlugun.
    gokdelenlerin, fabrika bacalarinin, robotlarin, makinalasanlarin degil.
    gereginde parmagini sincaba isirtip sakinlestiren kiz cocugunun.

    amacina korkunc yollardan, masumlarin acilariyla kanlariyla kosturanlari da resmetmis.
    devasa silahlar, baskilar, zorbaliklar guden devletluleri de.

    bir masal mi olmus, bir dus mu bu?
    dus dersek, gercek ola hayrola..
    masal dersek, sabi subyan boyle masallar dinleye, bunlarla dola.
  • bu filmi izleyip stanislaw lem demeyeni dovuyorlarmis.
  • çocukluğumuz ne sikimsonik çizgi filmlerle geçti behey diye diye söylettirmiştir beni. hele kiii yeni neslin izlediklerine hiiç değinmeyeceğim.

    okula bu bilinçle başlasaydık biz büyüsek de kirlenmezdi dünya!
  • miyazaki'nin mononoke-hime, sen to chihiro no kamikakushi veya hauru no ugoku shiro gibi efsaneleriyle boy ölçüşemeyecek olsa da sırf müzikleri için izlenebilecek film.
  • kendisini izlemeden önce müzikleriyle tanıştığım filmdi. bugün izleme fırsatı yakaladım. anime kültürü hayao miyazaki filmlerinden ibaret olan biri olarak en çok önem verdiğim nokta öykü ve müzikti. müziğini ilk defa 2-3 yıl önce dinleyip aşık olmuştum zaten. öykü konusunda ise bazı yönlerden mononoke-hime'yi hatırlattı bana. ondan farklı olarak bireysel hırsların doğaya olan etkilerinden ziyade, hırsı aklının önüne geçen insanların güdümündeki toplulukların telafi edilemeyecek türden felaketler pahasına birbirlerine düşmesini izledim bu filmde. söz konusu savaş ve kıyım olunca insan odaklı her düşünce ilk iş olarak can kayıplarına üzülür. peki ya geri kalanlar? diğer canlılar? habitatımız? su, toprak, hava? ekosistem dengelerine zarar veren bir sanayi yapısı eleştirisi yok bu filmde. bundan çok daha büyük ve ciddi bir tehlikenin eleştirisi var: "insan için, doğa için, yaşam kalitemiz için neyin en doğrusunu ben bilirim ve benim bildiğim uygulanmalı" diyen bir zihniyet.

    bu kadar müzik müzik dedik, nasıl bir şey diye merak eden olursa studio ghibli'nin joe hisaishi tarafından yönetilen 25. yıl konserinin nausicaa müzikleriyle açılan şu giriş kısmına bakabilir. bu ve bunun gibi güzel studio ghibli filmi müzikleri içinse (bkz: #30956417)
  • muhteşem müzikleriyle akıllarda yer eden bir miyazaki klasiği.
hesabın var mı? giriş yap