• ben bunu benzer bir örnekle vize görüşmemde söylemiştim. köyümde (yani türkiye’de) iyi kötü kimseye muhtaç olmadan belli bir standartta yaşıyorken, neden şehirde (yani abd’de) en fazla garsonluk, babysitterlık yaparak elalemin kahrını çekeyim, buradaki suriyeliler’in düştüğü durumun bi tık üstüne düşeyim.

    not: red yedim.
  • köy mü kaldı mübarek ?

    (bkz: mahalle)
  • sonunda bu noktaya geldi. ıleri görüşlülüğüm sayesinde 1999'da falan çözmüştüm olayı. kendini beğenme şimdi gel de.
  • şehirdeki sosyal imkanlar köyde olmaması buna bir sebeptir. tiyatro, sinema, opera, kafeler vs.

    çare; şehir merkezine yakın bir köyde yaşamak.
  • ülkemizin küçük bir ilinin köy denilebilecek bir yerleşkesinde de hayatımı 2 aydır idame ettirmeye çalışıyorum, hayat çok güzelmiş gelsenize.

    yalnız uyuşuk götleriniz bu zor süreç de isyan bayrağını çekebilir. aklınıza gelebilecek günlük hazır olarak yediğiniz, içtiğiniz, barındığınız herşeyi az çok el emeğiniz ile yapmak zorunda kalıp, ayrıca zamanın ne kadar kıymetli olduğunu başınıza büyük bir hastalık gelmeden de şehir yaşamına uzak yerler de yaşayarak anlarsınız.
  • bokun püsürün içinde beden gücüyle eşek gibi çalışmaktansa, nispeten daha temiz bir alanda zihin gücüyle eşek gibi çalışmak içindir.

    başlık yanlış açılmış dolayısıyla: şehirde yaşamak yerine köyde sürünmek olacaktı...
  • 6 nesil olmuş köyden çıkalı anca kütüğümüz kalmış.geçti bizden artık.
  • o değil de suriyeliler (hala günde onlarcası geliyor)
    afganlar, orta asyalılar, kenya, cibuti, somali, sudanlılar da akıan akın
    kırmızı dipli mumla çağırılmış gibi ne diye geliyorlar anlamıyoruz.

    birgün aniden durup taksim'de imdaaaat! diye bağırırım diye korkuyorum.
  • köyde bir hafta dayanamazsınız oğlum!

    köyü ağaç, yeşillik, temiz hava... falandan ibaret zannediyorsunuz ama yanılıyorsunuz. orada da insanlar var, çoğunlukla hoşgörüsüz ve bağnaz insanlar. nah yaparsın şarabı köyde, evini taşlarlar yeminle...
hesabın var mı? giriş yap