lost klişeleri
-
bir karakterin bile "lan bu adadan kurtulsam ne olacak, çok süper bir hayatım var sanki." dememesi, herkesin adadan kaçmak için yırtınması, birinin de "ne güzel yer lan burası, adeta cennet, oksijeni de bol, iş yok güç yok borç yok... ohh mis." diyip adada kalmayı düşünmemesidir.
düzenleme: paramparca uyardı, john locke bunu düşünüyormuş ama o bir istinadır. o adayla bağı olduğunu, özel olduğunu düşünmüş bu yüzden adadan ayrılmak istememiştir. ama gel gör ki istemeye istemeye gitti adamcağız. -
i promise you kate, everything is gonna be allright.
bu diyaloğa kate de şununla devam etse çok daha güzel olur: (bkz: ya ben lan neyse bi şey demiyorum) -
(bkz: whatever happened happened)
-
en klişe halinin tüm lost karekterlerinin bir an için bile "sikecem adasınıda, dadısınıda, gitmiyorum lan bir yere, robinson crouse olacam ben" demeyip, macereya dünden razı olmalıdır. zaten dizi bunun üzerine kurulu değil mi? ne klişeymiş bilader 6 yılımızı aldı.
-
- what is this place?
- who are you people? -
-
(bkz: lost bilgisayarı)
-
(bkz: we are the good guys)
-
bir şekilde suya atlayan-düşen kişilerin karaya çıktıkları yerde hemen bir insana rastlamaları. hayır anlamıyorum suya düştün en yakın karaya yüz illaki birilerinin yanına kadar yüzmek neden. yoksa bu da adanın bir işimi...
-
"the island isn't done with us." söz öbeğine cevap olarak ;
sawyer'dan geliyor : "but i'm done with this damn island!"
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap