• bu sabaha karşı itibariyle benim de tanıştığım ve önümüzdeki 14 günümü geçireceğim ortam. merak edenler için öncelikle yurtdışından nasıl geldiğimizi ve prosedürü anlatayım:

    dün akşam milano'dan kalkan uçakla 370 küsur öğrenci olarak gece yarısı samsun'a geldik. havalimanındayken hepimize türkiye'deki karantina şartlarını kabul ettiğimize dair bir taahhütname imzalatıldı. uçağa binmeden önce milano'da ateşimiz ölçüldü ve yine uçağa alınmadan önce pasaportlarımız alındı ve ameliyat maskesi tipi maske dağıtıldı. thy'nin muhtemelen abd uçuşlarında kullandığı uçaklardan biri tahsis edilmişti, ancak ikramlar koltuğumuza bırakılmıştı: ton balıklı sandviç ile su. kabin ekibi komple beyaz tulumlar içindeydi. yolda koltuk ceplerinde bulunan bilgi formunu doldurduk, covid-19 tedavisi gören bir kişiyle yakın temasta bulunup bulunmadığımız ve herhangi bir semptomla karşılaşıp karşılaşmadığımız soruluyordu. formları toplarken kabin ekibi tekrar ateşimizi ölçtü. bu soruya evet yanıtını verenler uçağın arka tarafındaki koltuklarda toplandı. bu arada uçak istanbul'a doğru gidiyor gibi gösterildiği halde neredeyse hepimiz zaten samsun'a gideceğimizi biliyorduk, bu yüzden pilot muhtemelen prosedür gereği "operasyonel sebeplerden ötürü samsun'a ineceğiz" dediğinde kimse şaşırmadı. gece 01:30'da samsun'a indik, ancak uçaktan inmemiz 03:00'ü buldu. uçakta beklediğimiz zaman içerisinde bahsettiğim semptom gösterenler ambulansla hastaneye götürüldüler, bavullarımız aprona kondu ve dezenfekte edildiler. uçaktan inince uçakta yanımızda bulunan çantalarımız da dezenfekte edildi. samsun büyükşehir belediyesi'nin yolladığı belediye otobüsleriyle, polis arabaları ve afad araçları eşliğinde ondokuzmayıs üniversitesi'nde yer alan yurt binasına (ki birçok bloktan oluşmakta) vardığımızda saat 04:30'a geliyordu. yurda geldiğimizde de umke araçları karşıladı.

    benim kaldığım oda üç kişilik ama herkes tek kişi kalıyor tabii ki. temizlik ve kişisel bakım malzemeleri geldiğimizde odalarımıza konmuştu. yine meyve, sandviç, ayran ve su verilmişti. ayrıca çarşamba belediyesi iki kitap, bloknot defter, iki kalem ve seccade yollamış. gençlik ve spor bakanlığı da satranç takımı yollamış. odalarda bilgilendirme kağıtları var; kahvaltı-öğle yemeği-akşam yemeği saatleri, ulaşılabilecek numaralar, çöp toplama saatleri, kantin numarası gibi şeyler yazılı. ayrıca oluşturulan bir whatsapp grubu vasıtasıyla da her gün 1 saat spor yapacakmışız, bakanlık öyle buyurmuş.

    şimdi kahvaltıyı yeni yaptım; yumurta, zeytin, domates, bal, tereyağı, ekmek ve karışık meyve suyu verdiler. internet gayet güzel çalışıyor gibi. samsun'a çıkması da benim şansıma oldu, gerçi akrabalarımdan zaten 2 gündür şehirdeki sağlık kuruluşlarının bu durum yüzünden teyakkuzda olduklarını öğrenmiştim. kökeni samsun'a dayanan bir birey olarak açıkçası karantina sürecimi samsun'da geçirecek olmama sevindim diyebilirim.

    henüz doktor kontrolü olmadı, ancak şimdilik fena gözükmüyor durum. gelişmeler oldukça editlerim.

    edit: bugün sadece ateşimizi ölçtüler. bir kişinin yüksek çıkmış sanırım ki demin kapıda ambulans vardı. bir de gündüz yoga matı, sopa ve jimnastik bandı verdiler, bunlarla spor yapacakmışız. şu an tek şikayetim kahve olmaması. yakında çay kahve servisine başlayacağız dediler ama ne kadar yakında onu bilemiyorum.

    2. gün editi: hastaneye kaldırılan arkadaşlardan testi pozitif çıkan olmamış, bugün yurda geldiler. ayrıca kahvaltıda simit de verildi ki samsun simidini çok özlemişim. kahve hala yok, bugün olacak dediler. bekliyoruz.

    2. günün gecesi edit: birisi cüneyt özdemir’e yurdu karalamış, cüneyt özdemir de tek kişinin yazısıyla gaza gelip videosunda “samsun’daki arkadaşlar aç” diye bağırınıp durmuş. böyle bir şey yok. çalışanlar ve il sağlık müdürü gereğinden fazla ilgililer hatta. izlediğim birçok kyk karantina yurdu videosundaki yurtlara göre çok iyi durumdayız. daha bugün 401 odaya kettle verildi, herkes sıcak su istediği için. samsun simidi, samsun pidesi gibi ekstra şeyler de veriliyor. bugün akşamüstü çıkıp pencereden çalışanları alkışladık hatta, bizimle bu durumda birçok şeyi göze alarak ilgilendikleri için.

    7. gün: şu ana kadar gayet iyi gidiyor süreç. nokul, kolonya, kettle, kitap, kısır gibi şeyler dağıtıldı. bazen tatlı veriliyor yemeğin yanında. çalışanlar çok ilgili, polisler de öyle. biz de toplanıp bugün onlara aramızda para toplayarak pide ve baklava aldık. güzel bir sürpriz oldu. ayrıca yurt odalarının asıl sahiplerine ulaşmaya çalışıp onlara odalarının güvende olduğunu da belirtiyoruz. karantinadaki herkesin öğrenci olması bu açıdan epey kolaylık sağladı.
  • 23 nisan dubai seferi ile sakarya-hendek kız yurduna getirilen kafileden biri olarak konuşacak olursam, mart ayı için açılmış başlıklarda dile getirilen eksiklerin tamamlandığı kyk ortamıdır. o isteklerin hepsi biz odaya ayak basmadan önce hazırlanmış. (odaya girmeden önce karantina hakkındaki düşüncelerimizi almak için bir site adresi verdiler. buradan ayrılırken itinayla doldurmayı düşünüyorum çünkü dikkate aldıkları belli.)
    şunu eklemem gerekli: personel hala daha ekstradan dile getirilen istekleri yerine getirmek için canla başla çabalamaya devam ediyor.
    yurt ortamı ile ilgili videolar youtube'da olduğundan bu konuya hiç girmeyeceğim. ben karantinadaki insan davranışları hakkında bir bilgi ekleyeyim. bence bu da önemli bir bilgi çünkü ve videolar dahil hiçbir yerde bahsedilmemiş.
    açıkça dile getirebilirim ki yurt dışından gelen bazı insanların hafızaları 24 saat kadar. bu çok ilginç çünkü küstüm çiçeği falan kendisini ilgilendiren bilgileri 28 güne kadar hafızasında tutabiliyor. ilk girişi yaptıktan sonra üstüne basa basa dile getirilen "koridora çıkılmayacak, kapılar açılarak karşılıklı konuşulmayacak" vb. uyarılara rağmen gün aşırı aynı lafı işitinceye kadar goygoy yapma isteği içindeler.
    fakat bugün bazılarımız resmen level atlamış olmalı ki şu uyarıyı duyduk: "lütfen pencerelerden dışarı çöp atmayınız."
    yani bak, her gün bir ihtiyacın var mı diye kapına gelen kişiler var burada ve çöp poşeti istediğinde teker teker değil 20'lik paket teslim ediyorlar insana. odaya giren çıkan malzeme belli, gün içerisinde tek bir torbayı dolduracak çöp üretmen imkansız. hadi doldurdun, adamlar kapının önünden dolu poşetleri topluyorlar zaten. 14 günlük karantinaya 20'lik paket vermelerini açıklama gereği bile duymuyorum.
    lan her şeyi geçtim. pencereyi açtığında öyle bir yeşillik karşılıyor ki seni burada, sabah kuş seslerini dinlerken karantinada değilmişsin de dağ evinde keyif çatıyormuşsun havası hakim ortamda. bari yeşile saygından atma şu çöpü poşetini doldurmuşsan bile.
    yemin ediyorum, yurda gelişimin 4. gününde sinirlerim zıpladı yine. ama bu sefer bürokrasiden/devletten vs. değil bizzat vatandaşın kendisi yüzünden.
    ankette "uyarılara uymayanların kamera görüntülerinden bulunarak sağlıklı olsalar bile şırıngayla götlerine korona virüsü enjekte edilmesi" yönünde bir istekte bulanacağım. bakalım, inşallah dikkate alırlar.
  • 21 mart 2020 tarihinde ukrayna dan gelisimizde yaklasik 100 civari turk vatandasi ile corlu kyk yatili yurdunda karantinaya alindik.

    3 otobus esliginde polis konvoylari ile ıstanbul havalimanindan corluya geldik. yerlesme sureci biraz uzun ve sancili surmesine ragmen gorevli polisler son derece yardimseverdi. bazi yolculardan isyan edenler, sikayet edenler olan vardi ama, ucakta iken henuz ucagi terketmeden bizlere karantinaya alinacagimiz bilgisi verildi, eger itirazi olan varsa geldigi ulkeye geri donmesi icin ucagi terk etmesin dendi yaklasik 10 kisi karantinaya girmek istemedigini belirterek tekrar ukraynaya geri donecegini beyan etti. ve bu 10 kisi tekrar ukrayna ya geri dondu.

    ucaktan alinip yurt odasina yerlesmemiz yaklasik 8 saat surdu. 4 kisilik odalarda ailelere birlikte kalma sansi verildi, ama tek olan kisiler teker teker odalara yerlestirildi. odalar tipik yatili ogrenci yurdu odasi. tek kisilik yataklar, dus lavabo ve tuvalet ve calisma masalari var.

    bu surecte tek absurt durum, ucaktan inenlerin uzun sure birbiri ile etkilesimde kalmasi oldu.

    gunde 3 ogun yemek veriliyor, yemekler tipik turk yemekleri , ilk gun kahvaltida haslanmis yumurta peynir zeytin cilek receli. ogle yemeginde, kuru fasulye pilav, aksam yemeginde tavuk guvec , pilav, salata.

    her karantina kisisine temiz havlu, terlik, sabun, sampuan vs dagitildi.

    yurtta internet te mevcut ama hizi anlamadigim sekilde 2mbit donwload, 20 mbit upload, internet hizinda bir enteresanlik var.

    14 gun burada kalacagiz, ama oyle hapis gibi vs durumu yok.

    yeni gelismelerde entryleri guncellemeyi dusunuyorum.
  • 23 mart 19:40 zurich ucusuyla yaklasik 100 kisi civari sivas’a geldik.

    isvicrede basvuran ogrenci sayisi 30-40 arasi oldugu icin bizim ucagi iskocya ucagi ile birlestirme karari almislar. ucak zurichte duracagi icin on koltuklar agirlikli olarak bos birakilmisti ve cogumuz on siradaki koltuklara yerlestirildik. ucaga binmeden once digerlerinin de bahsettigi gibi taahhutname imzaladik. sozlu olarak saglik durumumuz soruldu ama atesimiz olculmedi. pasaportumuzu teslim ettikten sonra, cerrahi maskeleri alip ucaga girdik. ucus zurich-ıst gozukmesine ragmen bunun formailte olarak gozuktugunu ve sivas’a inecegimizi ucak kalkmadan soylediler. ucakta biz binmeden once her koltuga yerlestirilmis bir sandivic ve su bulunuyordu. anonsla sayet biri tasiyici ya da hastaysa bulastirma ihtimalini dusurmek icin zorunlu olmadikca tuvalete gidilmemesi istendi.

    3:00 civari sivas’a indik.ucak sivas’a indikten sonra kapilar acildi ve bizi terminale yonlendirdiler. normal zamandaki ucaktan cikis hizi ne ise o surede ciktik. terminal girisinde saglik gorevlileri bulunuyordu. 2 defa ates olcumu yapildi ve birkez daha kapsamli bir taahhutname imzalatildi. bu asamada atesi yuksek cikanlari ve belli semptomlar oldugunu soyleyenleri ayirdilar, herhalde ordan hastaneye sevk ettiler.

    sonra belediye otobuslerine bindirildik. otobuste pasaportumuz dagitildi ve bavullarimizi yurtlarda alacagimizi soylediler. havalanina indikten yaklasik 1-1.5 saat sonra, herkesin islemi bitince yurtlara getirdiler. bavullarimiz yurt kapisi onune koyulmustu, bavullarimizi aldiktan sonra kalacagimiz yurt odalarina yonlendirildik. saat 5:00 civari ben odama girmistim.

    benim kaldigim oda 4 kislik. odanin kendine ait tuvaleti var. herkes tek basina kaliyor, sadece evlilik cuzdani olanlarin ayni odada kalmasina musade edeceklerini soylediler. odanin biz gelmeden once temizlendigi belliydi. odaya havlu, terlik, otel tupunde sampuan, 1.5 litre su, el dezenfektani, dis fircasi ve dis macunu koyulmustu. ayrica uzun bir yoldan geldigimiz icin yarim saat icinde odalara yemek servisi yapildi. sabah 6’a dogru odamda olup olmadigimi kontrol uzere bir gorevli odaya geldi. kapilarin anahtarlarini almislar, bu yuzden odayi kilitleyemiyorsunuz. ayni sekilde disardan da kitlemiyorlar. ılk basta uyurken kapiyi kilitleyememek bir huzursuzluk yaratsa da sonradan bu durumu mantikli buldum. acil bir durum olursa, gorevlilerin odaya hizli bir sekilde girmesi bakimindan onemli.

    ben fazla yemek secmedigimden ve tada da cok takilmadigimdan benim icin yemekler guzel geliyor. belki baskalari begenmiyordur ama ben gayet memnunum. yemekler oda kapisindan teslim ediliyor. bina cok buyuk oldugundan ve bayaga kisi kaldigindan dagitim sirasina gore bazen sicak bazen soguk gelebiliyor. 3 ogun seklinde olsa da daha saatleri cozemedim, saatler degiskenlik gosterebiliyor. yemekler tek kullanimlik plastik kaplarda, plastik catal ve kasikla geliyor. dun oglen yogurt corbasi, haslanmis tavuk, pilav ve salata getirdiler. onceki aksam tarhana corbasi, turlu, bulgur pilavi ve yogurt vardi.

    gunde bir kez defa kapidan gelip atesimi olculyorlar. ayrica sifresiz wi-fi var. ben de hizini bir olceyim dedim: 1 mbps dowload, 80 mbps upload cikti. inanamayip 2-3 farkli siteden denedim, hepsi benzer sonuc verdi.

    acil durumlar ve istek icin bir numara verildi. maalesef hat cogunlukla mesgul caliyor. ilk gunler oldugundan her oda buyuk ihtimalle eksiklerini bildiriyor. mesela benim odama sabun koymayi unutmuslardi, birkac kez aradiktan sonra denk dusurup onu istedim.

    disardan bize herhangi bir sey getirilmesini emniyet yasaklamis. o yuzden bir ihtiyacimiz olursa gorevlilerden isteyebilecegimiz soylendi. daha hic bu sebeple aramadigimdan, nasil isliyor bir fikrim yok. yemekler haric ilk defa dun seyyar sekilde kantin yapacaklarini ve her odanin kapisini calarak bir seyip isteyip istemedigimizi soracaklarini soylediler. oglene dogru abur cuburdan olusan bir arabayla kapimi caldilar. benim ilgimi pek cekmedigimden fiyatlari sormadim, icine de bakmadim ne var diye. 1-2 saat once birkez daha kapimi caldilar ve meyve isteyip istemedigimi sordular. ıstedigimi soyleyince 1 poset getirdiler. ıcinde 1 muz, 1 yesil elma, 1 kirmizi elma ve 2 portakal var. bayaga mutlu oldum fakat nakit olarak 7 lira istedi gorevli kisi. nakit istenmesi beni rahatsiz etti. sonucta havalanindan inip direk yurtlara goturulduk ve para cekme gibi bir sansimiz olmadi. disardan da bize bir herhangi bir sey ulastirilmasi yasak, bir sey alma isini nasil cozucez bilmiyorum.

    her katta kamera ve hoparlor var. bu sekilde yapilan anonslar net bir sekilde duyulabiliyor. bilgilendirme ve uyari anonslari yapiliyor. ıste odanizdan cikmayin, 1 saat icinde yemek servisi baslayacaktir, su kisi guvenlikten bekleniyorsunuz vs. dun aksama dogru her odaya sicak su termosu ve poset cay getirdiler. gorevliler gelen istek ve talepleri dinleyip, ona gore aksiyon almaya calisiyorlar. hatta bir whatsapp grubu kurup buradan daha hizli iletiseceklerini bildirdiler, eger bu olursa bayaga iyi olur. ayrica bu sabah biri aradi, kendisinin benimle iletisime gecmek icin aile, calisma ve sosyal hizmetler bakanligi tarafindan gorevlendirilmis biri oldugunu soyledi. duzenli beni arayip hem istek, talep hem de goruslerimi alacakmis.

    ses yalitimi cok iyi olmadigindan gorevlilerin konusmalarinin bazilarini duyabiliyorum. gercekten canla basla calisiyorlar. bugun bizim katta dolasan iki gorevli arasinda bir konusma oldu. bir tanesi hakli olarak endiselendigini soyledi arkadasina. arkadasi da devletimiz burdaki ogrencileri vatanlarina geri dondurmek istedi, senin korktugun gibi onlar da korkuyor. napsin bu insanlar ulkesinden uzakta mi kalsaydi. biz isimize yapmazsak nasil atlatacaz ulkece bu sureci diye moral vermeye caisti. hakkaten onlar icin de zorlu bir surec. burdaki yemek dagitimi yapandan, doktoruna, polisine hepsi hakli olarak endiseleniyorlar ama bizi rahat ettirmek icin ellerinden geleni de yapiyorlar. insan bunu hissedebiliyor.

    ogrencilerin getirelecegi yerler arasinda sivas aciklanmamisti. bu yuzden burdaki gorevlilerin sakarya ve samsundakilere nazaran hazirliksiz yakalandigini dusunuyorum. ona ragmen su ana kadar ufak tefek sikintilar olsa da sureci gayet iyi yonetiyorlar.

    4.gun edit: nakit isine cozduler, pos cihazi getirmisler kredi karti ile artik isteklerimizi alabileceigimizi soylediler. 1 litrelik termos birakmislardi. butun termoslarin ustune oda numarasi yazilmis. 8:00 ve 15:00'te termoslarimizi kapi onundeki komidiye birakirsak, sicak su ile doldurup geri getiriyorlar. numaralandirma sayesinde de herkese biraktigi termosu geri aliyor. hijyen acisindan biraz daha rahatlatici bir durum. bugun spor bakanligi tarafindan gonderilen bir spor kiti dagitlicakmis. ayrica her odaya temizlik icin vilada seti ayarlamaya calistiklarini belirttiler. bir de emniyetin koydugu yasak kaldirilmis, su andan itibaren ailelerimiz koli gonderebilecekmis.

    ates olcumu sirasinda 38'den yuksek cikanlari hastaneye direk goturduklerini, orda bir kez daha olcum yapildigini ogrendim. galiba buradaki olcume gore ates yuksek denemiyormus. bir arkadasim bana alindan olcumun gercek atesi yansitmadigini, alindan olcumlerde vucuda gore atesin daha yuksek ciktigini soyledi. bu yuzden hastanede bir daha olcum yapiliyormus, doktor genel bir tetkik yapiyormus. sayet burdaki degerler normal cikarsa geri gonderiyorlarmis.

    6. gun edit: spor kitleri dagitildi. sivas genclik ve spor il mudurlugunde gorevli antronerler tarafindan hazirlanmis bir video linki paylasildi. video da kitlerle hangi hareketleri nasil yapmamiz gerektigi anlatiliyor. yaklasik 10 dk'lik bir video. buna ek olarak yine genclik ve spor bakanligindan kitap yollandi. buyuk bir araba icinde farkli kitaplarla gorevliler dolasiyordu, istediginizi alabiliyordunuz. ben gozume carpan ilk kitabi aldim: stefan zweig'dan satranc. ayrica kitaplarin icine bir de mektup yerlestirilmisti. moral veren guzel bir metin vardi spor bakanligi tarafindan yazilmis. ayrica dun yemeklerden ayri olarak sivas valiligi etli ekmek yolladi, bu sabah da kahvaltida sivas ketesi vardi.

    hem bize, hem de calisanlara moral olmasi bakimindan odalardan dun sarki soylendi. hatta goruntusunu ceken olmus, sosyal medyada gordum bugun. bahsettigim whatsapp grubu kuruldu. adminler burdaki yetkili ve gorevli kisiler. adminler hemen hemen her mesaja sabah 8'den aksam 12'e kadar cevap veriyorlar. bilgilendirici paylasimlar ve videolar da artik gruptan ustunden yapilmaya baslandi. su ana kadar bir tek yapilan anonslarla bilgilendirme oluyordu. her zaman her anons net bir sekilde duyulamabiliyordu, o yuzden bilgilerin wpden de paylasilmaya baslanmasi bizim icin iyi oldu.

    cikis gunlerimiz ile alakali bugun yeni bir bilgi ogrendim. sanirim butun kyklarda kalanlarla ile alakali bir durum. karatina odamizdan hicbir sekilde cikmazsak, 15. gunun sabahinda bizi birakacaklarmis. fakat herhangi bir sekilde hastaneye gidersek ve orda testi pozitif cikmis biriyle iletisim halinde bulunursak buna bagli olarak karantinamizi sifirlama ihtimalleri varmis. bu sekilde karantinasi sifirlanan bir tanidigimdan ogrendim bu durumu.

    burda bulunan herkes moralini yuksek tutmaya calisiyor. sadece biz degil, ayni sekilde gorevlilerde. dun aksam herkes odasindan sarki, turku soyledi. sanirsam bu durum haberlerde de cikmis. ayrica ilk defa bugun hoparlorden sarki caldilar bir sure. bayaga mac baslamadan bos statta calan sarki havasi vardi, benim hosuma gitti.
  • hayatta bir kere yaşanabilecek türden bir deneyim olduğu için tarihe not düşmek adına gözlemlerimi yazmak istediğim durum.

    dün akşam arabistanın başkenti riyaddan yaklaşık 200 kişi ile beraber malatyaya geldik. * bu bir charter sefer ve devlet thy aracılığı ile düzenliyor, siz biletini satın alıyorsunuz havalimanında. bedava değil yani bu işler.

    uçağa binme sürecinden başlarsam, devletin kurallarına uyacağını beyan eden bir taahhütname imzalatılıyor ve havalimanında bilet satışı öncesi ateş kontrolü yapıldı. koca havalimanı bomboş ve sadece bizim uçuş vardı çünkü diğer uçuşlar haliyle iptal. koca uçuş bilgi ekranında tek bir uçuş bilgisi sadece.
    uçağa binerken körükte stewardlar karşıladı. hepsi tabi full korumalı, tulum, gözlük, maske, eldiven. ateş kontrolü yapıldıktan sonra maske ve eldiven verildi. uçakta çıkarılması yasak olduğu belirtildi. tahliye seferi olduğu için normal bir uçuştan farklı, mesela business yok tabi ki. ayrıca servis de yok. sadece bisküvi, kek ve su bırakılmıştı önceden koltuklara. karşılaşılan ilk hata şu; madem 200e yakın kişi getireceksin niye bir geniş gövde getirtip aralıklı oturtmuyorsun. bildiğin 3lü koltuklarda yanyana hiç ara olmadan oturduk. hani sosyal mesafe?

    malatyaya indik. uçak taxi yapıp terminal önüne park etti. bize kalkmamamız söylendi, içeri 3 doktor girdi full korumalı tabi yine. herkesin ateşler ölçüldü tek tek. ve pasaportları topladılar. sanırım 14 gün sonra alacağız. bir tanesi diğerine kontroller bitince "sıfır olası vaka" dedi. sonra doktorlar falan çıktı bir süre uçakta beklettiler ama bizim türk milleti durur mu millet o ara yine ayaklandı, çantaları falan almaya. sosyal mesafenin yine ağzına sıçıldı, hem de havalandırma da kapalıyken.

    uçaktan indirdiler. ip gibi dizerek tüm yolcuları sıra halinde oraya emaneten kurulmuş bir çadıra doğru ilerledik. ilerlerken yüzü komple kapatıcı doktorların kullandığı korumadan verildi. sonra da üzerimize dezenfektan püskürtüldü. ortam da böyle olunca herkes tulumlu, insan ulan harbiden vebalıyız galiba diye tribe giriyormuş. * sonra o çadırda herhangibir şikayetimin olup olmadığı soruldu. hangi yurt binasında ve odada kalacağım söylendi. ve okumama izin verilmeyen bir kağıt imzaladım. bavullar çadırın çıkışındaki alana çıkarılmıştı. ordan bavulu alıp, sırada bekleyen otobüse bindim. otobüste sosyal mesafe kuralları dikkate alınmıştı. polis eskortu ile otobüsler kalınacak olan yurda getirildi.

    burda artık beklemeden herkes binasına ve odasına yönlendirildi. odalar normalde 4 kişilik ama tabi herkes tek kalıyor. üniversite hayatında hiç yurtta kalmamış biri olarak benim için tümüyle yeni bir deneyim oldu ve oluyor. açıkcası malatyada kaldığım yurt oldukça düzgün, yeni yapılmış olduğu belli olan binalar. ilk izlenimim gayet olumlu yönde. oda oldukça temizdi. devlet bize sabun, şampuan, diş fırçası, macunu, peçete, kağıt havlu, ıslak mendil, terlik, banyo havlusu, tuvalet kağıdı koymuş. ayrıca tabi 1 tane yastık, 1 yorgan ve nevresim var. yatakların hepsinde temiz çarşaf serili, istediğinde yat demişler demek ki. * ama şu konuda hata yapmışlar şöyle ki, yurtta öğrencilerin eşyaları var. bunlar ortada değil, bırakılmamış dışarda. ama kilitsiz dolap ve çekmecelerde. düşünsene yurtta kalıyorsun, okul kapatıldı diye ailenin yanına gidiyorsun. nerden bilebilirsin ki odana yabancı biri gelecek hem de corona şüphelisi. açıkcası ben bile kötü hissettim valla ne yalan söyleyim.

    bu arada buraya bir uçak daha geldi, toplamda 350 kişiyle falan giriş yapmış olduk.

    günlük rutin şöyle oluyor: odadan çıkmak öncelikle yasak. ama koridordaki büyük çöp bidonuna gidebilirsin. veya ne bileyim kapıyı açıp kapıda durabilirsin. devlet 3 öğün yemek getiriyor. tadları da idare eder işte. su bırakıyorlar her gelişte. onun dışında da pek birşey yok işte. bir nevi hapishane deneyimi denebilir tabi norveç tarzı falan. * neyse ki pencereler var ve dışarıyı görüyorsun ve yurdun yeri itibariyle de açıklık havadar bir yerdeyim.

    yani kısaca iyi bir ortam ya. o arabistandan dönen umreci tayfasındaki bazı hayvanların dediklerine bakmayın. asgari şartlarda rahat edilmesi için nerdeyse herşey dikkate alınmış.

    eksikler yok mu var. mesela kapıda ihtiyaç için aranabilecek dedikleri numarayı aradım bugün, açan olmadı. çöpleri toplayacağız dediler, çok güzel aldılar ama yeni çöp poşeti verilmedi. neyse ufak tefek şeyler bunlar işte. millet çay krizine girdi bak gerçi o önemli olabilir. çay kahve yok henüz. gelecek dediler ama bakalım.

    ilk günün sabahında birkaç hayvan ortamı boş bulup bildiğin bina dışına çıktı. bir tanesi sigara içti, diğerleri yürüyüş yapmaya çalıştı. 5 dk sonra polis geldi, soktu bunları. valla çok acayip insanlarız ya gerçekten.

    çok uzun oldu, şimdilik bu kadar yeter. sanırım 70 ülkeden 25bin kişiyi getirmişler şu zamana kadar toplamda, belki daha sonra gelecekler için de bilgilendirici bir yazı olmuştur. karantina yurdunun nerde olacağı tamamen piyango. devlet sizi nereye götürürse ordasınız.

    belki daha sonra editlerim.

    atarsa 13.

    edit1: çay sorunu saçma da olsa çözüldü. 2 gün önce gecenin 12 buçuğunda 2 tane poşet çay geldi. dün de geldi 2şer tane. çöp poşeti de verdiler.
    ayrıca afad görevlileri para bozdurmak isteyen varsa topladı ve ziraat bankasından bozdurulacağını söyledi. yani buraya gelirken yanınızda döviz varsa bir şekilde yardımcı olabilirler. parayı marketten birşey aldıracaksanız kullanacaksınız onun dışında kullanacak yer yok haliyle.
    marketten alınacaklar varsa liste yapıldı parası karşılığında işte. millet en çok sigara söyledi tabi katta gördüğüm kadarıyla. keşke luppo söyleseydim bak aklıma gelmedi belki bir dahaki sefere.
    sanırım artık her gün ateşimi ölçecekler. dün ve bugün ateşler ölçüldü.

    atarsa 11.

    edit2: günde 3 kez ateş ölçümü yapılıyor, katlarda da artık 24 saat görevliler var. ölçüm yapan görevlinin söylediğine göre bazı şüpheli vakalar varmış takip ettikleri. onun dışında rutin devam ediyor işte karantinadaki hayat. market için alışveriş listesi falan alındı 1 haftalık. dışarı adım bile atmadan günler geçirdim. ilginç geliyor biraz ama insan herşeye alışıyor işte.
    yarısı bitti, sanırım haftaya salı çıkacağız. ama bizi salmıyorlarmış. adımıza seyahet izin belgesi hazırlanacakmış ve otobüslerle yaşadığımız şehirlere götürülecekmişiz. uzun bir otobüs yolcuğu bekliyor beni yurt günleri sonrasında.

    edit3: bu sabah ambulans geldi, 2. katta olmam sebebiyle de konuşmaları duymuş oldum camdan. bizim binada bir vaka varmış aldılar götürdüler.
    sanırım haftaya salı çıkıyoruz. gelinen günden itibaren 14 sayıyorlarmış.

    ve son edit: yarın sabah çıkıyorum. bugün pasaportları verdiler, ülkeye giriş damgası olarak malatya orda hatıra olarak.
    bu arada geldiğimiz gün sayılmadı ve 14 gün öyle hesaplandı. ayrıca ne yazık ki ne gün içinde ne şu saat itibariyle ne görevlilerden ne de afaddan yarın nasıl, ne zaman, ne gibi bir planla hareket edileceğine dair hiçbir bilgi verilmedi. gerçekten çok ilginç.

    şafak doğan güneş!
  • sakarya'daki kyk karantina ortamı

    istanbul'daki kyk karantina ortamı

    iki kızın da karantinada çektiği videoları izledim. ümreden gelen insanların şikayetlerinden sonra açıkçası yurtlarda karantinaya alınan insanlara karşı bu kadar duyarlı, düşünceli ve ilgili davranılacağını düşünmemiştim. insanlar kendilerini mutlu hissetsinler diye çiçek dağıtmışlar, küçük sürprizler yapmışlar. pilates topu falan vermişler ya inanamıyorum :d
    diğer yerler de böyleyse bu karantina işi iyi yapılıyor diyebilirim. umarım bu süreç en kısa zamanda biter de (nasıl bitecekse) herkes normal hayatına döner ne diyebilirim ki başka.
  • an itibariyle bu ortamı paylaşanlardan biri olarak şunları diyebilirim;

    - yemekler şahane ötesi,

    - sağlık görevlilerinin işi çok zor hepsine her gördüğümde sabır diliyorum.

    - odalar genel manada temiz.

    - odalarda kalacak olanların her ihtiyacına yönelik malzemeler bırakılmış. şampuan, çay dezenfektan, diş macunu ve fırçası, havlu, peçete ve tuvalat kağıtları, havlu vs. bu kadarını beklemiyordum.

    - yozgat ilinde hava mükemmel, bıraktıkları su çok leziz.

    benim için çok yorucu bir çalışmanın ardından, kafa dinlememi olağan kılan mükemmel bir inziva olarak geçiyor.
  • geçmiş olsun.

    daha önce yaşanan rezaletlerden ders almış herhalde devlet.

    (bkz: karantina yurdundan yardım çığlığı)

    madem upload hızı yüksek; konu fotoğraflarla desteklenirse daha güzel olur.
  • efsane başlık, hiçbir yerde bulunamayacak orijinal bilgiler paylaşılıyor ama görsel içerik olmadığından tutmuyor.
  • 23 nisanda fransa lyon’dan ıstanbul’a geldik. otobuslerle kocaeli’ndeki kyk yurtlarina yerlestirildik. yurt kosullari gayet iyi fakat yorgunlugun ve uzayan karantina surecinin getirdigi psikolojik bir tukenmislik var. tüm bunlarin ustune bir de ogrenci olarak sorumluluklarinizi yerine getirmeniz bekleniyor ki o da ben ve benim gibi ogrenciler icin epey yipratici
hesabın var mı? giriş yap