• löp kırmızı eti koklayıp koklayıp kıçını dönüp giden hayvanlar. ya da bendeki iki modeli sorunlu.
  • akşam akşam bir günlük çocuklarını üstüme atıp gezmeye gitmiş hayvan türüdür. sokaktaki kıymetlim güzeller güzeli emine'nin beklenen doğumunun gerçekleştiğini aşağıdaki komşunun telefonuyla haber aldım. ama her doğumunda eziyet çeken emine (var bir sorunu, kaç defa veterinere taşıdım doğuramadığı için, ama bir boş yakalayıp kısırlaştıramadım) gidip bahçede ekili nanelerin üzerine doğurmuş. talihsiz yavruların üzerine bir de sağanak yağmur yağmış.

    neyse, koşa koşa aşağı inip yavruları çamurdan alıp içine gazeteler ve bezlerle yatak yaptığım koliye yatırdım. neyse ki sıcaktılar. o arada çılgınca acıkmış olan emine'ye mama ve su verdim. fakat şaşkın hayvan "sen yavrularıma bakıyorsan ben bir lavaboya gideyim" dedi ve gitti. yarım saat sonra ve uzun ikna çabaları sonunda nihayet emine'yi yavrularının yanına dönmeye ikna edebildim.

    kötü bir anne değil, ama biraz eserekli işte...
  • kadınlar kedilere o kadar çok anlam yüklüyor ki kediler bunun farkında olsa hepsi birer şair olurdu
  • oldukça akıllı ,başına buyruk ve insana ihtiyaç duymadan hayatta kalabilen insan tarafından evcilleştirilmiş bir hayvandır.hastasıyım !
  • anneleri ölmüş tam 5 tane 10 günlük yavrulara bakmaya çalıştığım hayvanlar. ne yapacağımı şaşırdım. dişi kedi tam 5 tane doğurdu ve ilk günler emzirdikten sonra ortalıktan kayboldu. sıradan bir kedi de değil öyle, 6-7 senedir baktığımız bir kediydi. bizi de çok seviyordu. büyük ihtimal öldü, hayatta olsa 5 tane yavruyu bırakacağını hiç sanmıyorum. annelik duyguları engel olurdu. lütfen bilen birileri varsa yardımcı olsun. kedileri nasıl besleyeceğimi şaşırdım. şırınga denedim, eldiven denedim ama çok çok küçük oldukları için henüz emmeyi bilmiyorlar. hayvanların gözleri, kulakları açılmamış bile. 1 aylık falan olsalar tamam ama dediğim gibi taş çatlasın 10 gün olmuştur doğalı. resmen ben annelik yapıcam onlara, daha önce başına böyle bir şey gelmiş ve ya ne bileyim bilgi sahibi, tecrübe sahibi olanlar beni aydınlatırsa çok ama çok sevinirim.

    düzenleme: yardımcı olan arkadaşlar için müteşekkirim. şırıngaya ufak ufak alışmaya başladılar, bi 3-4 gün daha sabredip, sonra biberona geçmeyi düşünüyorum. 2-3 tanesi cuk cuk emmeye başladı. hızları iyi gibi, umarım büyümeleri de hızlı olur da, uğraştırmazlar beni. umarım sağ salim 5'ini birden büyütebilirim.
  • baş belası, vicdan azabıdır...

    2-3 gündür, her akşam bir kedi yalvarırcasına miyavlıyor. evin arka tarafında yatıyorum, dert sahibi oldum uyuyamıyorum. camı açıp bakıyorum çağırıyorum, salam sucuk atıyorum belki kokusundan gelir eder diye...
    sesin nereden geldiğini bir türlü kestiremiyorum, sanki bazen yukarıdan geliyor bazen aşağıdan mal oldum resmen. ses kesildi bi süre sonra, neyse gitti herhalde dedim, bi kahve içeyim niyetiyle ocağı yaktım. çakmak çıt çıtçıt... ulan yine başladı miyav miyav...
    uzanıp camdan bi aşağı sonra da bi yukarı baktım. ve nihayet minik yaramazı gördüm, karşımdaki 7 katlı binanın çatısında inliyor...
    3 gündür oradan miyavladığı ihtimalini düşününce içim sıkıştı. hemen en üst kata ev sahibime çıkıp onun arka camından, kedinin göz mesafesine erişmeye çalıştım. beni camdan görür görmez daha da bağırmaya başladı. ulan resmen kalbim sıkıştı. tekrar indim evden peynir, salam, sucuk işte ne kadar şarküteri varsa topladım yukarı fırladım.
    camdan onun olduğu çatıya isabet ettirebildiğim kadar attım.
    hayvancağız ne kadar açsa, kiremitleri kaldırırcasına yedi yakaladıklarını.
    üzüntümden, yüzüm düşük arka sokağa gidip kedinin çatısında olduğunu binanın en üst katının zilini çaldım. durumu anlattım. kadın ' ee banane...' dercesine baktı ama içeri aldı. terasa çıktım kediyi çağırdım. planım kucaklayıp onu oradan kurtarmaktı ama kadın kaç gündür terasına her gelişinde bi tekme sallayarak onu kovduğunu gülerek anlatınca kedinin asla tekrar terasa inmeyeceğini anladım. yine de bekledim. beklerken sırılsıklam oldum pis karının pis çatısında...
    o gece en azıdan karnı doydu diyerek eve boynum bükük geri döndüm.
    ertesi gün eve gelir gelmez. arka cama koştum. pisi pisi der demez tekrar belirdi tepede miyav miyav... ulan dedim hala inemedin mi!
    o anda binanın bitişiğinde bi havalandırma boşluğu gibi çatıya kadar uzanan bir yolun olduğunu gördüm. üst kapak açıkken, alt kapak kapalıydı. muhtemelen aşağıdan girmiş fakat kapak kapanıca geri çıkamamış çatı da kalmıştı yavrucak.
    asabım bozuldu iyice. kederden önceki akşam kahvemden, bu akşam da yemeğimden olacaktım anlaşılan...
    terliklerimi giyip, elimde salam dolu buzdolabı poşetimle, bi umut tekrar yabancı evin kapısını çalmaya gittim. bu sefer diğer ev sahibinden kapağı açmasını isteyecektim. kedicik de kendiliğinden çıkıp kurtulacaktı. bu akşam bu iş bitecekti!
    diğer komşuların gözlemi altında zile bastım. 70 yaşlarında bi amca çıktı cama. omzunun ardından da bir teyzenin tül perdeyle karışık suretini gördüm. amcacım merhaba dedim. bi kedi va... dememe kalmadı ' varsa var geversin gitsin ben de biliyorum var kaç gecedir. açmıyorum kapak falan ne hali varsa görsün gebersin isterse! besliyonuz besliyonuz iyi oluyo gebersin!' dedi camı kapattı, perdeyi çekti. pat!
    sinirden kendimi... afedersiniz...salamı sıka sıka geldim eve.
    itfaiyeyeden, polisten hiç bi cevap alamadım.
    kimle konuştuysam, içten içe güldüler. ulan bi ben miyim deli. manyak mıyım olum ben. bi kedi peşinde günlerdir koştururken, işte, eve gelince, dışarda kurtuldu mu, düştü mü, açlıktan öldü mü diye onu düşünürken ben manyağım da; kedinin hayatını kurtarabilmek için tek yapmasını gerekenin bi kapak açmak olan amca mı akıllı? çaresizce terasına gelen kediyi tekmeleyerek tekrar çatıya kovan kadın mı akıllı?!
    hay sizin insanlığınızın da, müslümanlığınızın da, dünyalığınızın da gelmişinizin de geçmişinizin de amk ben!!!
    bok oldu dünya sizin gibiler yüzünden, alın götünüze sokun şimdi!

    düt: bi sürü arkadaş mesajlarıyla tavsiye ve destek verdi canı gönülden teşekkürler hepsine...
    dütt: yavrucaktan ses kesildi. tetikteyim bekliyorum.
    düttt: televizyonu açtım çizmeli kedi oynuyor... noluyo la evren!
    dütttt: hayatımın en boktan entrysini girdim sanırım. sözlüğün formatına sıçtığım için özür diliyorum. telefondan yazıyorum ve yazdıkça gaza geliyorum idare edin.

    ışık hızı edit: arkadaşlar kedicik kurtuldu! yarım saat falan oluyor. tekrar miyavlama sesleri başladı çatıdan. ben de tekrar itfaiyeyi aradım. sıkışmadığı sürece müdahale edemeyeceklerini çatıda serbest kediye hele dokunmadıklarını anlattı. ne dediysem ikna edemedim. bölgedeki barınağı aradım. komşular eve sokmazsa giremiyoruz biz dedi. ben artık üzüntüden koltuğa çöktüm. işin allaha kaldı ufaklık dedim. yine salam dolu buzdolabı poşetiyle üst kata çıkıp yemek atmaya karar verdim. kalkıp arka taraftaki mutfağıma gidince camdan uzandım yukarı baktım. bir de ne göreyim! fındık burun inmiş aşağıdan bağırıyor. hemen indim aşağı dayadım suyu sütü eti! nefes nefese yedi eşoleşşek!
    çok mutluyum lan! herkese benden çay!
  • sizden iyi olmasin, iki saat once kendiyle kavga ettim.
    nevresim degistirirken komidinin ustune cikip, beklemeye basladi. yorgani gecirip yataga serip elimle filan duzelttikten sonra, ortuyu alip sermek icin bir dondum ki, yatagin ustune kici basi yayip yatmis. valla kizmayin ortuyle vurdum insin diye, beni dovmeye kalkti ama yataktan milim kimildamadi. in lan serefsiz diye bagirdim, tokat atmaya kalkti. valla ben de, epeyce bi kavga ettik.
    "kiran girsin!!"
    deyip, ortuyu ustune attim. icine girdi. 2 saattir uyuyor icinde pezemenk !
    cok pezemenk canlilar !!!11!!
  • götü dışarıda kalmak suretiyle kafasını halının altına sokup uyuyanı var. ben daha bir şey demiyorum.
  • dünya tatlısı alacalı bulacalı tekir cinsi iki kedime isim arıyorum önerilere açığım yeşillendirirseniz berhudar olurum.
    (bkz: http://i.hizliresim.com/nvw4oy.jpg)

    not: ispiyonlayan eşşek sikine selam eder bakınızımın kıçına girmesini temenni eder, saygılar sunarım. çok kibarımdır.

    tanım: hayvan oğlu hayvan.
hesabın var mı? giriş yap