• metot oyunculuğunda asıl hedef; oyuncunun gerçek duygularını ortaya çıkarmasını sağlamaktır. konstantin stanislavskiy tarafından ortaya çıkarılmış, ancak lee strasberg, stella adler gibi oyunculuk öğretmenleriyle daha da tanınıp, geniş kitlelere ulaşmıştır. günümüzde usta oyuncu olarak andığımız çoğu oyuncu(jack nicholson, marlon brando, daniel day-lewis, al pacino, robert de niro vb.) zamanında bu oyunculuk sistemi üzerinden ilerleyerek kendini geliştirmiştir.

    bu sisteme göre rolüne hazırlanan bazı oyuncuların yaşadıkları süreçler:

    - adrien brody, the pianist filmi için günde 4 saat piyano dersleri almıştır. brody, bir röportajında rol için ‘’dairemi bıraktım, arabamı sattım, telefonların bağlantısını kestim ve ayrıldım’’demiştir. sadece birkaç eşya ile avrupa’ya taşınmıştır. çünkü kaybetme duygusunu yansıtabilmek için gerçekten bu duyguyu tatması gerektiğini düşünüyordu. ve açlık rolünü daha iyi yansıtabilmek için yaklaşık 15 kilogram vermiştir. bu süre zarfında kız arkadaşından bile ayrılmıştır.

    - al pacino, serpico filmindeki polis rolü için farklı farklı mahallelere gidermiş, anlatılanlara göre bir defasında kamyon şoförünü kenarıya çekip egzoz kirliliği nedeniyle onu tutuklamakla tehdit etmiştir. scent of a woman filmindeki rolü için aylarca görme engellilere ait bir okulun üyelerinden yardım almış, film seti dışında da sürekli bastonla dolaşmıştır.

    - django unchained’in çekimleri sırasında, leonardo di caprio’nun elini masaya vurup bardağı kırdığı sahne gerçektir. di caprio, eli kesilmesine rağmen sadece eline bakıp, çekimlere devam etmiştir.

    - val kilmer, oliver stone’un yönettiği the doors filminde oynayacağı jim morrison rolü için the doors’un 50 şarkısını ezberlemiştir. sette oliver stone’un kendisine ‘’jim’’ diye hitap etmesini istemiştir.

    - kate winslet, bir röportajında the reader filmindeki rolüne derinden bağlandığını söylemiştir. rolün etkisinden kurtulması iki ayını almıştır.

    - heath ledger’ı anlatmaya bile gerek yok, onun joker rolü için neyi feda ettiğini herkes biliyor.

    - robert de niro, raging bull’daki rolü için hayatını canlandıracağı jake lamotta’dan özel boks dersleri almıştır. hatta çıktığı üç gerçek boks müsabaskısının ikisini de kazanmıştır.

    - daniel day-lewis bu metodu bir hayat tarzı olarak benimsemiştir. tüm filmlerinde inanılmaz yoğun hazırlık dönemleri vardır. gangs of new york filmi de sadece bunlardan biridir. bu film için profesyonel kasap dersleri ve bıçak atma dersleri almıştır. dönem filmi olduğu için mont giymeyi reddetmiş ve zatürre olmuştur.

    - christian bale, the machinist ve the fighter filmleri için iskelet seviyesinde bir zayıflığa düşerken, american hustle filmi için aşırı kilolu birine dönüşen, batman ve american psycho filmleri için ise inanılmaz bir vücut yapabilecek kadar bu metoda bağlı bir oyuncuydu.

    - jack nicholson, one flew over the cuckoo’s nest filminin çekildiği psikoloji koğuşunda yaşamıştır.yönetmen milos forman’ın haberi olmadan hastaların seanslarına katılmıştır.

    - sylvester stallone, rocky iv’ü çekerken dolph lundgren’den kendisine gerçek yumruklar atmasını istemiştir. lundgren, yumrukları fazla abarttığı için stallone beş gün boyunca yoğun bakımda yatmıştır.

    - billy bob thornton, sling blade filmindeki rolü için ayakkabılarının içine cam kırıkları koymuştur.

    - nicolas cage, birdy filmindeki rolü için fiziksel acıyı yansıtabilmek için iki dişini anestezi yardımı olmadan çekmiştir.

    - robert de niro, taxi driver filmi için new york çevresinde taksicilik yapmıştır. hatta durumu abartıp 12 saatlik vardiyalara bile çıktığı olmuştur.

    - shia labeouf, fury filmi için 4 ay boyunca banyo yapmamıştır. ve filmde suratında gözüken kesikler gerçektir.

    - charlize theron, monster filmi için yaklaşık 15 kilo almış, kaşlarını traş etmiştir. bu yoğun uğraşı ona oscar ödülünü kazandırmıştır.

    - forest whitaker, the last king of scotland filminde canlandırdığı ugandalı diktatör rolü için yaklaşık 23 kilo verdi ve svahili dili öğrenmiştir.

    - jamie dornan, seri katili canlandırdığı the fall dizisi için hazırlanırken metroda rastgele gördüğü bir kadını takip etmiştir.

    - marlon brando, truckline cafe oyununu sergilerken, her gece sahneye çıkmadan önce, merdivenlerden koşarak aşağı yukarı çıkıp dururdu ve sahneye tam çıkarken de üstüne buzlu su dökerek canlandırdığı psikopat katili daha gerçekçi yansıtırdı.

    - jared leto, requiem for a dream filmi için yaklaşın 12 kilo vermiştir. film için iki hafta boyunca brooklyn sokaklarında yaşamıştır.

    - jake gyllenhaal, southpaw filmi hafta sonları dahil olmak üzere her gün, günde iki kez, 8 ay boyunca eğitim görmüştür. yönetmen onu motive edebilmek için her gün onunla beraber eğitim almıştır.

    - the men filmine hazırlanmak için marlon brando, oynadığı gazi rolü için bir ay boyunca hastanede kalmıştır.

    - de niro, cape fear filmindeki rolüne hazırlanmak için, çekimlerden altı ay önce spora başlamıştır. haftada altı gün, günde iki ila üç saat antrenman yapmıştır. filmin çekimlerine bir ay kala, de niro'nun vücudunun yağ oranı %3'e kadar inmiştir.

    - leonardo di caprio, the revenant filmine hazırlanırken vejeteryan olmasına rağmen çiğ bizon eti yemiştir ve ölü hayvanın gövdesinde uyumuştur.

    - dustin hoffman, marathon man'deki bir sahne için üç gün boyunca uyanık kalmıştır.

    - joaquin phoenix, ladder 49'daki itfaiyeci rolü için baltimore yangın akademisi'ne kaydolmuştur. buradan sıkı çalışarak mezun oldu. hatta onlarla geçirdiği zamanı hatırlamak için grubu hatırlatan özel bir dövme bile yaptırmıştır. aynı zamanda gladiator filminin çekimlerinde, russel crowe ile olan sahnelerinden önce, role iyi girebilmek için crowe'dan kendisine kötü davranmasını istemiştir.

    - martin sheen, alkolizmle kişisel mücadelesini sürdürdüğü dönemde, apocalypse now filminin ünlü giriş sahnesinde tamamen sarhoştu.

    - matt damon, courage under fire filmi için günde 13 mil koşmuştur. ağır bir diyet programıyla 63 kiloya kadar düşmüştür. bu ağır kilo kaybı vücudunu çok kötü şekilde etkilemiştir. eski haline dönmek için 1,5 yıl boyunca özel ilaç tedavisi almıştır.

    - jamie foxx, ray charles'ın hayatının anlatıldığı ray filmi için günde 14 saat gözlerini kapalı tutmuştur.

    - jim carrey, role daha iyi adapte olabilmek için man on the moon filminin çekimlerinde ismiyle çağrılmasını istememiştir.

    - meryl streep, music of the heart filmi için bir ay boyunca günde altı saatlik keman dersleri almıştır.

    - natalie portman, black swan'daki rolü için yaklaşık 10 kilo vermiştir. çekimler başlamadan bir yıl önce günlük sekiz saatlik bale eğitimi almaya başlamıştır.

    edit: ekleme
  • "method aktörüyle şizofren biri arasında, aşılmaması gereken ince bir çizgi vardır." - nicolas cage
  • erdal besikcioglu'nu yolda görünce "amirim" dediginizde bakacak, cebinden icki sisesi cikacak diye düsünmemizin nedenidir.
  • son yıllarda yetişmiş büyük oyuncuların neredeyse hiçbirinin tavsiye etmediği, yarardan çok zarar getirdiği görülmüş oyunculuk yöntemi. bu yöntemde aktör kendi bilinçaltından ve deneyimlerinden yola çıkıp yarattığı karakterle bunları birleştirdiğinden, psikolojik anlamda onarılmaz bozukluklara yol açabilir. halbuki son zamanlarda genel kabul gören iyi oyuncu tanımına göre, oyuncu oyun bittiği anda kendisine geri dönebilmeli, yarattığı karakterin etkisinden kurtulmalı ve oynadığı şeyin bir rol olduğunu unutmamalıdır.
  • rus tiyatro oyuncusu ve yönetmen konstantin stanislavski tarafından bulunan, stanislavski sistemi olarak da bilinen, aktörlerin canlandırdıkları rol ile bütünleşmelerine verilen isim.

    en güzel örneklerinden bir kaç tanesi şunlardır;
    marlon brando - the men : bu filmde karizma ağabeyimiz olan marlon brando belden aşağısı felçli olan bir gaziyi canlandırmaktadır. bunun için kendisi çekimlerden önce iki hafta boyunca bir hastahanede terapiye katılmış ve tekerlik sandalyeyi kullanmayı öğrenmiştir. (öğrenmekten kasıt; yıllardır kullanıyormuş gibi tekerlekli sandalyeye hakim olmak.)
    daniel day-lewis - lincoln : film çekimi süresince iletişimde olduğu kişilere ''genelkurmay başkanı'' ya da abraham lincoln'ün baş harfi olan ''a'' mahlası ile mesajlar göndermiş. ayrıca set ekibindeki kişilere çekimler süresince kendisine ''sayın başkan'' olarak hitap etmelerini rica etmiş.
    daniel day-lewis sadece lincoln filminde karakter ile bütünleşmeyi yapmamıştır. gangs of new york filminden önce bir kasaba çıraklık yapmış, yine aynı şekilde my left foot filminin çekimleri sırasında tekerlekli sandalye ile dolaşmıştır. ( bu adam üç tane akademi ödülünü boşa almadı yani. )
    heath ledger - the dark knight : joker karakterini kendisinden önce jack nicholson gibi bir dev canlandırdığından ve rolünün hakkını verebilmek istediğinden hayli çaba sarf etmiştir aramızdan genç yaşta ayrılan ledger. role hazırlandığı dönemlerde çevre ile tüm bağlantısını kesmiş, adeta kendisini soyutlamış ve meditasyon yapmıştır. kendisi londra'da bir otel odasında bir ay boyunca oturup çizgi roman okumuş ve günlük hayattan tamamen soyutlamıştır kendisini. bir ay sonrasında ise karşımıza psikopat ruhlu biri yani the joker çıkmıştır.
  • a streetcar named desire'in 1951 film yapiminda marlon brando metod oynayarak dokturur; vivien leigh ile aralarindaki farka bakarak metod oyunculugunun hikmetlerini anlamak mumkundur.
  • adımları takip ederek, sizler de metod oyunculuğu konusunda otorite olabilirsiniz! hem oyuncu olmanıza bile gerek yok!

    -elimize kalınca bir kitap alarak tuvalete giriyoruz.
    -klozete oturup, en az 45 sayfa okumak için gayret ediyoruz.
    -aniden ayağa kalkıp donumuzu çekiyoruz

    evet!
    bacaklarınızı hissedemiyor musunuz?
    hepsi bu kadar!

    artık the walking deadde oynayabilecek kıvama geldiniz!

    etki geçmeye yakın karıncalanmaların verdiği kıvranma ve kasılmalar oyunculuğunuza destek olacak, bir diğer sahne için bu adımları baştan takip ederek, istediğiniz kadar aynı performansı verebileceksiniz.
    iyi günler
  • hakkında hala tartışmalar yapılan oyunculuk şekli.

    --- spoiler ---

    gerekirse ten rengini değiştirmek için ameliyat olabilecek kadar kendini kaptıranlarda vardır. *
    (bkz: tropic thunder)

    --- spoiler ---
  • zaman icinde anlami donusen bir kavramdir. stanislavski oyuncudan ideal sonucun alinabilmesi icin aktorun bir seyleri gostermeye calismasi yerine o sey olmasi gerektigine inaniyordu. bu psiko natural oyunculuk akimi belli adimlara sahip bir algoritmayi gerekli kiliyordu. bu bir yontemdir. metod da yontem demektir zaten. oysa hollywoodun studyo sisteminde cekilen endustri filmlerinde bu kavramin anlami biraz degisti. muthis bir pre production calismasiyla cekilen bu filmlerdeki oyunculukta onemli olan sey kameraya o plan icin istenen ifadeyi sunabilmekti. de nironun telefonda kotu haber ornegi cok aciklayicidir mesela. aktor telefonu acar ve kafasindan iki rakami carpar ve istenen ifade ortaya cikmis olur. kisacasi bu yontem storyboard ile ve dekupajli calisan studyo filmleri icin idealdir. turkiye sartlarinda isler genelde paldir kuldur yurudugu icin uygulamasi biraz zor. cunku bu sistem oyuncunun cok iyi bir on hazirlik yapmasini gerekli kiliyor ve bu hazirlik yonetmenle ya da supervizorle birlikte yapilmali.
hesabın var mı? giriş yap