• ya geçin bu "anadili bilmem ne ama yea" ayaklarını. hayatınızda edirne'den ötesini görmemişsiniz, akıl veriyorsunuz millete.

    bilingual tonla insanla çalışıyorum londra ofisindeki işlerim için, üstelik büyük bölümü hayatlarının tamamını ingiltere'de geçiriyor, bunun gibi istanbul bülbülü değil hiç biri. kimseden de bugüne kadar okeeey okeeey orraaayt gibi saçma sapan tepkiler duymadım.

    bu arkadaş düpedüz olmamış, olduramamış kendini yıllardır. oyunculuk desen vasat altı, yakışıklı diye pazarlamak için kıvanç'ın, burak özçivit'in falan yanına yazdılar bunun adını, onların da altında ezildi. ne yapsa olmuyor, bir süredir "ben amerigadayken" pozunda.

    televizyonda 3. sınıf dizilerde habire bunun gibi vasat altı tipleri gazlıyorlar ev kadını izleyiciye, bu da şampuan ödülü alınca elinde oscar heykelciği varmış gibi triplere giriyor. te allam ya..
  • gel, çocuklarını seven şefkatli bir babayı oyna desen, yapabilir mi? hayır.

    veya, hakkını arayan yoksul bir işçi ol desen, rolün altından kalkabilir mi? yine hayır.

    ya tamam her şeyi geçtim, en kolayı olsun; normal, sıradan, senin benim gibi dümdüz gerçek bir insanı canlandır desen, o kasıntı hallerini ve yuppi aksanını bir kenara bırakıp becerebilir mi? tabi ki hayır.

    evet, kendisi gerçek hayatta çok iyi bir insan olabilir; fakat, oyunculuk yapması ve üstüne üstlük bu işten tonla para kazanması sektörün kalitesizliğinin bir özeti niteliğindedir.

    edit: tabi biz her ne kadar kendisini gömsek de bu konuda suç, onu inatla piyasada tutmaya çalışan menajerler ve kanal yöneticilerindedir.
    bu durum, tıpkı, anadolu takımlarındaki bazı vasat futbolcuların menajer inadıyla üç büyüklere kitlenilmesine benziyor.
    çünkü öyle olmasa; meselâ, zamanında beraber aynı dizide de oynadıkları şükrü özyıldız kendisine her açıdan on basar. ama gelin görün ki, biz şükrü yerine hep bu arkadaşı görmek zorundayız.
  • söylediği şeyin aynısını dizilerde oynayan, rol gereği maske takmayan, rol arkadaşlarıyla yakınlaşan ve hatta rol gereği öpüşen insanlar için düşünmekteyim.

    pandemi size yok mu? dizi sektörünü teğet mi geçiyor, ne oluyor?
  • amerika'dan geldim ayağına konuşurken sürekli "aaaaam" diyen kişi.

    - zeynep bak... aaaamm!
    - ceyn, nasıl desem... aaaam!
    - melis, anlamıyorsun... aaaam!

    niyetini, ne istediğini açık açık söylüyor işte, adam biliyor işi.
  • gerçek bir beyefendi olduğunu göstermiştir.

    bunun uzerine komik olmaya çalışan ama ezikce bir cevap veren yaşlı başlı cem yılmaz ve ne yazık ki bunu likelayan serenay cok iticisiniz. birbirinizi bulmuşsunuz.

    keremi ilerde çok hoş ve hanımefendi bir kadınla görmek dileğiyle
  • adamın oyunculuğunu sevmiyorum. tip olarak da nötrüm. hatta şu vampirli dizideki haline bol bol güldüğümü inkar edememem.

    lakin ne zaman ki bilmem kaç yaşına gelmiş cem yılmaz'ın abuk sabuk çıkışlarına karşılık vermeden, kendini bozmadan "benim konum değil, herkes mutlu olsun" deyip geçti; işte o zamandan beridir ismi belli bir saygınlık ve olumlu bir algı yaratmaya başladı zihnimde. böyle olgunluklara alışık değiliz biz. eski sevgili sorulduğunda tripten triplere giren alişanlarla, uzaktan laf sokan özcan denizlerle, adamlarına kurşun sıktıran ibolarla büyüdük.

    fiziği mukayese kabul etmeyecek bülent şakrak da böyle enteresan bir adam ve özge borak ile olan sınavını verdiğinden beri kadınların gözünde değeri bin kat arttı. yani demem o ki her şey tip değil beyler. bazı adamlar, nasıl göründükleriyle değil; nasıl davrandıklarıyla da çekici olabiliyor.
  • video çekerken maske takmiyorsunuzya salaksiniz.
  • -ağzınız?
    -yavşaklıktan.

    (bkz: cem yilmaz)
  • saçmalayan oyuncu, cafeler açık olduğu sürece insanlar oraya gidecek, dolayısıyla maskelerini çıkarıp bişeyler içip yiyecekler. yiyorsa cafeleri kapatamayan iktidara “ı am sorry, salaksınız” desin de görelim cesaretini.
  • götün yiyorsa, gerçekten duyarlıysan lebaleb toplananlara salaksınız diyceksin. delirmek üzereyiz zaten halktan ne istiyorsun?
hesabın var mı? giriş yap