• dustin hoffman ile emma thompson'ın başrollerini paylaştığı, dingin bir aşk filmi. izlemek için ayrılan vakte değiyor.
  • iki kişilik o hikayelerden biri daha. asla romantik demem. howards end ve remains of the day i özlerim ben arada sırada. yahu niye çekmiyorlar şunlardan arada bir diye de söylenirim. hah çekmişler iste. imdb'de "ilk aşklar, son şanslar ve ikisinin arasında bişeyler" diye özetlemişler filmi. tiksindim.tüh allah cezanı vermesin, sensin ikisinin arasında bişey imdb.
    londra'da bu ikisi; dustin hoffman ve emma thompson metrodan iniyorlar, erkek kadına "nereye" diye soruyor, kadın "paddington" diye cevap veriyor; paddington emma thompson'ın memleketi, doğduğu yer. bayıldım. kıyafet yok, mekan yok, hikaye yok, sadece sözler var.. eh tabii allah uzun ömür versin bir de sözleri öyle söyleyenler var.
    tevekkeli değil geçenlerde rüyamda gördüm ben bu filmi, üstelik henüz seyretmemiştim. şöyle ki; dustin hoffman'la karşılaşıyorum, all the president's men deki haliyle, beyaz gömlek, ince kravat, sigara, ah o saat... masamın üstünde duran last chance harvey'in korsan dvdsini genç dustin hoffman'a imzalatıyorum. bu kadar rüya. hayırdır inşallah. dur ben filme bir daha bakayım
  • izlenilesi sicacik bir film. dustin hoffman ve emma thompson'ın oyunculuklari (normal olarak) cok basarili.
  • filmin % 90ı ömür törpüsü diyebilirim. sıkıcı diyaloglar, ağır tempolu bir senaryo. sakın sinemada izlemeyin yani bayılırsınız.

    --- spoiler ---

    filmde tek hoşuma giden şey son sahnede oldu. şöle ki; emma thompson bütün film boyunca zaten boyu uzun değilmiş gibi bir de topuklu ayakkabılarla gezdi ve dustin hoffman onun yanında minicik kaldı. ulan nie hala kadını topuklu giydiriyolar die küfür ederken, son sahnede emma abla ayakkabıları atıverdi, biz de rahatladık.

    --- spoiler ---
  • final sahnelerinin geçtiği grosvenor house otelinde bizim hıncal * kalmış.8 katlıymış hatta ve en üst katındaymış odası.emma thompson otelden ayrılırken, 14. kattaki asansörün önünde nasıl durduğunu yakalamış filmin kusuru olarak.

    http://www.sabah.com.tr/…009/07/21/sakin_kacirmayin
  • guzel filmdir. zamanin nasil gectigini anlamaz, kaptirir gider, karakterlerle uzulur, karakterlerle sevinir, onlarin heyecanlarini, korkularini yasarsiniz.

    --- spoiler ---

    filmin basinda baba ile kizin iliskisinin berbatligi, adamin ailesinden dislanmisligi insani rahatsiz edecek durumdaydi. kizinin dugun yemegi dustin hoffman'in oynadigi harvey karakteri icin kiziyla arasini duzeltme, ailesinin bir parcasi olmak icin "son sans"di ve hayatina bir rastlanti sonucu, sirf en dibe vurdugu anda o anda bir "sans" eseri onunla ayni mekanda olan tek kisi olmasindan dolayi girmis olan emme thompson'un oynadigi kate'nin durtuklemesi ve destegi ile bu "son sans"ini iyi degerlendirir dustin hoffman, kizini geri kazanir, kendisini "baba" olarak kabul ettirir, ailenin bir parcasi halini alir yeniden...

    ama dustin hoffman icin asil "son sans" (malum filmin adinin turkceye cevrilisi "son sans harvey" kate'nin bizzat kendisidir, son bir ask, son bir mutlu olma, hayatini sana deger veren biriyle paylasma sansidir onundeki. ve bunu icinde bir yerde, farkindadir harvey.

    bu yuzden gun boyunca bir turlu birakmaz kate'nin pesini, ilginc bir sekilde baglanmistir ona, bir turlu vazgecemez, her yere takip eder onu.

    bu yuzden kendisi ailesiyle dansa dalmisken, kate "benim isim yok burada" diye kalkip kimselere caktirmadan gitmeye kalkarken tam zamaninda fark eder ve gitmesine engel olur.

    bu yuzden hem kizi, hem eski karisi kizini gelin arabasina binip balayina gitmesi icin gecirmeye ciktigi o ayrilis sahnesinde kendisine caktirmadan kateyi isaret ederler.

    bu yuzden hastanede doktorlara binbir dil doker salsinlar onu da kate ile randevusuna yetissin diye.

    ve gene bu yuzden kate ile olan randevusunu kacirmasindan sonra kate'nin kendisine tavir yapma olayini abartmaz senaryoyu yazanlar. uzun uzun nazlanmalar, bagiris cagrislar yoktur. harvey (ve seyirci) zaten coktan katie'nin kendisi icin oneminin farkindadir ve secimini yapmistir. sira kate'nin harvey'nin kendisi icin onemini fark edip kabullenmesinde, harvey'nin de kendisi icin bir "son sans" oldugunu anlamasinda ve korkularini, endiselerini, arkasina saklandigi alisilagelmis duzenini bir kenara birakip bu son sansinin degerini bilmeli ve degerlendirmelidir.

    bu bakimdan kate harvey'in son sansi. harvey de katie icin bir son sanstir. isminin turkceye "aska son sans" olarak cevrilmesi cok da yanlis degildir ama ingilizceden duz ceviri yapilirsa asil ismi olan "son sans harvey"deki bunun hem harvey icin son sans olmasina, hem de harvey'nin kendisinin bir son sans olmasina gonderme yapan minik kelime oyununun arada kaynayip gitmesi biraz uzdu beni...

    --- spoiler ---
  • gayet sade, basarili oyunculuklarin sirtladigi bir film. ayrica insanlarin icindeki hayalkirikliklarindan tatmin olma, mutsuzlugun icinde "boyle gelmis boyle gider" diyerek kendini guvende hissetme egilimini cok basarili sekilde yansitmis..

    --- spoiler ---
    filmin son planinda kate, harvey'le neden olmayacaginin sebeplerini basliyor siralamaya. oysa onun da ilgisi var harvey'e, gayet hoslaniyor. "sunu yapacaksin, bunu yapacaksin, ara vermek istiycem, mutsuz olucam, anlasamiycaz...vb." gibi birsuru olumsuzlulari siraladiktan sonra anliyor yaptigini ve en sonunda "hayalkiriklarina ne kadar yatkinim degil mi?" diye soruyor.. cunku o kadar alismis ki yalniz kalmaya, karsi cinsle her denemesinin basarisizlikla sonuclanmasina. annesiyle birlikte bir duzen tutturmuslar, gorunuste mutsuzlar ama guvende hissediyorlar kendilerini. alismislar yalniz ve renksiz hayatlarina. insanlarin gecmisteki kotu tecrubelerinin yarattigi saplantilar, eski hayalkirikliklari, korkulari, bir seye sahip olursam onu da ya kaybedersem endisesi her zaman gelecekteki mutluluklarini imkansiz kiliyor. hatta pek cok insan mutluyken bile bu korkular yuzunden kendini guvensiz hissedip, bilerek ya da bilmeyerek o mutlulugu yok edip kendine "bak hakliydim iste, her zamanki gibi hayalkirikligina ugrayacagimi biliyordum" demek icin sabirsizlaniyor. iste tam da bu egilim yuzunden iliskiler baslamadan bitiyor, en guzel noktasindayken asklar bir anda dibe vuruyor ve insanlar kendilerini sonsuza kadar yalniz zannediyor...
    iste sirf bu diyalog bile ililskiler hakkinda bunca seyi acikladigi icin, bu filmi benim gozumde basarili kildi. o yuzden asla vakit kaybi olarak nitelendirilemeyecek bir film kanaatimce.
    --- spoiler ---
  • hayatın her an sürprizlerle dolu olabileceği inancını güçlendiren bir film. bu sürprizler iyi de olabiliyor, kötü de. dustin hoffman ve emma thompson harika. yalın ama güçlü oyunculukları izlemeyi keyifli kılıyor.
  • yaşlanınca iş, aşk ve hayatta kenara itilmişliğin bir anlamda “işe yaramaz” olarak etiketlenmenin kendisine bir karşı duruş olarak da nitelendirilebilecek film.

    http://www.resetmagazine.net/…st_chance_harvey.html
  • sade, romantik, dinlendirici çerez niyetine bir film. başka izlenecek film yoksa alınız izleyiniz, bol bol boş zamanı olanlara birebir.
hesabın var mı? giriş yap