• kurutulduktan sonra ancak yakından koklanabilir hale gelen,kokusu çok güçlü bir bitki.sadece kokusu değil,eflatun çiçeklerinin görüntüsü de çok güzeldir.bahçesi olan her eve yakışır
    (bkz: akdeniz)
  • kisliklari kaldirirken guveler yunlulerinizi yemesin diye giysilerinizin arasina kurutulmusu konan bitki.naftalinden cok daha iyi koktugu kesin..
  • her ne kadar latince adı gerek mavi** bu zarif, asil, narin ve rafine çiçeğe bir parça haksızlık etmiş olsa da, "what's in a name?" diyen shakespeare beyefendi'yi buradan hürmetle anıyor, her canın ve canlının adı gibi güzel, adı gibi zarif, adı gibi can ve yaşam pınarı olma imtiyazına sahip olamamasını da metanetle karşılıyoruz diyenlerden bir kısmı,* bu çiçeğin kolonyasının pınarını bulmak istemişlerdir.
  • (bkz: lavender)
  • yakın zamana kadar çingenelerin neden sattıklarına ne işe yaradığına bir türlü anlam veremediğim nesne
  • dogulu ruzgarlar icin kullanilan ispanyolca kelime.
  • dunyanin en guzel, en mutlu edici kokularindan birine sahip, guzel renkli cicek..
  • bir murathan mungan siiri;
    " ordadır
    yazın eskittiği otlar arasında
    uzakta bir nehrin gürültüsünü kazar
    masmavi usturalar abanoz ağacına

    ordadır
    uyuyan bir namlunun sessizliğiyle
    günün sabahlığında
    dudaklarının arasında bir ot, bir ıslık
    iz bırakmaz sisler gibi geçer ağaçların arasından
    varır kendini derinleştiren uçurumlara

    ordadır, bir devin tavşan uykusunda
    aklında kımıldanan otlar, ağaçlar
    düşünü düşürdüğü sular
    yüzünü bıraktığı sular
    almamış zaman kalmış kireç altında
    çelimsiz bir kabuk başlamış yürek yarası
    ki ne zaman çarşılara çıksa silahsız
    onu vururlar
    göğsünde siyah bir yıldızla
    kalbinde kuruyan bataklık
    kırlara yakın durur, yanık kokulara

    serin çiy vakti çimenlerle konuşur
    ne zamandır çıkmıyor sokaklar açık artırıma
    ıssız bir kil ile gövdesini kateden bir ateştopu
    kendini sakladığı sular altında
    ve son bir kez:
    ışık ve çamurda kaldı lavanta "
  • aynı zamanda bir cemal süreya şiiri;
    " odanız kızkardeşinizdir,
    büyük ş'lerle iner giysiniz;
    bir kez onarılmış anıt mihrap;
    hemen pencereye geçersiniz.

    bütün şarkıları düşünün,
    sizin yüzünüz çıkar ortaya,
    konsolun üstünde yelpaze,
    yan yana yan yana düşünün ama.

    en derin çizgiler, güzelim,
    en tatlı anlardan kalma...
    değme acı baş edemez
    hazların lal oyuklarıyla.

    çıkarken yığılan basamaklar
    kaçı kaçıverirler inerken,
    beyaz sunağıyla gotik tapınak,
    eliniz sanki hep tırabzanda.

    bir şeyiniz olayım sizin,
    hani nasıl isterseniz,
    oğlunuz, kiracınız, sevgiliniz;
    dünyanın bir ucuna
    birlikte gider miyiz?

    bekletilmiş ipeklinizden
    kopmaya can atar bir düğme;
    boş verin, o düğme hayın,
    gider miyiz?

    şimdiye dek düşünmediyseniz
    bakmayın içinde ne var,
    küçük bir kitaptır yaşamak
    elinde tutmaya yarar."
  • mor çiçekleri kurusa bile çağırmaya devam eden bitki.
hesabın var mı? giriş yap