mcdonald's

• yurt disinda bulunan restoranlarinin hepsinde birbirinden farkli urunler oldugu halde ulkemizde yillardir ayni haltlari satmaya calisan kurulus. ara sira aptalca urunler cikariyorlar o kadar.
• patateslerini az yağ çekiyor diye palm yağı türevi bir nesneyle kızartıyorlar. formülasyonu cips (doritos, lay's, vb.) kızartılan yağlarla yaklaşık olarak aynı ve unilever tarafından üretilmekte.
• kar marjı 50 cent olan ve milyonları deviren fast foodçu
  (bkz: sürümden kazanmak)
• unlu bir tuvalet zinciri. mesela manhattan'nin her yerinde yurume mesafesinde bir mcdonalds tuvaleti var. sagolsunlar.
• (bkz: son ki uc sayip geliyorum)
• cep telefonuyla sipariş almayan bir işletmeymiş, biraz önce bunu gördüm.
• deli gibi musteri database'i olusturan sey.
  ayrica o kadar guzel bir otomasyon sistemine baglamislar ki isi, ikinci arayisinizdan itibaren her telefon actiginizda "hebe hebenin adina degil mi?" "su adres degil mi?" "ne istiyorsunuz?" "su kadar tutuyor nasil odeyeceksiniz?" gibi bir kac soruyu 4-5 saniye icinde yanitlayip 15 dakika icinde de yemeginizi yiyebiliyorsunuz.
  ama nedense normal fiyata 2-3 milyon fazladan ekleniyor.. az da koymuyor degil bu para^*
• prag'daki restaurantlarinda kasim 2003 itibariyle 89 koruna, yani takriben 3 euro'ya karninizi doyurabildiginiz mekan. ilk gun cek yemekleri denenip mide bozulduktan sonra cankurtaran bulmus gibi sarilinir yakasina
• tel aviv'deki bir şubesini yoksul çocuklar için aş evi haline getirip sempati uyandırmaya çalışan kuruluş.
• sakıp sabancı nın köfteci diye bahsettiği restaurant.