• erkek başrol oyuncusu tipi ile kimi sahnelerde atatürk'ün son zamanlarındaki portresini hayvan gibi andırmaktadır.
  • bugün meksika'da gösterime giren pedro filmi.
  • hem senaryosunu yazdigi, hem yonettigi bir filmi pedro almodovar'in. bence tam bir almodovar filmi. film obsesyon ve obsesif ask uzerine kurulu, hable con ella' daki gibi. cekimler, akdeniz esintisi ve penelope cruz yine gorsel olarak cok guzel sahneler ortaya cikarmis. konu oldukca belirgin, saklanmaya calisilmamis, seyirciyi nasil sasirtirim diye ugrasilmamis. ama anlatim icin secilen kareler, ifadeler, cekimin yapildigi yerlerle butunlestiginde izlemesi hayli keyifli bir film olusturmus. su da bir gercek ki penelope cruz akdeniz' e cok yakisiyor (bkz: captain corelli's mandolin)

    --- spoiler ---

    mateo'nun hayata ancak harry olarak devam edebilmesi, bir insanin bir sirri hayat boyu kendi icinde yasatabilmesi (diego ve babasinin kimligi), obsesif asklar veya iliskiler (insanlarin hayati pahasina da olsa) (ernesto-magdalena, harry- ernesto) uzerinde dusunuldugunde hic de klasik turk filmi klisesi yaratmiyor bende. aksine kendi siradanliklarimiz, hayatlarimiz arasina sikismis binbir turlu farkli hayat, bakis acisi, farkliliklar olabilecegi uzerinde dusunduruyor insani.

    --- spoiler ---
  • volverin ardından 3 sene bekleyip ağzımın suyu akar şekilde bs playerin play tuşuna basıp (hehe evet korsan) sonunda hayal kırıklığına uğradım billahi.yeşilçam senaryolarından birini uyarlayıp yönetmiş gibi sanki,almodovar candır canandır ona sözüm yokta,insan 3 sene bekledikten sonra çok daha iyisini bekliyor.keşke almodovar da voody allen gibi her sene 1 film çekse baride açlığımı giderse falan,güzel olurdu tabii.

    --- spoiler ---

    bu arada keşke filmin başında abiye(henry caine) gazete okuyan yawru başrol oynasaydı,memeleri penelope cruzdan daha mı iyiydi sanki ne

    (bkz: hayvan)

    --- spoiler ---
  • çok tipik bir almodovar evreniydi bir kere. gayler, hatalarıyla da güzel kadınlar, kadınları inciten kötü heteroseksüel "erkek"ler, peruklar, renkler, duygusal atmosfer, sırlar, ailenin boğan ilişkileri, arkadaş çevrelerinin saran sarmalayan evrenleri, aşk, unutmak, anneler ve çocukları gibi. ama bu film noir işi çok iyi olmamış gibi geldi bana. ya da ben almodovar'ın la mala educacion'de olduğu gibi film noir denemelerindense mujeres al borde de un ataque de nervios'daki gibi uçucu ve konuşkan ve havai ve güldürükçü hallerini daha çok seviyorum. hep öyle filmler yapmak zorunda mı? değil tabi. ama başka türlüsünü yapınca da woodyciğimin match point'te yaptığı gibi çok titizlenerek yapmakta fayda var. şu da var, mesela volver'e de çok bayılmıştım ama oradaki dramatik kurgu çok daha sağlamdı bence.

    penelope'nin güzelliği, belirli temalar, belirli mizansenler beni benden aldı, izleme zevki yine her zamanki gibi son derece yüksekti, almodovar cinlikleri şahaneydi. sevdim ama bayılmadım, öyle söyliyim. yine de almodovar hiç yoktan almodovar'dır, candır, kadın düşmanlığının tavan yaptığı bir dünyada kadınları şefkatle anlar, anlatır, sever, çekirdek/burjuva/konformista ailenin lanetini ve seçtiğimiz "aile"lerin güzelliğini gösterir, savunur. herkesin ikili hayatlara kapandığı dünyamızda duruşu yeterdir, orası da öyle.
  • bugün gösterime giren film.
  • bir kere de beni hayal kirikligina ugrat be adam, bir kere de senin cektigin bir filmi izledikten sonra carcabuk gercek hayata doneyim.

    --- spoiler ---
    mateo'nun ellerini lena'nin son goruntusu uzerinde gezidirdigi sahnedir almodovar'in yetenegi.
    tutku, bir kadina duyulan, bir aktrise duyulan ve sinemaya duyulan, bu kadar guzel anlatilabilir.
    --- spoiler ---
  • ispanya'nın politik tarihini de sağlam bir dille gözler önüne seriyor film.
    hani şu franko döneminin acılarına yıllarca dönüp bakamayan ispanyanın halini çaktırmadan bile değil, alenen anlatılmakta.
    biraz tarih ve edebiyat bilgisi olanları sinemada şaşırtabiliyor.

    bir de bahsedilği gibi sinir krizinin eşiğindeki kadınlar 'a tekrardan selam ediyor almodovar filmin sonuna doğru. haliyle bir erkek olarak gülmekten yanaklarımı ağrıttı ya tekrardan. ben daha bir şey demiyorum.
    p.s. penelope cruz yerine paz vega oynasaymış keşke *
  • eser olarak bir volver'ı bile yakalayabilmiş değil aslen.
    bu, volver'ı çok başarılı bir film yapmıyor. kötünün iyisidir volver, hiç kusura bakmayın canlar.

    ama bir hable con ella *, todo sobre mi madre* filmlerı? o tatda güzel bir film beklentisiyle insan koltuğuna yaslanıyor.
    misal, filmde karakterlere nasıl içinden çıkılmaz bir roller yüklesek diye öyle bir kasmışlar ki; 'şakaysa hiç komik değil, ciddiyse çok komik' düşüncesi salıveriyor zamanla kendini. (spoiler vermek hiç huyum değil. biraz yaban oldu evet)

    kırık kucaklaşmalarmış.. neyse ki mutlu son ile bitiyor.
hesabın var mı? giriş yap