• kisa ve oz olmasina dikkat etmeyi unutmayalim.
  • oyunculari bilimum arkadas cevresinden "cumartesi bosmusun necati bi kisa film cekeceegdikte kiz arkadasina da soylesen bi rol yapsaniz iki dakka hee nedersin?" mantigiyla bulunca pek iyi olmuyor da onu diyecektim ben, tabi gene siz bilirsiniz ama oneriye gelince kucuk ozel tiyatrolarda yahut lise ve universitelerin tiyatro ya da oyunculuk bolumlerinde okuyan insanlardan yardim alabilirsiniz amator olan kimse sizden tonlarca para istemeyecektir, biraz arastir bak neler cikacak.
  • çekin. herkes çekiyor diye istediğiniz bir şeyi yapmaktan vazgeçmeyin. eğer iyiyseniz zaten o herkesin önüne geçersiniz.
  • sanat filmi çekeceğim diye minimal işler yapmaya kalkışmayın. artık balkonda sigara içen veya sabah yataktan kalkan insan görüntüsü çok banal ve sıkıcı olmaya başladı. bunu yerine komedi veya korku çekin. hatta mümkünse kendine ciddiye almayan bir b filmi çekin. o zaman çok daha fazla dikkat çekip, başarılı olursunuz.
  • bahçıvan kıyafetinin altına iç çamaşırı giymeyelim, zira kısa film
  • -asri zamanlar filmini izleyenler hatırlayacaktır, filmin girişinde topluca işine giden insanların görüntüsünün yanında koyun sürüsü görüntüsü vardı. işte o ve o tip benzetmeler var ya, siz yapmayın, en alası yapıldı bile, komik olmayın.

    -gözünüzü seveyim politik film yapmaya kasmayın, parti propaganda afişinden hallice oluyor, sözümü söyleyeceğim diye filmi yapmayı unutuyorsunuz.

    -oyuncu bulamıyorsanız çekmeyin şu filmleri, hayır efendim, arkadaşlarınızı ne kadar severseniz sevin onlar oyuncu değil, oyunculuk bambaşka bir şey... lan olmaz diyorum oğlum, bana ne kız güzelse, kazık gibi duruyor lan!

    -bunalan kentli ve cefa çeken köylü temalarından uzak durun, orjinal olun azıcık, zaten yapmayı beceremiyorsunuz, hikaye ya new york hikayesi gibi oluyor, ya şam hikayesi gibi...

    -beyoğlu ve çevresini rahat bırakın artık, tarihi dokunun güzelliği filminize bir şey katmaz, aksine sebepsiz yere tarihi dokuyu verirseniz filminizi bozar, neden resimleri dokusuz beyaz duvarlarda sergilerler bir düşünün...

    -daktilo fontu ile yapılan giriş ve çıkışlardan vazgeçin, aynı filmi kırk kere seyretmiş gibi oluyoruz.

    -filmi çekmeden önce becerebiliyorsanız kendiniz, beceremiyorsanız sağdan solda becerecek birini bulup storyboard çizimini mutlaka yapın-yaptırın, çekerken armut gibi kalıyorsunuz, sonra kurguda halletmeye çalışıyorsunuz, biz de bu çabalarınızı üzülerek izliyoruz...

    -eğer sahte kandır, işte sahte silahtır bulamıyorsanız, o bunların gerektiği sahneyi ne yapın edin çıkarın filmden. bir de elinizin altında bir adamı -misal- zombiye benzetecek imkan yoksa, zombi filmi çekmeye kalkmayın, ne kısa metrajlı ne uzun...

    -sinema, sözünüzü söylemenin araçlarından biridir, güzel bir araçtır da, imkanları çoktur, lakin iyi bir kaç söz buldunuz diye, topladığınız arkadaşları oyuncu, gittiğiniz kafeyi barı rica minnet mekan, bir arkadaşınızın arkadaşını kameraman olarak kullanıp çektiğiniz filmler baştan savma olur, ne sözünüzün ne filminizin kıymeti kalır.

    -kamerayı kurup otomatiğe alıp çekmeniz cidden gereksiz, onun yerine azıcık da olsa bilen birinden rica edin, ışık konusunu -eğer filminiz bunu gerektirmiyorsa- es geçmeyin, ses ha keza ışık kadar önemli, müzik seçimi de kişisel zevkinizden ziyade filme uygun olmalı, kurgu dediğiniz sadece kes yapıştır değildir, ses olsun renk olsun bunlar da işlenmesi gereken şeylerdir, movie maker ve benzeri programlarda kes yapıştır yetmez...

    notlar:

    -sinemacı yahut sinema eleştirmeni misin lan dümbük?

    -hayır, şahit olduğum hatalardan bahsettim sadece.

    -peki, oyuncu yoksa yapma, mekan yoksa yapma, para yoksa bırakalım bu işleri öyle mi?

    -hayır, bırakmayın, onun yerine uygun zaman kollayın, millet 10 dakikalık filmi adam gibi yapmak için barlarda kafelerde çalışıp aylarca para biriktiriyor.

    - e para bulduk, uygun fiyata nasıl halledeceğiz?

    -sinema televizyon öğrencisi ve tiyatro öğrencisi arkadaşlarınıza yakın durun, onlar projelerini halledebilmek için ne taklalar atıyorlar, yardımcı da olurlar. uygun fiyatlı özel efekt olsun (uygun dediysek 50 liraya zombi yaptıracaksınız demedik, ama uyguncana) storyboard çizimi felan olsun bir mesaj atın, tanıdığım bir kaç kişiye yönlendiririm. aslen profesyonel çalışan adamlardır ama eşref saatleri ise yardımcı olurlar. ha, bir de huysuz heriflerdir ama selamımı söylerseniz en olurunu sizlere anlatırlar, olmadı yol gösterirler...
  • iyi konsantre olun. uzun filme odaklanın ve onu çekmeye çalışın. şansınıza kısa film gelirse çirkefe yatın yine de bakkala gitmeyin. ya ben uzun filmi çeken gidiyo sanıyodum diyin.
  • kısa kesin aydın havası olsun denecek çarelerdir. türk tipi yönetmenlere uymaz. çünkü bizimkiler lafı sakız gibi uzatmayı, sessizliği sonsuzluğa dönüştürmeyi sever. böyle olunca da zaten sabah kahvaltıya başlar oyuncular, daha ikinci zeytini yemeden süre 45 dakika olmuştur bile.
    (bkz: bal, süt, yumurta)
  • şizofreniyle alakalı olmasın yeter. memleketin her iletişim fakültesinde, her sene en az 10 tane proje filmi çekiliyor bu konuyla alakalı. bunun dışında çekilen kısa filmler de cabası. eller yaptı, siz yapmayın.
hesabın var mı? giriş yap