• yeniden 48 beden ceket giyebilmeyi
    yeniden her şeyi yapabilecek kudrette hissetmeyi
    yeniden enternasyonel, kaliteli, multidisipliner akademik ortamlarda bulunmak
    yeniden kedi sahibi olmayı özlüyorum
  • kimi uzun zaman önce, kimi ise kısa zaman önce yaptığın veya olduğun özlemler bütünüdür.

    şimdi düşünüyorum da üniversitenin ilk yıllarında her gün düzenli olarak çektiğim 40' a yakın şınavı özlüyorum.

    günde 3 kere fırçaladığım dişlerimin beyazlığını özlüyorum.

    yine üniversitenin ilk yıllarında tartıta gördüğüm 67 kg rakamını özlüyorum.

    her hafta bitirdiğim kitaplardan öğrendiğim şeyleri yazmayı özlüyorum.

    one piece' i izlediğim andaki mutluluğumu özlüyorum.

    bide origami sanatı ile ilgilenip yaptığım eserlerimi özlüyorum.

    bu böyle uzar gider.
  • bir fotoğrafım var, en fazla 9 yaşındayım, nasıl içten nasıl güzel gülmüşüm, şimdiki fotoğraflarımda yok o gülüş, yine hayat dolu ama biraz incitilmiş, biraz az sevilmiş gibi.kendimize dair en çok özlediklerimiz hala içimizde ama dışarı çıkmaya korkan şeyler olabilir, yani umarım öyledir, umarım.
  • hayatta önüme ne konursa geçtim. girdiğim her yerde bir şekilde kimliğimi yansıttım ve dik durdum fakat elimde olmadan bir özleme tutuldum.

    samsunda 56'larda su apartmanı vardı zamanında. en güzel yerinde. okuldan çıkarsınız, o elit güzel sokaklarda yürüyüp evinize geçersiniz. öyle güzel bir yerde köşe başında apartmandı. babamın zamanında inadına 2 milyar daha vermemesi yüzünden elimizden kaçırdık. ondan sonra da süründük zaten. okuldan çıkıp da otobüs durağına yürümek öyle koyuyordu ki sözlük, hani istanbul gibi de değil, samsun küçücük şehir. gençsin istersin ki, güzel yerlerde oturasın. temiz arkadaşların olsun. bir de belki yarin bir telefonuna hemen geliyorum diyerek üstüne spor şeyler çekerek buluşmaya gidersin... hepsi böyle kalır işte içinde ya neyse.

    şimdi orası yıkıldı ve altına starbucks açılan süper bir apartman yapıldı. daha da değerlendi. önünden geçemiyorum o zamandan sonra. özlemim kaldı. elimde değildi belki, bu satırları yazarken bile inişleri çıkışları canlandırdım gözümde. hala geçmiyorum oradan, yolumu uzatıyorum.

    edit: imla.
  • çocukluğum...
  • sinop'ta 2,5 yıl çalıştım. yeni açılmış bi kurumdu. ilk senemde haftanın 7 günü tatilsiz toplamda 78 saat derse giriyordum. akşam kaldığım otelde yatağa uzandığım zaman bileklerimde hissettiğim acıyı bile özlüyorum!

    şehrin dokusunu, denizin kokusunu, sabah odama dolan güneşi, martı sesleriyle uyanmayı, sabah iş arkadaşlarımla simit peynir zeytin kahvaltı yapmayı, öğlen balık ekmek yediğim o küçük tekne restoranı, akşam çay içip tavla oynadığımız yalı kahvesini, aşıklar caddesini, tekne turlarını, balık tutmayı, o cam gibi denizde sabah erken saatlerde yüzmeyi, öğrencilerimle halısaha maçı yapmayı özledim. hayatımda geçirdiğim en güzel 2,5 yıldı.

    dün doğum günümdü. bir gün sinop'a dönebilmeyi diledim. umarım kabul olur.
  • uzun saçlarım.

    gerçi şimdi de uzun sayılır ama ne bileyim o zamanlar nerdeyse belime kadardı, daha bir anlamı vardı, şimdi üstüne beyazlarım bile var, herhalde büyüyor olmanın en üzücü tarafı bu.
  • kendime güvenimin olduğu günleri özledim.
  • çocukluktur o.
hesabın var mı? giriş yap