• hani anneyle güne gidersiniz ya da misafirlik gibi bi yere de orda pasta-börek-kıymalı pide olur ve anneniz o uzanmak istediğiniz ama utandığınız için elinizi atamadığınız o son parçayı alıp size verir, sizi kayırır ya. işte öyle bi kendini özel hissetmek yok!
  • dürüstçe söylemem gerekirse ki gerekmiyo galiba ama yine de söylemek istiyorum. herhangi birinin telefonunda ismim, yanında hatırlatıcı bi şeyle kaydedilmediği zaman kendimi çok özel hissediyom ben yaa.

    ---yanlış---
    eda teknik
    eda zodiac
    eda özlemin ark
    eda 3
    erdal (allah belanı versin)

    ----doğru----
    eda (layk)
  • çağın vebası bir nevi.çünkü çok fazlayız.sen varsın ben varım,bir dolu kadın erkek, sokaklar dolu,internet,tv her yer dolu,vıyır vıyır insan her yer.ve hepsi elinin altında, hepsi sıradanlığını yüzüne vurmak için bir pencereden,bir sokak başından sana bakıyor.
    hep bir "daha iyi" ne bileyim "daha güzel","daha akıllı var",içten içe biliyorsun bunu.en aykırımız bile aykırılardan müteşekkil bir gruba dahil nihayetinde.
    dünyanın en sıkıcı,konuşulması en tatsız konusu bence bu,"abi evrende küçücük bi noktayız"."he abi haklısın" desen de sanki içinde bir yer bu ufaklığı, bu etkisizliği kabul etmiyor.tüm o yaşadıklarının, az önce güldüğün ufak ayrıntının,ağladığın ve güldüğün günlerin, sigaradan solmuş ciğerlerinin,hafif çarpık parmaklarının,kenarında çiğdem çitlerken kalbinin pırpır ettiği denize dair anılarının sıradanlığını,değersizliğini nasıl "he abi" diyip geçiştirebilirsin ki?anlamsızlığını nasıl sadece ve sadece yılmış,bezgin bir onaylamayla kabul edebilirsin?
    hal böyleyken bu özel hissetme zki çıkıyor karşımıza, ve ne yazık ki o kadar uyuşturucu bir duygu ki kalan her şeyi anlamsızlaştırıyor. birileri sana diyor ki misal "ben senin gibisini tanımadım" ne bileyim "ben kimseyi bu kadar sevmedim" filan, o an biliyorsun o insanın evreninde koca bir galaksisin sen, kimmiş küçük nokta?evren için küçük ama o insan için büyük bir adımsın.doğru ya da değil, ya da değişiyor bir gün doğrular her neyse, fakat bu o kadar güçlü bir duygu ki, sanki o iki kişilik dünyanın bir hakimi o bir hakimi sen.kalan herkes, söylenen her şey anlamsız.yalnızlığına bir kişiyi eklemek insana çocuksu bir aptallık katıyor zira.
    o andan sonra kalan hayatın bu duygunun peşinde geçiyor,öyle de pis bir uyuşturucu.artık birilerinin dünyasının en değerlisi olmak istiyorsun.sadece bir kişinin, tek bir hayatın içinde yer almak, seni hatırladığında içinin cız ettiğini bilmek sanki hayatını anlamlandırıyor. doğru olmaması neyi değiştirir, için gülüyor öyle ya da böyle.hala siktiriboktan bir noktasın ama sanki bugün evren iki kişiden ibaret?
    ve gelelim işin pis kısmına, dünya hala çok ama çok kalabalık.hala senden iyi/güzel/yakışıklı/akıllı zirilyon tane insan var.bir yandan da deli divane gibi kafanı güzelleştiren o duyguyu arıyorsun, tanıdığın her insan, her beden, her fikirde.bazen yoluna çıkan herkesi ve herşeyi ezip geçesin geliyor,ağzında kalan o tadı bulana kadar karşına çıkan herkesin kanını emmek.sıradanlığını unutmak için özünde en fazla senin kadar sıradan insanların üzerine basıyorsun.kalan her şey anlamsız artık çünkü, aynı döngüye mahkum sohbetler,sesler,kadınlar,erkekler.miden bulanıyor.kalabalık tutuyor.
    şanslıysan bir gün bir şekilde kendini yine o sarhoşlukta bulacaksın, değilsen kalan her şey zaten aynı,boş,hep aynı.
  • 23 sene sonunda hala hissedilmeyen duygudur.

    özel falan değilim herhalde lan. hayallerde yaşıyor bazı ibneler diyorum kendime artık.
  • babaannemin sayesinde öğrendiğim his.

    bayramda seyranda köye giderdik el öpmeye. eh bedavaya el öpülür mü? bi beklenti var haliyle. ama babaannem bu beklentilerin hepsini dev hayal kırıklığıyla taçlandırırdı. ben de biraz mendebur mendebur gezindikten sonra yine çocuk neşesini takınır diğer akraba çocuklarıyla koşturur dururdum bahçede sokaklarda filan. sonra babaannem tenhaya çağırırdı beni "gel gel" diye sessiz ve muzur sırıtarak. ben de mevzuyu anlar yılan gibi süzülürdüm tenhaya. sütyeninin içinden poşetle para çıkarır gönlümü şenlendirecek kadar verirdi ve fısıldayarak eklerdi "kimseye söyleme sakın!" diye.

    yani babaannemin o kadar torun tombalak içinde bi tanesiydim. torpilliydim ve o para poşeti sütyenden yalnız benim için çıkardı. babaannemin vefatından çok sonra, diğer torunlarıyla muhabbeti geçtiği zamanlarda öğrendim ki herkese aynı numaraya çekermiş bizimki. yani yalnız para vermiyor, herkese tek tek kendini özel hissettiriyor. kendini daha fazla sevdiriyor filan. her şeyi geç, tenhaları kollayıp, hafiye gibi iş yaparak torununa kendini sevdirmeye çalışması bile çok uzun yıllar sonra hala içimi ısıtıyor.

    benim de dedeliğim böyle geçer umarım. yani harcanıp giden parayla değil de muzur bi gülümsemeyle hatırlanır ve yıllar sonra insanların içini ısıtırım.
  • özel hissettirilmek olmaksızın tatmin etmeyendir.
  • yasamimizda bir hic olmadigimizi ve bizi sevip onemseyen, deger veren insanlarin bize zaman zaman yasattigi guzel duygularin getirdigi psikolojik durum.
  • bakire hatun arayisinin altinda yatan nedenlerden biri.

    -ilk kez bana verdi, onun icin cok ozelim.

    gibi... bir hatunun ilk erkegi olmak, erkege kendini ozel hissettirir... egitim seviyesi, kultur multur onemli degildir erkekte. sonucta hepsi ozel hisseder kendini...
  • her zaman kendi kendine yapabildiğin bir şey değildir.. istediğin kadar özel bir iş yap, diğerlerinden farklı düşün/görün, kendine alışır, bir zaman sonra özel olduğunu kaçırırsın aklından.. o nedenle bir başkasının etkisine veya tepkisine kısaca ilgisine ihtiyaç duyarsın..
    yok hani sonra "amma ilgi budalasıymışsın" demeyin, sadece özelim..*
  • çok yapanı megaloman, az yapanı asosyal, kararında yapanı mutlu eder.
hesabın var mı? giriş yap