• tass ve arkadaşları çeşitli alavere dalavere ile matematik sınavından bir önceki gün fransız hocayı oyalamak suretiyle çantasından sınav kağıdının bir kopyasını çalarlar.

    bir sonraki ders boştur ve tüm sorular çözülerek tahtaya yazılır. herkes sınav kağıtlarının arkasına veya sınav sırasında çıkarılacak bir kağıda sonuçları yazar. kimsenin soruların çalındığını çaktırmaması için en azından bir soruyu yanlış yapmak gerkliliği herkese bildirilir.

    fakat insanoğlu elindekiyle yetinmeyi beceremediği için sınıfın yarısından çoğu yüz geri kalanları ise 90 ve üzeri alır bir kişi hariç: bu arkadaşımız sorulara hiç bakmadığından yanlış numaralardaki cevapları yazdığı için 40 almıştır.

    sonuç: sınav iptal edilir.
  • hiç unutmam orta 1. sınıfta din sınavı oluyorduk. o sene, o okula ben yeni gelmiş, hocayla ilgili efsaneleri duymuş, hocanın bruce lee gibi yumruklarını çocuklardan esirgemeyen, kızdığında tekme tokat girişen, daha önce iki çocuğu hastanelik eden biri olduğunu idrak etmiş durumdaydım. sınavda bir soru: "kuran da adı geçen 25 peygamberin isimlerini yazınız" diyordu.. orta 1 öğrencisi olduğumdan ve hatim indirmediğimden anca 9-10 isim çıkıyordu oysa ki benden...

    tek çare sıramın altındaki kitaptan bakmaktı. evet evet bakmaktı.. bakıcaktım ulan.. hocada minibüsçü cesareti varsa bende de deli cesareti vardı.. nitekim aldım kitabı kucağıma, başladım isimleri yazmaya... 5-10... 11 derken bi baktım, hoca sanki tecavüze uğramış gibi, sinir ötesiyle bana bakmakta... hemen ittirdim kitabı sıranın altına, düşünüyor ayağı yaptım... 2 dakika sonra hoca yine gazetesine gömüldü, ben açtım tekrar kitabı, 12-15-17... derken bi baktım, hoca sanki anasını belliyomuşum gibi, sinir ötesiyle bana bakıyor... tekrar ittirdim kitabı.. hoca 2 dakka sonra tekrar gazetesine gömüldü.. ben açtım son bi cesaretle, 18-20... hocaya bakamıyorum... 23-25.. ve bitti!!! bitmesiyle hocanın ayağa kalktığını idrak ettim.. korkudan hocaya bakamıyodum... ayak sesleri yakınlaşıyordu... ben hala hocaya bakamıyordum... ayak sesleri yanımda, hoca üstümde cebellan gibi durdu... hissediyordum... bir el uzandı kitaba, aldı... kafama öyle bir geçirdi ki, üstünden sürüyle sene geçti, o nokta halen acır.. sonrasında beni yaka paça, tekme tokat sınıftan dışarı atmıştı...

    o zamanlar kopya çekme konusunda profosyonel değildim... ilk ve son başarısızlığımdır bu... dönüşüm çok fena oldu sonra.. *
  • kopya çekmeyi beceremeyen insanların sahip olmadığı şeyler.
  • nueation ile mortishia 4 yıl boyunca aynı sırada oturmuşlardır. nueation, genellikle arka sırada oturan çalışkan öğrenci armut'tan kopya çekmek istemektedir. ancak kendini riske atmaktan pek hoşlanmaz bu yüzden her sınavın tam ortasında mortishia'yı dürter.

    mesela,

    nue- armut'tan bakıp söylesene
    mortiş- ya nası bakiyim yaa.
    örtmen- şişştt!! mortiş ne konuşuyorsun!
    mortiş-hey allahım azarı ben yedim yine.
    nue- dürterek şişşt! armut'tan bakıp söylesene. 5. soru. çabuk!
    mortiş- bakamam.
    nue- ne o? yapamadın mı 3. soruyu?
    mortiş- evek. hatırlamıyorum :/
    nue- armut'tan bak söyle ben de sana 3'ü söyliyim.

    mortiş bunun üzerine atağa kalkar.

    mortiş- armut! (fısıltıyla) çeksene elini.
    armut- efendim canım?
    mortiş- ulan elini çeksene.
    örtmen- mortishia!!! önüne dön!
    nue- evet neymiş cevap.
    mortiş- sus be sus.
    örtmen- moritshia! kaldırıcam seni oradan.
    mortiş- ...

    nue- ulan baksana bir bakamadın
    mortiş-...
    nue- konuşsana lan-
    örtmen- mortishia sus!
    mortiş- ben konuşmuyorum ki.
    nue- ali kuşcu.
    mortiş- ne?
    nue- ali kuşcu.3.
    örtmen- nueation! ne oldu?
    nue- yok bir şey.

    mortishia nueation'ın ne anlatmak istediğini bir türlü anlamaz. kızgınlık içerisindedir.
    bu durumu farkeden nueation çareyi işaret dilinde bulur.

    nue- ellerini iki yana kanat gibi çırparak, -ali cik cik!-
    mortiş- zuhahah
    nueation sinirlenerek kanat çırpmaya devam eder.

    örtmen- mortishia! ver çabuk kağıdını.
    mortishia- ben bi şey yapmadım.
    nue- ali kuşcu. cik cik

    tüm bunların sonunda, olayın farkına varan bütün sınıf gülmekten kırılmış, mortishia ümitsizce kağıdını örtmene teslim etmiştir.
    bir de; ali kuşçu, dünya tarihine geçmiş bir matemeatikçidir. kuşlardan esinlenmiş bir astronomdur.
  • milli güvenlik sınavı:
    sorular zor gelince kopya cekmek tabii doğallaşıyo
    sınav gözlemcisi de askerler olunca bilgisayar oyunu oynuyomuş hisseder insan kendini
    tam kağıtları cıkardık askerler ön taraf ta görmediklerini kabul ederek kasmadan cekiyoz kopyamızı
    askerler sanki operasyon yapar gibi bi cullandılar üstüme
    sanki terörist gibi hissetmiştim kendimi
    konuşmalar:
    as:yakaladık komutanım
    as:bunlar ne
    b:benim değil
    as:götürün bunu
  • lise 2 de, edebiyat dersinde, hocamız herkesi farklı yerlere oturtmuştur - bu sayede sıra üzerine yazılan kopyalardan başkaları faydalanacaktır. neyse, benim önümdeki sıraya sınıfın iq seviyesi ortalamanın altında olan kızlarından birisi oturmuştur. sınavın son kısımlarına doğru bu hatun kişilik benden bir sorunun cevabını ister. lakin, sorunun cevabı tekerleme gibi bir osmanlıca cümledir. hocanın durumu ve sınıftaki ses yoğunluğu dikkate alınıp uygun düzeyde bir sesle bu kişiye sorunun cevabı söylenir. sonuç başarısızlıktır, biraz daha ses yükseltilip tekrar edilir, yine fiyasko. artık ses seviyesi diğer sıralardaki arkadaşların duyabileceği kadar yükselmiştir. ben yerimde çırpındıkça halime acıyan arkadaşlar gülmeye başlar. artık en son denememde hoca ile gözgöze gelmiştim.. hoca bile halime acımış, kıs kıs gülüyordu..
  • lise son kimya sınavı, okul alman sistemi tabanlı* olduğundan ve biz öss derdine düştüğümüzden okul dersleri ihmal edilir. haliyle sınava hiçbir şey bilmeden girilir.

    sınav boyunca karşılıklı diyaloglar iki çaresiz öğrencinin birbirine top atması şeklindedir.

    -abi şu soruyu bilion mu
    -yok abi sen şunu yaptın mı
    -yok onu bilmiyorum ki ben, bari şunu yapalım grafik çizilcekmiş sallasak tutar
    -valla ne çizsek ki
    -karbonlardan tren yaptım ben

    sonuçta ikimiz de hiçbir şey bilmeden sürekli birbirimizden yardım ararken sonunda kimya hocası kıllanır, hışımla gelir, "siz ikiniz çıkabilirsiniz sınavınız bitti." kağıtlarımızı elimizden yırtarcasına çeker alır masasına koyar.

    bir süre dumur vaziyette kalır sonra yavaşça isteksizce toparlanırken hoca hiç oralı olmaz diğer öğrencilere bakar, arada da sıkıntı ve meraktan kağıtlarımıza şöyle bir bakmaya yeltenir. sonrasında gözleri faltaşı gibi açılmış ve ağzındaki sırıtış giderek artarak okumaya devam eder, tam biz sınıftan çıkacakken kağıtlarımızı alır geri gelir.

    kahkahaları arasında şu cümle duyulur
    "siz ikiniz, alın kağıtlarınızı, sınav sonuna kadar yazmaya devam edebilirsiniz. istediğiniz kadar konuşun birbirinizle, size bakmicam."

    sözünü tutar, konuşsak da bağırsak da dönüp bize en ufak bir işaret yapmaz, sadece acizliğimize gülerek izler gelip ne yazdığımıza bakar, yine gülerek gider.
  • sınav:biyoloji kahramanlar : soner alican ardijien serhat
    sınavın ortalarına doğru gelinmiştir alican ve ardijien cam kenarı en arkanın bir önünde oturmaktadır sonerle serhat en arka sırada oturmaktadır serhat kopya çekmeye yeltendiği sırada hoca arkaya doğru yönelmeye başlamıştır olaylar gelişir

    s:lan soner sıçtık olum kadın geliyo yakalandık
    so:lan oğlum yerine koysana kopyayı daha kadın görmedi
    s:(dizlerine vurmaya başlamıştır)yaa napcaaaz yaa yakalandık yaa of yaa
    so:ya oğlum yapmasana asıl şimdi çakcak
    s:(ve bomba gelir serhat aslında bağırmak istemez ama anın heycanıyla kelimenin tam anlamıyla haykırır):soner yakalandık diyorum yaa sen diyosun yerine koy
    akabinde butun sınıf kopar alicanla ardijien nin gülmekten perti çıkmıstır hoca serhatın ve sonerin kağıdını alır sınav kaldığı yerden devam ederken oturdukları yerden ikinci bomba gelir:
    so:lan mını siktiğim hadi anladım korktun yakalancan diyede hiç bisi yokken niye bağırıyosun onu anlamadım ki ben asıl su biyolojiden bir kalıyim ozaman götünde bil karneyi !!!

    ardijien alican :çevrim dışı
  • sınıfımızın aşırı kopya çekmesinden muzdarip biyoloji hocamız çareyi sınavı sekiz grup yaparak bulmuştur.yinede bu, duvar kenarından aracısız olarak cam kenarına olan kopya akışını durduramamıştır. ama mesafe uzunluğundan dolayı sağlıklı bilgi akışında problemler yaşanmıştır.mesela cevabı ''hidra'' olan bir soru ''idrar''a sonra ''çiş''e dönüşmüştür.
  • ortaokul'da edebiyat dersinde "metin erksan'ın 1964 yılında bilmem ne ödülü alan filmi nedir" tarzı bi boşluk doldurma sorusu vardı. cevabı "susuz yaz" olan bu soruyu yapamayan arkadaşımız, önündeki arkadaştan sorunun cevabını ister;

    -8. soru ne lan?
    +susuz yaz
    -ne?
    +susuz yaz

    akabinde arkadaş kağıda "susuz" yazıp vermiştir.
hesabın var mı? giriş yap