• almodavarındır, güzeldir deyû gittiğim, gittiğime pişman olduğum bir filmdir bu. zayıf bir hikaye zayıf bi şekilde işlenmiş. bi de sanki böle çekiyim de bitsin dercesine bi hava var genel olarak. bilemiyorum. hiç sevmedim. fragmanda da böyle tabu konulara giren realistik drama tadında bişiler bekliyoduk o daha fena yaptı işleri..
  • tipik, standart bir almodovar filmi.
    artik almodovar sinemasi kavrami iyice oturdu sinema tarihine ve filmleri bekleniyor, merak ediliyor, izleniyor ve ciddi analizleri yapiliyor.
    bu filmde de kilise, e$cinsel a$k, sinema tutkusu i$lenmi$. filmin sonunda tutku' ya yapilan vurgu izleyenin algisina gore degi$kenlik gosterebilir ama ben sinemaya olan tutkuyu daha uygun buldum.
    senaryo oldukca saglam. seyircinin ilgisi ve meraki karekterlerin ve filmin gidi$atinin iki- uc yerde yaptigi manevralarla ust seviyeye cikiyor ve filmin daha cok icine giriliyor.
    kiliseye yapilan egir ele$tiri, aklima duz mantik engin ardic beyefendinin bizim muhittin ile onlarin eduardo' sunun kar$ila$tirmasini getirdi. engin insan ardic beyefendi, al bizim muhittin' in onunden cay bardagini koy $arap kadehini olsun sana eduardo, demi$ti ama olayin o kadar basit olmadigi ortada. turkiye' de dini kurumlara yapilacak boylesine ya da bundan daha zayif bir ele$tirinin getiri ve goturuleri neler olur, bunu kaldirabilecek kac ki$i vardir, bunu du$unmek gerek, yoksa muhittin' den eduardo' ya gecmek o kadar kolay degil.
  • almadovar icin ve almadovar izleyicisi icin onemli bir film la mala educacion.
    bugune kadar almadovar kadinlari anlatti filmerinde, erkek gibi kadinlari, kocaman elleri, kocaman gozleri olan kadinlari, asik kadinlari anlatti, kirmizi yuzeylerin uzerinde. hatta gay erkekleri straight yapip filmlerindeki kadinlara asik etti almadovar ama hic bir film'de kirmizin ortasina getirip oynatmadi o gay erkegi.
    sonra, almadovarin kendine ait kicthkocaman renkler ve paternelerin olusturdugu abartili gorsellik konus onunla ile yerini ince, almadovardan farkli bir ama hala kocaman paternli kirmizilarin ve turuncularin oldugu tuhaf bir estetige birakmisti.
    - bu arada bu abartili estetik bana hep darag queen'leri hatirlattirmisti belkide almadovar da bunu yapiyordu, yada erkek estetigi kadini olusturdugunda bu ilginc sonucu ulasiyor-
    bad education bu farkliligi dengeliyor, almadovarin renk, isik, kurgu anlaminda. renkler yine kirmizi turuncu sicak kocaman paternler arada kocaman maviler durgun buyuk mekanda renler ama hem konus onunlada ki denge hemde ondan onceki almadovar dilindeki o tuhaf kicth yaklasim avcunun icinde erimis ve almadovar geldigi kendi konumunda ki olgunlugu olusturmus filmi. bir anlamda kendi dili, tum alfabesini, seslerini tamamlamis ve film almadovar dilinde konusmaya baslamis.

    onun disinda onceden dedigim gibi gay erkek kirmizin ortasinda la mala educacion'da ilk defa -almadovar hemen hemen her karesinde, o sahnenin ana ogesini, kirmizinin onune koyuyor. bu filmde ilk defa kadin degil homoseksuel erkek/erkekler kirmizinin onunde. ilk defa kadin filmin oykusunun, konusunun atar damarini olusturmuyor.

    iki kardesin annesi inanilmaz zayif bir karekteri canlandiriyor, teyzeleri zaten yarim akilli, aslinda almadovar kadinlari hic bir zaman ciddiye almadi ki filimlerinde, onceden de bahsettigim gibi kadinlar erkek gibi kadinlardi, hatta kadinlardan daha duygusal kadinlardi.

    --- spoiler ---
    iki homoseksuel erkek kardes: birinin cocuklugu, diyerinin yetiskiligi; birinin tum yeteneklerine ragmen birakip gitmesi, diyerinin delice cabasi. birinin din adamlari yuzunden cocuklugunda yasadigi dagilisi, diyerinin onun egitimin ustune kurdugu yasam.

    ucuncu homoseksuel erkek: sanki bu iki kardesin karisimi tuhaf bir sekilde sansli yasami onu gayet tuzu kuru bir konuma getiriyor ve derken hepsinin hayatini etkileyen, eken bicen homoseksuel (din adami).

    sonucta goruntuden renkten ote film tuhaf bir sekilde 4 ayri homeseksuel erkegi toplumun farkli konumlarinda farkli yaslarinda birbirleriyle ilintili hikayelerini anlatiyor son derece duygusal ama yinede erkek gibi anlatiyor. almadovar kirmizin onunde.

    --- spoiler ---
  • filme yonelik olasi icsel tepkilerin (varsayalim ki) lineer olan asamalarini kategorize etmeye calisinca
    1) zamanin nasil gectigini farkettirmeden bitiveren ve bitince de ruhu garip bir bosluga dusuren bu filmi seyrederken cok ilginc bir sekilde manipule edildiginizi hissedebilirsiniz
    2) sevisme sahnelerini gorunce icinizde ani duygusal tepkiler vermenizin ardindan yoksa ben igrenc bir homofobik miyim, neden bu sahnelerden mutemadiyen rahatsiz oluyorum sorusunu kendi kendinize ardarda sorabilirsiniz. (aslinda yonetmenin istediklerinden biri de bu soruyu kendi kendinize sorma fobinizi kirmak degil midir)
    3)ve birazcik dusundukten sonra farkedebilirsiniz ki, aslinda esas rahatsiz oldugunuz sey sevismelerin iki erkek arasinda olmasi degil, cikara veya tek tarafli tutkuya dayali, karsiliksiz, sevgisiz, somuruye yonelik, ruha ziyan ve dejenere iliskilerden ibaret olmasi. homofobik degilsiniz. relax. (ancak cok da uzaginda degilsiniz dikkat.)
    4) icsel tepkilerin dorduncu asamasinda da cikar veya yarar gozetmeyen karsilikli sevgi odakli ve saf iliskilerin (hangi cinsleri veya yaslari icerirse icersin) igrendirmeyecegi gercegi hatirlanabilir.
  • bence cok saglam bir hikayesi olan, daha acilis jeneriginden almodovar diye haykiran film.. ancak beni en cok gael garcia bernal etkiledi, hatta buyuledi.. ne kadar yetenekli, ne kadar kiliktan kiliga giresi, rolden role bu kadar dogal burunesi bi adam diye..
    bir de tabii fele martinez, evet kesinlikle gozden kacirilmayasi, ilgiyle takip edilesi guzel insan, guzel otesi insan..
  • almodovar ın gay olması hasebiyle bir hayli ironik sonlanan film.. eşcinsel aşkla gelişen hikaye iki farklı gözden anlatılıyor..yine absürd hikaye, yine ‘dünyanın en normal şeyi’ imiş gibi anlatılıyor ve yine almodovar.. filmi izleyipte bütün erkeklerin gay olduğu vehmine kapılmamak gerek..

    --- spoiler ---

    "o aynı tutkuyla film yönetmeye devam ediyor"
    --- spoiler ---
  • gael garcía bernal'in aslında çok güzel bir kadın olabileceğini gördüğün film.
  • cok yorgun we dertli bir gecemde, nueation tarafından bize** seyrettirilen ve gercekten hic begenmedigim film.izlerken yanımda son yıllarda en cok begendigim canlının olması filmi begenmeme neden olmus olabilir,belki de ne izlesem begenmicektim o sırada*...sonuc olarak ewet begenmedim...
  • bir insanin tutkulari ugruna ne kadar ileri gidebileceginin, nelerden vazgecebileceginin hatta kendinden ne kadar odun verip nerelere dusebileceginin filmi. zaten almadovar'insa superdir gibi bir pozitif onyargiyla izledim ben bu filmi(ne demekse artik). hatta videocuda son dvd'yi aldigini zannedip kadinin tekine neredeyse yalvradim bile, neyse ki bir tane daha varmi$, ko$a ko$a gidip izlemeye ba$ladim filmimi. gene abarti bir konuyu abartisiz bir $ekilde aktarmayi ba$armi$ almodovar diye du$unmekteyim ben, son derece irite olabileceginiz sahnelerde gene kendi kendinizle tarti$maniza sebep veriyor film. sadece cocukluklarini izleseydik, suphesiz ki kafamizda bamba$ka bir senaryo canlanirdi gelecekleri icin. iste o yuzden almodovar degiliz orasi ayri. bunun otesinde filmin tek yildizi, gael garcia bernal ise cidden dokturuyor, bin bir kiliga girebilcegeni kanitliyor, ustune bir de bizi kendisine hayran birakiyor.(ah ahh diyoruz ve bitiriyoruz filmi). ve kafamizda gene ayni kelime yankilaniyor ''tutku''.
  • kişiler arası ilişkilerden çok (yani hay bilmem hangi eşcinsel hangisine sevgi-sempati-empati duyuyor, bilmem hangi kardeş hangi kardeşe yamuk yapıyorun ötesi) hristiyan dünyasının "dünyasını" anlatması bakımından önemli mi önemli film. daha beş altı yaşındaki çocukların o klostrofobik ortamlarda* tırnak içinde eğitiliyor olmalarının karanlık yüzünü ifşa etmesi bakımından değerli mi değerli bir film. müslüman da, hristiyan da, yahudi de olmayan bir izleyici açısından bilgilendirici, diğerleri açısından ise * * * korkutucu bir çalışma.

    papa 2. jean paul'un ölmesinin ardından adama üç makro meselede kırık not verildi. birincisi faşist hristiyanlara * hiç ses etmemiş olması,

    ikincisi aids vakasında prezervatif savar rolüyle afrika'yı heder etmesi,

    üçüncüsü de kiliselerde çocuklara yapılan cinsel taciz ve tecavüzü engelleyici hiçbir manevra yapmamış olması.
    (bu bilgiler için express'in nisan 2005 sayısına şiddetle ve şehvetle bakınız).

    işte filmin kahramanı, papa'nın üçüncü kırık notunun mağduru. film, hristiyan dindarların bu çirkefliği nasıl da örgütlü biçimde gizlediklerini konu ediyor.

    türkiyeli izleyicinin çıkaracağı not da bana kalırsa yatılı bölge okullarına (yibo) dair olmalı. dikkatlerini buraya yöneltmeliler. türkiye'de bu tür kapalı yerler bir tek oralar ve tabii bir de cezaevleri. ayrıca kötü eğitim'den yeterli dersi almayanlar yılmaz güney'in duvar'ını izlesin.* evet.

    ayrıca (bkz: filmlerden çıkarılan dersler)
hesabın var mı? giriş yap