• siyasal islamcı oportunistliğini anlamamızda turnusol kağıdı olmuş cinsi latif. mahkemeye başvuruyor iseniz yargı yetkisini kabul etmişsiniz demektir. tamam devlet zaten kabul etmiş de siz de bireysel olarak başvuruyor iseniz çıkacak karara laf etmemeniz gerekir. yoksa işinize geldiği şekilde mahkeme ile de hukukla da oynayamazsınız. eğer kararı tanımayacak iseniz en azından saddam hüseyin kadar onur beklerdim sizden. adam baştan kendini yargılayan mahkemenin kararını kabul etmiyor. öyle böyle, zalim malim ama bu duruşu onurlu bir duruştur. mahkemeye başvurup da istediğiniz karar çıkmayınca su koyvermek onur anlayışınızda nereye oturuyor bilemem.

    edit: 12.11.2005 tarihli hürriyet'te benzer temada bir yazı çıkmış. yazıdan haberim yok. bir dost "bazıları alakası olmadığı halde intihal diye atlayabilirler şerh düş" dediği için böyle bir şerh düşüyorum. şimdi o yazıyı arayıp bulmaya mecalim yok ama bir ara bakarım.
  • inanclari geregi en basitinden televizyona cikmamasi, mahkemeye basvurmamasi veya universiteye gitmemesi gereken bir sahistir. cunku kafasina taktigi turban ve onu her yerde kafasina takmak icin talep ettigi "ozgurluk", aslinda bu sahsin, bir kadin olarak halihazirda sahip oldugu diger ozgurlukleri ortadan kaldirmaktadir.

    nasil mi?

    - erkege 4 kadin ve sinirsiz cariye ile evlenme hakki verilmistir. (nisa 3)
    - erkege karisini dovme hakki verilmistir. (nisa 34)
    - erkekler kadinlara gore bir derece ustundur. (bakara 228)
    - erkek karisini uc talak ile bosayabilir. kadinin karsi cikma hakki yoktur. ancak bu durumdan pisman olunursa hulle gerekmektedir. (bakara 230)
    - kadinlarin sahitligi erkelerin yarisidir. (bakara 282)
    - miras hakki soz konusu oldugunda kadin erkegin yarisini alir. (nisa 176)
    - kadinlar tarla gibidir. erkekler onlari istedikleri gibi surerler, ekerler. (cocuk yapmak icin.) (bakara 223.)

    neden televizyona cikmamali?
    seytan icadidir da ondan...

    neden mahkemeye gitmemeli?
    bir erkek karsisinda onun soylediklerinin bir degeri yoktur da ondan.

    neden universiteye gitmemeli?
    turlu kufrun yasandigi, evrim teorisinin ogretildigi, seytan icatlarinin kullanildigi bir yerdir. kadin ve erkekler ic icedir. hem de tip okuyup doktor cikacakmis. vay anam vay. erkeklere dokunacak falan... gunah yahu...

    aslinda bu sahsin yapmasi gereken evinde oturup kocasina esik, cocuklarina annelik yapmaktir. dini ve inanclari bunu emretmektedir. bu kurallari kabul ettigini de basina taktigi ve bayrak yaptigi o turban soylemektedir. kisaca evinden cikip diger insanlarla hele bir de erkeklerle iletisime gecmesi gunahtir, yasaktir.
  • saddam hüseyin, kendisini yargılamak isteyen ve adını soran yargıca dönüp "beni her kes bilir, sen kimsin?" diye sormuş ve de mahkemeyi tanımadığını bildirmiştir. bir diktatör olan ve sicili kabarık saddam, işgal altındaki ülkede kendisini yargılamak isteyen hakime "seni ve mahkemeyi tanımıyorum" demiştir. mahkeme kararını verir, idam eder ya da etmez. önemli değil ama mahkemeyi tanımamak bireysel bir tavırdır. kendisi ve yandaşları bu kararı tanımıyoruz da diyebilirler. verilecek kararı da eleştirebilirler. protesto edebilirler. ama:.........!
    bir mahkemeyi tanımak ve ondan adalet istemek, ona dilekçe yazmak o mahkemeyi kabul anlamına gelir. sayın hanımefendi, şimdi, mahkeme kararına karşı tek kelime laf edemez. kararı kabul etmek erdemini göstermesi gerekir. yoksa, tanımadığın, kafir ve islam karşıtı avrupa mahkemesinde ne işin vardı derler adama. mahkemeyi tanımak demek onun kararını tanımaktır. karara saygı duymak da bir erdemdir. samimiyettir.
    eğer karar istediği gibi olsa, işte diyeceklerdi. avrupa insan hakları mahkemesi karar verdi. buna uyun diyeceklerdi. üniversitelerde vs. de eylem yapacaklardı. hükümette aihm kararını uygulamak için hızlı davranacaktı. yasalar çıkaracaktı. arkasına avrupayı ve aihm kararını da alarak, cesaretle . ve başbakan, çıkıp herkes hukuka uysun diyecekti. kimsenin hukuk karşısında imtiyazı olamaz diyecekti. evrensel hukuk ve insan hakkı diyecekti.
    şimdi bizde aynı duyarlılığı bekliyoruz. hem leyla şahinden hem de akp hükümetinden. tabi eğer söylediklerinde samimilerse.....
  • belki köprüyü geçebilirim diye ayı saydığına dayı deyip, köprüden itilince sen zaten ayıydın diyen şaşkın.
  • kimlerin nereden tanıyıp da hakkında yorumda bulunduğu, dinî inancını, bu inancının seviyesini, açtığı davadaki samimiyeti sorgulamasına hakları olduğunu pek güzel merâk ettiğim bir hanım. benim birkaç saat öncesine kadar leyla şahin hakkında bütün bildiklerim şunlardı:

    "türkiye'de başörtülü bir şekilde -türban da denebilir.- yükseköğrenim göremediği için aihm'e başvurmuş, bu başvurusunda bir şekilde haksız bulunmuş, bunun üzerine tekrar temyize gitmiş -yasal haktır. herkes gider.-, bu başvurusu da reddedilmiş bir kadın."

    bu kadar bilgiyle birinin kendisinden/annesinden/babaannesinden daha az müslüman olduğunu, ikiyüzlülük sergilediğini, politik bir kimliği olduğunu, başörtüsü takmayanları tekfir ettiğini iddia etmek kişilik bozukluğuna dalalet eder. tez vakitte bir doktora görünmek, bu çıkarımların sahipleri için yararlı, görünülecek doktor için müşkilâtların en büyüğü bir gerekliliktir.
  • ister birilerinin piyonu olsun ister takiyye yapıyor olsun zerre umrumda olmadan, eşitliğin ve bireysel özgürlüklerinin peşinde olduğuna ikna eden kadındır.
    “senin başındaki örtüyle üzerimde baskı hissediyorum”, “sen başını örterek benden daha müslüman olduğunu iddia ediyorsun” zırvalamalarına kesin ve net bir şekilde “sen iradesiz misin? benim başımdaki örtü seni ezecek?” diyebilecek kadar açık yürekli bir kadındır. gerekirse ruhban eğitimini bile desteklerim derken ne kadar samimidir? tartışılır ama böyle bir beyanatı dahi veremeyenler varken en azından bunu savunacağını söylemiştir.
    gerek laik cenah gerekse islami kesim tarafından üstüne bu kadar gidilirken bu kadar soğukkanlı ve sakin olmasından huylanmıyor da değilim. hele yazgülü aldoğan’ı şöyle karşıma alıp iki tane ...neyse...
    nihal b. karaca ile pınar türenç’i ayar manyağı yaparak ekran karşısında yatarak kilo vermemi sağladı. ayrıca ve önemle “kadın kadının kurdudur” bir kez daha görmüş olduk.
  • açtığı davada, iktidardaki akp'nin bakanlar kurulunu, hiç istemedikleri halde türkiye adına (türkiye cumhuriyetini temsilen) hükümet olarak davalı duruma düşürmüş kişi. devlette devamlılık olduğu için türban yasağını kem küm ederek savunur gibi yaparken karşısındaymış gibi de beyan vermelerine de bu kişi sebep olmuştur. bu yaman çelişkiler aıhm'nin bir 10 kasım günü verdiği "türban yasağının, insan hakları ihlali olmadığına" dair kararla çok daha enteresan bir hal almıştır.
    özetlersek; türbanlı bir hanım, türban yasağı insan hakkı ihlalidir diye t.c. ne dava açmıştır. tesadüfe bakın ki, 3 kişiden 2 sinin eşi türbanlı akp hükümeti t.c. ni temsilen davalı olmuştur. ve onların iktidarında alınan bu karar türban mevzuunu hukuken bitirmiştir. yani, başbakan kimse hukukun üstünde değil diye mahkeme kararını savunmuyor muydu van rektörü ile ilgili gelişmelerde. bu hanım aıhm dava açarken, vatandaşı olduğu t.c. ni insan hakkı ihlali yaptığı için şikayet etmemiş miydi. aıhm ne dilekçe vererek bu mahkemeyi tanıdığını, verceği karara saygı duyacağını kabul etmemiş miydi. ya da başbakan tek hedef avrupa ileri diye top yekün pazarlama işine girerken avrupanın en yüksek mahkemesinin vereceği kararlara saygı duyacağını hem sözle hem de zımnen kabul etmemiş miydi? eee?! o zaman sorun var mı hanımlar beyler? türbanlı bir hanım açtığı davada, türbanlı ama avrupanın her dediğine evet diyen bir hükümet bu kararı tartışabilir mi? bence hayır. ki hukuken olay zaten bitmiştir.. anayasa mahkemesi kararı vardır. aihm si kararı vardır. danıştay kararı vardır. vardır da vardır.
    yani kem küm edecek bi şey yok. ya t.c. ni yıkıp yeni bir anayasa yazıp, türbanı serbest bırakacaksınız ve o zaman korkarım avrupa hayali de bitecek. ya da bu deveyi güdeceksiniz ve insanları türbanlı türbansız diye bölüp, onları sözde mağduriyet hikayeleri ile kullanıp oy dilenmeyeceksiniz. çünkü, ne şimdi yani %25 oyla (atlamayın oy kullanabilecek toplam hesaba katılmıştır) %70 temsil edildiğiniz mecliste ne de ileride bunu yapamazsınız. yaparsanız anayasa mahkemesi iptal eder. aihm ne giderseniz durum ortada.
  • siyasi dindar.... dini kendi politik goruslerine alet eden insanlardan nefret ediyorum ve bu kızımız da bunlardan biri işte...

    nice dindarlar tanıyorum ben, devletin kuralları boyle diyerek saclarını açıp namuslarıyla calisiyor/okuyor ve hayatlarını sessiz sedasız surduruyorlar... bunlar kafir de leyla sahin mi dindar..

    (bkz: bi siktirin gidin)
  • türban davasını aihm'e taşıyıp davayı kaybeden müslüman zat.
  • adalet bakanlığı'nın "insan hakları mahkemesi türkiye kararları sorgulama sayfası" diye bir hizmeti var [1]. bu hizmette avrupa insan hakları mahkemesi'nin türkiye ile ilgili verdiği kararlar türkçeye çevrilmiş ve biz buradan bu kararlara ulaşabiliyoruz. ne hikmetse bu kararlar içinde leyla şahin'in kararı kendisine yer bulamamış. önemli mi görülmemiş, başka bir şey mi düşünülmüş bilemiyorum. bu kararı türkçeye çeviren tek bir yer bulabildim o da "serkan cengiz avukatlık ve danışmanlık bürosu" [2]. sağolsunlar internete aktararak bizlere büyük bir iyilik yapmışlar, bu kararın türkçe metnine dileyen aşağıdaki linki kullanarak ulaşabilir:

    http://serkancengiz.av.tr/…yla__ahin__1-_web_sa.pdf

    [1] http://www.inhak-bb.adalet.gov.tr/…/aihmtkliste.asp
    [2] http://serkancengiz.av.tr/
hesabın var mı? giriş yap