• bi keresinde bir kiza tanismak amaciyla yanasmistim, "sik gelirmisin bu bara? seni daha once hic gormemistim" demistim.. kiz da bana "hayir, bir daha goremiyeceksin tadini cikar" deyip arkaasini donup gitmisti...
    benimde bir kedim var...
  • - kedinizin zeytin çekirdeği yiyerek kusması
    - kedinizin yine zeytin çekirdeği yiyip yine kusması
    - kedinizin zeytin çekirdeği yemeye devam etmesi
    - kedinin akıllanmaması
    - zeytin çekirdeklerinin kaynağının bulunamaması
    - kedinizin zeytin çekirdeği yiyip kusması.
    (bkz: reggie)
  • benimki bir keresinde veterinerde bir delirdi, amına koydu veterinerin de benim de. veteriner kaçtı ben kaçamadım çünkü üzerime kapattı kapıyı göt. bir de dışarıdan bağırıyor bana "havlu var orda onu kullan" diye. neyini kullanayım lan havlunun duşta mı seviyoruz, kedi mi zaptediyoruz? ben elimde havlu ile kaldım odada matador misali, bunu havluyla sarıp sarmalayana kadar , ağzımı yüzümü sikti benim oğlan, baklava deseni attı her yanıma, şetland kazak gibi yaptı beni herif. en acı deneyimim bu oldu o pezevenkle.

    not: senin de götüne koyiim ben veteriner gibi emi.
  • pc'yi ve pisiyi evde birakip arkada$a final cali$maya gitmek, bu arada cok yuksek volumlu mp3 calarken sleep mode'a aldiginiz pc'nin klavyesi uzerinde gezinen pisinin aleti uykusundan uyandirmasi ve;

    sabahin 3'une kadar edirne sokaklarini sallayan shuffle heavy metal.
  • odamın kapısı kapalı, kedinin mutlaka girmemesi gerekiyor, kedi de hemen dışarda tabii ki.
    muzaffer: miyav
    portakal: ...
    muzaffer: miyav
    portakal: ...
    muzaffer: miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav miyav
    portakal: miyav
  • onu öpmenin dunyanın en büyük zevklerinden biri olduğunu düşünürken klozetten su içtiğini görmek...
  • ''acaba sokakta başına bir iş gelir mi?'' diye kendinize dert edindiğiniz kedinizin, evi adeta bir otel gibi kullanmaya başlaması.

    sabah işe giderken birlikte çıkıyoruz. ''ver bir öpücük!'' dememe fırsat kalmadan bahçeye kendisini attığı anda gözden kayboluyor zaten. eve geldiğim zaman, kendisini bıraktığım çiçeğin dibinde beni beklerken buluyorum. birlikte eve çıkıyoruz. çamur içindeki patilerini lavaboda ılık su ile güzelce yıkıyorum. en sevdiği biftekli mamasından koca bir tabak yiyip cayır cayır yanan peteklerin yanındaki minderde ölümcül bir uykuya dalıyor. sabaha kadar kesintisiz bir şekilde uyuyor. arada bir su içmeye falan kalkıyor sadece.

    bari kirayı bölüşseydik. it!
  • bir gece önce üzerinde uyuduğu ve bir daha uyanamadığı koltuğun üstünde duran beyaz çamaşırları bir an için o sanmak...
  • bu cumartesi günü, yağmur yağıyor nefis. evde yalnızım, sevgili kedim de kendi kendine tatlı tatlı duruyor camın önünde.
    dedim ki kendi kendime, işte hayalimdeki özlenen manzara.
    yağmurlu havalarda arada aklımdan geçen tipik düşüncelerdendir, ah keşke şu an evde olsam, yağmur yağsa bi yandan, kahvem olsa elimde, tv'de güzel bi film, bi battaniye bi de minnoş kedim olsa kucağımda, ah daha ne isterim derim.
    an o andı. tv'de güzelimsi bi film başladı, kahvemi koydum, battaniyeyi getirdim, sonra sevgili kedimi alayım kucağıma da ambians tamamlansın dedim ki, herifin saklambaçla kovalamaca arası bişi oynayası tuttu, böyle paranoyak paranoyak hareketler, koşmalar, saklanmalar, vurup kaçmalar falan... kedi koşuyo ben koşuyorum evde..
    derken kahve sogudu, film anlamadığım bi noktaya ilerledi, yağmur da dindi zaten.
    kalan tek sağ battaniyeme sarılıp uyumuşum.
    off..
    hayat ne zor, kediler falan...
  • biraz dikkatli biraz da sorumluluk sahibi olunursa pek cogu yasanmadan atlatilabilecek deneyimlerdir.

    * soz gelimi kedilerin her zaman dort ayak ustune dusmedigini bilmeniz pencerelere tel* taktirmaniz ve balkona ag germeniz icin ilham verebilir, bu da kedinizi duruma gore felc/sakat kalmaktan, sagligini/hayatini yitirmekten koruyabilir.

    * kedilerin geriye dogru purtuklu dil yapilari yuzunden oynamak icin agizlarina alip cekistirdikleri iplik, ince tel, yun/orlon parcasi, vb yabanci cisimleri yutmalarinin son derece sakincali olup zaman icinde barsak tikanmasi/dugumlenmesi sonucu olumune neden olabilecegini (gec kalmadan farkedilirse* ameliyatla kurtarilma olasiligi vardir) bilmeniz ponpon, yumak, makara vb ile - en azindan gozunuzun onunde ve tamamen kontrolunuz altinda olmaksizin - oynamasina izin vermemenizi, bu cesit yutulabilir nesneleri acikta birakmamanizi saglayabilir.

    * mutfakta ocak, tezgah ve masa ustune birakilan - ozellikle sicak - tencere, cezve, tava, vb gereclerin saplarini, yakininda dolasan ya da hoplayip ziplayan her cesit insan ve hayvanin carpamayacagi sekilde ters tarafa cevirmeniz sadece kedinizi degil kulliyen ev halkini haslanmaktan ve yanik tedavisine maruz kalmaktan korur.

    * her cesit dolap, sehpa, raf, pencere pervazi, balkon duvari vb uzerindeki objelere uzanarak ya da ziplayarak ulasmakla kalmayip cekistirip alasagi etme yeteneklerini kesfettiyseniz, evin dekorasyonu konusunda daha dikkatli davranir, saksi, metal heykelcikler, cam esyalar, agir biblolar, vesaireleri patilerden; patilerin sahibini de soz konusu agir objelerden koruyabilirsiniz.

    * acikta birakilan bicaklar ve benzeri kesici/delici aletler de kediler icin tehlike icerir.
    ornegin bicaklari - ozellikle uzerinde yiyecek kokusu varsa - yalamaya kalkistiklari ya da - nasil bir eglence anlayislari varsa artik - cekistirip surukleyebildikleri makas, tornavida, civi vb ile hoplaya ziplaya oynamaya calistiklari sikca gorulmustur.

    kullandiginiz bicagi acikta birakmayip hemen yikayip kaldirarak ya da bulasik makinasina atarak kedinizin sadece dilini ve patilerini degil o pembe, o sumuklu, o miniminnos, o merakli burnunu da onun var ya o burnunu murnunu yerim ben.
hesabın var mı? giriş yap