• öyle içten sever ki sizi yanınıza her sokulduğunda sevgisinin saflığı ve yoğunluğu burnunuzun direğini sızlatır. nankörlük nedir diğer kediler gibi o da bilmez. sizi sadece sesinizden ve kokunuzdan tanır. evdeki diğer normal kediler gibi mamanın tuvalet kabının yerini çok iyi bilir. oyunlar oynar, top peşinde koşar. bazen öyle hareketler yapar ki kör olduğunu unutursunuz.

    3 aydır doğuştan kör bir yavru kediyle aynı evi paylaşıyoruz. evi ve eşyaların yerini öyle iyi ezberlemiş ki kerata hiç bir yere çarpmadan odadan odaya koşarak gidebiliyor. akşamları eve döndüğümde beni ilk olarak o karşılıyor. pofuduk beyaz tüyleri her zaman tertemiz. stevie ile tanışınca kör kedilerin çok özel ve diğerlerine göre çok daha sevgi dolu olduğunu öğrendim. onun için gözlerinin görmemesi hiç bir şeye engel değil.

    ancak ne yazık ki kör bir kedi kendisi atlamadığı sürece dört ayak üstüne düşemez. o yüzden onlardan biriyle yaşıyorsanız açık pencere ve balkon kapılarına her zamankinden daha fazla dikkat etmeniz gerekir.
  • eğer gerekli ilgi gösterilirse herhangi bir sağlıklı kedi gibi yaşamını idame ettirebilen, o her zamanki sevimliliğini kaybetmeyen kedidir. yine oyun oynar, şebekliğini yapar. bir tanedir.

    oskar the blind kitten
  • hiç görmemesine rağmen evdeki hemen her noktayı ezberlediği için, eşyaların yeri değişmediği sürece son derece rahat ve hızlı hareket edebilen, hatta gören bir kedi gibi bir yere çarpmadan koşabilen, her işini kendi görebilen, yaşayabilmesi için sadece güvenli bir evin ya da kapalı mekanın (işyeri, klinik gibi) yeterli olacağı, benim evimde bir tane olan, iyi ki de olmuş olan kedilerdendir, yaşama sevincinin, her şeye rağmen yaşama bağlılığın en canlı örneğidir.
    genelde bebekken zamanından önce annesiz kalmasından ya da annesinin temizleme konusunda yeteri kadar ilgilenmemiş olmasından ya da ilgilenmiş olsa bile yine de annesinden genetik olarak veya çevreden kaptığı enfeksiyondan, özellikle `herpes` virüsünden dolayı vaktinde tedavi edilmezlerse gözlerini kaybederler. bazı durumlarda, artık işlevini görmeyen gözlerin, virüs ve enfeksiyonun beyine ve vücuda yayılıp kedinin ölümüne sebep olmaması için operasyonla ampute edilmesi gerekir, bazı durumlarda da hayati bir tehlike yaratmadığı teşhisiyle öylece bırakılabilir.
    evdeki hayvanat kapasitem dolu olmasaydı bir tane daha kör kedi sahiplenirdim, kimbilir belki son zamanlarını yaşamakta olan yaşlı kedim göçüp gittiğinde bir tanesine daha yer açılır.
  • facebook'ta şöyle bir ilana geldiğim dünya tatlısı kediler
    kör diye geçmemek lazım kendileri normal kedilerden daha da insana yakın oluyorlar
    umarım en kısa zamanda ikisi de yeni ailelerine kavuşurlar

    http://www.facebook.com/…04336994080&type=1&theater
  • geçen gün rastladım bunlardan birine. ilk başta anlamadım kör olduğunu. ufacık bir şeydi, başına kocaman bir kedi gelmiş, kıstırmış, bağırıyordu buna avazı çıktığı kadar. garibim sinmişti bir köşeye, ama etrafında bir şey aranıyor gibiydi. kendisine bağıran kediye bakmıyordu sürekli.

    büyüğün başına vurdum elimle pat diye, hemen kaçtı. sonra yavrucak korkmasın diye geri çektim kendimi, iki metre ötedeki elektrik direğinin yanına kadar çekildim. "pisi pisi" yapınca önce biraz çekindi ama sonra diretince koştu, ama yere uzattığım avucuma değil, önce elimin hemen yanındaki direğe, sonra avucuma. o zaman anladım ki bu yavrucak göremiyor. bıyıklarının ve kulağının doğrusuna gidiyor.

    aldım kucağıma. bir miyavlamaya, bağırmaya başladı ki gören işkence ettiğimi sanırdı. omzuma geçirdi tırnaklarını, gömleğimi parçalayacak kadar haşince sarıldı, elimden kurtulmasın diye ben bastırdıkça daha çok ağladı. ama ben de onu oraya bırakamazdım, beş dakika mesafede mahallemizin kedici kadınlarından birine götürüp bıraktım tırmıklanma pahasına.

    şimdi içim rahat. mamasını da tedarikledim, yaşadığı kadar yaşayacak yeni evinde. böyle hayvanlara sahip çıkın. yaşadıkları doğal ortamı gaspettiğimiz yetmezmiş gibi bir de hayatlarını gaspetmeyelim.
  • bizim apartmanda var bundan bir adet. apartman dediysem kedi cenneti bahçesi olan bir yer. apartmanın ortak depo gibi bir yeri var bir kaç kediyle beraber bizim kör kedi de burda yaşıyor. belirtim bu kedi aynı zamanda kedi irisi bir sarman. şebeğin önde gideni gerçi ama ilk gören yine de şöyle bir duruyor. benim amcam da buna vucut tasması almış ara sıra gezmeye çıkarıyor, zira hayvan apartmanın duvarlarını ezberlemiş bahçeye kadar bile gitmiyor. amcamın elinde bir de sopa kedi yanlış yöne giderse amcam yanına sopayı koyuyor, hayvan nasıl öğrendiyse artık, sopaya dokununca yönünü değiştiriyor (bazen inatlaşıyorlar ama o sahne güzel oluyor).

    neyse olaydan habersiz dışarıdan duruma bakarsan, yaşlı bir adam kediye tasma geçirmiş zorlaya zorlaya gezdiriyor gibi bir manzara oluyor. neyse ki amcam bunu pek takmıyor. bir de geçenlerde biri şikayet etmiş polise, hayvana eziyet ediyorlar diye. duyarlı insan tabi, gidip kendi konuşacak götü yok ya polis çağırmış. neyse polis geliyor amcam gülüyor, tasmayı uzatıyor polislere, buyrun siz gezdirin o zaman diye. görevli polis de uzaklaşmış.

    bazen binaya misafirler, kargocular geliyor, hayvan artık alışmış milletin bundan kaçmasına, bahçe kapısı açılır açılmaz depo gibi odasına gidiyor. bildik biri açarsa nasıl tanıyor bilmiyorum ama istifini bozmadan pineklemeye devam ediyor.

    ara sıra şaşırıyor tabi geleni gideni, ilk başta buna "aaa ne güzel kedi" diye yaklaşan kör olduğunu anlar anlamaz kaçıyor, sanki kovalayıp yiyecek.

    zamanında antalya'da görme engelliler için uluslar arası judo şampiyonası yapılmıştı orada farkettiydim. insanlar yaklaşmıyor görme engellilere. sonra uyandım davaya, insanı hayvanı farketmiyor la yaklaşmıyorlar böylelerine. yaklaşırsan sanki sana bulaşacak.

    neyse bizim kediye dönim. amcam havalar soğumaya başlayınca, bu kendine bakamaz diyip evine aldı. hayvan 2 günde evi çözdü. kendine ait sandalye bile yaptı. oraya birinin oturduğunu farkederse hayatı dar ediyor ona. yani aslında bildiğin kediden bir farkı yok. hatta sandalyesine oturduktan sonra barış çubuğu olarak ona yaş mama ikram ettim elimi çizdi pezevenk.

    korkmamanız, çekinmemeniz gereken kedidir. yine oyun severler, yine sinirlenip intikam hesapları yaparlar, yine evin esas dominant canlısıdır. onların bile dert etmedikleri minicik bir kusurları vardır o kadar ama bu sevilmiycekleri anlamına gelmez.
  • bulduğunuzda gözleri iltihaplıysa terramycin göz merhemi ve genta damla ile günde 4 defa bakım yapılması, gözlerin mümkün olduğunca temiz-çapaksız tutulması gerekiyor.

    ama uzun vadede gözleri iyileştikten sonra, alınacak mı yerinde kalabilir mi diye bir veteriner hekime danışmakta fayda var.
  • (bkz: lynx o)
  • her iki gözünü kaybetmediyse sokak hayatına devam edebiliyor. yeter ki yiyecek maması, suyu ve güvendiği trafikten uzak bir yeri olsun.

    ilk karşılaşmam sekiz yaş civarında kendi kedimde oldu. hâlâ nasıl olduğunu bilemediğim bir biçimde tüm vücudu onlarca ince çizik ile buldum bahçede. gözleri kapalı halde. doğrudan veterinere götürdüm. ertesi gün haberi geldi. retina çizilmiş iltihap kapmış. göz sinirleri kafatası içinde birbirine bağlı olduğundan iltihap kapan tarafın alınmaması durumunda diğer göze de sirayet etmesi riski varmış. hemen karar verilmesi gerekliymiş. diğerinin de kurtulacağı garanti değilmiş. bir canlının kalan tüm hayatını etkileyebilecek bir kararı derhal vermeniz isteniyor. alınsın dedim nihayetinde evde kalacak artık en kötü durumda. aldılar bir gözünü. neyse ki korktuğum olmadı diğer gözü etkilenmedi. dört yıl kadar daha yaşadı evinde. böbrek yetmezliğinden kaybedene kadar.

    yakınlarda, baktığım ve artık sayısını tam bilemediğim bir grup kediden henüz altı ya da yedi aylık bir diğerinin kafasının bir yanı parçalanmış halde buldum, gözü kan ve iltihap içinde. yakalamak da mümkün olmadı, bir kaç hafta sonra iltihap durdu. gözü mavi ve donuk kaldı. diğer gözü sağlam. zorlansa da bir yere gitmiyor artık. başına gelen korkutmuş onu. koştururken ve mamasını bulurken geyik gibi sıçrıyor sadece, bir tuhaflık bu gördüğüm.

    bundan bir süre sonra bir başka kedi ama yaşça daha büyük başının hemen hemen aynı yerinden yaralanmış halde geldi. anlaşılan çevrede ya bir kedi düşmanı var ya da bu iki kedi aynı yere sıkışıp aynı olayı yaşadı. iyi olan tarafı bu gözünü kaybetmedi ama gözünün etrafındaki deri yarı açık kaldı. göz kırpar gibi sürekli, yaraları da kapanıyor.
hesabın var mı? giriş yap