• ben bu filmde çok gülerim genç. scorsese'yi zaten severim, ama bu filmin yeri ayrıdır bağa göre. öyle uzun boylu bir film değildir, scorsese'nin şimdilerde kafayı taktığı epik dilin esamesi bile okunmaz. taxi driver'daki gibi alt metnin dibine vurmamıştır, ya da raging bull'daki gibi sağlam bir kurgu derdi de yoktur.
    derdi sadece sokaktır bu filmin, öyle gört başı mamur bir mevzuua gerek duymamıştır. tipik scorsese figürleri yine vardır: din, mafya, italyanlar, zenciler, kadın, amca vs. fakat bunlar da öylesine çocuk kalmıştır ki, evet çocuk kalmış bir mahalle mafyası filmi gibidir mean streets.

    karakterlerin hiçbiri azılı haydut değildir. çocuklardan 20 dolar çarpıp sinemaya giderler misal. hele keitel'in o masum hâlleri sevindirik yapar valla beni. keza, de niro da ne kadar güzel bir çocuktur ayol filmde. her şey tırışkadan yaşanır vesselâm. öyle güzel, öyle derin, öyle yeşil gözleri vardır. bayılırım.
  • sinema tarihinin en güzel kavga sekansını bu film içerir. de niro bilardo masasının üzerinde ıstakayı sağa sola sallar, keitel devamlı arkasına bakarak odayı saat yönünde dönerek kateder, bu sırada arkasındakiler kafasına bilardo topu atmaktadırlar, polis gelir, kavga durur, barışılır. içkiler içilirken kavga tekrar başlar, tekrar durur, tekrar başlar.
  • --- spoiler ---

    - what's this?
    + this wha?
    - this?
    + wha?
    - that. what is this look like, ha?
    + wha?
    - where did you get this?
    + wha?
    - where did you get this?!
    + whe?
    - this!
    + wha?

    --- spoiler ---

    diyaloğu ve johnny boy'un mimikleri ile gürültülü kahkaha attıran scorsese eseri. fırlamalık de niro'ya gerçekten çok yakışmış. wha?
  • filmi daha önceden izlemiştim fakat sahnelerin neden bu kadar gotik olduğu ve göze hoş geldiği hiç aklıma gelmemişti. evet gotik bir havası var filmin. ışıkların geliş açıları ve tonları. ışığın kuvveti.

    iyi yönetmen martin scorsese meğersem nereden esinlenmiş. link

    caravaggio 'nun resimlerini tam olarak inceledikten sonra filmi bir daha izlemek farklı bir deneyim katabilir.
  • ilginc olan ise, filmin neredeyse tamaminin los angeles'ta cekilmi$ olmasidir .
  • johnny boy rolünde robert de niro inanılmaz bir performans sergiliyor. izlediğim en muhteşem oyunculuklardan biri. filmin kendisini de izlediğimde çok başarılı bulmuştum, hala da buluyorum. ancak bu film ne tanınıyor, ne beğeniliyor. bu bağlamda "keşke insanlar troy'u, yüzüklerin efendisi'ni beğenmese de bunun gibi filmleri beğense" diyesim geliyor.
  • scorsese'yi de bir karesinde asci/ahci olarak gordugumuz bir filmdir.
  • scorsese'nin ilk ciddi sinema denemesi olan film. yıllar sonra çekeceği benzer tarzda goodfellas ve son filmi the departed ile karşılaştırdığımızda daha sahici bir gagster filmi diyebiliriz.hatta yer yer dogma filmlerini anımsatan bir yapısı da var. devamlı aralarında küçük hesaplar yüzünden tartışan ve en sonunda her şeyi arapsaçına dönüştüren garip gangsterler var bu filmde. film tek kusurlu yanı aslında çok belirgin bir fikre sahip olmayan hikayesi diyebiliriz. ama scorsese'nin usta rejisi, mükemmel oyunculuklar, sarkmayan senaryo ve yer yer kafa şişirse de filmle gayet uyumlu müzikler bu filmi kült bir scorsese klasiği yapmaktan geri bırakmıyor.
  • martin scorsese'nin adını duyuran ve belki de en iyi filmi olan 1973 yapımı film. filmde büyük oymamayı seven mafya elemenı johnny * ile mafyadan elini eteği çekmeye, kendini dine adamaya çalışan charlie*'nin öyküsü var. film daha çok new york'ta yaşayan katolik italyanların din ile mafya arasında gidip gelmeleri konu eder, filmin seneryosunu martin scorsese ile mardik martin yazmıştır.

    yıllar sonra filmi wong kar wai'nin, wong gok ka moon adıyla tekrar çevirmişliği de var.
  • scoresese'nin olgunluk donemini baslatan film olarak da kabul edilir. hemen hemen tum scorsese filmlerinde oldugu gibi, esi dostu ya da bir yabanciyi kurtarmak ve hayirlara vesile olmak ya da olamamak kahramanimizin asil kaygusudur. bu da tabi katolik ahlakina uygu bir dusuncedir denilebilir. ayrica filmdeki olaylarin scorsese'nin kendi hayatinda onemli bir yeri vardir zira cocukken yetistigi bir italyan mahallesinde tanik oldugu bir olayi perdeye uyarlamistir.f ilmin acilis sahnesinde kameranin keitel'i kesisi unutulmazlar arasindadir. ayrica filmin galasindan sonra elestirmenler robert de niro'nun gercekte sokaktan bulunup boyle bir psikopatin nasil olup da aktor haline getirilip filme kondugunu yazarlar.
hesabın var mı? giriş yap