• “eğer topluma gerekli olan elektrikçi, kaynakçı, tamirci, tezgahtar ise o zaman üniversite değil meslek okulu açmak gerekir. üniversite bitirdiği için kendini mühendis, iktisatçı, işletmeci sanan ve bunun karşılığını göremediği için mutsuz olan insanların sayısı giderek artıyor”

    https://mobile.twitter.com/…480565696782290948?s=21
  • her sehre her ilceye bina dikip adina universite denmesi sonucu yuzunden yapilmis yorum. kalite? yok. ama uni mezunu cok.

    aynı zamanda ulkenin en iyi okullarinin mezunu yurtdisina gidiyor.
  • eve bir tesisatçının gelmesi 200-300 liraları bulurken, yeni mezun bir mühendis 5000 lira maaş alıyor. bu tesisatçı günde bir kez bir eve tamirata gitse mühendisten daha fazla kazanıyor.

    ekonomide fiyatları arz talep eğrisi belirler. ara eleman arzı az olunca doğal olarak ara elemanın kazancı artıyor. mühendis arzı da arşa ulaştığı için neredeyse asgari ücrete işe giriyorlar.

    benim alanım ekonomi biraz bilirim diyenler ekonomi 101 bilmezse böyle olur işte. 'her mahalleye bir üniversite' mottosuyla mesleklerin ücret skalasını siktiler.
  • mahfi eğilmez her zaman sağduyunun sesi oldu, yine olmuş. basit ve net olarak durum bu.

    üniversiteler gençlerin işsiz vaktinin bir kısmının geçirileceği ve bu arada ümitsizlikten isyan etmemeleri için teskin edildikleri yerler haline geldi kısmen. genel kültürün, eğitimin fazlasında bir zarar yok da, karşılaşacakları gerçeğe hazırlanmadıkları için sonrası daha beter hüsran oluyor.

    öte yandan liselerde kaynakçılık, marangozluk, fayansçılık, taş döşeme değil milyonlara arapça öğretmenin peşinde birileri.

    bütün bunların altında yatan ise aslında tasarruf, sermaye, yatırım yetersizliğinin üstüne, beceri kazandırılması giderek daha da güçleşip ve istihdam imkanı azalırken artan nüfus. beyin göçü ile birlikte pronatalist politikaların yol açtığı negatif flynn etkisi istihdam edilemez kesimin oranını arttırıyor. bunlara çözüm bulunmazsa gidişat pek iyi olmayacak. belki de istenen bu durumdur tabi. olduğu, olacağı, olabileceği budur; çünkü, bu durumdan kurtulma yönünde hakiki bir irade yok gibi.
  • eşimin kardeşi aptal bir üniversitenin makine mühendisliğinden mezun oldu. bahsedildiği kadarıyla makine mühendisliği zor bir bölüm. ama bizimki doğru düzgün ders falan çalışmadı. son iki senesinde de pandemi ayağına okula gitmedi ve evde yattı. şimdi de mühendis maaşlarından dert yanıyor. ben ve eşim de üzülmesin diye yorum yapmıyoruz. iş başvurularında yalova kaymakamı muamelesi görünce “biz boşuna mı okuyoruz” moduna giriyor.

    evladım sen 3-5 matematik netiyle o bölüme 240 bininci sırayla girdin. sen dört işlem sırasına doğru düzgün hakim değilken mühendislik derslerini nasıl anlayacaksın.

    her yere üniversite açarak vatandaşın geleceğiyle oyun oynandı, vatandaş da çocuğum mühendis olacak, avukat olacak diye bu oyuna geldi.
  • hoca iyi bir noktaya parmak basmış. diploma sahibi olmak direkt olarak o mesleğin erbabı olmanızı sağlamıyor.
  • mahfi hocanın isabetli yorumudur. bir insan akademik başarı göstermeyecekse en iyi seçenek meslek okullarıdır. apartmandan bozma bir üniversitede mühendislik bitirip asgari ücretin 200 lira üzerinde çalışmak kişiyi mühendis yapmaz. bugün pek çok sektörde yetişmiş ustalar mühendislerden çok daha fazla kazanmaktadır. meslek liseleri ve meslek yüksek okullarının sayılarının artması gerekiyor.

    genç arkadaşlara önerim akademik başarı yoksa meslek öğrenmeleridir. kaynakçı, boyacı, tornacı, sıva ustası, elektrikçi, su tesisatçısı vb meslekler dünyanın her yerinde geçerlidir ve her zaman bu insanlara ihtiyaç vardır.
  • rahmetli peter gregory zamanında bu konuda kendini yırttı ama kimse dinlemedi. adam en son dayanamayıp öldü. sonra orda burda “kalp” dediler.
hesabın var mı? giriş yap